KÜLTÜR SANAT - 05 Temmuz 2025 Cumartesi 14:48

Çayönü Tepesi kazısından çıkartılan dünyanın ilk maket ev yapısı Diyarbakır Müzesi’nde sergileniyor

A
A
A
Çayönü Tepesi kazısından çıkartılan dünyanın ilk maket ev yapısı Diyarbakır Müzesi’nde sergileniyor

İnsanlık tarihine ışık tutan Diyarbakır’ın Ergani ilçesindeki 12 bin yıllık Çayönü Tepesi’ndeki kazılarda çıkan dünyanın ilk ev modeli müzede sergileniyor.


Çayönü Tepesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, Diyarbakır’ın Ergani ilçesinin 7 kilometre güneybatısında, Ergani Ovası kuzeyinde yer alan bir yerleşim yeri. İnsanlık tarihinin yerleşik yaşama geçiş sürecini temsil eden Neolitik Dönem’in ilk dönemlerinden itibaren, yaklaşık 12 bin yıl önce ilk defa iskan edildiği yer. Bu yerleşim yeri, sadece Anadolu değil, aynı zamanda Yakındoğu ve Levant coğrafyasında Neolitik Dönem kültür tarihini en iyi yansıtan yerleşimlerden birisi olması nedeniyle dünya kültür tarihi için anahtar niteliğinde bir yerleşim yeri olarak biliniyor.


Kazı projesi, ilk olarak 1964 yılında İstanbul Üniversitesi Prehistorya (Tarih Öncesi Arkeolojisi) kurucularından Prof. Dr. Halet Çambel ve Chicago Üniversitesi’nden Prof. Dr. Robert John Braidwood ortak projesi olarak başlatıldı. Kazı başkanlığı daha sonra 1987-1992 yılları arasında Prof. Dr. Mehmet Özdoğan ve ardından 2015-2023 yılları arasında Prof. Dr. Aslı Erim-Özdoğan tarafından yürütüldü.


Cumhurbaşkanlığı kararlı kazılar kapsamında; Çayönü Tepesi Kazı ve Araştırma Projesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Müzecilik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Sarıaltun başkanlığında yürütülüyor.


Kazı çalışmalarında çok sayıda eser ortaya çıkartılırken, en dikkat çeken parça ise dünyanın ilk ev maketi veya modeli kabul eden eser. Çayıönü Tepesi ve ahalisi hakkında detaylı bilgi veren maket ev, Diyarbakır Müzesi’nde sergileniyor.


Kazı Başkanı Doç. Dr. Sarıaltun, İHA muhabirine, bulunduğu yerin Çayönü Tepesi’nin ayrıcalıklı bir noktası olduğunu, hücre planlı yapıların bulunduğu alan olduğunu söyledi. Bu hücre planlı yapıların mimarlık tarihi ve şehir planlamacı tarihi açısından çok özel bir yapı geleneği olduğunu belirten Sarıaltun, farklı veya aynı ailelere ait yapıların yapıldığını buradan bildiklerini ifade etti.



"Dünyanın en erken merdivenlerinden bir taş olarak var olduğunu biliyoruz"


Sarıaltun, toprağa dair, mülkiyet algısına dair net olduğu dönem olduğunu belirterek, "Çayönü ahalisi, yapıları yaparken birbirlerine saygı duyarak, evler birbirlerinin önünü kesmiyor, kapatmıyor, belirli bir sıraya göre gidiyor. Aralarında küçük sokak diyebileceğimiz boşluklar var. Bu yapının bir özel durumu daha var. Bu gün bile mimarların hayretle baktığı subasman seviyesi var. Binanı çevresi bir kaldırım benzeri gibi bir alan. Bununla beraber şurada gördüğünüz taş bir merdiven. Bu açıdan dünyanın en erken merdivenlerinden bir taş olarak var olduğunu biliyoruz" dedi.


