GÜNDEM - 12 Temmuz 2025 Cumartesi 09:36

Japonya’dan Düzce’ye gelin geldi: 13 bin kilometrelik aşk

A
A
A
Japonya’dan Düzce’ye gelin geldi: 13 bin kilometrelik aşk

Düzce’den Japonya’ya çalışmaya giden İsa Bozak, Korona virüs zamanında tanıştığı Hiroe Ohashi aşk yaşayıp evlendi. 13 bin kilometrelik aşkın düğünü Düzce’de gerçekleşirken, Japon gelin Türkiye’de yaşamak istiyor.


Yıllar önce Japonya’ya aşçı olarak çalışmaya giden İsa Bozak, orada tanıştığı Hiroe Ohashi ile Düzce’de dünya evine girdi. 2018 yılında iş arayışlarını sürdüren İsa Bozak, Japonya’da Türk şirketinin aşçı aradığını fark edince işe başvurdu. Japonya’ya giderek çalışmaya başlayan Bozak, Yeni Zellanda’dan Japonya’ya eğitime gelen Hiroe Ohashi ile tanıştı. Birlikte zaman geçirmeye başlayan Ohashi ve Bozak Korona virüs zamanında da birbirlerine destek olup çift olmaya karar verince 2023 yılında Japonya’da dünya evine girip evlendi. Türkiye’de de düğün yapmak isteyen çift ise 13 bin kilometre uzaklıkta ki Düzce’ye gelerek düğün hazırlıklarına başladı.



Türk-Japon bayrakları asıldı


Hazırlıkları tamamlayan çiftin düğünü Beyköy yolu üzerinde bulunan bir kır bahçesinde gerçekleştirildi. Japonya ve Türkiye bayraklarının asıldığı düğünde Japonya’dan Türkiye’ye gelen Hiroe Ohashi’nin ailesi düğün salonunda oyunlar oynarken adaptasyon sürecini atlatırken, gelin Hiroe Ohashi’ye de katılımcılar ilgi gösterdi.



Japonya’da tanıştık


Japonya’ya çalışmaya gittiğini ve Hiroe ile tanışıp evlendiklerini belirten Damat İsa Bozak (41), "Ben yaklaşık 8 yıldır Japonya’da yaşıyorum. Orada Türk şirketi vardı. İnternetten üzerinden beni gördüler. Aşçılar sitesinde üyeliğim vardı. Oradan beni görüp Japonya’da işe aldılar. Tüm evraklarımı hazırdı ve aşçı olarak oraya gittim. Japonya’yı çok seviyorum. Orada eşimi tanıdım. Bize eğitim vermek için Yeni Zelanda’dan geldi. Resmi olarak biz 2 yıldır evliyiz. Türkiye’ye düğün yapmak için geldik. Eşim Türkiye’ye gelmeden ülkeyi çok sevdi. Özellikle Akdeniz ve Ege bölgelerini çok seviyor. İlerleyen yıllarda burada kendi işimizi kurup Ege’de yaşamak istiyoruz. Çünkü Ege çok daha güzel bir bölge" ifadelerini kullandı.



"Aşka inan biri değildim"


Aşka inanan birisi olmadığını belirten Bozak, "Aslında çok klişe olacak ama aşka çok inanan birisi değildim. Gerçek aşk Allah’a olan aşktır. Ama ben eşim için çok dua ettim. Onun için niyet ettim ve çok istedim. Eşimle beni tanıştıran arkadaşımın sayesinde 2 ay sadece telefonla görüştük. Sonra eşim Yeni Zelanda’dan geldi. Sonra 20 gün içerisinde nikah masasına oturduk. Bizim için hızlı nir şey oldu. Bir kızım var 10 aylık ve adını Evren koyduk. Şu anda çok mutluyuz. Hayatı dolu dolu yaşıyoruz ve karamsarlığı sevmiyoruz. İkimizin enerjisi de çok yüksek. Yüzde 90 uyumluluğumuz var. Bu yüzden Japonya’yı çok seviyorum. Hem orada hem de burada yaşamak istiyorum. Benim kızım yarı Türk yarı Japon olacağı için Türk kültürünü de görmesini istiyorum. Hem orada hem burada bir iş kurup gidip gelmeli şekilde hayatımızı devam ettirmek istiyorum" dedi.



"Müslümanlığı araştırıyor"


Eşinin müslümanlığı araştırdığını belirten Bozak, "Ailem muhafazakardır ama açık görüşlüdür. Yani yabancılara karşı öyleler. Benim eşim Japon ve şu anda kendisi hristiyan. Müslümanlığı şu anda kapsamlı bir şekilde araştırıyor. Dinimizi biliyorsunuz zorlama yok. Bu yüzden eşimde göreceğim ve bakacağım sonra geçiş yapacağım diyor. Bizim dinimizde zaten zorlama yok. Ona tamamen senin özgür iraden dedim" şeklinde konuştu.



