GÜNDEM - 21 Aralık 2025 Pazar 11:46

’Aile Yılına’ Diyarbakır’dan güçlü destek

A
A
A
’Aile Yılına’ Diyarbakır’dan güçlü destek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2025 yılını "Aile Yılı" ilan etmesiyle birlikte, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın destekleri doğrultusunda Diyarbakır’da ailelere yönelik kapsamlı çalışmalar hayata geçirildi.


İlde koruyucu aile sayısı 107’ye yükselirken, 22 çocuk koruyucu ailelere yerleştirildi, 16 çocuk evlat edindirildi. Korunma altındaki 412 çocuğa 7 kuruluşta bakım ve destek sağlanıyor. Ekonomik güçlük yaşayan 8 bin 279 çocuğa SED desteği sunulurken, ailelere toplam 332,7 milyon lira doğum yardımı ödendi. Engelli ve yaşlı hizmetleri kapsamında evde bakım aylığıyla 22 bin kişiye destek verildi, bu kapsamda 2,4 milyar lira ödeme yapıldı. Sur ilçesinde yapımı süren 100 kişilik huzurevinin açılışı için hazırlıklar devam ediyor. Kadına yönelik şiddetle mücadelede binlerce bilgilendirici materyal dağıtıldı, 166 binden fazla vatandaşa eğitim verildi. Aile ve toplum hizmetleri çerçevesinde 22 bin 846 hane ziyaret edilirken, şehit yakını ve gazilere yönelik bin 439 ziyaret gerçekleştirildi.


’’Çocuklar koruyucu ailelerin yanında sevgi dolu ortamda büyüyor’’


2025 Aile Yılı kapsamında Diyarbakır’da yürütülen çalışmalarla çocuklardan yaşlılara, kadınlardan engellilere kadar toplumun tüm kesimlerine güçlü ve sürdürülebilir destek sunulmaya 2026 yılında da devam edeceklerini belirten Diyarbakır Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Aydın Polat, medeniyetler şehri Diyarbakır için 5 alanda hizmet verdiklerini aktardı. Polat, "Çocuk hizmetleri alanında şu anda 400’ün üzerinde çocuğumuz koruma altında. Bunun yanı sıra çocuklarımızın kurum bakımına alınması yerine aile ortamında yetişmelerini sağlamak amacıyla koruyucu aile sistemini yaygınlaştırmaya büyük önem veriyoruz. Bu konuda oldukça iddialıyız. Diyarbakır, bugüne kadar koruyucu aile sayısında en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Geçmiş dönemlerde görev yapan tüm müdürlerimize emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Onların katkılarıyla bugün 107 çocuğumuz koruyucu aile yanında, sevgi dolu bir ortamda büyümektedir. Önceki yıllarda bu sayı daha düşüktü. Türkiye genelinde de koruyucu aile sayısını artırmak amacıyla Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından özel bir genelge yayımlanmış, 30 Haziran ’Koruyucu Aile Günü’ ilan edilmiştir. Bu adım, toplumsal farkındalığı ve duyarlılığı önemli ölçüde artırmıştır. Bu kapsamda Diyarbakır’da ’Koruyucu Aile Hatıra Ormanı’ kurduk. Hatıra ormanı vesilesiyle ailelerimizi bir araya getirerek çeşitli etkinlikler düzenledik. Amacımız, kuruluşlardaki çocuk sayısını azaltmak ve çocuklarımızın daha sağlıklı, sevgi dolu, anne-baba figürünün güçlü olduğu bir ortamda yetişmelerini sağlamaktır. Diyarbakır’da TÜİK verilerine göre yaklaşık 55 bin civarında 18 yaş altı çocuk bulunmaktadır. Bu çocukların tamamına ulaşmayı ve hizmet sunmayı hedefliyoruz. Ebeveyn kaybı yaşayan yaklaşık bin 200 çocuğumuz için sportif, tiyatral, drama ve çeşitli sosyal faaliyetler düzenliyoruz. Yaklaşık 8 bin 300 çocuğumuza evde sosyal ve ekonomik destek sunuyor, rehberlik ve eğitim hizmetleri veriyoruz. Bu kapsamda yaklaşık 8 bin ailenin çocuklarına hem maddi destek sağlıyor hem de eğitimlerle aileleri güçlendiriyoruz" dedi.


