GENEL - 18 Kasım 2019 Pazartesi 13:04

Bu konserin girişleri parayla değil kitapla

A
A
A
Bu konserin girişleri parayla değil kitapla

DİYARBAKIR (İHA) – Diyarbakır’da iki genç kız, köy okullarına kitap toplamak için anlamlı bir çalışmaya imza attı.

DİYARBAKIR (İHA) – Diyarbakır’da iki genç kız, köy okullarına kitap toplamak için anlamlı bir çalışmaya imza attı. Bu kapsamda konser organize eden genç kızlar, etkinliğe bilet yerine kitap getirenlerin alınacağını duyurdu. Sahneye çıkan sanatçıların da destek verdiği etkinlikte köy okullarına bağışlanmak üzere 2 bin 500 kitap toplandı.


Diyarbakır’da Hatice Tunç ve Rojda Çakmak bir ilke imza attı. 2 arkadaş, 2018 O Ses Türkiye Yarışması’nda birinci olan Ferat Üngör ve 2019 O Ses Türkiye Yarışması’nda ilk elemeleri geçen Hayri Kasaç ile görüşerek projelerini anlattı. Yapılan görüşmelerin olumlu geçmesi üzerine kolları sıvayan genç kızlar, konser organize etti. Bu kapsamda konsere gelenlerden bilet yerine köy okullarına bağışlanmak üzere kitap alınacağını duyuran ikili, 500 kitap hedefledikleri etkinlikte 2 bin 500 kitap toplandı. Köy okullarına okuyan çocukların, kitaplara kavuşmaları için ilke imza atan ikili konserde çocuklarla doyasıya eğlendi.



4 kitap getiren alana girdi


Yaklaşık 2 yıl önce geçirdiği trafik kazasında sol bacağını kaybeden ve hemşirelik yapan Hatice Tunç, köy okullarına kitap kampanyası kapsamında birçok çocuğu kitapla buluşturmak için hazırladıkları konsere parası olanın değil, kitabı olan vatandaşların alındığını söyledi. Tunç, “Bugün burada ben ve Rojda arkadaşımın başlattığı bir proje sonucu, 2 sanatçı arkadaşımızla beraber konser düzenledik. Bu konserin biletleri hiçbir şekilde ücret karşılığı değil, 4 adet kitap karşılığı oldu ve bu kitapların köy okullarına gitmesini sağlayacağız. Yaklaşık 2 bin 500 adet kitap topladık, bu da bizim için mükemmel bir sayı, köy okullarında yaklaşık 5 okul için yeterli bir sayı. Rojda arkadaşımla daha önce bu tür etkinlikte çok bulunduk, buda bireysel olarak yaptığımız ilk etkinlik. Zaten bu tür projenin arayışındaydık, ikimizin de aklına aniden gelen bir proje oldu açıkçası. Biz aslında burada paranın ne kadar değersizliğini ve kitabın paradan ne kadar çok değerli olduğunu göstermeye çalıştık. Bizim için çok güzel tepkiler geldi, kitap istediğimizi söyleyince insanlar şaşırdılar, çünkü gerçekten dikkat çeken bir proje, konsere gelmeyerek kitap gönderen çok arkadaşımızda oldu. Sayı çok fazla hatta salonda yer kalmadı” dedi.



“Sanatçılar bizim için birçok planlarını iptal ettiler”


Projenin bir diğer kahramanı olan Rojda Çakmak ise sanatçıların bu proje önceden planlanan çalışmalarını iptal ettiklerini söyledi. Çakmak, “Biz bu projeyi ilk düşündüğümüz zaman çok heyecanlıydık, yürürlüğe koyacağız diye sanatçı nereden bulacağız diye. Sosyal medyadan birkaç paylaşım ile sanatçılarla iletişime geçtik, sanatçılar bizim için birçok planlarını iptal ettiler, bu projede bize destek olabilmek için. Çok güzel tepkiler aldık, onlarda çok mutlu bizde çok mutluyuz. Kişi sayısı beklediğimizden çok fazla, salonumuz küçük, daha doğrusu biz 200 kişilik yer ayırdık, 500 kitap hedefledik, ama 2 bin 500’e yakın kitap topladık. Bu da bizim için muhteşem sayı, çok heyecanlıyız, nasıl olacak ne bitecek çok farklı bir duygu. Çünkü ilerideki nesiller için bir şeyler topluyorsun ve onların ilerde yetişkin bireyler olunca dünyayı değiştirecek adımlara vesile oluyorsun” diye konuştu.



