YEREL HABERLER - 22 Nisan 2016 Cuma 15:58

Gürkan Sofya'da Edirne'yi Temsil Etti

A
A
A
Gürkan Sofya'da Edirne'yi Temsil Etti

Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, WEBIT Festivali’nin bir parçası olan ve Sofya Belediye Başkanı Yordanka Fandakova ile Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Kristalina Georgieva’nın eş başkanlığını yaptığı Akıllı Şehirler Zirvesi’ne katıldı. Gürkan, Akıllı Şehirler Zirvesi’nin yanı sıra Sofya’da bir takım ziyaretlerde de bulundu.
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, açılışını Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev ve Sofya Belediye Başkanı Yordanka Fandakova’nın yaptığı WEBİT Teknoloji Festivali’ne katıldı. Festivalin "Şehirlerin Akıllı Yönetimi" konulu paneline katılan Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, basın mensuplarına yaptığı açıklamada “19’uncu yüzyılın ‘İmparatorlukların’, 20’inci yüzyılın ‘Ulus Devletlerinin’, 21’inci yüzyılın ise ‘Şehirlerin Yüzyılı’ olduğunu belirterek belediye yönetimlerinin bu duruma ayak uydurmak zorunda olduklarını söyledi.
İnsanların artık kırsal kesimde yaşamak istemediklerini vurgulayan Gürkan, “21. Yüzyılın insanı; artık şehirlerde, daha konforlu ortamlarda yaşamak istiyor. Çünkü şehir yaşamında ihtiyaçlarına cevap verecek her türlü olanağa sahipler” diye konuştu.
Son yıllarda gelişen kent yaşamıyla birlikte şehirlerin yönetiminde yaşanan baskının da her geçen gün arttığına dikkat çeken Gürkan, “Belediye Başkanı olarak yönettiğiniz şehirde yaşayan nüfusun isteklerine cevap vermek ve yaşam kalitesini arttırmakla yükümlüsünüz. Akıllı yönetimlerle, yenilikçi çözümlerle kentteki yaşamı ileriye taşımak için hem alt yapı, hem üst yapı hizmetleri ile aynı zamanda ulaşımı, sağlığı, çevreyi de bütünsel bir yaklaşım çerçevesinde ele alarak, akıllı şehirler sistemini hayata geçirmeye çalışmalıyız" diye konuştu.
GÜRKAN, BİR DİZİ TEMASLARDA DA BULUNDU
WEBIT Teknoloji Festivali nedeniyle Sofya’ya giden Başkan Gürkan, burada bir takım ziyaretlerde de bulundu. İlk olarak Sofya Kütüphanecilik ve Bilişim Teknolojileri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Stoyan Denchev’i makamında ziyaret etti. İki ülke arasındaki ekonomik ve kültürel işbirliği sürecinin konuşulduğu ziyarette Rektör Prof. Dr. Stoyan Denchev, Gürkan’a Fahri Doktora unvanı vererek, doktora cübbesini giydirdi.
FANDAKOVA’DAN EDİRNE’YE ‘HARİKA ŞEHİR’ BENZETMESİ
Gürkan’ın ikinci durağı Sofya Belediye Başkanlığı oldu. Burada Sofya Belediye Başkanı Yordanka Fandakova ile bir araya gelen Gürkan, Edirne Belediyesi olarak yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Edirne’yi ‘Harika Şehir’ olarak tanımlayan Sofya Belediye Başkanı Yordanka Fandakova, “Göreve geldiğiniz günden bu yana gerçekleştirdiğiniz çalışmaları yakından takip ediyoruz. Birçok Bulgar vatandaşının Edirne’ye olan ilgisi yadsınamaz bir gerçek. Edirne modern, tarihi ve kültürel değerlere sahip olan bir kent. Gerçekleştirdiğiniz ve gerçekleştirmeyi hedeflediğiniz başarılı projelerle Edirne’nin değerinin daha da artacağına ve yurtdışından birçok turistin ilgisini çekeceğine eminim” dedi.