"Onu tanımaya çalıştım


Yeni Zelanda’da bir şirkette çalıştığını ve Japonya’ya eğitim vermeye gidince eşi ile tanıştığını belirten 37 yaşımdaki Hiroe Ohashi, "Yeni Zelanda’dan Japonya’ya çekirdek kliniğine geldim. Yurt dışında yönetim eğitimleri veriyordum. Japonya’da bir arkadaşım beni İsa ile tanıştırdı. Önce iletişim kurdum. Onu tanımaya çalıştım. Korona virüs geldi. Ben o zaman Covid-19 oldum. O zaman birbirimize daha çok değer verdik. O zamanlar harikaydı bana destek verdi. Onun gerçekten iyi bir insan olduğunu düşündüm. Yeni Zelanda’da iş yapmayı düşünüyordum. Ya oraya gidecektim yada Japonya’da kalacaktım. Japonya’da kalma konusunda biraz endişeliydim. Ama onun sayesinde Japonya’da kaldım. Ona aşık oldum ve onunla evlendim" ifadelerini kullandı.



"Türkiye çok gelişmiş bir ülke"


Türkiye’nin gelişmiş bir ülke olduğunu belirten Ohashi, "Burası düşündüğümden daha fazla güzel. Burası çok gelişmiş bir ülke. Bence burası çok çeşitli insanların olduğu bir yer. Çünkü çok farklı bir ülke. Kafam çok karıştı. İnsanları çok sıcak. Nazik ve çok yardım severler. Tam bir aile gibi yaklaşıyorlar. Bana çok yardım ettiler. Burada yaşamak istiyorum. Japonya’da Tokyo’da kocamın bir işi var. O işi gelecekte Türkiye’de yapabilirsek iyi olacak. Burada birlikte bir işe başlamak güzel olur diye düşünüyorum" dedi.



Erik dalı oynayıp, horon teptiler


Japonya’dan gelinin annesi Hiromasa ve babası İkuko Ohashi ile arkadaşlarının da katıldığı düğünde erik dalı oynamak için diğer oynayanları gözlemledikten sonra oyunlara katılmaları dikkat çekti. Gelin Hiroe Ohashi Bozak’da Karadeniz kültüründen gelen horonu eşi ile birlikte oynadı.



