SAĞLIK - 15 Ekim 2020 Perşembe 12:54

Diyarbakır’da Meme Kanseri Farkındalık Ayı etkinlikleri

A
A
A
Diyarbakır’da Meme Kanseri Farkındalık Ayı etkinlikleri

Diyarbakır Özel Bower Hastanesinde görevli Genel Cerrahi Uzmanı Op.

Diyarbakır Özel Bower Hastanesinde görevli Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Gül Apaydın Akay, meme kanseri ile ilgili farkındalığın oluşturulması ve özellikle kadınların bilinçlendirilmesi gerektiğini söyledi.


Diyarbakır Özel Bower Hastanesinde görevli Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Gül Apaydın Akay, meme kanserinin, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu kaydetti. Günümüzde her 8 kadından 1’inin kanser olma riski taşıdığını vurgulayan Op. Dr. Akay, bu konu ile ilgili kadın istihdamının fazla olduğu işyeri ve kurumlarda bilgilendirme seminerleri verdiklerini ifade ederek erken teşhis ile hastalıktan tamamen kurtulma şansının çok yüksek olduğunu dile getirdi.



Riski arttıran faktörler


Riski arttıran en önemli faktörlerden birinin yaş olduğunu aktaran Op. Dr. Gül Apaydın Akay, “50 yaşını geçmiş kadınlarda meme kanseri görülme oranı, 50 yaşın altındakilere göre 4 kat fazladır. Bir memede kanser saptanan hastaların diğer memelerinde kanser gelişme ihtimali normal insanlara göre daha yüksektir. Ayrıca yumurtalıkta, kalın bağırsakta veya rahimde kanser öyküsü olan hastalarda da risk bir miktar yüksektir. Ailede meme kanserine yakalanmış kişiler bulunuyor olması diğer aile bireyleri için riski arttıran bir faktördür. Reprodüktif dönem dediğimiz, kadınlık hormonlarına maruz kalınan dönem ne kadar uzunsa meme kanserine yakalanma riski o kadar fazladır. Östrojen içeren hormon ilaçlarının uzun süreli kullanımı ile meme kanseri gelişimi arasında ilişki olduğu bilinmektedir. Doğum kontrol haplarının özellikle 10 yıl ve üzeri kullanımında bu risk artar. Bu sebeple bu ilaçların kullanımı mutlaka doktor kontrolünde olmalıdır. Bunlar dışında, fazla alkol tüketimi, sigara, obezite ve genç yaşta göğüs bölgesine ışın tedavisi almış olmak da bilinen risk faktörleri arasındadır. Adet başlangıcından itibaren 7-10. günler arasında, üst beden tam görünür olacak şekilde ayna karşısında tüm kadınların kendini elle muayene etmelerini öneriyoruz. Bu muayenede nelere dikkat edilir. Öncelikle her iki meme arasında şekilsel bir farklılık, meme cildinde herhangi bir renk değişikliği, şişkinlik, portakal kabuğuna benzer görünüm, meme başında akıntı olup olmadığına bakılır. Sonra iki el bele konarak öne doğru hafifçe eğilip meme cildinde çekinti ve memeler arasında fark oluşup oluşmadığına dikkat edilir. Daha sonra sol meme için sağ el, sağ meme için sol el kullanılarak meme başından başlayıp küçük daireler çizerek tüm meme dokusu içinde farklı sertlikte bir oluşum olup olmadığı kontrol edilir. Amaç, bireyin kendi meme yapısını tanıması ve oluşabilecek değişikliklerle ilgili farkındalık sağlanmasıdır” dedi.