“İKİ ÜLKE ARASINDAKİ İLİŞKİLERİ GELİŞTİRMEK İÇİN ÇABA SARF EDİYORUZ”
Daha sonra Ekonomi Politikaları ve Turizm Komitesi Genel Başkanı Petar Kanev’ini makamında ziyaret eden Başkan Gürkan, “Türkiye Cumhuriyeti ve Bulgaristan Cumhuriyeti’nin özellikle bölgesel anlamda ekonomik ilişkileri oldukça iyi durumda. Biz de özellikle kendi bölgemizde bu ilişkilerin geliştirilmesi için epey çaba sarf ediyoruz. Öte yandan Kırcaali, Yambol ve Haskova ile kardeş belediye ilişkilerimiz var. Birlikte birçok farklı projeye imza atarak, iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine katkı sağlıyoruz. Edirne’nin hem Yunanistan hem de Bulgaristan’a sınır olması nedeniyle en çok Bulgar turisti biz ağırlıyoruz. Özellikle hafta sonları çok yoğun şekilde Bulgar turistleri görmek mümkündür. Bildiğiniz gibi Edirne’de Bulgaristan Cumhuriyeti’nin Başkonsolosluğu da var. Bulgaristan Cumhuriyeti Başkonsolosluğu ile Edirne’deki bütün kurumların ilişkilerinin en iyi olduğu dönem Bulgar Konsolos Plamen Teodosiev’in görevde olduğu dönemdir. Teodosiev’in hem Türkçe bilmesi hem de sosyal ilişkilerinin güçlü olması Edirne’deki kurumlar ve Bulgaristan Cumhuriyeti arasındaki ilişkileri güçlü hale getirmiştir. O dönemdeki oranı hala yakalayamadık desem yanlış olmaz” ifadelerine yer verdi. Kanev daha sonra Başkan Gürkan’a Bulgaristan Parlamentosunun Kuruluşu’nun 130. Yılı anısına yaptırılan onur rozetini takdim etti.
“FARKLI DESTİNASYONLAR TURİST SAYISINI ARTTIRIYORUZ”
Edirne’nin yılda yaklaşık 3 milyon turist alan bir şehir olduğuna dikkat çeken Gürkan, “Yaptığımız çeşitli çalışmalarla bu sayının arttırılmasını hedefliyoruz. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girmiş iki tane eserimiz var. Bunlardan biri Selimiye Camii diğeri Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri. Edirne’ye gelen turistlerin büyük bir çoğunluğu kültür turizmi için şehrimizi tercih ediyor. Farklı projelerle yeni destinasyonlar ortaya koyup turist sayısını arttırmak için çalışmalarımız devam ediyor. Bu vesile ile sizleri de Edirne’de ağırlamaktan mutlu olacağımızı söylemek istiyorum” diye konuştu.
“EDİRNE’YE ÖZGÜ LEZZETLERİ ÇOK BEĞENDİM”
Türkiye’ye de sık sık geldiğini ifade eden Petar Kanev, Türkiye ziyareti sırasında Edirne’de de konaklama imkanı bulduğunu ve Edirne’yi çok beğendiğini söyledi. Türkiye geneline göre Edirne’nin ekonomisinin iyi durumda olduğunu ifade eden Petar Kanev, “Başta Edirne Ciğer’i olmak üzere Edirne’ye özgü lezzetleri çok beğendim. Sizleri burada ağırlamaktan çok mutlu oldum” ifadelerine yer verdi.