Japonya’dan Düzce’ye gelin geldi: 13 bin kilometrelik aşk

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Datça’da sahilde görülen balık ölümlerinde tehlikeli bir bulguya rastlanmadı Muğla’nın Datça ilçesinde dün sabah saatlerinde sahile vuran çok sayıda ölü balık, vatandaşlar arasında tedirginliğe neden olurken, Datça İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerinin bölgede yaptığı incelemeler sonucunda halk sağlığını tehdit eden herhangi bir olumsuzluğa rastlanmadı. Burgaz mevkiinde sahil şeridi boyunca özellikle belirli bir kesimde yoğunlaştığı gözlenen balık ölümlerinde, mercan balıkları başta olmak üzere farklı tür ve boyutlarda balıkların kıyıya vurduğu görüldü. Sahilde oluşan manzara vatandaşları şaşırttı. Olayın ardından İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri hızla bölgede inceleme başlattı. Müdürlük bünyesindeki su ürünleri mühendisleri tarafından yapılan yerinde kontrollerde, kıyıya vuran balıkların büyük kısmının aynı türden olduğu ve mercan balıklarının avlanabilir boy sınırının altında, yaklaşık 13 santimetreden küçük olduğu tespit edildi. Yapılan değerlendirmelerde, balık ölümlerinin denizde faaliyet gösteren trol tekneleri tarafından avlanması yasak boydaki balıkların tekrar denize bırakılması sonucu meydana gelmiş olabileceği ihtimali üzerinde duruldu. Yetkililer, mevcut sonuçlara rağmen olayla ilgili somut bir delil bulunmadığını, bu nedenle kesin bir tespit ya da cezai işlem uygulanmasının söz konusu olmadığını belirtti. Yapılan incelemelerde balık ölümlerinin zehirlenme, çevresel kirlilik ya da halk sağlığını tehdit eden herhangi bir durumla bağlantısının bulunmadığı vurgulandı. İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü, vatandaşların endişe etmesini gerektirecek bir durumun olmadığını belirterek, gelişmelerin takip edilmeye devam edileceğini bildirdi.
Gaziantep Tedavi edilmeyen inflamatuvar bağırsak hastalıkları ciddi sorunlara neden olabilir SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı / Gastroenteroloji Bilim Dalı’ndan Doç. Dr. Sezgin Barutçu, tedavi edilmeyen veya kontrolsüz seyreden inflamatuvar bağırsak hastalıklarının bazı ciddi sorunlara neden olabileceğini söyledi. Doç. Dr. Barutçu, "İnflamatuvar bağırsak hastalıkları; Crohn hastalığı ve ülseratif kolit vb. gibi, bağırsaklarda uzun süreli iltihaba yol açan kronik hastalıklardır. Bu hastalıklar bağışıklık sisteminin bağırsaklara aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkar" dedi. Genellikle genç yaşlarda başlayan ve dönem dönem şiddetlenebilen inflamatuvar bağırsak hastalıklarının belirtilerinin kişiden kişiye değişiklik göstermekle birlikte en sık karın ağrısı, ishal (Bazen kanlı), kilo kaybı, halsizlik, yorgunluk ve makatta ağrı görüldüğünü kaydeden Do. Dr. Barutçu, bağırsak dışında eklem, göz, cilt ve karaciğer vb. gibi birçok sistemin de etkilenebileceğini belirtti. "Tedavideki temel amaçlarımız iltihabı azaltmak, şikayetleri gidermek, hastalığın alevlenmesini engellemek ve kişinin normal yaşamına devam etmesini sağlamaktır" diyen Doç. Dr. Barutçu, "Tedavi edilmeyen veya kontrolsüz seyreden inflamatuvar bağırsak hastalıkları bazı ciddi sorunlara neden olabilir. Bağırsaklarda iltihap olduğunda besinlerin emilimi bozulur, bu da vitamin-mineral eksikliklerine ve ciddi kilo kaybına neden olabilir. Özellikle Crohn hastalığında, bağırsak duvarı kalınlaşarak darlık oluşturabilir. Bu durum yemeklerin geçişini zorlaştırır ve cerrahi gerektirebilir. Uzun süren bağırsak kanamaları demir eksikliği anemisine yol açabilir. Crohn hastalığında bağırsak ile başka organlar arasında istenmeyen geçiş yolları (Fistül) oluşabilir. Bu durum ağrı, akıntı ve enfeksiyon riskine yol açar. Uzun yıllar devam eden ülseratif kolit veya tüm kalın bağırsağı tutan Crohn hastalığında kolon kanseri riski artabilir. Bu nedenle düzenli kolonoskopi kontrolleri önemlidir. Günümüzde çok gelişmiş ilaçlar sayesinde hastalık çoğu zaman kontrol altına alınabilmekte ve olumsuz sonuçların önüne geçilebilmektedir. Düzenli takiplere gitmek, doktorun önerdiği ilaçları aksatmamak ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları tedavinin önemli parçalarıdır" dedi. Doç. Dr. Barutçu, uzun süren ishal veya karın ağrısında, dışkıda kan görülmesi durumunda, açıklanamayan kilo kaybı yaşandığında, ateş ve halsizlik şikâyetlerinin devam etmesi halinde inflamatuvar bağırsak hastalıkları açısından mutlaka bir gastroenteroloji uzmanına başvurulması gerektiğini söyledi.
