GENEL - 31 Mayıs 2020 Pazar 17:09

Mavi Marmara saldırısının üzerinden 10 yıl geçti, acılar geçmedi

A
A
A
Mavi Marmara saldırısının üzerinden 10 yıl geçti, acılar geçmedi

DİYARBAKIR (İHA) – Mavi Marmara gemisi ile Filistin’in Gazze şehrine insani yardım götürürken İsrail askerleri tarafından düzenlenen saldırıda hayatını kaybeden 10 vatandaş, olayın yıl dönümünde Diyarbakır’da anıldı.

DİYARBAKIR (İHA) – Mavi Marmara gemisi ile Filistin’in Gazze şehrine insani yardım götürürken İsrail askerleri tarafından düzenlenen saldırıda hayatını kaybeden 10 vatandaş, olayın yıl dönümünde Diyarbakır’da anıldı.


Mavi Marmara gemisi ile Filistin’in Gazze şehrine insani yardım götürürken uluslararası sularda İsrailli askerler tarafından 10 kişinin hayatını kaybettiği saldırının 10’uncu yılı nedeni ile anma programı düzenlendi. Sur ilçesi İnönü Caddesi üzerinde bulunan Şehid Ali Haydar Bengi Derneği’nde düzenlenen basın açıklamasını HAYDER adına Ömer Aytaş yaptı. Aytaş, 31 Mayıs 2010’da Gazze’ye insani yardım götürmek için yola çıkan Mavi Marmara gemisine saldıran terör devleti İsrail tarafından şehit edilen Mavi Marmara şehitlerini ve Ali Haydar Bengi’yi şehadetlerinin 10. yılında hasret, minnet ve özlemle andıklarını söyledi.



“Birlik ve beraberlik, özgür Kudüs yolunda büyük bir ivme kazandırmıştır”


Mavi Marmara yardım gemisinin Filistin’de ve İslam aleminde yeni bir mücadelenin kapısını araladığını belirten Aytaş, “İsrail terör devletinin, uluslararası sularda Mavi Marmara gemisine düzenlediği saldırının üzerinden 10 yıl geçti. 10 insani yardım gönüllüsünün şehit edildiği, onlarcasının yaralandığı, alıkonulduğu, işkence gördüğü, gasp edildiği Mavi Marmara saldırısının onuncu yıl dönümündeki özgür Kudüs mücadelemiz, kutlu bir sefer hüviyeti kazanarak bugün büyük bir kutlu mücadelenin diriliş muştusuyla tüm dünyaya yayılmıştır. Gazze’ye yapılan insani yardım yolculuğu, 36 ülkeden ve her inançtan insanların olduğu kutlu bir sefer ve özgür Kudüs yolunda önemli bir dönüm noktasıydı. Bu kutlu seferle Gazze’ye ve dolayısıyla Filistin’e uygulanan ağır ambargo şartları gevşetilmiş, Filistin halkı rahat bir nefes almıştı. Ancak bu kutlu seferde on değerli kardeşimizin şehadeti, Kudüs’ün önemine dikkat çekmiş ve Filistin’de ve İslam aleminde yeni bir mücadelenin kapısını aralamıştı. Kudüs davasının diriliş ve direniş ruhunun en güçlü mücadele örneği bugün tüm İslam ülkelerinde kendini göstermeye devam etmektedir. Dolayısıyla Mavi Marmara ruhundaki sinerji, bugün tüm İslam alemindeki her Müslüman kardeşin benimsediği manevi bir güç haline gelmiştir. Bu birlik ve beraberlik, özgür Kudüs yolunda büyük bir ivme kazandırmıştır” diye konuştu.



“Abluka devam ediyor”


Gazze’deki ablukanın halen devam ettiğini hatırlatan Aytaş, “Bilindiği üzere Mescid-i Aksa’da ve Filistin topraklarının bir parçası olan Gazze’de abluka hala devam etmekte, kara, deniz ve hava koridorları rahatlıkla giriş ve çıkışların gerçekleşmesine imkan tanımayan bir kuşatmayla kapalı bulunmaktadır. Akdeniz’de ve dolayısıyla Gazze kıyılarında bulunan doğalgaz rezervleri bu ablukayı şiddetli hale getirmiş ve getirmeye devam etmektedir. Bu kirli Siyonist emellere son verilmeden, Gazze halkının sağlık, barınma ve beslenme ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayacağı serbest dolaşım imkanları sağlanmadan, dışarıdan kara ve deniz yoluyla yardımların Gazze’ye ulaşımı açık hale gelmeden, yani abluka tamamıyla kalkmadan Mavi Marmara kutlu seferin amacına tam da ulaştığını söyleyemeyiz. Mavi Marmara’nın kutlu seferinin 10. yılında büyük davada atılacak her bir adımı, başta Filistin işgali olmak üzere tüm dünyadaki adaletsizliklerin ortadan kalkması için vesile kılmasını, Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın özgürlüğüne vesile olmasını Allah’tan niyaz ediyoruz” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.