Gürkan, son olarak Sofya Bölge Valisi Vesselin Penev’i de ziyaret ederek, bir takım görüşmelerde bulundu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Üniversite öğrencilerinden Filistin ve Doğu Türkistan’a sessiz destek Bartın Üniversitesi (BARÜ) öğrencileri, düzenledikleri sessiz yürüyüşle Filistin ve Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerine tepki gösterdi. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Öğrenci Konseyi ile öğrenci toplulukları tarafından ’’Sessiz Yürüyüş’’ organize edildi. Yürüyüşe üniversitenin akademik ve idari insan kaynağı da destek verdi. BARÜ Kutlubey Yerleşkesi Eğitim Fakültesi önünde toplanan kalabalık, ellerinde Türk, Filistin ve Doğu Türkistan bayraklarıyla yaklaşık bir kilometre uzaklıktaki Gölet alanına kadar yürüdü. Grup, ellerinde Türkçe ve İngilizce, “Bu Zulme Sessiz Kalma”, “Filistin ve Doğu Türkistan’da Yaşanan Katliamları Kınıyoruz”, “Soykırıma Hayır”, “İnsanlık Ölmesin” ve “Nehirden Denize Özgür Filistin” yazılı dövizler taşıdı. Öğrenciler ayrıca İsrail’in Gazze’ye yönelik insanlık dışı saldırılarına tepki göstermek için ABD’de Filistin dayanışma gösterisi düzenleyen öğrenciler ve akademisyenlere de destek verdi. Filistinli öğrencilerin de yer aldığı yürüyüşte açıklama yapan BARÜ Öğrenci Konseyi Başkanı Ömer Faruk Çalap, “Bartın Üniversitesi öğrencileri olarak Doğu Türkistan ve Filistin’de yaşanan zulme karşı birlik oluyoruz. Bu coğrafyalarda yaşanan insanlık dışı zulmü kınıyor ve bu zulme karşı sesimizi yükseltiyoruz” dedi. İnsan haklarına saygı gösterilmesi için uluslararası toplumun acil adımlar atması gerektiğini de dile getiren Çalap, "Doğu Türkistan ve Filistin’deki insan hakları savunucularına yönelik baskılar sona erdirilmelidir. İfade özgürlüğünün garanti altına alınması için uluslararası toplum sözde değil, özde harekete geçmelidir” ifadelerini kullandı. Yoğun bir kalabalık eşliğinde gerçekleştirilen yürüyüş İsrail sorununun bir sonucu olarak Filistin’de yaşanan savaşa ait 2 dakikalık ses kaydının dinlenmesinin ardından son buldu.
Malatya Bakan Özhaseki: "Öyle sağlam evler yapacağız ki huzurla evimizde oturalım, bu acıları daha yaşamayalım" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, bundan sonra artık sağlam yapıları yapmak zorunda olduklarını ifade ederek, "Öyle sağlam iş yerleri yapacağız ki, öyle sağlam evler yapacağız ki hepimiz huzurlu evimizde oturalım, bu acıları daha yaşamayalım. Bunun için de kılı kırk yarıyoruz” dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki başkanlığında Malatya’da İl Koordinasyon Kurulu toplantı. Büyükşehir Belediyesi Nikah Sarayı’nda gerçekleşen koordinasyon kurulunda konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, 14 ay önce ülkenin büyük bir felaketle karşı karşıya kaldığını hatırlatarak, “Bin yıllık Anadolu’daki serüvenimiz de, belki de başımıza gelebilecek en büyük felaket buydu. Bundan önce nice harpler, darbeler, sıkıntılar, zorluklar depremler yaşandı ama bunun kadar hasar bırakan büyük bir afeti görmedik. 