ASAYİŞ - 12 Kasım 2025 Çarşamba 11:19

Diyarbakır’da "Markaj" operasyonu: 2 milyar 743 milyon para hacmi olan şüphelilerden 25’i tutuklandı

A
A
A
Diyarbakır’da "Markaj" operasyonu: 2 milyar 743 milyon para hacmi olan şüphelilerden 25’i tutuklandı

Diyarbakır’da yasa dışı bahisle bağlantılı nakline aracılık eden şüphelilere yönelik 53 adreste 46 şüpheliye yönelik "Markaj" operasyonu düzenlendi. 2 milyar 743 milyon para hacmi olan şüphelilerden 25’i tutuklandı.



İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yaklaşık 6 aydır yürütülen teknik ve fiziki takip çalışmaları ile MASAK analizleri sonucunda; banka ve kripto para hesaplarındaki işlem hacmi 2 milyar 743 milyon TL olduğu belirlenen şüphelilerin, Diyarbakır’da kiraladıkları ofis ve dairelerde Kıbrıs bağlantılı yasa dışı bahis sitelerinin panellerini kullanarak bu sitelerin finans ayağını yöneten, yasa dışı bahisle bağlantılı para nakline aracılık eden ve yakalanmamak amacıyla sık sık ofis değişikliği yaptıkları tespit edildi.


İl genelinde 53 adreste 46 şüpheliye yönelik eş zamanlı operasyon düzenlendi. Yapılan aramalarda çok sayıda dijital materyal ile 4 silah ele geçirilip 46 kişi gözaltına alındı.


Mahkemeye sevk edilen 46 şüpheliden 25’i tutuklanırken, 21’i ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.


(RK-Y)

