POLİTİKA - 12 Ocak 2012 Perşembe 15:07

DTK GENEL BAŞKANI AYSEL TUĞLUK:

A
A
A
DTK GENEL BAŞKANI AYSEL TUĞLUK:

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Genel Başkan Yardımcısı ve Van bağımsız milletvekili Aysel Tuğluk, Kürt meselesinde sorunun çözümünün çatışma zemininde arandığını belirterek, "Devlet güvenlik stratejisiyle bu meseleyi çatışmayla, tutuklamayla, tecritle çözebileceğine inanıyor. Fakat şunu söylemem gerekir ki Kürt meselesi kendi çözümünü dayatan bir sorun haline gelmiştir" dedi.
Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride tepki göstermek için basın toplantısı yapan Aysel Tuğluk, 30 yıldır uygulanan güvenlik stratejisinden bir sonuç alınamadığı için bu stratejiyle Öcalan’la hesaplaşmaya gidildiğini ileri sürdü. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı Konuk Evi’nde basın toplantısı düzenleyen Tuğluk, Öcalan’ın kabul etmediği bir çözümün gerçekleşemeyeceğini belirtti. Tuğluk, "Kürt meselesinde sorunun çözümü çatışma zemininde aranıyor. Devlet güvenlik stratejisiyle
bu meseleyi çatışmayla, tutuklamayla, tecritle çözebileceğine inanıyor. Topyekun yok etme olarak tanımlayacağımız strateji, güvenlik stratejisidir. PKK buna karşı direneceğini söylüyor. Fakat şu çok net, öyle ya da böyle bu mesele çözüme kavuşacaktır. Kürt meselesi kendi çözümünü dayatan bir sorun haline gelmiştir. Şunu söylemek isterim ki 30 yıldır uygulanan zaten güvenlik stratejisiydi ve 30 yıldır sonuç alınamayan bu güvenlik stratejisi yine sonuç vermeyecektir. Ortaya konulan güvenlik stratejisiyle bir
hesaplaşma yaşanıyor. Bu hesaplaşmanın merkezinde ise ’sayın’ Öcalan var. Eğer bugün Öcalan 6 aya yakın bir süredir avukat ve ailesiyle görüşmüyorsa ve avukatları tutuklanıyorsa, bu hesaplaşmanın sonucudur. Bugüne kadar yapılan görüşmelerde bir sonuca gidildi, fakat ne oldu da bu görüşmeler kesildi? Çünkü devlet çözüme hazır değildi, devlet Kürt halkının haklarını tanımaya hazır değildi. Öcalan’a ’örgütü bize teslim et’ dediler. Yine Öcalan’ın barışçıl sürecin gelişmesi için ortaya koyduğu demokratik meşru
talepler devlet tarafından kabul görmedi. İmralı’dan istediklerini alamayınca ’sen mi bizim dediğimizi yapmazsın, sen mi bizim dediğimiz noktaya gelmezsin’ denerek o zaman ’biz de seninle hesaplaşacağız’ denildi ve bu süreç başlatıldı. Bu tecridi uygulamaya koyanlar çok iyi biliyor ki Öcalan’ın kabul etmediği bir çözüm gerçekleşemez. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki Öcalan bu sorunda en önemli aktörlerden birisidir. Öcalan bu meselede en rasyonel önerileri getiren kişidir. Bunu devletin kendisi de çok iyi
biliyor" dedi.
"BU GİDİŞATI HİÇ İYİ GÖRMÜYORUZ"
Bu gidişatın hiç iyi olmadığını söyleyen Tuğluk, "Biz devletin aklını bir kez daha devreye girmesi çağrısında bulunuyoruz. Gidişatı hiç de iyi görmüyoruz. Geleceğimizi bu anlamda hiç de iyi görmüyoruz. Öcalan barış konusunda ve Kürt sorunun demokratik siyasi çözümü konusunda bir otoritedir, onun örgüt ve halk üzerindeki etkinliği tartışmasızdır. Bu gerçek artık kabul edilmelidir. Bu sorunda tek muhataptır. Tekrar bir barış süreci kendisiyle bir diyalog geliştiğinde inanıyorum ki uzlaşıyı gerçekleştirmek
için elinden gelen tüm çabayı sarf edecektir" şeklinde konuştu.