9 saat arayla 2 tane şiddetli deprem, çok uzun süreli deprem hem de kadim şehirlerimizin birkaç kilometre altından geçen bir deprem. Bundan 18 tane ilimizde etkilendi aslında. Birkaç bin konut yıkılan illerimiz de var. Toplamda depremden etkilenen 18 ilimiz var. 14 milyon insanımız zarar gördü, 680 bin konutumuz yıkıldı, 170 binde iş yerimiz, depolarımız ağıllarımız yıkıldı. Dile kolay söylemesi çok kolay 850 bin bağımsız birim haliyle maddi hasar çok fazla, 100 milyar doların üzerinde. Manevi hasarı ölçecek bir alet daha icat olmadı. Her evde acı tütüyor, her evde gözyaşı var” dedi. Bundan sonra artık sağlam yapıları yapmak zorunda olduklarını da ifade eden Özhaseki, “Öyle sağlam iş yerleri yapacağız ki, öyle sağlam evler yapacağız ki inşallah deprem olmaz ama olursa hepimiz huzurlu evimizde oturalım, bu acıları daha yaşamayalım. Bunun için de kılı kırk yarıyoruz” ifadelerine yer verdi. Malatya’da çarşı merkezinde zemin ile ilgili yaşanan sıkıntıya da değinen Özhaseki, “Depremden 2-3 ay sonra valilik karşısındaki çarşıda işe başlayalım dedik. Dikkat ediyor musunuz hala orada fore kazık çakmaya devam ediyoruz, hala zemini temizlemeye devam ediyoruz. Mesela Kahramanmaraş’ta şehrin ortasında giden bir cadde var, fay hattı geçiyor. Azerbaycanlı kardeşlerimiz bin tane konut yaptıralım dediler, işe başlayacağız tam 40 milyon dolarlık fore kazık ihalesi yaptık. Aylarca fore kazık çaktık” dedi. Hükümetin birinci gündeminin halen deprem bölgesi olduğuna da değinen Bakan Özhaseki, “Sayın Cumhurbaşkanımızın bize ilk sorduğu soru ‘Depremde hasar gören illerimizde durum nedir? Hayat normale dönüyor mu? İnşaatlar yolunda gidiyor mu? Başka taraftan bakıldığı zaman da maliyedeki sıkı para politikasını size de takip ediyorsunuz. Bakanımız Mehmet Şimşek Beyin itiraz etmediği tek harcama kalemi var o da depremde ki yapılan harcamalar. Onun dışında bilin her bir iş takip ediliyor, burada da işlerimiz çok şükür yolunda gidiyor” ifadelerine yer verdi. Deprem bölgesinde yaklaşık 390 bin deprem konutunun inşaatının başladığını ifade eden Bakan Özhaseki, Türkiye genelinde 400 bin civarında hak sahibinin olduğunu söyledi. 4 bin 333 köyde köy evi yaptıklarını ifade eden Özhaseki, “Bin 240 tane şantiyemiz var, oralarda bin 110 bin kişi çalışıyor. İlk etapta 76 bin kadar konutu teslim ettik. Haziran, Temmuz’la birlikte her ay 10-15 e 20 bin konutu da teslim etmeye de devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Malatya’da da hak sahipliği kadar inşaata başladıklarını ifade eden Özhaseki, “Bugün arkadaşlarımız yine Büyükşehir Belediyesinde toplandılar. Yeşilyurt, Battalgazi Belediye Başkanlarımız, yardımcıları, teknik ekipleri oradalardı. 8-10 bin eksiğimiz var tespit edilen yerleri gösteriyorlar. Daha çok da şehirlerimizin içinde yapalım istiyoruz, merkezde yapalım istiyoruz. Onları da bir an önce projelendireceğiz. Zaten ihaleyi yaptıktan sonra da en fazla bir sene gibi süre de bitiyor. O konutlarımız da hak sahiplerine teslim ederiz. Bütün hesabımız gelecek senenin ortalarında, güze kadar konutunu alamamış bir vatandaşımız kalmasın istiyoruz, iş yerlerini alamamış bir tek vatandaşımız kalmasın istiyoruz. Bugün de Malatya’mızda şu ana kadar yaptığımız konutlar ne alemde, bundan sonra ne kadar eksiğimiz var, neler yapabiliriz, sizlerin bize söyleyecekleri var mı veyahut şunu yaparsanız daha iyi olur diyeceğiniz şeyler var mı? Bütün bunları konuşmak için önce kendi içimizde belediyede teknik bir toplantı yaptık. Şimdi de sizlerle bir araya geliyoruz” diye konuştu. Önlerinde seçimsiz bir süre olduğunu belirten Bakan Özhaseki, “Bu süre içerisinde biz çalışarak gayret edip Malatya’mızı eski haline döndürmek için uğraşıyoruz. İnşallah bunu başarırız, buna gücümüz yeter arkadaşlar” şeklinde konuştu. Bakan Özhaseki’nin konuşmasının ardından Malatya’da deprem sonrası güncel durum ve inşaat çalışmaları ile ilgili sunuma geçildi. Basına kapalı olarak devam eden toplantı soru-cevap kısmı ile son buldu.
