SAĞLIK - 25 Haziran 2025 Çarşamba 17:14

Çocuklarda lenf bezi büyümesi masum olmayabilir

A
A
A
Çocuklarda lenf bezi büyümesi masum olmayabilir

DÜZCE(İHA) – Doç. Dr. Hatice Mine Çakmak, çocukların enfeksiyonlardan korunması, düzenli hekim kontrolleri, aşıların zamanında yapılması ve ailelerin bilinçli olması erken tanı açısından çok önemli olduğunu söyledi.


Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hatice Mine Çakmak, çocuklarda lenf bezleri büyümesi (Lenfadenopati) hakkında bilgiler verdi. Lenfadenopatiyi, lenf bezlerinin büyümesi veya yapısal olarak değişmesi durumu olarak açıklayan Doç. Dr. Çakmak, "Çocuklarda sıklıkla üst solunum yolu enfeksiyonları gibi nedenlerle ortaya çıkar. Genellikle boyun bölgesinde yumuşak, hareketli, bazen ağrılı şişliklerle kendini gösterir. Ancak altta yatan nedene göre sistemik belirtiler de eşlik edebilir" dedi.



"Çocukluk çağında yaygın görülüyor"


Çocukluk çağı lenfadenopatisinin oldukça yaygın görüldüğüne işaret eden Çakmak, özellikle 1–5 yaş arası çocuklarda bağışıklık sisteminin gelişim sürecinde sık enfeksiyon geçirmeleri nedeniyle daha sık gözlendiğine vurgu yaptı. Çocuklarda lenfadenopatinin en sık nedeninin enfeksiyonlar olduğunu bildiren Öğretim Üyesi Çakmak, "Bunlar arasında viral, bakteriyel ve daha nadiren tüberküloz gibi özgül enfeksiyonlar yer alır. Ayrıca otoimmün hastalıklar, ilaç reaksiyonları ve nadiren maligniteler de neden olabilir" diye konuştu.



Belirtilere dikkat


Lenfadenopatinin kanserle ilişkilendirilebildiğini ancak çocukluk çağı lenfadenopatilerinin ekseriya iyi huylu olduğunu ifade eden Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Çakmak, uzun süreli sert, sabit, ağrısız lenf bezleri, gece terlemesi, kilo kaybı ve ateş gibi sistemik semptomlarla birlikteyse malignite açısından dikkatli olunması gerektiğinin altını çizdi.


Lenf büyümesinin altta yatan nedene yönelik tedavi ile genellikle gerilediğini açıklayan Çakmak, "Enfeksiyona bağlı olanlar çoğu zaman kendiliğinden ya da uygun tedaviyle iyileşir. Altta malignite yatması durumunda hastalığın türüne göre tedavi seçenekleri çeşitlilik gösterir" şeklinde konuştu.



"Tanı gecikirse hastalık ilerleyebilir"


Lenfadenopatiye yol açan viral enfeksiyonlarda genellikle destek tedavisi yeterli olduğunu dile getiren Çakmak, "Nadiren antiviral denen virüslere özgün ilaçlar verilir. Bakteriyel nedenlerde uygun antibiyotik tedavisi başlanır. Tüberküloz gibi özgül enfeksiyonlarda ise özel tedavi protokolleri uygulanır" dedi.


Özellikle bakteriyel lenfadenopatilerin tedavi edilmediğinde apseleşme, çevre dokulara yayılım veya kronikleşme gibi komplikasyonlar gelişebildiğine işaret eden Hatice Mina Çakmak, "Altta yatan malignite varsa (lösemi, lenfoma veya solid tümör metastazı), tanı gecikirse hastalık evre olarak ilerleme gösterebilir ve buna bağlı tedavi yoğunlaşabilir’’ ifadelerine yer verdi.


Doç. Dr. Hatice Mine Çakmak, çocuklardaki lenfadenopatiyi fark etmek için ailelerin dikkat etmesi gerekenler hakkında ise "Boyunda, koltuk altında veya kasıkta oluşan şişliklerin hepsinin Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları tarafından muayene edilmesi gerekmektedir. Bu bölgelerde hassasiyet, kızarıklık, eşlik eden ateş, lenf nodunda günden güne hızlı büyüme, iştahsızlık veya halsizlik sonradan eklenirse tekrar hızla hastaneye getirilmelidir. Enfeksiyon bulgusu olmaksızın 2 haftadan kısa sürede hızlı büyüme, iki haftalık izlemde büyümeyen, 6 haftalık izlemde gerilemeyen 3 cm’den büyük lenfadenopatiler, köprücük kemiğinin üstünde lenf nodu varlığı, anormal akciğer filmi, karaciğer, dalak büyüklüğünün eşlik etmesi, enfeksiyon veya sistemik hastalık gösterilememesi durumunda lenf nodundan biyopsi yapmaktayız" dedi.