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize Rize’de gençlerin sosyal medya bağımlılığı araştırılıyor Rize’de faaliyet gösteren Genç Düşünce Derneği, kentte yaşayan 18-30 yaş aralığındaki gençlerin sosyal medya bağımlılığını inceleyen bir araştırma başlattı. Avrupa Birliği ve Türkiye Ulusal Ajansı tarafından desteklenen ‘Wifisiz Hayat Mis Gibi Hayat’ adlı proje Rize’de uygulanmaya başladı. Projenin ilk aşamasında Çayeli ilçesinde ‘Dijital Bağımlılıkla Mücadele Eğitmen Eğitimi’ gerçekleştirildi. Beş gün süren program boyunca katılımcılar sosyal medya bağımlılığına ilişkin atölyelere, çalıştaylara ve uzman isimlerin katıldığı seminerlere iştirak etti. Eğitim programında Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Taner Erol, dijital çağda ikna süreçleri ve zihin yönetimi üzerine sunum yaptı. Öğr. Gör. Barış Tüzüner dijital toplumda gerçeklik algısının oluşumunu, Öğr. Gör. Mehmet Çakır dijital dünyada popüler kültürün etkilerini, Öğr. Gör. Süleyman Kandemir ise dijital dünyanın hukuki boyutlarını ele aldı. Mehmet Özkan, Turkuvaz Medya bünyesinde gazeteci olarak edindiği tecrübelerle sosyal medya okuryazarlığı ve bilinçli dijital kullanım konularında bilgi aktardı. Rize’de bir medya gurubunun İmtiyaz Sahibi olan Aytekin Kalender, yerel medya perspektifinden dijitalleşme ve saha deneyimlerini paylaştı. Rize Sivil Toplum Gönüllüleri Platformu Başkanı Vatan Karakaş ise sivil toplum ve gençlik çalışmalarının dijital dönüşümdeki rolüne değindi. Eğitimi başarıyla tamamlayan katılımcılar, proje kapsamında ‘temsilci’ olarak görevlendirildi. Temsilciler, sosyal medya bağımlılığına yönelik hazırlanan anketi Rize’de yaşayan 18-30 yaş aralığındaki gençlere uygulayarak, saha verilerini derneğe ulaştırmayı hedefliyor. Elde edilen verilerin analiz edilmesiyle hazırlanacak rapor, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Etik Kurulu’na sunulacak ve akademik çalışmalara kaynak oluşturmuş olacak. Genç Düşünce Derneği Başkanı Halil İbrahim Aydın, projeye ilişkin yaptığı açıklamada, "Gençlerin dijitalleşme sürecinde karşılaştığı risklerin doğru analiz edilmesi ve bu alanda bilimsel temelli politikalar geliştirilmesi artık bir ihtiyaç olmaktan çıkıp zorunluluk hâline gelmiştir. Dernek olarak gençlik çalışmalarını yalnızca sosyal faaliyetlerle sınırlı görmüyor; gençlerin davranış, alışkanlık ve dijital etkileşim biçimlerine yönelik kapsamlı araştırmalar yapmayı görevimiz kabul ediyoruz. Bu doğrultuda hayata geçirdiğimiz proje, gençlerin dijital mecralarla ilişkisini objektif verilerle ortaya koymayı ve elde edilen bulguları karar vericilerle paylaşarak çözüm odaklı bir yol haritası oluşturmayı hedeflemektedir. Gençlerin dijital dünyada karşılaştığı sorunları yalnızca bir bağımlılık meselesi olarak değil, aynı zamanda sosyal, psikolojik ve kültürel boyutları olan çok yönlü bir konu olarak ele alıyoruz. Bu nedenle proje sürecinde hem akademik dünyadan hem de sahada aktif çalışan uzmanlardan destek alınması bizim için büyük önem taşımaktadır. Elde edeceğimiz verilerin hem yerel düzeyde hem de ulusal ölçekte gençlik alanında yürütülecek çalışmalara katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bu projeyi hayata geçirirken gençlerin fikirlerini merkeze almaya, katılımcılığı ve iş birliğini ön planda tutmaya özen gösteriyoruz. Proje çıktılarının gençlerin dijital farkındalığını artırmanın yanı sıra ailelere, eğitim kurumlarına ve kamu karar vericilerine de yol gösterici olacağına inanıyoruz. Destek veren tüm kurum ve paydaşlara teşekkür ediyor, projemizin gençlerimize ve ilimize değer katmasını temenni ediyorum" ifadelerini kullandı.
Trabzon Türkiye’nin tek yerli acil durum gıdası ve suyu Trabzon’da deprem çantasına giriyor Son yıllarda yaşanan büyük depremlerin ardından acil durum çantalarının önemi bir kez daha ortaya çıkarken, Türkiye’de deprem çantasında yer alması gereken en kritik ürünler Trabzon’da üretiliyor. Acil durum gıdası, acil durum suyu ve ilk yardım setiyle birlikte 72 saatlik yaşam desteği sunan yerli deprem çantası uluslararası standartlarda hazırlanıyor. Beşikdüzü Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Akana Deniz Teknolojileri’nde görevli Endüstri Mühendisi Mehmet Saygın, Türkiye’de hem acil durum gıdasını hem acil durum suyunu üreten tek firma olduklarını söyledi. Saygın, "Deprem çantalarının içinde mutlaka acil durum suyu ve acil durum gıdası bulunmalı. Bu ürünlerin raf ömrü 5 yıl ve bir kişinin 72 saatlik temel ihtiyacını karşılıyor. Son depremlerle birlikte bu konuda ciddi farkındalık oluştu" dedi. Deprem çantaları standart ve VIP olarak ikiye ayrılıyor Deprem çantalarının standart ve VIP olarak iki çeşide ayrıldığını belirten Saygın, "Deprem çantasının içeriğinde acil durum gıdası ve suyun yanı sıra ilk yardım seti, termal battaniye, dinamolu el feneri, düdük gibi temel ekipmanları yer alıyor. Standart olan çantamızın yüzde 70’i dolu, yüzde 30’u ise kullanıcının kendi inisiyatifine göre boş bırakılmış ve bu şekilde tasarlanmıştır. VIP modelde ise bu ekipmanlara ek olarak solar el feneri, powerbank, saç yıkama bonesi, dezenfektan ve termal koruyucu kıyafet bulunuyor" diye konuştu. Acil durum gıdasının uluslararası kurallara uygun olarak üretildiğini ifade eden Saygın, "Çantamızda bulunan acil durum gıdasını bir kişinin 3 günlük protein, karbonhidrat, yağ, tuz ve enerji ihtiyacını karşılayacak seviyede üretiyoruz. Fabrikamızda yüzde 75 kadın istihdamıyla bu üretimi gerçekleştiriyoruz" şeklinde konuştu.