- 15 Temmuz 2020 Çarşamba 12:40

DAM ile İSTAC arasında iş birliği protokolü imzaladı

A
A
A
DAM ile İSTAC arasında iş birliği protokolü imzaladı

Diyarbakır’ın ilk arabuluculuk merkezi olan Diyarbakır Arabuluculuk ve Tahkim Merkezi yeni yerleşkesinde hizmet vermeye başladı.

Diyarbakır’ın ilk arabuluculuk merkezi olan Diyarbakır Arabuluculuk ve Tahkim Merkezi yeni yerleşkesinde hizmet vermeye başladı. Diyarbakır Arabuluculuk ve Tahkim Merkezi ile İstanbul Tahkim Merkezi ile iş birliği protokolü imzalandı.


Diyarbakır’ın ilk arabuluculuk merkezi yeni yerleşkesinde vatandaşlara hizmet vermeye başladı. Konu ile ilgili konuşan Diyarbakır Arabuluculuk ve Tahkim Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Av. Uzm. Arb. Gülben Elhakan, Diyarbakır Arabuluculuk ve Tahkim Merkezi olarak kentin ilk, Güneydoğu Anadolu Bölgesinin sayılı merkezlerinden biri ve lokomotifi olması bakımından önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Elhakan, “Haziran ayı itibariyle çözüm ortağı ve muhataplarımıza daha konforlu hizmet verebilmek adına tüm fiziksel yapı ve tasarımın arabuluculuğa ve tahkime elverişli olarak dizayn edildiği yeni yapımıza geçtik. Yeni yerleşkemize geçmekle birlikte, uyuşmazlıkların daha hızlı çözülebilmesi için 12265 sayılı kanun ile Kurulu İstanbul Merkezi ile iş birliği, İstanbul Tahkim Merkezi ile işbirliği protokolü imzaladık. İstanbul Tahkim Merkezi, ‘Med-Arb Projesi’ ile ilgili ilk adımı Kasım 2019’da “STAC Arabuluculuk-Tahkim Kurallarını dünyada ilk kez oluşturup kurumsal web sitesinde yayınlayarak iş dünyası için çok önemli bira adım attı. Bu adımın en önemli kısmı arabuluculuk merkezleri ile iş birliği yapılması idi. 24 Haziran 2020 tarihinde İstanbul’da düzenlenen törende 130 arabuluculuk merkezi ile iş birliği protokolü imzaladı. İmza töreni ISTAC Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ziya Akıncı ve ISTAC Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Öztatar’ın katılımı ile gerçekleştirildi. İSTAC ile işbirliği protokolü imzalayan merkezlerden biri de Diyarbakır Arabuluculuk ve Tahkim Merkezi oldu. Atılan imzalarla, arabuluculuk kurumlarında anlaşma sağlanamayıp çözümsüz kalan 83 bini aşkın ticari uyuşmazlık dosyası tahkime yöneltilerek hızlı ve kolay çözüme kavuşabilecek. 2 ay içerisinde arabulucuda çözülmeyen ticari uyuşmazlıklar, 3 aylık seri tahkim yargılaması ile çözümlenebilir hale gelmiş olacak” dedi.



“Yargıda müthiş bir yoğunluk var”


Pandemi sürecinin ağır bir şekilde geçirildiğini hala bu süreç içerisinde olduklarını belirten Elhakan, “Malumunuz ağır bir pandemi süreci geçirdik, aslına bakarsanız hala bu sürecin içerisindeyiz. 11 Mart-15 Haziran tarihleri arasında Cumhurbaşkanlığı kararı ile neredeyse tüm yargılama faaliyetleri durdu. Hem ertelenen adalete erişi ihtiyacı hem de bizatihi pandeminin bir çok alanda neden olduğu hukuki uyuşmazlıklar ki nedir bunlar; işçi-işveren uyuşmazlıkları söz konusu, iş akdinin feshi, ücretsiz izin, ücretlerin ödenmemesi gibi kira uyuşmazlıkları hem konut hem de işyeri ve AVM kiralamaları ile ilgili özellikle uyarlama davaları ciddi bir yığılma söz konusu yine gerek borçlar hukuku, ticaret hukuku, tüketici hukuku alanlarında yapılan sözleşmelerin pandemi nedeniyle yerine getirilememesi söz konusu. Tüm bu uyuşmazlıklar normalleşme ile birlikte adliyelere taşındı. Bu durumda normal dönemde istinaf süreci ile birlikte dava türüne göre 3-5 yıl süren bir davanın bir miktar daha uzaması söz konusu olacak” diye konuştu.



