ASAYİŞ - 15 Temmuz 2020 Çarşamba 14:01

HDP önündeki ailelerin evlat nöbeti 317’nci gününde

A
A
A
HDP önündeki ailelerin evlat nöbeti 317’nci gününde

Çocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından dağa kaçırıldığı iddiasıyla HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eylemi başlatan ailelerin evlat nöbeti 317’nci gününe girdi.

Çocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından dağa kaçırıldığı iddiasıyla HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eylemi başlatan ailelerin evlat nöbeti 317’nci gününe girdi. Aileler, 15 Temmuz’da darbe girişiminde bulunan FETÖ ile PKK’nın bir olduğunu söyledi.


Çocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından dağa kaçırıldığı iddiasıyla 3 Eylül 2019’da farklı kentlerden Diyarbakır’a gelerek HDP il binası önünde oturma eylemi başlatan ailelerin evlat nöbeti 317’nci gününde de devam ediyor. Hakkari’nin Şemdinli ilçesinden gelip evlat nöbetine devam eden acılı anne Necibe Çiftçi, oğlu Rojhat Çiftçi’nin 5 yıl önce terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırıldığını ve büyük oğlu 4 çocuk babası Sami Çiftçi’nin de terör örgütüne destek vermediği gerekçesiyle kaçırılarak şehit edildiğini aktardı. Çiftçi, "Ben iki evladım için buraya geldim. Şuanda biz bu çadırın altında 317 gündür mücadelemizi sürdürüyoruz. 317 yıl da geçerse biz evlatlarımızı almadan buradan gitmeyiz. Biz evlatlarımız için bu çadırın altında bekliyoruz ve sonuna kadar da buradan kalkmayacağız. İnşallah en kısa sürede biz evlatlarımıza kavuşuruz" dedi.



"Benim oğlum şehit olduğunda, FETÖ’cü asker karakolda kalıyordu"


15 Temmuz hain darbe girişimini de lanetleyen anne Çiftçi, "15 Temmuzda masum insanları öldürdüler. Gençleri öldürdüler, çocukları yetim bıraktılar ve bazı insanlarda gazi oldular, yazık günah değil mi? Bu FETÖ ve PKK hepsi bir olmuştu. Biz her ikisini de istemiyoruz. Bizim çocuklarımıza zarar verenler de FETÖ ile PKK’dır. Benim oğlum şehit olduğu gün karakol bizim oturduğumuz köyün arkasındaydı. Karakola telefon açtık dedik gelin PKK köyün içerisine girmiş o sırada karakol komutanı umursamadı ve aradan 15 gün geçtikten sonra karakol komutanı FETÖ’cü çıktı. Özel harekat timleri karakola gittiler o sözde komutanı yakalayıp cezaevine koydular. Benim çocuğum şehit olduğu zaman o FETÖ’cü asker karakolda kalıyordu. Özel harekat timleri onu yakalayıp cezaevine attılar. İnşallah cezaevinden bir daha çıkmaz" diye konuştu.



"Diyarbakır halkına sesleniyorum, ne zaman uyanacaksınız"


Mardinli olan ve Diyarbakır’da oturan inşaat işçisi Celil Begdaş ile eşi Hediye Begdaş, 5 Mayıs 2019’da ortadan kaybolan oğulları Yusuf’un HDP’liler tarafından düğün aracı olarak süslenen minibüsle dağa kaçırıldığını belirterek, 4 Eylül akşamı oturma eylemine katıldı. 317 gündür HDP önünde oğlunu HDP’lilerden isteyen baba Begdaş, "Ben bu kapıda oğlumu bekliyorum. Oğlumu HDP’liler ve ona yakın gruplar dağa kaçırdı" şeklinde


15 Temmuz hain darbe girişimine ilişkinde konuşan baba Begdaş, “Bugün 15 Temmuz, o günleri hatırlamak istemiyoruz. O gün kötü bir gündü, FETÖ’cüler formayı giydiler asker polis oldular Türkiye’ye kastetmek istediler beceremediler. Yukarıda Allah vardı ve hak yerini buldu. Yapılan darbe girişimi herkeseydi. Sadece Türkiye’ye değildi. Kürt’e de, Çerkez’e de herkese karşı bir darbeydi. 15 Temmuz gecesi ben Ankara Beştepe’de bulunan polis lojmanlarının tamiratını yapıyordum. Gece yarısı arkadaşlarım beni kaldırdı darbe olduğunu söylediler. Biz hemen aşağı indik bir baktık Ankara toz duman içerisinde, önce korktuk ardından dışarı çıktık emniyet güçleri bizlere önce beklememizi söylediler dışarı çıkmamıza izin verilene kadar. Tabi kötü bir şeydi kendi insanlarına kurşun sıktılar. Alçak FETÖ Türkiye’nin parasını yedi Türkiye’nin ekmeğini yedi nankörlük yapıp Amerika’ya uşaklık yapıyor. Bugün PKK diye bir örgüt de var oda Kürtlerin formasını giyip Kürtleri katletti ve Kürtlerin çocuklarını kadın, kız, çocuk demeden. Ben buradan bütün kamuoyuna sesleniyorum bu 10 yaşındaki çocuk tek başına ne yapabilir? Duran Kalkan kızları almış koltuğunun altına gençlerimizi kullanıyor. Yazık günah yani, ben buradan Diyarbakır halkına da sesleniyorum, artık ne zaman uyanacaksınız, yetmedi mi, daha kaç bedel vereceğiz. Topraklarda yer kalmadı yeter artık" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.