Erken teşhis önemli


Meme kanserinin tedavisinde başarının temel unsurunun erken teşhis olduğunu belirten Op. Dr. Gül Apaydın Akay, “Erken teşhis ettiğimiz hastaların büyük kısmında memenin tamamen çıkarılması gerekmez. Sadece tümörlü alanın çıkarılması yeterli olur. Dolayısıyla bu hastaların estetik kaybı daha az gerçekleşir. Bu hastaların bir kısmına kemo-radyo terapi yapılır. Erken tanının birbirinden ayrılmaz üç unsuru vardır. Bahsettiğimiz şekilde kişinin kendi kendine meme muayene yapması, düzenli doktor muayenesi ve 40 yaşından sonra en geç 2 yılda bir, risk faktörü ve takip edilmesi gereken lezyon varlığında doktorun önerdiği aralıkta mamografi ve diğer radyolojik görüntüleme yöntemleri ile hastanın takip edilmesidir. Yaşın daha az olduğu durumlarda ise adet görmeye başlamış her genç kadının 20 yaş altında bir kez 20 yaşında bir kez, 20 yaşından sonra da risk faktörleri değerlendirilerek hekim tarafından belirlenen aralıklarla meme muayenesi önerilir. Bu düzenli kontrol disiplinli bir şekilde yapıldığı takdirde hastalığı erken fark etmek her zaman mümkün olur. Erken teşhis konan hastalarda, memenin sadece tümörlü kısmının alınması yani meme koruyucu cerrahi yapılabilmekte, böylelikle memenin tümüyle alınmasından kaçınılmaktadır. Tümörün evresine göre cerrahi tedaviye kemoterapi veya radyoterapi eklenmesi gerekecektir. İleri evre, başka organlara yayılmış tümörlerde tedavi seçeneklerinin daha kısıtlı olduğu unutulmamalı bu yüzden düzenli kontrol ihmal edilmemelidir. Tanı koymada gecikilir ve tümör ileri evrelere ulaşırsa kemo-radyo terapi alma gereksinimi artacak ve memenin tamamen çıkarılması şart olabilecektir” diye konuştu.



Meme kanserinden kendi kendine muayene ile korunabilir


Meme kanserinden korunmanın birinci yolunun kendi kendine meme muayenesi ve düzenli doktor kontrolü olduğunu vurgulayan Op. Dr. Gül Apaydın Akay, şöyle devam etti:


“Bunun dışında yaşam tarzınızda alacağınız kimi tedbirler, size hem genel olarak daha sağlıklı bir yaşam hem de meme kanserinden korunmanın imkanlarını verecektir. Öncelikle ideal kilonuzu korumalısınız. Vücuttaki fazla yağ, özellikle de bel çevresinde biriken yağ, meme kanseri riskini arttırıyor. Haftada 3 gün egzersiz yapın. Düzenli olarak yapılan spor, kilo kontrolü sağladığı gibi yüksek östrojen düzeyini de dengeliyor. Aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendiren spor, meme kanseri riskini de azaltıyor. Beslenmenizde sebzelere ağırlık verin. Yapılan çalışmalara göre sebze ve meyvelerin içerdikleri antioksidan, meme kanserini riskini azaltıyor. Emzirmenin meme kanserine yakalanma riskini azalttığını biliyoruz. Aksi bir sağlık sorunu yoksa bebeğinizi bol bol emzirin. Sigaradan uzak durun. Meme kanseri de dahil olmak üzere birçok kanser türünün gelişme riskini arttıran sigarayı hayatınızdan çıkarın. Alkol kullanımını günde bir kadehten fazla olmayacak şekilde sınırlandırın. Ve elbette ki hayata pozitif bakın. Sevdiklerinizle bol kahkahalı güzel zamanlar geçirmeye çalışın. Stresin bağışıklık sistemini zayıflatıp birçok hastalığa davetiye çıkaran bir unsur olduğunu unutmayın. Düzenli kontrollerinizi ihmal etmeyip, hayatla bağınızı kuvvetlendirin.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ticaret Bakanlığı: "İsrail ile ihracat ve ithalat tamamen durduruldu" Türkiye, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları ve insani yardımları engellemesi üzerine, İsrail’le tüm ihracat ve ithalat işlemlerini durdurma kararı aldı. Bu karar, devlet düzeyinde alınan tedbirlerin ikinci aşaması olarak nitelendiriliyor. Ticaret Bakanlığından yapılan açıklamada, "Bilindiği gibi, İsrail’in Filistin’e yönelik uluslararası hukuk ve insan haklarına aykırı saldırıları neticesinde bugüne kadar 15 bini çocuk, 35 binden fazla Filistinli sivil hayatını kaybetmiş, yaklaşık 78 bin Filistin vatandaşı ise yaralanmıştır. Türkiye 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana çatışmaların durdurulması, insani kayıp ve fiziki yıkımın engellenmesi, kalıcı ateşkesin sağlanması ve iki devletli çözümün hayata geçirilmesi için en üst düzeyde girişimlerde bulunmuş, diplomasinin tüm araçlarını kullanmıştır. Ülkemiz ilk günden bu yana Gazze halkının yardımına koşmuş, başta gıda, sağlık ve tıbbi yardım malzemeleri olmak üzere gemiler ve uçaklarla on binlerce ton insani yardımı bölgeye ulaştırmış, binlerce hastayı tahliye ederek bu zor günlerinde Filistinli kardeşlerimizin yanında olmuştur. Bununla birlikte, İsrail’in sebep olduğu katliam, insani felaket ve fiziki yıkım devam etmiş, İsrail Hükümeti uluslararası ateşkes çabalarını karşılıksız bırakmış ve insani yardımları engellemiştir. Türkiye bunun üzerine 9 Nisan 2024 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, 54 ürün grubunun İsrail’e ihracatını kısıtlamıştır. Alınan bu kararda, İsrail Gazze’de derhal ateşkes ilan edene ve yeterli miktarda ve kesintisiz insani yardım akışına izin verinceye kadar kısıtlama tedbirlerinin yürürlükte kalacağı vurgulanmıştır. Buna rağmen, İsrail Hükümetinin saldırgan tutumunu sürdürdüğü, Filistin’deki insani trajedinin kötüleştiği müşahede edilmektedir” denildi. Açıklamada, “Bu itibarla, devlet düzeyinde alınan tedbirlerin ikinci aşamasına geçilmiş, İsrail’le ilgili ihracat ve ithalat işlemleri tüm ürünleri kapsayacak şekilde durdurulmuştur. İsrail Hükümeti Gazze’ye kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardım akışına izin verinceye kadar Türkiye söz konusu yeni tedbirleri kesin ve kararlı bir şekilde uygulayacaktır. Öte yandan, işgal altında yaşamak zorunda kalan Filistinli kardeşlerimizin bu kısıtlamalardan etkilenmemesi için Ticaret Bakanlığımız ile Filistin Milli Ekonomi Bakanlığı arasında gerekli çalışmalar koordine edilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti devleti bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Filistinli kardeşlerimizin haklı davasını desteklemeye devam edecektir” ifadeleri yer aldı.
Malatya Milletvekili Ölmeztoprak’tan yeni sanayi sitesi açıklaması AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak, Altay Kışlası arazisi üzerine inşa edilmesi planlanan yeni sanayi projesinde çalışmaların sürdüğünü belirtti. AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak, Malatya Valisi Ersin Yazıcı, Milletvekilleri Büelnt Tüfenkci, Abdurrahman Babacan, AK Parti Malatya İl Başkanı Namık Gören, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Pütürge Belediye Başkanı Mikail Sülük ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’a gerçekleştirilen ziyarette Altay Kışlası arazisi üzerine inşa edilmesi planlanan yeni sanayi projesinin görüşüldüğünü belirterek, Küçük Sanayi Sitesi esnafının mağdur olmaması için tüm gayretin gösterildiği ifade etti. Milletvekili Ölmeztoprak ziyarete dair yaptığı açıklamada, “Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile, Malatya’mızın sanayi alanı ve faaliyetleri ile ilgili finansman programını detaylı ve öngörülebilir şekilde görüşülerek, şehrimizin sanayi ve endüstri alan konuları geniş bir biçimde ele alındı. Altay Kışlası’nın arazisi üzerindeki yeni sanayi alanı için çalışmalar ise hızla ilerliyor, küçük sanayi sitesi ile ilgili en ufak bir mağduriyet bırakmadan bu alanın çözümü inşallah sağlanacak. Organize Sanayi Bölgesi’nde kamulaştırma arıtma, elektrik alt yapı ve alan üzerinde özellikle çevre sağlığı açısından aciliyetinin üzerinde büyük ölçekte durduk. Esnafımız için faizsiz KOSGEB kredileriyle ilgili gelişmeleri de takip ediyoruz. Metropol ilçelerimiz Battalgazi ve Yeşilyurt ilçelerimizdeki mevcut ve planlanan sanayi alanları ile özel sektörlere yönelik yatırımcıyı teşvik edecek bölge ve maddeleri istişare edildi. Sayın Bakanımıza Malatya’mıza verecekleri desteklerden dolayı hemşehrilerimiz adına teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. Milletvekili Ölmeztoprak, heyetle birlikte Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel ile Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Okay Memiş’ede ziyaretlerde bulunularak Malatya’nın temel ekonomik parametreleri ile istişarelerde bulunduklarını kaydetti.