"Önümüz adli tatil ancak arabuluculuk faaliyeti devam edecek"


Adli tatilde arabuluculuk faaliyetlerinin devam edeceğini de sözlerine ekleyen Elhakan, “Tüm bu yoğunluğa ilaveten 20 Temmuz itibariyle adli tatil başlayacak bu durum nedeniyle normal ertelenme süresi olan 3-5 aya bir 40 günün daha eklenmesi anlamına geliyor. Oysa arabuluculuk faaliyeti pandemide devam ettiği gibi adli tatilde de devam edecek. Üstelik 1 günde bile çözüme kavuşturulan uyuşmazlıklar söz konusu iken yargıya giderek yıllarca sürecek bir yargılamaya muhatap olmak tercih edilen bir yöntem olmamalıdır” şeklinde konuştu.



“Hijyen açısından tüm önlemler alınıyor”


Hijyen açısından tüm önlemlerin alındığını belirten Elhakan, konuşmasına şöyle devam etti:


"Maalesef pandemiden çıkmış değiliz, risk halihazırda halen devam ediyor. Adliyede Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından alınan önlemler değerli ve önemli elbet ama insan yoğunluğunun olduğu yerlerde ki adliyeler bunların başında geliyor salgın önemli bir risk faktörü olmaya devam ediyor. Oysa merkezimiz geniş ve ferah toplantı odalarında randevu sistemi ile çalıştığından risk oluşturacak bir yoğunluk oluşturmamaktadır. Yine merkezimiz düzenli olarak dezenfekte edilmekte, sosyal mesafe önlemleri, maske ve kişisel hijyen kurallarına en üst düzeyde uyulmaktadır.”



“Arabuluculukta süreci tarafların iradesi yönlendirir”


Arabuluculuk sürecinin tarafların iradesiyle yönlendirildiğini de anlatan Elhakan, “Başlama, devam etme, anlaşıp anlaşmama konusunda tamamen tarafların inisiyatifinde yürüyen bir süreç olduğundan taraflar öngörmedikleri bir sonuç ile karşılaşmazlar, uyuşmazlıkta orta yok bulunarak iki tarafında kazanacağı bir sonuca varma durumu çok yüksektir. Oysa yargıda, yargılama makamının hükmü söz konusudur. Bu hükümde biri kazanırken biri kaybeder, ancak kimin kazanacağı hiçbir zaman yüzde yüz öngörülebilir değildir” dedi.



“Dava yolu masraflıdır”


Davaya gidilmesi durumunda masraf oluşacağını da aktaran Elhakan, “Dava açarken başvurma, karar, ıslah harçlarının yanında; keşif, bilirkişi, posta, delil tespiti, gider avansı gibi masrafları davanın niteliğine göre ödemek zorunda kalırsınız. Bu masraflar yine dava türüne göre bin 500 liradan başlar on binlerce lirayı bulabilir. Fakat uyuşmazlığı arabuluculukta çözmek isterseniz, hiçbir harç ödemeden sadece arabuluculuk ücreti ödenerek ya da vekil ile temsil yapılıyor ise davaya nazaran daha makul bir vekalet ücreti ile ödeyerek süreci sonlandırmak mümkündür. Hem arabuluculuk yolunun işleyişi hem de sonucu taraflar yönünden yüzde yüz oranında kesin ve öngörülebilir bulunmaktadır. Zaten tarafların öngörmediği bir gidişat söz konusu olduğunda her bir yanın anlaşma yapmama gibi bir hakkı bulunduğundan önlerinde öngörülemeyen bir tabloyla karşılaşmaları mümkün bulunmamaktadır” diye konuştu.



“Arabuluculukta ilişkiler devam eder”


