GENEL - 24 Temmuz 2017 Pazartesi 16:04

Edirne Belediyesi Kırkpınar için 4 milyon harcadı

A
A
A
Edirne Belediyesi Kırkpınar için 4 milyon harcadı

Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, “Kırkpınar için bu yıl yaklaşık 4 milyon TL’lik bir harcamamız oldu.

Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, “Kırkpınar için bu yıl yaklaşık 4 milyon TL’lik bir harcamamız oldu. Konserler çok merak ediliyor. Konserler KDV hariç, Edirne merkezdeki konserler 655 bin lira, ilçelerde yaptığımız konserler 384 bin lira. Edirne’de sadece 1 buçuk milyon TL gibi bir rakam söz konusu değil” dedi.


656’ncı Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivali sonrası bir restoranda basın toplantısı düzenleyen Başkan Gürkan, Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin genel değerlendirmesini yaptı. Gürkan, Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde pehlivanların 5 bin litreden fazla zeytinyağı ve gözlerini silmeleri için 2 bin metre şalapur bezi kullanıldığını ifade etti.


Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, 10-16 Temmuz 2017 tarihleri arasında gerçekleştirdikleri 656’ncı Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin son 20 yılın en kaliteli güreşleri olduğunu belirterek, Kırkpınar’ın şanına, şöhretine, geçmişine, gelenekselliğine yakışır bir Kırkpınar’ın bitirildiğini söyledi.



“Son 20 yılın en kaliteli güreşleri izlendi”


656’ncı Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde seyircinin arzu ettiği güreşlerin olduğunu belirten Gürkan, “Bu yıl 656’ncı Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri birçok açıdan hem çok beğenildi hem de güreş seyircisinin çok uzun yıllardır arzu ettiği bir şekilde yağlı güreşin kelimesinin tam anlamıyla kıran kırana güreşlere sahne oldu. Yapılan güreşlerin niteliği açısından, kalitesi açısından, yağlı güreşe uygunluğu açısından birçok güreş severin ortak kanaatince son 15-20 yılın en kalite güreşlerin izlendiği Kırkpınar olduğu, diğer taraftan seyirci açısından da Cumartesi günü dahil Kırkpınar Er Meydanı neredeyse tıklım tıklım doluydu. Bu bağlamda yıllardır biz Pazar günleri final güreşleri yaklaştığında Er Meydanı dolsun diye tüm kapıları açarız. Bu yıl kapıları açmaya da ihtiyaç duymadık. Yıllardır ilk defa final güreşi öncesi kapıları açmadan Kırkpınar’ı yaptık. Bu çok önemli bir değerlendirme bence” dedi.



“Neredeyse rekor ikiye katlandı”


Ağalık ihalesinde rekorun ikiye katlandığı belirten Gürkan, “Ağalık ihalesinde tarihi bir rekor kırıldı. Hem katılım anlamında hem de bedel anlamında. 9 tane adayımız katıldı mevcut ağayla beraber. Bu 9 adayın katıldığı koç ihalesi sonucunda Edirneli iş adamı hemşehrimiz Ahmet Çetin 1 milyon 501 bin liraya ihaleyi aldı. Ancak kendi iyi niyetiyle de bunu Edirne’nin plakası olan, öyle bir gelenek oluştu 1 milyon 522 bin liraya çıkardı. 2013’te 800 bin lira bir rekordu, neredeyse ikiye katlayarak tüm zamanların rekorunu kırmış oldu” şeklinde konuştu.



“2 bin 199 pehlivanla rekor kırıldı”


Her sene pehlivan rekorunun yenilendiğini belirten Gürkan, “2014’ten bu yana her yıl rekorunu tazelediğimiz bir başka husus da pehlivan sayısındaki katılımdı. 2014’te bin 924’tü yanlış hatırlamıyorsam. Sonra bin 950’lere geldi, sonrasında geçen yıl bin 969 pehlivandı. Bu yıl sonradan 5 kişi vazgeçti derken 2 bin 199 pehlivanla Kırkpınar’ın tüm zamanlarının rekoru oldu” diye konuştu.