22 bin 500 engelliye evde bakım hizmeti verildi


Çocuk hizmetleri alanında Diyarbakır’da 7 kuruluşun bulunduğunu ve bu kuruluşlarda çocuklara barınma hizmetinin yanı sıra kurslar ve eğitimler de sunulduğunu ifade eden Polat, "Kadın hizmetleri kapsamında 2025 yılında yaklaşık 6 bin kadın, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezimizden (ŞÖNİM) eğitim ve hizmet almıştır. ŞÖNİM, 7 gün 24 saat esasına göre kesintisiz hizmet vermekte kadınlarımıza eğitim, danışmanlık ve ihtiyaç halinde barınma desteği sunmaktadır. Engelli ve yaşlı hizmetleri alanında da çalışmalarımız sürmektedir. Diyarbakır’da uzun yıllar huzurevinin bulunmaması, halkımızın yaşlılarına sahip çıktığının bir göstergesidir. Ancak kimsesi olmayan yaşlılarımız için huzurevi artık bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bu doğrultuda yapımı süren huzurevinin, inşallah 2026 yılının ortalarına doğru hizmete açılması planlanmaktadır. 2025 yılında yaklaşık 22 bin 500 engelli vatandaşımıza evde bakım hizmeti sunulmuş, bu kapsamda yaklaşık 2,5 milyar lira bakıcı ücreti ödemesi yapılmıştır. Ayrıca yaklaşık 1 bin 200 otizmli birey ve ailelerine danışmanlık hizmeti verilmiş, Otizm Eylem Planı kapsamında ihtiyaç duyulan destekler sağlanmıştır. İlimizde toplam bin 72 şehit yakını ve gazi bulunmaktadır. Maddi hakları ilgili bakanlıklar tarafından sağlanmakta olup; rehberlik, eğitim ve sosyal destek hizmetleri Müdürlüğümüz tarafından yürütülmektedir. Şehit ve gazi ailelerimizin çocukları için de sportif ve sosyal etkinlikler düzenlenmektedir" ifadelerini kullandı.


Aile ve toplum hizmetleri kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tensipleriyle 2025 yılının Aile Yılı ilan edildiğini vurgulayan Polat, sözlerine şöyle devam etti:


"Aslında önümüzdeki 10 yıl, aile çalışmalarının güç kazanacağı bir dönem olacaktır. 2025 yılı içerisinde aile çalıştayı düzenlenmiş, evlenen gençlere yönelik evlilik kredisi uygulaması hayata geçirilmiştir. Bu krediye yaklaşık 4 bin 500 kişi başvurmuş, bunlardan yaklaşık bin 500’ü hak kazanmıştır. Yıl boyunca yaklaşık 25 bin hane ziyaret edilerek ailelere rehberlik ve eğitim hizmetleri sunulmuştur. Ayrıca Cumhurbaşkanımızın ve Bakanımızın uygun görmesiyle hayata geçirilen Sosyal Hizmet Kampüsü, yaklaşık 23 binadan oluşacak şekilde planlanmıştır. Bu kampüste çocuk, engelli ve yaşlı hizmetleri bir arada sunularak hem ilimiz hem de bölgemiz rahatlatılacaktır. Bu vesileyle tüm vatandaşlarımızın yeni yılını en içten dileklerimle kutluyor, yeni yılın daha huzurlu ve barış dolu geçmesini temenni ediyorum."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya "İyilik Elçisi" Projesi gençlere yardımlaşma ve tarih bilinci aşılıyor Yeşilyurt Belediyesi Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında Beydağı Anadolu Lisesi öğrencilerine yönelik anlamlı ve farkındalık dolu bir program düzenlendi. Programda gençlere yardımlaşma, paylaşma ve toplumsal dayanışmanın önemi anlatılırken, sosyal sorumluluk bilincinin küçük yaşlarda kazanılmasının gerekliliğine vurgu yapıldı. Yeşilyurt Belediyesi, "iyiliğin izinde, bilinçle büyüyen gençler" yetiştirmek amacıyla sosyal, kültürel ve eğitici projelerini kararlılıkla sürdürmeye devam ediyor. ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında gerçekleşen gezi ve inceleme ziyaretine katılan Beydağı Anadolu Lisesi öğrencileri, Yeşilyurt Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Hayır Çarşısını ziyaret etti. Burada yürütülen yardım faaliyetleri hakkında detaylı bilgiler alan öğrenciler, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılan desteklerin nasıl organize edildiğini yerinde görme fırsatı buldu. Emanet Çarşı’nın, dayanışma kültürünü güçlendiren ve iyiliği çoğaltan bir sosyal hizmet modeli olduğuna dikkat çekildi. Programın devamında öğrenciler için Savaş Müzesi, Tekstil Müzesi ve Cezaevi Müzesi gezileri düzenlendi. Gerçekleştirilen müze ziyaretleriyle gençler, Malatya’nın ve ülkemizin yakın tarihine, kültürel ve sosyal mirasına yakından tanıklık etti. Savaş Müzesi’nde milli mücadele ruhu ve fedakârlık duygusu ön plana çıkarken, Tekstil Müzesi’nde kentin üretim kültürü ve emeğin değeri anlatıldı. Cezaevi Müzesi gezisinde ise geçmişten günümüze toplumsal hafıza ve insan hikâyeleri üzerinden önemli mesajlar paylaşıldı. ‘İyilik Elçisi’ Projesi ile öğrencilerin hem sosyal sorumluluk bilinci kazanması hem de tarih ve kültürle bağ kurarak bilinçli bireyler olarak yetişmeleri hedefleniyor. Program sonunda öğrenciler, yardımlaşmanın ve paylaşmanın toplumsal birlikteliğin temel taşlarından biri olduğunu bir kez daha idrak ederken, tarih bilinciyle geleceğe daha güçlü adımlarla yürümenin önemini kavradı.
Diyarbakır DTSO Başkanı Kaya: "2026’da en büyük beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması" Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılının hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istedikleri düzeyde geçmediğini ifade ederek, 2026’ya yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu belirtti. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılını değerlendirdi. Kaya, "Doğrusu 2025 yılı, hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istediğimiz düzeyde geçti diyemeyiz. Bu süreci olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri, banka faiz oranlarının oldukça yüksek olmasıdır. Yüksek faiz oranları, işletmelerin büyümesini neredeyse imkansız hale getirmiştir. Burada iki durumu birlikte değerlendirmek gerekir. Birincisi, kredi kullanmış olan işletmeler, faiz oranlarının yüksekliği nedeniyle büyüme hedeflerinden vazgeçerek kredilerini kapatma yoluna gitmişlerdir. Bu durum, işletmelerin öz kaynaklarını nakde çevirmelerine ve dolayısıyla faaliyetlerini yavaşlatmalarına, hatta durma noktasına getirmelerine neden olmuştur. İkinci olarak ise büyümeyi hedefleyen işletmelerin, yalnızca öz kaynaklarıyla büyümelerinin mümkün olmaması ve krediye erişimde yaşanan zorluklar öne çıkmaktadır. Krediye ulaşabilen işletmeler ise yüksek faiz oranları ve düşük karlılık nedeniyle bu yoldan vazgeçmiş, bu da büyümeyi engellemiştir. Bu sürecin sonucu olarak özellikle istihdam kaybı yaşanmıştır. Diyarbakır için istihdam açısından büyük önem taşıyan, yoğun bir sektör olan hazır giyim ve tekstil sektöründe yaklaşık yüzde 30’a varan istihdam kaybı meydana gelmiştir. Bununla birlikte yalnızca istihdam değil, işletmelerin yaklaşık yüzde 30’unun faaliyetlerini durdurması gibi ciddi sonuçlar da ortaya çıkmıştır" dedi. 2026’da beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye kolay erişim 2026 yılına yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu ifade eden Kaya, şu ifadeleri kullandı: "Kredi oranlarının düşmesi, bölgede sektörlerin hızlı