Çocukların enfeksiyonlardan korunması, düzenli hekim kontrolleri, aşıların zamanında yapılması ve ailelerin bilinçli olması erken tanı açısından çok önemli olduğunun altını çizen Doç. Dr. Çakmak, açıklamasını "Lenfadenopati çoğu zaman iyi huyludur ve enfeksiyonlarla ilişkilidir. Ancak geçmeyen, büyüyen, sert veya eşlik eden sistemik semptomlarla giden durumlar dikkatle izlenmelidir. Ailelerin paniğe kapılmadan ama ihmal etmeden hekimlerine başvurmaları en doğru yaklaşımdır" ifadeleri ile sonlandırdı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da kurtlar ahıra girdi: 10 koyun telef oldu, 10 koyun yaralandı Erzincan’ın Otlukbeli ilçesinde kurtların ahıra girmesi sonucu 10 koyun telef oldu, 10 koyun yaralandı. Hayvan sahibi, kurtların yerleşim yerleri için tehdit oluşturduğunu söyledi. Otlukbeli ilçesinde yaşanan kurt saldırısı, hayvan yetiştiricilerini tedirgin etti. İlçede Yasin Yıldırım’a ait ahıra giren kurtlar, 10 koyunu telef ederken 10 koyunu da yaraladı. Edinilen bilgilere göre, kurtlar ahıra girerek kısa sürede büyük zarara yol açtı. Sabah saatlerinde hayvanlarının telef olduğunu gören Yıldırım, yaşanan durum karşısında büyük üzüntü yaşadı. Hayvan sahibi Yasin Yıldırım, kurtların artık insanlardan kaçmadığını belirterek, "Kurtlar köpeklerimizi bile kaçırıp öldürüyor. İnsanlara ve yerleşim yerlerine çok yakınlar. Doğaya salınan ve insanlara alışmış bu hayvanlar yıl boyunca bizim için ciddi bir tehdit oluşturuyor" dedi. Sürü sahibi Yasin Yıldırım açıklamasında şunları söyledi; "Erzincan Otlukbeli Küçük Otlukbeli’nde küçükbaş hayvancılık yapıyorum. 6 yıldır burada hayvancılık yapıyorum. İki senedir, bu son iki senedir bu yırtıcı hayvanlar yani kurtlara karşı mücadele veriyoruz ama mücadelemiz hep yarım kalıyor. Geçen sene iki defa çadırlarıma girdi. Biz bir şekilde uyandık çıkardık, yani üç beş tane telefat verdik. Köpeklerimizi alıp götürüyorlar, geçen sene iki tane köpeğimi götürdü. Şu an gördüğünüz gibi gece girip içeriye girmiş. 10’a yakın hayvanım telef oldu. 10’a yakın hayvanım da içeride, onlar da yaralı yani onların kurtulma şansları da yok. Biz bir türlü bunlara önlem alamıyoruz. Önlem alamamamızın sebebi sopayla kovalıyoruz çünkü bunların avlanması, vurulması yasak. Ama yani biz baş edemiyoruz çünkü meraya gittiği zaman hayvanımız, haftada 3-4 tane hayvanımızı çalıp götürüyorlar. Köpekler baş edemiyor, çok akıllı hayvanlar oldukları için bir tanesi köpekleri alıp götürüyor, bir tanesi çobanı oyalıyor, diğeri de hayvanı alıp götürüyorlar. Yani yaklaşık ben diyeyim, iki yılda benim 200-300 hayvan varlığım yani üç beş üç beş şeklinde katledildi ve öldürüldü. Şu anda gördüğünüz gibi içeride de 15-20 tane hayvanım telef oldu. Yani 10 tane telef oldu, 10 tane de yaralı, onlar da telef olacaklar. Biz buna karşı bir önlem alamıyoruz. Aldığımız önlem şurada, bu sene 3 tane çadır Ankara’dan sipariş ettik. İşte bunlarda sıkıntı yok ama o diğerlerinde maliyetin altında olduğumuz için yani maliyeti çok yüksek olduğu için biz bir türlü yani bunu da seneye artık evvelki seneye bir şekilde toparlamaya çalışacağız ama yetkililerden bir önlem istiyoruz. Yoksa durumumuz kötü çünkü bugün bunu yaptı, yarın bir daha gelecek, öbür gün bir daha gelecek. Şimdi biz de sabahtan akşama kadar hayvanla uğraşıyoruz, akşam da işte yorgun düşüp yatıyoruz. Gece de nöbet tutuyoruz ama bu her gün böyle gidemez." Bölgede benzer olayların sıkça yaşandığını ifade eden Yıldırım, yetkililerden önlem alınmasını talep ederek, hem hayvanların hem de vatandaşların can güvenliğinden endişe duyduklarını sözlerine ekledi.
Trabzon Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit Trabzon’da Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit, "Trabzon Film Festivali" dolayısıyla geldiği Trabzon’da Kadın Yaşam ve İstihdam Merkezi’ni ziyaret etti. Burada atölyeleri gezen Koçyiğit’e Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in eşi Arzu Genç eşlik ederken, Koçyiğit, kadınların sergilediği ürünleri hayranlıkla inceledi. Koçyiğit, Karadeniz yöresinin geleneksel ve yöresel dokumaları arasında yerini alan yaklaşık bir asırdan beri kullanılan coğrafi işaretli keşanı dokumaya çalışması dikkat çekti. Koçyiğit, Trabzon’a ilk kez 5 yaşında geldiğini belirterek, "Trabzon’a ilk kez 5 yaşındayken gelmiştim ve ömür boyu birçok kez geldim. O nedenle bu gelişim ilk değil ama Trabzon’da ilk kez bir Film Festivali düzenleniyor. ’İlk’ demek biraz cesaret demek. Dilerim başladığı gibi bol bereketiyle inşallah hem şehrimize hem de sinemamıza çok büyük katkılarda bulunur bu festival. O nedenle bugün buradayım, çok da mutluyum. İyi ki bu seferki gelişimde böylesine faydalı bir mekânı ziyaret etmişim. Her biri birbirinden değerli geleneksel el sanatlarımız burada tekrardan hayat buluyor. Genç kadınlar burada bu mesleği, bu sanatı öğreniyor ve yaşatmaya devam ediyorlar. Bu beni çok gururlandırdı. Hepsinin ellerine, emeklerine sağlık. Burası bir yaşam merkezi. Buradan istifade eden bütün kadınları sevgiyle selamlıyorum. Daha nice nice kadınımızın bu imkânlardan yararlanmasını diliyorum" dedi.