“Çocuklar, kadına şiddeti, şiddet karşıtlığını, eğitimi, bilimi o kitaplarda öğreniyor”


2018 O Ses Türkiye Yarışması birincisi Ferat Üngör, bu projede yer aldığı için çok mutlu olduğunu ve kitaplar sayesinde çocukların kadına şiddeti, şiddet karşıtlığını, eğitimi, bilimi öğrendiğini söyledi. Üngör, “İlk duyduğumda çok iyi tepki verdik, ilk önce orkestra şefimiz Hakan hoca bana bu projeyi getirdi. Rojda ve Hatice hanım bu projeyi düzenliyor, köy okulları için kitap toplanacak dedi, tabi bu bende bir mutluluk uyandırdı. Katılmak ister misiniz denilince tabi kesinlikle katılmak isterim dedim. Bugün buradayız, kendilerine çok teşekkür ediyorum böyle bir organizasyon yaptıkları için. Çünkü çok önemli bir şey, köy okullarına kitapların gönderilmesi, o çocukların kitaplarla tanışması, o kitaplardan bir şeyler alması çok önemli. Bende bir köy okulunda eğitim almış biri olarak söylüyorum, gerçekten o yaşlarda kitaplarla tanışmak, bir çocuğun gelişimi açısından çok önemli, çünkü ilk defa o kitaplarla bir şeyler öğrenmeye başlıyor, kadına şiddeti, şiddet karşıtlığını, eğitimi, bilimi o kitaplarda öğreniyor. Çocuklar bunları gördükleri zaman ister istemez farkında olmadan bilinçaltına yerleşiyor, sağlıklı güzel bir birey olarak hayata bakıyor. Mutluyuz, şuan kitaplar baya bir birikmiş burada, eğitim kitaplarından, romanlara, dünya klasiklerinden baya bir kitap var, bu çok güzel, Diyarbakır’ın bu organizasyona ilgi göstermesi beni çok mutlu etti. Bu bittikten sonra bu tür organizasyonların devamı niteliğinde Hatice hanımla görüşeceğim, sık sık bunu dile getirelim. Benim de bir projem vardı, sokak hayvanları için mama konserleri düzenlemek istiyordum. Bilet olmayacak tamamen gelen katılımcılar gidecekler marketten mamayı alacaklar ve öyle gelecekler. Aslında orada amaç elbette sadece mama değil, o bireyi markete götürtüp o mamayı ona aldırabilmek, hayvanları ona düşündürebilmek. Diyarbakır’da da ciddi anlamda hayvan aktivisleri var, hayvan haklarını savunan genç yaşta kardeşlerim var, onlarında mama ihtiyaçlarına karşılık bir şeyler olabilir. Hatice ve Rojda hanımla görüşeceğim, yine bir kitap ve sokak hayvanları için mama konserleri yapmak isteyeceğim. Sanatçı arkadaşlarıma da ricam budur, bu tür şeylere katılım gösterin çok iyi şeyler oluyor, çünkü bir kitap çocukların hayatını değiştire biliyor, o çocukta bir ülkenin hayatını ve kaderini değiştire biliyor” şeklinde konuştu.



“Proje, köyden gelen biri olarak çok hoşuma gitti”


2019 O Ses Türkiye Yarışması’nda ilk elemeleri geçen Hayri Kasaç ise, kişisel olarak bu tür etkinliklerde bulunduğunu, köyden gelen biri olarak bu projenin kendisini çok mutlu ettiğini söyledi. Kasaç, “Bu projeyi duyunca çok hoşuma gitti, zaten kişisel olarak ta bu tarz etkinliklerde bulunan bir insanım. Söz konusu köy okulları olunca köyden gelen biri olarak, benimde çok hoşuma gitti böyle bir etkinlikte olmam. Oradaki sancıları ve yoklukları derinden yaşayan bir insanım ve çocukluğuma gideceğim. Buda benim için çok önemli bir şey, geçmişime gidip o günleri hatırlamak anımsamak, bizim yaşadığımız şeyleri yeni nesillere yaşatmamak, amacıyla böyle bir etkinlikte bulunuyorum” dedi.