Taş bir merdivenin olması, platformla yukarı çıkılmasının yapıların yukarı doğru çıkması açısından bunun da önemli bir veri olduğuna dikkat çeken Sarıaltun, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Bazı hücrelerin depolama amacıyla tahıllarını sakladıkları bir alandı burası. Hücrelerin kendi içinde girişleri olduğunu biliyoruz. Bunlar bodrum aslında, alt katlar. Sonrasında kerpiç bloklar var. Tek odalı olduklarını düşünüyoruz, düz damlı. Yaklaşık da 2 metre 30 santimlik olduğunu düşünüyoruz maket örneğinde olduğu gibi. Bu ne demek aslında, bugün ki Anadolu’da yapılan taş yapıların en erken örneklerinden biri. Bu kadar veriye nasıl sahibiz? Arkeolojik kazıları sahibiz evet. Ama Çayönü ahalisi bize biraz yardımcı olmuşlar."


"Bugüne kadar bulunmuş toplam 17 maket örneği var"


Yaklaşık 10 bin yıl önce burada yaşayan ahalinin evlerinin maketlerini de yaptığını kaydeden Sarıaltun, "Bugüne kadar bulunmuş toplam 17 maket örneği var. Bunlardan en tüm ve en iyi durumda olan şu anda Diyarbakır Müzesi’nde sergileniyor. Bu açıdan dünyanın ilk maket ev yapısı, en erken yapısı olduğunu söyleyebiliriz. Bu yapıların birebir örneği, bu yapıların bulunduğu seviyede. Aynı çağdaş. Yapılarla maketi karşılaştırdığımızda çok çok yakın ölçülerde. Ahali bize çok yardım etmiş. Arkeolojik verileri de o maket sayesinde daha iyi yorumlayabilir hale geldik" diye konuştu.


Bununla ilgili birkaç teorik açıklamaları olduğunu aktaran Sarıaltun, "Bunlardan biri, bir ritüel amacıyla olabilir, haneyi korumak. İkincisi bir oyuncak olabilir. Üçüncüsü de, tasarım sürecinde Çayönü ahalisi her şeyini yaparken önce bir tasarlamış. Tasarlaması gerekiyor ki her şey bu kadar mükemmele yakın olsun. Bunu yapan ustaların yapacakları yapıları önceden kendilerinde netleştirmesi aslında" şeklinde konuştu.


Diyarbakır Müze Müdürü Müjdat Gizligöl, Diyarbakır Müzesi’nin 1934 yılında kurulmuş Türkiye’nin en eski, en köklü müzelerinden biri olduğuna değinerek, en eski ve köklü olduğu için haliyle ilde çok sayıda kazı çalışması yapıldığını vurguladı.


Şu ana kadar müze müdürlüğü olarak 1934 yılından günümüze kadar 50’nin üzerinde kazı çalışması yürüttüklerini hatırlatan Gizligöl, bunlardan en önemlilerinden biri da tabii ki Çayönü kazısı olduğunu söyledi.


Gizligöl, şöyle konuştu:


"Aynı zamanda ilimizde bilimsel yöntemlerle kazılmış ilk kazı çalışmasıdır. Kazı çalışmalarında çok sayıda ünik eser bulundu. Bunlardan biri de, arkeoloji salonunun alt katında bulunan Çayönü vitrinindeki ev modeli, ya da ev maketi. Ev maketi, bildiğimiz anlamda ilk ev modelidir. Dolayısıyla çok enteresan bir buluntu. Ev modeli bize neyi söylüyor. Çayönü halkının evlerini nasıl inşa ettiğini, evlerinin planlarından tutun yüksekliğine, kapıların girişine, pençelerinin varlığına kadar, hatta damlarda korunaklı bir alanın oluşturulup oluşturulmadığına kadar çok önemli veriler veriyor."