bir şekilde gelişmesini sağlayacaktır. İlimizin sanayi altyapısı bu açıdan güçlüdür. Her türlü sanayi ürününü üretebilecek kapasitemiz, alanlarımız, altyapımız, beşeri sermayemiz ve genç nüfusumuz bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerin en önemli özelliklerinden biri, komşularıyla yaptıkları ticaretin yüksekliğidir. Barış süreci de tam olarak bunu etkileyecek bir unsurdur. Türkiye’nin güney komşularıyla yakalayacağı bir barış ortamı, en fazla sınır ve komşu illerin ticaretini ve ekonomisini olumlu yönde etkileyecektir. İhracat rakamlarına baktığımızda Irak’ın bu anlamda önemli bir örnek olduğunu görüyoruz. Irak, en çok ticaret yaptığımız ülkeler arasında hızla üst sıralara çıkmıştır. Aynı süreci Suriye için de yakalayabiliriz. Suriye’nin yeniden imarı ve kalkınmasında itici güç Türkiye, özellikle de bölge illeri olacaktır. Bu nedenle barış sürecinin en olumlu etkileyeceği alan ekonomidir. Bu süreç, hem Türkiye hem de güney komşularımız için önemli bir kalkınma modeli oluşturacaktır." 2026 yılı özellikle tüccarların, sanayicilerin ve imalatçıların arzu ettiği performansın yakalandığı bir yıl olmasını dileyen Kaya, "Barış sürecinin gelişmesi ve güney komşularımızla ilişkilerin güçlenmesi, hem ekonomimizin gelişmesine hem de yaşam kalitemizin artmasına katkı sağlayacaktır. Bu vesileyle hem üyelerimizin hem de halkımızın yeni yıla barış, huzur ve mutluluk içinde girmesini temenni ediyorum" diye konuştu.
Gaziantep Baba-oğul kalaycılık mesleğini yaşatmaya çalışıyor Gaziantep’te kalaycılık mesleğinin son temsilcilerinden Ömer Çetinkaya, oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte mesleğini yaşatmaya çalışıyor. Kentte yaşayan 59 yaşındaki Ömer Çetinkaya, son yıllarda az sayıda ustanın ayakta tutmaya çalıştığı kalaycılık mesleğini 23 yaşındaki oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte sürdürüyor. Çelik mutfak eşyalarının kullanımının yaygınlaşması ve teknolojik yenilikler karşısında çok az kişinin yaptığı meslekler arasında yer alan kalaycılığa çocuk yaşında 45 yıl önce Şahinbey ilçesindeki tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda çırak olarak adım atan Ömer Çetinkaya, kalfalık ve ustalık sürecinin ardından kendi iş yerini açtı. Mesleğini oğlu Halil İbrahim Çetinkaya’ya öğreten Ömer Çetinkaya, oğlu ile birlikte kale altındaki iş yerinde mesleğini yaşatmaya çalışıyor. İlkokul öğrencisi olduğu dönemden bu yana babasına destek olan ve okuldan arta kalan zamanlarda da iş yerinde çıraklık yapan Halil İbrahim Çetinkaya, babasından mesleğin tüm inceliklerini öğrendi. Oğluna mesleği yaşatmaları için nasihatler veren ve aynı zamanda da mesleği her yönüyle uygulamalı olarak öğreten Çetinkaya, oğlu ile birlikte müşterilerden gelen bakır eşyaları kalaylıyor. Unutulmaya yüz tutmuş mesleklerini yaşatmaya çalışan baba-oğul, birlikte hem ekmek paralarını kazanıyor hem de mesleklerini ayakta tutup gelecek nesillere aktarmanın mücadelesini veriyor. Yıllardır aynı çatı altında omuz omuza ocak başında bakır eşyaları kalaylayan baba-oğul, mesleklerini geleceğe taşımak için adeta bir köprü görevi görüyor. 45 yıldır mesleğini severek yapan Çetinkaya, çocuğuna adeta miras olarak bıraktığı mesleğini 15 yıldır oğluyla beraber devam ettiriyor. Mesleğinde çırak bulamazken oğluyla aynı işi yapıyor olmanın mutluluğunu yaşadığını belirten Ömer Çetinkaya, başkalarının çocuklarına miras olarak para bıraktığı bir devirde kendisinin oğluna meslek bıraktığını söyledi. 45 yıl önce kendi iş yerini açtığı mesleğe aralıksız devam ettiğini belirten Ömer Çetinkaya, "1980’de bu mesleğe başladım. Bu meslekte çok değerli bir ustam vardı, mesleğimi ustamdan öğrendim. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, nur içinde yatsın. Ustamın benim üzerimde büyük emeği var. Mesleğimiz kalaycılık ve bakır eşyaları kalaylıyoruz. Meslekte 40-45 yıl geride kaldı. İlkokulu bitirdim, 1980 yılında başladığım mesleğimi yıllardır severek yapıyorum. 1980 yılından beri Allah’a çok şükür başka bir meslek yapmadım. Bu meslekte bir çırağın yetişmesi için 15-20 yıl geçmesi lazım. Eleman sıkıntısı olduğundan dolayı ben de oğlumu getiriyordum. Yıllardan beri oğlumla beri beraber çalışıp mesleğimize devam ediyoruz" dedi. Babasının yetiştirdiği Halil İbrahim Çetinkaya da ilkokul öğrencisi olduğu dönemden beri babasının yanında çalıştığını belirterek, "Ben 8-9 yaşından beri bu meslekteyim. Okuldan sonra gelir babamın yanında çalışırdım. Tatillerde babamın yanında çalışırdım. Mesleği babamdan öğrendim. Babamın bana öğrettiği mesleği devam ettiriyorum. Eleman yoktu. Bende babamı yalnız bırakmak istemedim. Liseye kadar okudum. Lisedeyken okulu bıraktım. Babamla birlikte mesleğimize devam ediyoruz. Çok şükür bir ekmeğimizi yiyoruz. Kalay yapıyoruz. Çaydanlık, sürahi ve eski bakırları kalaylıyoruz. Baba mesleğini yapmak güzel. Babama yardımcı olduğum için çok mutluyum. Babamla birlikte güzel bir şekilde çalışıyoruz. Mesleğimiz çok güzel" diye konuştu.