Arabuluculukta manevi yönden huzursuzluk yaşanmayacağını da anlatan Elhakan, “Her iki tarafın kazanacağı ve el sıkışarak ayrıldıkları bir süreç olduğundan, ticari ve iş ilişkileri devam devam edecek, manevi yönden huzursuzluk yaşamayacaklardır. Oysa yargı yolunda tarafların yumrukları sıkılı ve yargılama sonunda bir kaybeden olacağından ilişkinin mevcudiyeti ve geleceği büyük ölçüde zarar görecek, çatışma ortamı oluşacak, gönül kırıklıkları yaşanacaktır. Taraflar artık birer birer hasım olacaklar, ilk fırsatta karşıdakine zarar vermek isteyeceklerdir. Dolayısı ile aslında arabuluculuk bir toplumsal uzlaşı ve barış projesidir. Tüm halkımızı hukuki sorunlarını yetkin arabulucular huzurunda, kaliteli, güvenli ve konforlu bir ortamda çözmek üzere Diyarbakır Arabuluculuk Merkezine bekliyoruz” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsun’da “Avrupa Film Günleri" Samsun Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) çatısı altında faaliyetlerini sürdüren Samsun AB Bilgi Merkezi’nin organizasyonu ile Samsun’da gerçekleştirilecek “Avrupa Filmleri Haftası”nın ikincisi 8 Mayıs günü başlıyor. Sinemaseverler etkinlik kapsamında, AB üyesi 22 ülkesinin 18 filmi, 8-12 Mayıs tarihleri arasına kadar Atakum’da bir AVM’de ücretsiz olarak izleyebilecek. Samsun Avrupa Birliği(AB) Bilgi Merkezi, Samsun Sinema Derneği ve bir kafe iş birliğinde “Avrupa Film Günleri" ikinci kez Samsunlu sinemaseverler ile buluşuyor. AB üyesi 22 ülkesinin 18 önemli filminin gösterileceği etkinlik, halka açık ve ücretsiz olacak. 8-12 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilecek olan ‘Avrupa Film Günleri’ 18 farklı film ile sinemaseverlere yine unutamayacağı anlar yaşatacak. Samsunlu sanatseverler, Avrupa Filmleri Haftası boyunca gösterimde olacak filmleri Atakum ilçesinde bir AVM’de ücretsiz olarak izleyebilecek. Hafta, 8 Mayıs Çarşamba günü saat 18.00’de Slovakya yapımı olan ‘Asla Asla deme” filmi ile başlayacak ve hemen ardından ise saat 20.30’da İtalya 2022 yapımı ‘Dante’ filmi izleyiciyle buluşacak. Sinemaseverleri etkinliğe davet etti Avrupa Filmleri Haftası’na ikinci kez ev sahipliği yapmanın heyecanını yaşadıklarını belirten Samsun TSO Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Murzioğlu, “1997 yılından bu yana Odamız çatısı altında AB Bilgi Merkezi’ne ev sahipliği yapıyoruz. Bu zaman zarfında Samsun AB Bilgi Merkezi olarak da onlarca sosyal ve kültürel etkinlikler düzenledik. Yine çok özel bir etkinlikle gişelerde bulamayacağımız Avrupa filmlerini, halkımızla buluşturacağız. AB Türkiye Delegasyonu, AB Üye Ülkeleri Büyükelçilikleri, AB Ulusal Kültür Enstitüleri ve AB Bilgi Merkezlerinin iş birliğiyle düzenlenmekte olan Avrupa Film Günleri, 15 Nisan’da Ankara’da ve 29 Nisan’da İstanbul’da gerçekleştirilen gala geceleriyle illerde başladı. Seçkin filmlerin yolculuğu Samsun’un da aralarında bulunduğu Antalya, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Eskişehir, İzmir ve Trabzon’da devam edecek. Geçen yıl sonbaharda büyük başarı ile tamamlanan Avrupa Film Günleri etkinliğinin ardından bu etkinliğin de başarılı olacağını düşünüyoruz. Biliyoruz ki sinema evrensel bir dildir. Etkinliğin Avrupa ve Türkiye arasında sürdürülebilir kültürel diyaloğa katkı sağlamasını umut ediyoruz. Tüm sinemaseverleri etkinliğimize davet ediyorum” dedi. Bu yıl gösterimdeki filmler: Bulgaristan’dan “Tüm Çıplaklığı ile Jiguli Grubu”, Danimarka’dan “Viborg Güzeli”, Estonya’dan “Ufuktaki Savaş”, Finlandiya’dan “Eli Kulağında”, Fransa’dan “Sönmüş Hayaller”, Hollanda ve Almanya’dan “Kuaför Romy”, İspanya’dan “Ramona”, İsveç’ten “Ben Zlatan”, İtalya’dan “Dante”, Malta ve Kanada’dan “Carmen”, Litvanya’dan “Göz Kırpmayı Unutma”, Macaristan ve Almanya’dan “Zarif”, Polonya’dan “Köylüler”, Portekiz, İspanya ve Fransa’dan “Büyükbabamın İblisleri”, Romanya ve Çek Cumhuriyeti’nden “Mikado”, Slovakya’dan “Asla Asla Deme”, Slovenya, İtalya ve Hırvatistan’dan “Suçsuz Adam”, Yunanistan’dan “Domatesler Wagner’le Tanışınca.
