GENEL - 16 Nisan 2016 Cumartesi 19:32

Diyanet İşleri Başkanı Görmez'den ‘Cenaze Marşı' Açıklaması

A
A
A
Diyanet İşleri Başkanı Görmez'den ‘Cenaze Marşı' Açıklaması

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, şehit cenazelerinde kendi kültümüze ait olmayan bir marşın çalınmasını doğru olmadığını söyledi. Görmez, şehitleri tekbirle, dua ile, Kur-an’ı Kerim’le ahirete göndermenin daha uygun olacağını belirtti.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Trakya Kur’an Günleri ve Kur’an Okuyucuları Semineri’ için geldiği Edirne’de program öncesi basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Şehit ailelerinden kendisine ‘cenaze marşı’ ile ilgili bir talep olduğunu dile getiren Görmez, cenaze marşının çalınması yerine, şehitlerin tekbirle, dua ile, Kur-an’ı Kerim’le ahrete göndermenin daha uygun olacağını belirtti.
“ŞEHİTLERİMİZ EBEDİYETE TEKBİRLE UĞURLANMALI”
Bir basın mensubunun ‘şehit cenazelerinde cenaze marşının çalınmasına ilişkin çok sayıda şikayetler alıyorsunuz’ hatırlatması üzerine Diyanet İşleri Başkanı Görmez, konu ile ilgili şehit ailelerinden kendisine bizzat müracaat ve yazılı mektupların olduğunu belirterek, “Doğrusu şehit ailelerinin bir talebi olduğu için ben kamuoyuyla paylaştım. Pek çok şehit ailesinin bana bizzat müracaatları ve yazdıkları mektuplarda ifadeleri, kendi evlatlarının peygamberlikten sonra en yüce makam olan şehitlik mertebesine ulaştıktan sonra camide cenaze namazı gibi güzel bir ibadetle birlikte tekbirle, dua ile, Kur-an’ı Kerim’le onları ahrete, ebedi hayata göndermenin çok daha doğru olduğu, bizim kültürümüzde olmayan, bize ait olmayan bir marş ile uğurlanmasını uygun bulmadıklarını bana ifade ettiler. Bende bunu kamuoyuyla paylaşmayı, yetkililerle paylaşmayı şehitlerimizin yüce hatırası için bir gereklilik duydum” diye konuştu.
“MİLLET OLARAK ŞEHİTLERİMİZİN UĞRUNA CAN VERDİĞİ DEĞERLERDE BİRLEŞMELİYİZ”
Şehitlere Allah’tan rahmet dilediğini dile getiren Görmez, “Bizim millet olarak şehitlere karşı en büyük görevimiz, onların uğruna canlarını verdikleri değerlerde birleşmek, bizi biz yapan, millet yapan yüce değerler etrafında birleşmektir. Ayrıca milletimizin büyük hüznüne ve üzüntüsüne rağmen şehit cenazelerinde gösterilen o vakar dolayısıyla doğrusu her türlü takdirleri ifade etmek gerekiyor. Ben bütün şehit ailelerine yüce rabbimden sabırlar diliyorum” dedi.
Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan terör olayları nedeniyle 89 caminin tahrip edildiğine değinen Görmez, “Maalesef terör olayları nedeniyle 89 camii tahrip edildi. Bunların içerisinde bazıları tamamen ibadet edilemez hale geldi. Şu anda arkadaşlarımız, büyük bir kısmını tekrar tamir ettiler. İnşallah en kısa zamanda ibadethanelerimizin, camilerimizin tamamı milletimizin ibadetine açılır ve bir daha da millet olarak bu acıları yaşamayız” ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kemik erimesi, çocuklukta ortaya çıkıyor Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zeynep Cantürk, Türkiye’de 50 yaş üzerindeki her 4 kişiden birinde görülen kemik erimesinin, çocuklukta ortaya çıktığını ve önlenebileceğini ifade etti. Prof. Dr. Cantürk, “Günümüzde artık kemik erimesinin çocuklukta ortaya çıkan çocuk hastalığı olduğu ancak erişkin yaşta kendini belli ettiği, erişkin yaşta klinik olarak görüldüğü anlaşılmış durumda. Biz bu hastalığı önleyebiliriz” dedi. Kemik kütlesi, 30 yaşına kadar artabilir 45. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresi’nde konuşan Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği (TEMD) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zeynep Cantürk, “Osteoporoz (Kemik Erimesi) Risk Faktörleri” başlıklı sunum yaptı. Prof. Dr. Cantürk, yapılan yeni araştırmalar üzerine kemik yapımın 30 yaşına kadar sürdüğünü açıklayarak, şöyle konuştu: “Kemik yapımı aslında vücutta doğumdan itibaren ergenliğe kadar sürekli artış göstermektedir. Eskiden ergenliğe kadar diye bilirdik, artık günümüzde yapılan araştırmalarda 30 yaşına kadar kemik yapımının, kemik kütlesinin arttığı tespit edilmiş durumda. 30 yaşına kadar eğer yeterli, dengeli, kalsiyumdan zengin beslenme sağlanır, kanda D vitamini düzeyi normal aralıklarda tutulur, egzersiz yapılırsa o zaman kemik kazanımı giderek daha güçlü olur. Kemik kütlesinin asıl olarak belirleyicisi genetiktir ama yaklaşık yüzde 25 oranında sağlıklı beslenip, elimizden geldiğince artırabiliriz. Biz buna doruk kemik kitlesi deriz, bu kazanım 30 yaşına kadar ne kadar iyi olursa; zaman içinde menopozun devreye girmesi yani adetten kesilmeyle artan kemik erimesine karşı ya da yaşlanmayla ortaya çıkan kemik erimesine karşı kemik daha güçlü olur ve kemik erimesi görülme oranı azalır”. Prof. Dr. Zeynep Cantürk, kemik erimesinin önlenebilen ve tedavi edilebilen bir hastalık olduğuna dikkat çekti. Çocuk yaşta yapılabilecek kemik taramasıyla önlem alınabileceğini kaydeden Cantürk, şöyle konuştu: “Günümüzde artık kemik erimesinin çocuklukta ortaya çıkan çocuk hastalığı olduğu ancak erişkin yaşta kendini belli ettiği, erişkin yaşta klinik olarak görüldüğü anlaşılmış durumda. Biz bu hastalığı önleyebiliriz, 50’li yaşlardan itibaren önce kamburlaşma giderek küçülme sonra tekerlekli sandalyeye maruz kalma gibi durumlar aslında önlenebilir. Bunun için de riskli kişilerin, çocukluktan itibaren sağlıklı beslenmeyi benimsemesi, uygun kontrollerle kemik erimesinin taranması, sonra uygun zamanda zaman geçirmeden tedavi edilmesiyle bu kötü gidiş önlenebilir.”