Gaziantep Gaziantep Büyükşehir’den evde fizik tedaviyle hayata dokunan hizmet Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Evde Sağlık Hizmetleri Birimi aracılığıyla yürüttüğü evde fizik tedavi uygulamalarıyla, hareket kısıtlılığı bulunan bireylerin sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştırarak yaşam kalitelerini artırıyor. Büyükşehir Belediyesi bünyesinde 2019 yılından bu yana hizmet veren Evde Sağlık Hizmetleri Birimi, sağlık hizmetlerini vatandaşların evlerine taşıyarak önemli bir ihtiyaca yanıt veriyor. Bu kapsamda sürdürülen Evde Fizik Tedavi Hizmeti, özellikle hareket kısıtlılığı bulunan bireylerin günlük yaşam aktivitelerini desteklemeyi ve fonksiyonel bağımsızlıklarını artırmayı hedefliyor. Evde Fizik Tedavi Hizmeti, parkinson hastaları, omurilik felci olan bireyler, inme geçiren hastalar, omurilik yaralanmaları sonucu tekerlekli sandalyeye bağımlı yetişkinler, kas erimesi yaşayan hastalar ile doğumsal anomalilerden spina bifida tanısı bulunan çocuklara yönelik olarak sunuluyor. Hizmet kapsamında hastaların bireysel ihtiyaçlarına uygun şekilde profesyonel fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları gerçekleştiriliyor. Hizmetten yararlanabilmek için hastaların "Evde Fizik Tedavi Hizmetinden Faydalanabilir" ibareli sağlık raporuna sahip olması gerekiyor. Bu rapor, fizik tedavi uzmanı tarafından yapılan değerlendirme sonucunda düzenlenerek hastanın ev ortamında tedaviye uygunluğu belirleniyor. Bugüne kadar 102 bin 148 seans fizik tedavi hizmeti verildi Büyükşehir tarafından yürütülen hizmet, 14 araç ve 28 kişilik uzman ekip ile sahada aktif olarak sürdürülüyor. 2019 yılı Ekim ayından bu yana toplam 102 bin 148 seans fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmeti verilirken, ortalama 30 dakika süren seanslarla günlük yaklaşık 154 hastaya evlerinde ulaşılıyor.
Muğla Muğla’da üretim kooperatifçilikle güçleniyor Dünya Kooperatifçilik Günü dolayısıyla Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Seyfettin Baydar, kentin lokomotif kooperatiflerini ziyaret ederek üreticilerle bir araya geldi. Ziyaretlerde "birlikten kuvvet doğar" mesajı verildi. Tarımsal kalkınmanın ve yerel üretimin temel taşı olan kooperatifçiliği desteklemek amacıyla sahaya inen Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Seyfettin Baydar, 21 Aralık Dünya Kooperatifçilik Günü’nü üreticilerle kutladı. Program kapsamında S.S. Kızılyaka Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ve S.S. Yerkesik Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ziyaret edilerek, bölge tarımı için stratejik öneme sahip çalışmalar yerinde incelendi. Ziyaretlerin ilk durağında S.S. Kızılyaka Tarımsal Kalkınma Kooperatifi yönetimi ve üyeleriyle buluşan Baydar, kooperatifin bölgedeki hayvancılık faaliyetlerine sunduğu katkıları takdirle karşıladı. Özellikle süt üretimi ve pazarlanması noktasında sağlanan başarıdan dolayı kooperatifi tebrik eden Baydar, üreticilerin taleplerini dinleyerek karşılıklı görüş alışverişinde bulundu. Günün bir diğer önemli ziyareti ise S.S. Yerkesik Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’ne gerçekleştirildi. Bu kooperatifin kadın gücünü destekleyen ve kadın üreticileri ekonomiye dahil eden projeleri, ziyaretin odak noktası oldu. İl Müdürü Baydar, kadın emeğinin kooperatif çatısı altında birleşmesinin bölge ekonomisi için örnek teşkil ettiğini ifade etti. Ziyaretler sonrası açıklamalarda bulunan İl Müdürü Seyfettin Baydar, kooperatifçiliğin sadece bir iş modeli değil, aynı zamanda bir dayanışma kültürü olduğunu belirtti: "Üretici dayanışmasını ve ortak emeği esas alan kooperatifçilik anlayışını güçlendirmeye yönelik çalışmalarımız sahada kararlılıkla devam ediyor. Üreticimizin emeğinin değer bulması için her zaman yanlarındayız" ifadesi kullanıldı.
Antalya ASAT’tan kanalizasyon hattı temizliği ve kapak düzenleme çalışması Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü, çevre ve insan sağlığını korumak, altyapı sistemlerinin verimliliğini artırmak amacıyla yürüttüğü kanalizasyon hattı temizliği ve kapak düzenleme çalışmaları kapsamında yaklaşık 80 milyon TL’lik yatırım gerçekleştiriyor. Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü Kanalizasyon Dairesi Başkanlığı, kanalizasyon hatlarında zamanla oluşan yağ, tortu birikimi ve dış etkenlerle taşınan malzemelerin hat kesitlerini daraltarak tıkanma, taşma ve kötü koku gibi sorunlara neden olabileceğini dikkate alarak temizlik çalışmalarını periyodik olarak sürdürüyor. Bu çalışmalar sayesinde altyapı sisteminin sağlıklı, güvenli ve kesintisiz şekilde çalışması sağlanırken, çevre ve halk sağlığının korunmasına da önemli katkı sunuluyor. 5 ilçede 502 kilometrelik hat temizliği Proje kapsamında Antalya merkezde yer alan 5 ilçede, toplam 80 mahallede Q200 ile Q800 çapları arasında değişen 502 kilometrelik kanalizasyon hattı temizleniyor. Ayrıca 9 bin adet parsel bağlantı bacasının temizliği ve 5 bin adet kanalizasyon kapağının yol ve kaldırım kotuna getirilmesi çalışmaları da sürdürülüyor. Trafik konforu ve hızlı müdahale için önemli düzenleme Kanalizasyon kapaklarının yol ve kaldırım kotuna uygun hale getirilmesi, araç ve yaya trafiğinde konforu artırırken, ASAT ekiplerinin muhtemel arızalara daha hızlı müdahale edebilmesine imkân tanıyor. Bu düzenleme ile güvenli ulaşım sağlanırken, arıza süreçlerinde yaşanabilecek zaman kaybı da en aza indirilmiş oluyor.