Etkinliğe gelen vatandaşlar, gece geç saatlere kadar gönüllerince eğlendi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Hatalı sollama kazaya neden oldu: 3 ağır yaralı Aksaray’da bir otomobilin hatalı sollama yaparken önündeki araca çarptığı kazada 3 kişi ağır yaralandı. Kaza, Aksaray-Nevşehir Karayolu Hassas Kavşağında yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Nevşehir’den Aksaray istikametine seyreden B.S. (20) idaresindeki 64 NR 568 plakalı Lada marka otomobil, önünde seyreden E.K. (23) yönetimindeki 06 GB 7309 plakalı Ford marka otomobili sağdan sollamak istedi. Bu sırada direksiyon hakimiyetini kaybeden Lada marka otomobilin sürücüsü hızla önündeki araca çarptı. Kazada otomobil hurdaya dönerken sürücüyle birlikte araçta yolcu olarak bulunan R.A. (25) ve B.U. (15) olmak üzere 3 kişi ağır yaralandı. Aracın ön koltuğunda bulunan yolcu R.A. araçta sıkıştı. Kazayı gören diğer araç sürücüleri durumu hemen 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine polis, itfaiye, İl Afet Acil Durum (AFAD) ve sağlık ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen Aksaray Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ve AFAD ekipleri sıkışan yaralıyı kurtarma çalışmasıyla kısa sürede çıkardı. Yaralılara ilk müdahale olay yerinde yapılırken daha sonra ambulanslarla Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisine kaldırıldı. Burada tedavi altına alınan yaralıların sağlık durumlarının ciddiyetini koruduğu öğrenilirken Ford marka aracın sürücüsü ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü. Arkadan çarpılan araçta yolcu olarak bulanan vatandaş kendilerine aniden arkadan çarptıklarını belirterek kazayı anlattı. Kazayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
İzmir Uluslararası Urla Enginar Festivali başladı Uluslararası Urla Enginar Festivali, 10’uncu kez misafirlerini ağırlamaya başladı. Kortej yürüyüşü ve resmi törenle açılan festivalde konuşan Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, “Bu festival bir Urla hikayesidir. Bu hikayeyi çiftçilerimiz, aşçılarımız yazdılar” dedi. Bu yıl 10’uncusu düzenlenen Uluslararası Urla Enginar Festivali kortej yürüyüşü ve açılış töreniyle ziyaretçilerini ağırlamaya başladı. Üç gün boyunca renkli ve coşkulu programlarla devam edecek olan festival pazar günü sona erecek. Festivalin ilk gününde Urla Jandarma Kavşağından Cumhuriyet Meydanına doğru yapılan kortej yürüyüşü ve törene İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, CHP Genel Başkan Yardımcıları Deniz Yücel ve Gülşah Deniz Atalar, Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, Urla Kaymakamı Mustafa Gözlet, milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, oda başkanları, çiftçiler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Urla Jandarma Kavşağından Cumhuriyet Meydanına kadar kalabalık bir kortejle belediye binasına kadar yürüyen grup ardından korteje katılan çiftçileri, üreticileri ve STK’ların geçişini izleyerek selamladı. Kortej geçişinin ardından resmi açılış törenine geçildi. Festivalin açılışında konuşan Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, festivalin tüm Urlalıların emeği olduğuna dikkat çekerek, "Enginarın hikayesini bugün yeniden daha güçlü ve daha lezzetli yazmanın heyecanını yazıyoruz. Bu festival bir Urla hikayesidir. Bu hikayeyi çiftçilerimiz, aşçılarımız yazdılar. Bu festivalde Ahmet amcanın Fatma teyzenin alın teriyle topladığı ürünlerin tadına bakacaksınız. Birbirinden farklı lezzetlerle buluşacaksınız. Bu festivalde stantları başında 100’den fazla