Çayönü Tepesi kazısından çıkartılan dünyanın ilk maket ev yapısı Diyarbakır Müzesi’nde sergileniyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum ER-VAK Başkanı Güzel; "Sarıkamış Harekâtı yüce Türk milletinin hafızasında hüzünlü bir sayfadır" Erzurum Kalkınma Vakfı (Er-Vak) Başkanı Erdal Güzel, Sarıkamış Harekatı’nın 111. yıl dönümü münasebetiyle yaptığı açıklamada Türk tarihinin en trajik sahnelerinin yaşandığı bu savaş sırasında, beyaz karları kefenleri yapan Allahuekber şehitlerini unutmadıklarını ve unutturmayacaklarını ifade etti. Güzel, çok uzun yıllar ülke gündeminden uzak tutulan ve karlar altında saklı kalan Allahuekber Şehitlerini 2003 yılında yaptıkları "Allahuekber şehitleri torunlarıyla buluşuyor" etkinliği ile gündeme taşıdıklarını ve uzun yıllar konunun takipçileri olduklarını belirterek ER-VAK’ın bu konuda büyük bir tarihi sorumluluğu yerine getirmenin haklı gururunu yaşadığını ifade etti. Sarıkamış Harekatı anma proğramlarıyla ilgili açıklamalarda da bulununan Güzel, tarihin seyri ve gerçekliği içerisinde bu proğramların yapılması gerektiğine dikkat çekerek Sarıkamış’ın o tarihlerde düşman işgalinde olduğınu, harekatın Erzurum’da planlandığını ve başlatıldığını, 3.Ordu Komutanı Hafız Hakkı Paşa’nın mezarının Erzurum’da bulunduğunu hatırlatarak anma merasimlernin Kars Kapı Şehitliğin’den başlatılmasını arzu ettiklerini söyledi. Güzel onbinlerce Mehmetçiğin, toprağı vatan yapmak uğruna soğuğa, tifüse ve Ruslara karşı vermiş olduğu ve sonu hüzünle biten şanlı mücadelenin yıl dönümünde Allahuekber ve Soğanlı dağlarında bir hilal uğruna canlarını veren şühedayı saygı, rahmet ve minnetle andıklarını ifade etti.
Kayseri Rektör Prof. Dr. Altun; Uluslararası Öğrenci Akademisi’nin açılış dersini verdi Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun; Medeniyetin Burçları Derneği ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından yürütülen Kayseri Uluslararası Öğrenci Akademisi’nin açılış dersini verdi. Etkinlikte konuşan Rektör Prof. Dr. Fatih Altun; öğrencilere ERÜ hakkında bilgi vererek, " Üniversitemiz Anadolu’da kendinden çok söz ettiren marka değeri yüksek güçlü bir üniversitedir" dedi. ERÜ’nün sadece Türkiye’de değil, dünyada da saygın bir üniversite olduğuna dikkat çeken Rektör Prof. Dr. Altun, "Sizin burada geçirdiğiniz zamanın kaliteli olması ve burada bizlere ait kültürü sizlere aktarabiliyor olmamız bence son derece önemlidir. Çünkü sizler birer kültür elçisi olarak gittiğiniz ülkenizde bizleri anlatacaksınız, bizleri temsil edeceksiniz" şeklinde konuştu. Öğrencilere tavsiyelerde de bulunan Rektör Prof. Dr. Altun, şunları kaydetti; "En yakın dostunuz olan kitaptan uzak durmayın. Daha çok okumak ve daha çok inceleme yaparak, disiplinlerarası süreçlerde olmalısınız." Medeniyetin Burçları Derneği Başkanı Ali Dursun da yaptığı konuşmada ERÜ’nün teknolojiyle aynı zamanda tarih, kültür ve diplomasi gibi alanlarda da önemli adımlar attığını belirtti. Etkinlik, Rektör Prof. Dr. Fatih Altun’a Uluslararası Öğrenci Akademisi’nde öğrenim gören öğrencilerin kaleme aldığı kitapların takdimi ve hatıra fotoğrafı çekiminin ardından sona erdi.