"ÖZEL ÖCALAN YASALARI ÇIKARMAKLA NEYE HİZMET EDİLİYOR?"
Aysel Tuğluk, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan için özel yasaların çıkarıldığını ve bununla neye hizmet edileceğini anlayamadıklarını söyledi. Tuğluk, "Özel Öcalan yasaları çıkarmak neyin nesidir, neye davetiyedir, neye hizmet eder? Şimdi yeni bir yasa çıkarılarak Öcalan üzerindeki tecrit yasallaştırılmaya çalışılıyor. Hukuk hiçbir dönem bu iktidar dönemi kadar siyasallaştırılmadı. Gerçekten ortada bir hukuk, bir ahlaki etik, duruş söz konusu değil. Bu uygulama hem hukuki, hem siyasi olarak
problemlidir, sorunludur. Biz İmralı’da 99 yılından itibaren hukukun uygulanmadığını biliyoruz. Öcalan’a dönük bu yasal düzenleme yapılırken bir yandan da Haberal’a dönük yasalar çıkarılıyor ve Öcalan bundan muaf kalıyor. Hani herkes hukuk karşısında eşitti.
Biz Kürt demokratik kurumları olarak bu tecrit uygulamasını kabul etmeyeceğiz. Önümüzdeki süreçlerde bu anlamda net tutumlarımızı alacağız. Çünkü tahammüller zorlanmaktadır. Birileri Öcalan’ı sevmeyebilir, beğenmeyebilir, hatta küçümseyebilir ama Öcalan Kürt halkı için bir önder ve bir siyasi liderdir. Dolayısıyla bu toplumsal, sosyal realiteye herkesin saygı duyması gerek" diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Şeffaf Oda’da 120. buluşma Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın tarafından yaklaşık 2 yıl önce Türkiye’de bir ilk olarak başlatılan ’Şeffaf Odada Başkanla Baş Başa’ uygulamasında 120. buluşma gerçekleşti. Başkan Yalçın’ın her hafta çarşamba günü, 90 bin nüfusuyla Türkiye’nin en büyük altıncı, Kayseri’nin ise en büyük mahallesi olan Mevlana’da gerçekleştirdiği uygulamada bu hafta da vatandaşlar yine istek ve taleplerini doğrudan aktarma imkanı buldu. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Başkan Yalçın, makam odasını Mevlana Mahalle meydanına taşıyarak bir ilki gerçekleştirdiklerini hatırlattı ve "Bundan yaklaşık 2 yıl önce makam odamızı, 90 bin nüfusuyla Türkiye’nin en büyük altıncı, Kayseri’nin de en büyük mahallesi olan Mevlana Mahallesi Meydanına koyduğumuz şeffaf bir cam küreye taşıdık ve hemşehrilerimizle randevu almaksızın bire bir görüşme imkanı sağladık. Vatandaşlarımız burada her hafta Çarşamba günü, belediyemiz başta olmak üzere resmi kurumlarla ilgili taleplerini iletiyorlar. Sadece Talas Belediyesi ile ilgili değil SGK’dan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na, Büyükşehir Belediyesi’ne kadar birçok kurumu ilgilendiren talepleri burada toplayıp yerlerine ulaştırıyoruz. Yani burası şehrin ortak hafızasını oluşturan bir başvuru merkezi oldu. Bunu Türkiye’de hayata geçiren ilk belediye olmanın ve 2 yılı aşkın süredir aralıksız devam ettirmenin gururunu yaşıyoruz. Vatandaşımızın işini görmekten, onlara dokunmaktan, sıkıntılarını çözüme kavuşturmaktan keyif alıyoruz” şeklinde konuştu. Kendilerinden sonra diğer belediyelerin de uygulamayı örnek alarak hayata geçirdiklerine de vurgu yapan Başkan Yalçın, İŞKUR’dan ve Talas Kaymakamlığı Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Vakfı’ndan da birer yetkilinin Şeffaf Oda’da hazır bulunduğunu ve kendi alanlarıyla ilgili başvurulara en hızlı şekilde cevap verdiklerini de sözlerine ekledi.