Batman Öğrencisini "Heimlich" manevrasıyla hayata döndüren öğretmen o anları anlattı Batman’da nefes borusuna simit kaçan öğrencisini "Heimlich" manevrasıyla kurtaran öğretmen, o anları anlattı. Batman Borsa İstanbul Ortaokulunda teneffüste yediği simit soluk borusuna kaçan bir öğrenci nefessiz kaldı. Bu sırada koridorda nöbetçi Matematik Öğretmeni Levent Döndü, öğrencisinin boğazını sıktığını ve nefessiz kalarak kıvrandığını fark etti. Döndü, "Heimlich" manevrası ile öğrencisine müdahale etti. O anları İhlas Haber Ajansı muhabirine anlatan Matematik öğretmeni Levent Döndü, nöbet esnasında koridorda gezdiği esnada öğrencisinin nefes alamadığını gördüğünü, fark ettiğini söyledi. Hemen koşarak müdahale ettiğini belirten Döndü, "Öğrenci tam tıkanmıştı nefes alamıyordu okulumuzun böyle bir sorunla karşılaşması bizi tabii ki üzdü. Her öğretmen arkadaşımın yapacağı gibi ben de müdahale ettim. Batman Milli Eğitim il Müdürlüğü ilk yardım eğitim merkezinden almış olduğumuz eğitimler sayesinde çocuğumuza Heimlich manevrasını uyguladık. Çocuğumuzu hayata geri döndürdük bir şeye vesile olduk. İlk yardımında ne kadar önemli olduğunu, ilk yardım merkezinin de ne kadar önemli olduğunu gördük. Sağlık eğitim ile alakalı tüm eğitimleri öğretmen arkadaşlarımız ile birlikte alıyoruz. Aldığımız eğitimlerde Heimlich manevrası sayesinde çocuğumuza biraz faydamız dokundu” dedi. Burada çocuklara sadece eğitim öğretimin dışında her alanda, her anlamda sahip çıktıklarının bir işareti göstergesi olduğunu aktaran Döndü, "Çocuklarımızın gerek psikolojik gerekte sosyolojik gerekte bu şekilde hayati durumlarında her zaman öğretim başta olmak üzere canla başla hepimiz çocuklarımızın yanındayız. Aydınlıyım 5 yıldır Batman merkez Borsa İstanbul ortaokulunda görev yapıyorum matematik öğretmeniyim. Çocuğun durumunu görünce onu ilk başta kurtarmam gerektiğini aklıma geldi hızlı bir şekilde hemen manavlarımızı yaparak çocuğu kurtardık. Çocuğu kurtardıktan sonra odaya götürdük çok güzel bir his bir duygu yaşadım. Özelikle sonrasında elim ayağım titredi çok üzüldüm. Görüntüyü izledikten sonra daha da etkilendim. Olayın üzerindeyken soğukkanlılıkla kalabildim. İlk yardımın hayati yönlerinden birisi de bu zaten soğukkanlı kalabilmektir. Tüm bireylerin tüm vatandaşların herkesin bu eğitimi almalarını düşünüyorum. Hayatın her alanında her zaman karşımıza çıkıyor. Umarım hiçbir zaman hiçbir çocuğumuza vatandaşımıza böyle bir durum yaşanmazdır. Ertesi gün aile geldi okula kalabalık bir şekilde teşekkür ettiler, ben de duygulandım onlar da duygulandı. Çocuğumuz teneffüslerde yanıma geliyor sarılıyor, bana diyor öğretmenin size hayatımı borçluyum ama aslında biz onlara gelecek borcumuz var. Elimizden geldiğince çocuklarımıza en güzel geleceği sunacağız en güzel imkanları sağlayacağız. Çocuklarımızı yeni bir hayata en güzel şekilde hazırlamaya çalışacağız” şeklinde konuştu. Yaşadığı korku dolu anları anlatan 5. sınıf öğrencisi E.K, "Teneffüs çalmıştı o an arkadaşımla konuşurken simit parçası boğazımda kaldı. O an öğretmenler odasında doğru koşarken Levent hocam bizim katta nöbetçiydi ve beni kurtardı. Hocamı çok seviyorum ve ona çok teşekkür ediyorum. Öğretmenler odasına yakın bir arada tam tıkandım ve o sıra hocam yardımıma koştu ve kurtardı. O an çok korkmuştum Levent hoca sağ olsun beni kurtardığı için sonrasında korkmadım" diye konuştu.