İstanbul Sancaktepe’de Hıdırellez coşkuyla kutlandı Orta Asya’dan Balkanlar’a kadar geniş bir coğrafyada baharın gelişi olan Hıdırellez, Sancaktepe’de coşku içinde kutlandı. Sancaktepe Belediyesi tarafından Paşaköy Mahallesi’nde Hıdırellez Şenliği düzenlendi. Etkinlikte çuval yarışı, mendil kapmaca, ağızda yumurta taşıma, uçurtma şenliği gibi birçok etkinlik yapılarak yediden yetmişe herkes doyasıya eğlendi. Hıdırellez etkinliğine Sancaktepe Belediye Başkanı Alper Yeğin’in yanı sıra, Sancaktepe İlçe Kaymakamı Ahmet Karakaya, CHP İlçe Başkanı Emre Yılmaz, Sancaktepe Belediye Meclis Başkanı İlknur Ünlü, Sancaktepe CHP Meclis Üyeleri, muhtarlar ve tüm Sancaktepe halkı katıldı. Hıdırellez Şenliği, Başkan Alper Yeğin’in ateşi yakmasıyla başlarken, çocuklar ve aileleri çalan müzik eşliğinde doyasıya eğlendi, bazı vatandaşlar yanan ateşin üzerinden atladı. Hıdırellez şenliğinde konuşan Sancaktepe Belediye Başkanı Alper Yeğin, "Biz de baharı coşkuyla karşılıyoruz. Uzun yıllardır bu bölgede yapılmayan bir etkinliği yapıyoruz. Hıdırellez şenlikleri. Özellikle Sancaktepe’nin bütün bölgelerinden komşularımız burada. Paşaköy’de yapılmasının bir anlamı var çünkü yıllar önce geleneklerine uygun olarak Paşaköy’ümüzde yapılıyordu. Tekrar bir geleneği yerine getireceğiz" dedi. "Hıdırellez, baharın gelişini müjdeler" Başkan Yeğin, "Bizim bu etkinliği yapmamızda en büyük pay sahibi, emek sahibi, fikir sahibi olan Paşaköy muhtarımıza teşekkürü borç biliyorum. Bizi geçmişe götürdüğü için, sizlerle buluşmamıza vesile olduğu için kendisine teşekkür ederim. Saydığımız bu coğrafyaların kışları ağır geçer. Uzun geçer. Ve doğa sanki bir daha hiç uyanamayacakmış gibidir. İnsanların umutlarından tükendiği bir anda derler ya her kışın sonu bahardır. Hıdırellezde baharın gelişini müjdeler. Bu müjde öyle büyük bir müjdedir ki; baharla birlikte insanların umutlarını büyütür. Değişen doğa insanlara nimetler sunar. İnsanlar doğaya sunduğu bu nimetlerden dolayı minnetini gösterirler. Baharı karşılarken en güzel kıyafetlerini giyerek böyle renkli şenlikler yaparlar. Yemekler yapılır, birlikte yenilir, oyunlar oynanır. Ve baharın gelmesiyle doğanın sunduğu nimetlerden dolayı dilekler için adaklar adanır" şeklinde konuştu. "Gelenekleri yaşatmak için elimizden geleni yapacağız" "Bugünden sonra da Hıdırellez’lerde sizlerle bir arada olup dualar etmeye devam edeceğiz" diyen Başkan Yeğin, "Bu topraklarda atalarımızdan emanet ne varsa yardımlaşmayı, dayanışmayı, sevgiyi ve saygıyı, hoşgörüyü ve bütün değerleri yaşatmak için bir araya geleceğiz. Bugünün önemine uygun olarak kınalı kuzular getirilmiş. Gül fidanlarımız dikilmiş. Çömlekten dileklerin çekildiği, ateşten atlandığı, hayvanların kuzuların kına ile meralara salındığı pek çok yaygın gelenek var. Bunların bir kısmını ne yazık ki zamana yenildi. Ama yaşatmak için elimizden gelen bütün imkanları kullanacağız. Kutlamaların başlangıcında gündüz vakti çocuklarımızın eğlenceleri vardı. Çocuklarımızı mutluluğunu görmek bizi de mutlu ediyor. Çocuklarımız bizim baharımız. Bahar gibi onlar da bizim umutlarımızı canlandırıyor. Sancaktepelilerin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini, hemşeriliğini yaşatmak için elimizden gelen bütün imkanları seferber edeceğiz" dedi. Etkinlik hakkında konuşan Aslı Çetinkaya, "Bu etkinlik için Alper Başkan’a teşekkür ederiz. Çok güzel bir etkinlik düzenledi. Ailecek buradayız. Ailecek katıldık. Çocukları şenlendirdiği gibi büyükleri de şenlendirdi. İyi ki Alper başkan. Haydar başkana teşekkür ederiz." dedi.