enginar üreticimiz sizleri ağırlayacak. Urla’da toplam bin 900 ton enginar üretiliyor” diye konuştu. "Toprağımız üreticide kalsın" Festivalin temel amacının üretimde kalkınma olduğunun altını çizen Balkan, “Bu festival bizlere atalarımızın mirası. Asıl amacımızın, alacağı ile vereceğini denk getirmeye çalışan esnafımızın yüzünü güldürmek için olduğunu bilmeliyiz. Bu festivalin asıl amacının; üreticimizin alın teriyle okuttuğu çocukları için olduğunu bilmeliyiz. Bu festivalin asıl amacının; topraktan sofranıza aracısız sağlıklı ürünler götürecek olan sizler için olduğunu bilmeliyiz. Bu bereketli topraklar bizlere asırlardır Yarımadaya özgü çok özel tarım ürünleri armağan ediyor. Enginarımız, kınalı bamyamız, susuz kavunumuz, çileğimiz, kuşkonmazımız, üzümümüz, otlarımız, hurma zeytinimiz ve çok daha fazlası Bu coğrafya bize çok cömert davranıyor. bizim görevimiz de bu coğrafyaya ve tarım arazilerimize sahip çıkarak gelecek nesillere bırakmaktır. Biz istiyoruz ki, bizim toprağımız üreticide kalsın. Tarım arazilerimizi korumak, sürdürülebilir kırsal kalkınma politikaları geliştirip, pazar payımızı büyütmek en büyük hedeflerimizden biri. Amacımız katma değeri yüksek pazar payı olan ürünler yetiştirmek. Bizim amacımız, enginar gibi anlatacağımız yeni hikayeler yazmak. Bugüne kadar yanlış tarım politikaları yüzünden toprağına küsen çiftçimizin ekonomisine can suyu sağlamak boynumuzun borcu. Ülke kalkınması yerelden başlar diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan giderek kooperatiflerimizi desteklemek bizim boynumuzun borcudur. Ülkemizi kalkındıracak politikanın üretim politikası aşikarken bizler ürünlerimizi ithal etmek yerine kendimiz yetiştireceğiz” dedi. "Selçuk Başkanımızı tebrik ediyorum" İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ise Urla’nın kayyumdan alındığına dikkat çekerek başladığı konuşmasında şunları söyledi: "Bizler kısa bir süre önce İzmir’imize hizmet etmeye talip olduk bunu yaparken en önemli amaçlarımızdan biri kentimizi bir demokrasi kenti yapmaktı. Binaların depreme dayanıklılığı nasıl sağlam bir temel üzerine inşa edilmesine bağlıysa bizim de belediyeler olarak alacağımız yol demokrasi zeminine bağlıdır. Selçuk Başkanımızı tebrik ediyorum. Bizler de Büyükşehir Belediyesi olarak tüm çalışanlarımızla birlikte İzmir’in tüm ilçelerinin yanında olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. "Urla dayanışma ile kalkınmaya devam edecek" Festivalin Urla ekonomisine olan katkısına da değinen Başkan Tugay, “Güzel İzmir’imize hizmete talip olduğumuzda temel hedeflerimizden biri İzmir’i kalkınmada örnek bir kent yapmaktı. Bu hedefe kültürel, sosyal, güvenlik ve ekonomik boyutlarıyla bir bütün olarak ulaşabiliriz. Urla’ya baktığımızda şunu görüyoruz. Uzun yıllardır uygulanan yanlış politikalar sonucu çiftçimiz artık toprağını ekip biçmekte zorlanmaktadır. En temel gıdalarımız bile ithal ediliyor. Ama şartlar ne kadar zor olursa olsun bu zor şartlara rağmen Uluslararası Urla Enginar Festivali bugün 10 yaşında. Üretiyorlar. O ürünler ehil ellerde inanılmaz lezzetlere dönüşüyorlar. Festival, Urla’nın tanınırlığını uluslararası boyutta artırıyor. Şehrimizin turizm hacmi artıyor, satış kapasitesi artıyor. Urlalı esnafımızın yüzü gülüyor. Urla bir dayanışma içinde kalkınmaya devam edecek. Şaha kalkmada İzmir’in öncü ilçelerinden biri olacak. Sorunlarımızı biliyoruz. İzmir’in parlayan yıldızı Urla için çalışmalar yapıyoruz. Bugüne kadar yarım kalan her işi tamamlamakta kararlıyız” şeklinde konuştu. Urla Ziraat Odası Başkanı Muharrem Uslucan da zorlu ekonomik şartlara rağmen üretime devam eden çiftçilerin ülkede umudun artmasına katkı sağladığını belirtti.