“Konserlere 1 milyon 39 bin TL harcandı”


Edirne merkez ve ilçelerdeki konserlerin maddi değerlendirmesini yapan Gürkan, “Kırkpınar için bu yıl yaklaşık 4 milyon TL’lik bir harcamamız oldu. Konserler çok merak ediliyor. Konserler KDV hariç, Edirne merkezdeki konserler 655 bin lira, ilçelerde yaptığımız konserler 384 bin lira. Öyle Edirne’de sadece 1 buçuk milyon TL gibi bir rakam söz konusu değil. 5 bin litreden fazla zeytinyağı kullanıldı. 2 bin metre şalapur bezi kullanıldı. Bu yıl 211 Ulusal basın mensubuna ve 62 yabancı basın mensubuna akreditasyon verdik. Yerli ve yabancı fotoğraf sanatçılarından yaklaşık 700-800 kişi başvuru yaptı, fakat hepsine akreditasyon verince saha içinde basın görevlileri görevini yapamıyordu. Bu yüzden çok sıkı bir inceleme ile 121’e düşürdük” ifadelerini kullandı.



“Dosya bedelini 25 ile 50 bin lira arası düşünüyoruz”


Seneye ağalık ihalesinde dosya bedelinin yükseltileceğini belirten Gürkan, “Şunda kesin kararlıyız, ağalık ihalesine katılmak şuanda teminat, dosya bedeliydi 17 bin lira. Eğer ihale üzerine kalmazsa 5 bin liralık dosya bedeli belediye kalıyor, kalan 12 bin lirayı alıyor arkadaşlar. Bu rakamı önümüzdeki yıl dosya bedelini oldukça yükselteceğiz. 25 ile 50 bin arası bir fiyat düşünüyoruz. Kendini tanıtmak isteyen arkadaş o bedeli ödeyerek gelsin girsin ihaleye tanıtsın kendini” dedi.



“Yarım saat yerine 1 saat koyalım”


Puanlamaya gidilmeden önceki güreş süresine dikkat çeken Gürkan, “Yarım saat kıran kırana güreş ondan sonra, 5 dakika puanlama güreşi ondan sonra altın puan. Bu çok seyirciyi tatmin etmiyor. Başpehlivanlık final güreşi başladı neredeyse bitecek başaltının finalleri o kadar uzadı ki, ben dedim baş bitecek başaltı bitmeyecek. Neden bazen böyle denk geliyor. Kırkpınar senede bir gün, insanlar da buraya yağlı güreş izlemeye geliyor bırakın izlesinler. Yarım saat yerine 1 saat koyalım, değil mi? 1 saat koyalım. Yarım saat dayanıyor pehlivan puanlamaya bırakmak için 1 saat dayanabilen yapsın. Yani iddiamız o bizim, talebimiz, düşüncemiz o” diye konuştu.



“İlk taksit 4 Ağustos”