Bilecik 14 kişinin hastanelik olduğu maç sonrası 14 yaşında çocuğu ölesiye dövmüşler Bilecik’te oynanan Amatör Lig maçı sonrası yaşanan olaylarda 10’u biber gazından, 1’i polis 14 kişi yaralanmıştı. O anlarda Söğütspor taraftarı 14 yaşında çocuğun ölesiye dövülme anı güvenlik kamerasına yansıdı. Bilecik 1. Amatör Lig Play-Off Ligi’nde şampiyonluk adayları Söğütspor ile 1308 Osmaneli Belediyespor, dün Söğüt İlçe Stadı’nda karşı karşıya geldi. Müsabaka öncesi Söğütspor taraftarının Osmaneli deplasmanında yaşanan olaylar günlerce konuşulurken, güvenliğin yetersiz kalması da gözlerden kaçmadı. Maçın 45+4. dakikasında Söğütspor tribünlerinin sahaya su ve meşrubat şişelerini atmasının ardından 1308 Osmaneli Belediyespor, ’can güvenliğinin’ olmadığı gerekçesiyle sahadan çekildi. 1308 Osmaneli Belediyesporlu futbolcular ve taraftarlar, yaklaşık 2 buçuk saat stat dışında kendilerini bekleyen Söğütspor taraftarlarından koruması için Bilecik’te takviye kuvvet beklediler. Bilecik’ten gelen takviye kuvvet sonrası futbolcular ve taraftarlar stattan çıkabildi. Otobüslerin camları kırıldı Ertuğrulgazi Türbesi önüne gelindiğinde Söğütsporlu taraftarlar, 1308 Osmaneli Belediyespor futbolcular ve taraftarlarını taşıyan otobüslerin camları kırdı. Ardından otobüslerden inen taraftarları emniyet güçleri kontrol altına almaya çalıştı. Bu esnada 10’u biber gazından etkilenen 1’i polis, 14 kişi hastanelik oldu. 1308 Osmaneli Belediyesporlu teknik heyet, futbolcu ve taraftarlardan Söğütsporlu 14 yaşındaki Hüseyin Taha Akan da Söğüt İlçe Devlet Hastanesi’nden, Bilecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edilmişti. Güvenlik görüntüleri ortaya çıktı Yaşanan olaylarda 14 yaşındaki Hüseyin Taha Akan’ın dövüldüğü anlar bir kafeteryanın güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde kendini kovalayan şahıslardan kaçan Hüseyin Taha Akan’ın, Ertuğrul Gazi Türbesi’nde bir kafeteryaya sığınması ve ardından kendisini kovalayan taraftalar tarafından kafeterya içinde dövülmesi görülüyor. "Çocuğumun dudaklarını patlatıyorlar, dişlerini kırıyorlar" Baba Fahri Akan, yaşanan olaylar sonrasında İHA’ya yaptığı açıklamada, "Perşembe günü oynanan Söğüt - Osmaneli maç sonunda çıkan olaylarda Osmaneli taraftarı türbede benim 14 yaşındaki çocuğumu, taş atanlarla hiçbir alakası olmadığı halde kovalayarak kafede sıkıştırıyorlar. Burada 20-25 kişilik Osmaneli teknik direktörü, futbolcular ve taraftarları ve bunlar kamera kayıtlarıyla bellidir çocuğumu öldürülesiye dövüyorlar. Çocuğumun dudaklarını patlatıyorlar, dişlerini döküyorlar, dişlerini kırıyorlar, gözü mor, kafasında şişlikler var. Vücudunun çeşitli yerlerinde morluklar var, çocuğumu öldüresiye dövüyorlar ve bayıltıp bırakıyorlar. Çocuğumun çok şükür şu an sağlık durumu iyi, yalnız psikolojisi bozuk. Çocuk evden dışarı çıkmak istemiyor. Biz de olaylardan hoşnut değiliz, bizim tek isteğimiz suçlular cezalarını çeksin. Mülki amirlerimizden, emniyet amirlerimizden özellikle Bilecik Emniyet Müdürü ve Valimizden bu olayla ilgilenmesini istiyorum. Çocuğuma bu saldırıyı yapanların cezasız kalmamasını istiyorum" dedi.