Çanakkale Çanakkale’de kök hücre dolandırıcılığından tutuklanan 2’si doktor 5 sanığın yargılanmasına başlandı Çanakkale’de 60’tan fazla hastayı, kök hücre uygulamasında kullanılan ve piyasa değeri 200 lira olan kitleri 20 bin ila 100 bin liradan satarak dolandırdıkları iddiasıyla tutuklanan 2’si doktor 5 sanığın Çanakkale 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmasına başlandı. Çanakkale’de 5 Şubat tarihinde meydana gelen olayda, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince yapılan teknik takip sonucunda Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Hastanesi’nde (ÇOMÜ) Ortopedi ve Travmatoloji bölümünde tedavi gören 60 hastaya, piyasadan 200 liraya temin edilen kök hücre uygulamasında kullanılan kitlerin 20 bin ila 100 bin lira arasında satıldığı tespit edildi. Bunun üzerine düzenlenen operasyonda, Prof. Dr. H.Y.E., Doç. Dr. T.K., medikal firma sahibi Ö.Ç, firma çalışanları B.C.T. ve Y.C.İ. gözaltına alındı. Polisteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden Ö.Ç., B.C.T. ve Y.C.İ. ’dolandırıcılık’ ve ’icbar suretiyle irtikap’ suçuna yardımdan tutuklanırken, Prof. Dr. H.Y.E. ile Doç. Dr. T.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Daha sonra savcılığın itirazının ardından Prof. Dr. H.Y.E. ile Doç. Dr. T.K. yeninden tutuklandı. Soruşturmanın tamamlanmasının ardından iddianame hazırlandı. İddianamede, Ömer Ç, Bilgecan T. ve Yunus Can İ’nin ‘nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘icbar suretiyle irtikaba yardım’, Hüseyin Yener E. ve Tolgahan K’nin ise ‘zincirleme şekilde icbar suretiyle irtikap’ suçundan 20’şer yıla kadar hapsi istendi. Tutuklu sanıkların yargılanmasına bugün 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Duruşmaya tutuklu sanıklar Ömer Ç., Bilgecan T., Yunus Can İ., Hüseyin Yener E. ve Tolgahan K. hazır bulunurken, olaydan etkilenen 60’a yakın hasta ve yakını katıldı. Sanık Hüseyin Yener E., savunmasında, kendisinin 24 yıllık hekim olduğunu belirterek, üzerine atılı hiçbir suçlamayı kabul etmedi. Hüseyin Yener E., "Kök hücre tedavisi bir ameliyat değil ek işlemdir. Ben anestezi altında yapmayı tercih ediyorum. Bu yaptığım işlemden fakültenin haberi yoktu. Üniversite SGK ödemesi almadığı için kamu zararı oluşmaması adına yapılan bu işlemleri not almadık. Ameliyat öncesi raporlarda kök hücre tedavisinin nasıl yapılacağını belirttim. Hastalara da bunu belirttik. Ameliyatlara ek olarak bu işlemleri yapıyorduk. Kitler hastanede satılmıyor. 3 yıldır Çanakkale’de çalışıyorum. Bu kiti getirecek firma Çanakkale’de yoktu. Sağlık Bakanlığından onaylı, ameliyata girme yetkisi olan firmalarla çalışılabiliyordu. Bu yüzden bu firmayla çalıştık. Kök hücreden her hangi bir kazancım yok. Firma çalışanları ve firma sahibinin iddialarını red ediyorum. Hastalarla maddi konularda konuşmadım. Konuşmayı da tercih etmiyorum. Fiyatları firma belirliyordu. Ben hiç bir hastaya fiyat söylemedim. Hastalara benim fiyat verdiği şeklindeki beyanları kabul etmiyorum” dedi. Sanık Tolgahan K. 3 yıldır ÇOMÜ’de görev yaptığını söyledi. Kendisine gelen hastalara tek bir medikal firma önermediğini belirten Tolgahan K., “Hastalar bana doğal olarak soruyordu. Nasıl ve nerden temin edebilecekleri konusunda. Bende kendilerine birden fazla firma öneriyordum. İnternetten araştırmaları gerektiğini söylüyordum. Kimseye fiyat vermedim ancak hastalardan ve firma sahiplerinden duyduğum kadarıyla