EKONOMİ - 18 Ocak 2021 Pazartesi 23:08

HDP’li belediyenin mağdur ettiği 2 bin 500 aile Vali Karaloğlu’ndan umut bekliyor

A
A
A
HDP’li belediyenin mağdur ettiği 2 bin 500 aile Vali Karaloğlu’ndan umut bekliyor

Diyarbakır’da 2009’da TT plakalarının çıkması ile mağdur edildiklerini iddia eden T plakası sahipleri, 12 yıldır sorunlarının çözülmesini bekliyor.

Diyarbakır’da 2009’da TT plakalarının çıkması ile mağdur edildiklerini iddia eden T plakası sahipleri, 12 yıldır sorunlarının çözülmesini bekliyor. Plakalarının kendilerine verilmediğini kaydeden hak sahipleri, Vali Münir Karaloğlu’ndan sorunu çözmesini bekliyor.


Diyarbakır’da 2009 yılında HDP’li belediye tarafından 2 bin 60 adet ticari taksi plakasının, iddiaya göre rant ve çıkar ilişkisi üzerinden ’Diyarbakır’a bu kadar plaka fazla’ denilerek 900’e yakın plaka usulsüz olarak iptal edildi. Yaklaşık 2 bin 500 ailenin geçim kapısı olan plakalarını geri almak isteyen vatandaşlar açtıkları davaları bir bir kazanmaya başladı. Davaların kazanılmasına rağmen ihtiyaç duyuldukça çıkarılacağı belirten plakalar çıkmayınca ailelerin mağduriyeti de devam etti. 12 yılda Diyarbakır’ın geliştiğini ve plaka sayıları az olmasından kaynaklı korsan taksiciliğin başkaldırdığı ve müşterilere yetişmek için hız limitlerini aşarak ölümlü kazalara sebebiyet verildiğini aktaran ’T’ plaka mağdurları, pandemi sürecinin de başlamasıyla beraber ticari taksilere taleplerin iki kat arttığını, bu nedenle haklarının bir an önce verilmesini istedi. Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu’ndan yardım isteyen ’T’ plaka mağdurları, sorunun çözülmesini bekliyor.



Tek umutları Vali Karaloğlu


Basın açıklamasını okuyan ’T’ plaka mağdurlarından 1992 yılında eylem yapmak isteyen terör örgütü düzenlenecek eylemi engellemek isterken şehit düşen Abdulmenaf Tohumeken’in oğlu Menaf Tohumeken, "Diyarbakır’da 2010 yılı ocak ayı itibari ile HDP’li belediye döneminde ticari taksi plakası olan ’T’ plakalar hak sahiplerinin haberi olmadan iptal edilmiş ve ‘TT’ plaka uygulamasına geçilmiştir. Bu uygulamaya geçirilirken hak sahibi olan askıdaki T plaka sahiplerine hiçbir tebligat yapılmamış sadece düşük tirajlı bir gazeteye kısa bir zaman diliminde ilana çıkılmıştır. Alelacele alınan bu karardan önceden haberi olan bazı rantçı çevrelere plakaların tekelleşmesine neden olmuş ve gerçek hak sahipleri mağdur edilmiştir. 18 Ekim 2010 yılında yürütmeyi durdurmak için başvurduğumuz yerel mahkeme, 12 Aralık 2010’da, 2010/2830 esas No’lu kararla talebimizi haklı bulmuş ve yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Açtığımız dava lehimize sonuçlanmasına rağmen o zamanki HDP’li belediye plakalarımızı aktifleştirmemiş, ‘Şehrin ihtiyacı yok, ilerleyen yıllarda ihtiyaç dahilin de aktifleştireceğiz, 2020 yılını bekleyin’ gibi bahanelerle talebimizi reddetmiştir. 9000’e yakın hak sahibi ‘T’ plakalarının aktifleştirilmesini ve mağduriyetlerinin giderilmesini beklemektedir. İşsizliğin yoğun olduğu Diyarbakır’da bu plakaların aktifleştirilmesi halinde birçok kişi evine ekmek götürebilecektir. Ayrıca 10 yıl içinde Diyarbakır nüfusu yaklaşık 500 bin artmış, mevcut taksiler talebi karşılamada güçlük çekmektedir. Öyle ki bazı aktif plaka sahipleri yetersizlikten dolayı tanıdıklarına korsan taksicilik yaptırmaktadır. Özellikle bu pandemi süresince artan talep taksilerin ne kadar yetersiz olduğunu bir kez daha göstermiştir. Ayrıca yetersiz kalan bazı taksi sürücülerinin hız limitlerini de aşarak ölümlü trafik kazalarına karıştıklarını da şahit olmaktayız. Sonuç olarak HDP’li belediye döneminde haksız ve hukuksuz bir şekilde iptal edilen plakalarımızın artan şehir nüfusuna oranla aktifleştirilmesini talep ediyoruz. Valimiz Münir Karaloğlu’nun Diyarbakır için yaptığı çalışmaları yakinen takip ediyor ve taktir ediyoruz. Umuyor ve diliyoruz ki 900 civarında aileye umut olacak, Diyarbakır’a katma değer katacak ve işsizliği bir nebze de olsa çözecek olan bu plakalarımızı Valimiz Münir Karaloğlu’nun talimatıyla aktifleştirilir ve sisteme dahil edilir, 10 yıldır çözülmeyen bu sorun çözülür" dedi.



“Kendi plakamız var, ama kullanamıyoruz”


Kendi plakası HDP’li belediye tarafından aktifleştirilmeyen ve yıllardır başka araçlarda şoförlük yapan Ahmet Cengiz Genç, birçok mahkemeye başvurduklarını tek umutlarının devlet yetkilileri olduğunu aktardı. Genç, "Cumhurbaşkanımız, İçişleri Bakanımız ve valimizin bu konuya eğileceğinden eminim, Diyarbakır’da 2 bin insana ekmek kapısı açılacak. 10 yılda Diyarbakır’ın nüfusu 500 bin arttı, 100 bin konut yapıldı, nüfus ve yerleşim alanlarının ne kadar büyüdüğünü kamunun taktirine bırakıyoruz. Plakam olmasına rağmen kendi plakamı değil de başkasının araçlarında şoförlük yapıyoruz, mağduruz bize de bir ekmek kapısı açılsın” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.