aralıklı bir fiyat söyleyebiliyordum. Ben firma sahibinin iddialarını kabul etmiyorum. Kendileri bana iftira attı. Benim paraya ihtiyacım yok. Maddi durumum iyi. Ailemin durumu iyi. Böyle bir şey için kariyerimi riske atmam, itibarımı zedelemem” diye konuştu. Firma sahibi Ömer Ç. ise sektörde 19 yıldır faaliyette bulunduğunu söyledi. Resmi ve özel hastanelere ameliyat malzemesi temini sağladıklarını kaydeden Ömer Ç., "Doktorların talebi üzerine ilgili kök hücre kitini buldum. Fiyat belirledim. İthal olarak ilk etapta bin 500 liraya sonra da yerli olarak 600 liraya buldum. Bunun fiyatı ithal ve yerli olmak üzere değişiyor. Doktorlar daha sonra aldığım ürünleri uygun gördüler. Hastalar kabul ve uygun görürse temin edebileceğimi söyledi. Böylece kitler kullanılmaya başlandı. Tolgahan hoca bana hastalar size ulaşırsa benim dediğin fiyatı uygulayacaksınız dedi. Biz bu fiyatın içinden belirlediğimiz ücreti alıyorduk. Burada hastalar parayı elden veriyordu ya da bankaya yatırıyordu. Bizde parayı çekip elden doktorlara veriyorduk. Tolgahan beyin tavsiyesi üzerine Hüseyin bey bizi çağırdı. Özel ameliyatlar için kök hücre tedavisi uygulayacağını söyledi. Hüseyin beyle de çalışmaya böyle başladık. Hastalarının özel olduğu için ücreti kendisinin belirleyeceğini söyledi. Bununla ilgili telefonda yazışmalarımız var. Ben 19 yıllık sektör tecrübemde hiç böyle bir durumla karşılaşmadım. Biz hocaları amirlerimiz gibi gördüğümüz için bunun yasal olduğunu düşünerek bu işi yaptık. Bana ’senlik bir durum yok, hastalar bizim hastalarımız’ dediler. Bana atılı suçlamaları kabul etmiyorum" şeklinde konuştu. Firma çalışanlarından Yunus Can İ. ise firma sahibi Ömer Ç’nin talimatları doğrultusunda hareket ettiğini belirterek, Çanakkale’deki bir banka şubesinden bu şekilde hesap açtığını ifade etti. Yunus Can İ., "Hastalar kitlerin ücretlerini nakit veriyorlardı ya da banka hesabına yatırıyorlardı. Doktorlara para vereceğim zaman para havale ile gönderildiyse bankadan çekip öyle veriyordum. Eğer elden aldıysam direkt götürüp elden teslim ediyordum. Paraya verdikten sonra kalan parayı firma sahibi Ömer beye veriyordum. Ben iki doktora da para verdim. Paraları siyah bir el çantasına koyuyordum. Ödemeleri Ömer beyin söylediği tarihlerde veriyordum. Ben hastalarla pazarlık yapmadım. Doktorların pazarlık yaptığını görmedim. Kitlerin hazırlanmasında bende sağlıkçı olduğum için ameliyatlarda aktif olarak bulunuyordum. Ameliyatlarda kullanılmayan kit olmadı” dedi. Diğer şirket çalışan Bilgecan T. savunmasında söz konusu işlemlerde paranın kendi hesabına yatmasından dolayı tedirgin olduğunu aktararak, geçen yıl Şubat ayında firmadan istifa dilekçesini yazdığını belirtip, “Firma sahibi 45 gün ihbar sürem boyunca çalışmamı istedi. Bu süre sonunda arabanın anahtarlarını teslim etmek için odasına girdim. Bana, eleman yetersizliği nedeniyle bir süre daha devam etmemi söyledi. Bende bir süre daha çalışmaya devam ettim. Benimde Çanakkale’deki bankadan hesap açmamın nedeni işlemlerin hızlı yapılması ve bankanın daha az komisyon kesmesi. Tolgahan hoca hastalara fiyatı kendi veriyordu. Hüseyin hoca ise Ömer bey ile görüşüp fiyatları buna göre belirliyordu. Her iki hocaya da elden para teslim ettim. Ameliyatlara bende giriyordum. Kök hücre uygulanmayan hasta olmadığını görmedim” diye konuştu. Sanıkların ardından müştekilerin ifadeleri dinlendi. Mahkeme heyeti, sanıkların yurt dışı çıkış yasağıyla tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesine karar verirken, mahkeme heyeti davayı ileri bir tarihe erteledi.