1 milyon 522 bin liralık ağalık bedelinin ödeme zamanına da değinen Gürkan, “Ağalık bedeli 3 taksitle ödenecek. İlk taksiti ödeme dönemi 4 Ağustos. Ön teminatı da yatırmış arkadaşımız” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale Çanakkale’de kök hücre dolandırıcılığından tutuklanan 2’si doktor 5 sanığın yargılanmasına başlandı Çanakkale’de 60’tan fazla hastayı, kök hücre uygulamasında kullanılan ve piyasa değeri 200 lira olan kitleri 20 bin ila 100 bin liradan satarak dolandırdıkları iddiasıyla tutuklanan 2’si doktor 5 sanığın Çanakkale 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmasına başlandı. Çanakkale’de 5 Şubat tarihinde meydana gelen olayda, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince yapılan teknik takip sonucunda Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Hastanesi’nde (ÇOMÜ) Ortopedi ve Travmatoloji bölümünde tedavi gören 60 hastaya, piyasadan 200 liraya temin edilen kök hücre uygulamasında kullanılan kitlerin 20 bin ila 100 bin lira arasında satıldığı tespit edildi. Bunun üzerine düzenlenen operasyonda, Prof. Dr. H.Y.E., Doç. Dr. T.K., medikal firma sahibi Ö.Ç, firma çalışanları B.C.T. ve Y.C.İ. gözaltına alındı. Polisteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden Ö.Ç., B.C.T. ve Y.C.İ. ’dolandırıcılık’ ve ’icbar suretiyle irtikap’ suçuna yardımdan tutuklanırken, Prof. Dr. H.Y.E. ile Doç. Dr. T.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Daha sonra savcılığın itirazının ardından Prof. Dr. H.Y.E. ile Doç. Dr. T.K. yeninden tutuklandı. Soruşturmanın tamamlanmasının ardından iddianame hazırlandı. İddianamede, Ömer Ç, Bilgecan T. ve Yunus Can İ’nin ‘nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘icbar suretiyle irtikaba yardım’, Hüseyin Yener E. ve Tolgahan K’nin ise ‘zincirleme şekilde icbar suretiyle irtikap’ suçundan 20’şer yıla kadar hapsi istendi. Tutuklu sanıkların yargılanmasına bugün 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Duruşmaya tutuklu sanıklar Ömer Ç., Bilgecan T., Yunus Can İ., Hüseyin Yener E. ve Tolgahan K. hazır bulunurken, olaydan etkilenen 60’a yakın hasta ve yakını katıldı. Sanık Hüseyin Yener E., savunmasında, kendisinin 24 yıllık hekim olduğunu belirterek, üzerine atılı hiçbir suçlamayı kabul etmedi. Hüseyin Yener E., "Kök hücre tedavisi bir ameliyat değil ek işlemdir. Ben anestezi altında yapmayı tercih ediyorum. Bu yaptığım işlemden fakültenin haberi yoktu. Üniversite SGK ödemesi almadığı için kamu zararı oluşmaması adına yapılan bu işlemleri not almadık. Ameliyat öncesi raporlarda kök hücre tedavisinin nasıl yapılacağını belirttim. Hastalara da bunu belirttik. Ameliyatlara ek olarak bu işlemleri yapıyorduk. Kitler hastanede satılmıyor. 3 yıldır Çanakkale’de çalışıyorum. Bu kiti getirecek firma Çanakkale’de yoktu. Sağlık Bakanlığından onaylı, ameliyata girme yetkisi olan firmalarla çalışılabiliyordu. Bu yüzden bu firmayla çalıştık. Kök hücreden her hangi bir kazancım yok. Firma çalışanları ve firma sahibinin iddialarını red ediyorum. Hastalarla maddi konularda konuşmadım. Konuşmayı da tercih etmiyorum. Fiyatları firma belirliyordu. Ben hiç bir hastaya fiyat söylemedim. Hastalara benim fiyat verdiği şeklindeki beyanları kabul etmiyorum” dedi. Sanık Tolgahan K. 3 yıldır ÇOMÜ’de görev yaptığını söyledi. Kendisine gelen hastalara tek bir medikal firma önermediğini belirten Tolgahan K., “Hastalar bana doğal olarak soruyordu. Nasıl ve nerden temin edebilecekleri konusunda. Bende kendilerine birden fazla firma öneriyordum. İnternetten araştırmaları gerektiğini söylüyordum. Kimseye fiyat vermedim ancak hastalardan ve firma sahiplerinden duyduğum kadarıyla aralıklı bir fiyat söyleyebiliyordum. Ben firma sahibinin iddialarını kabul etmiyorum. Kendileri bana iftira attı. Benim paraya ihtiyacım yok. Maddi durumum iyi. Ailemin durumu iyi. Böyle bir şey için kariyerimi riske atmam, itibarımı zedelemem” diye konuştu. Firma sahibi Ömer Ç. ise sektörde 19 yıldır faaliyette bulunduğunu söyledi. Resmi ve özel hastanelere ameliyat malzemesi temini sağladıklarını kaydeden Ömer Ç., "Doktorların talebi üzerine ilgili kök hücre kitini buldum. Fiyat belirledim. İthal olarak ilk etapta bin 500 liraya sonra da yerli olarak 600 liraya buldum. Bunun fiyatı ithal ve yerli olmak üzere değişiyor. Doktorlar daha sonra aldığım ürünleri uygun gördüler. Hastalar kabul ve uygun görürse temin edebileceğimi söyledi. Böylece kitler kullanılmaya başlandı. Tolgahan hoca bana hastalar size ulaşırsa benim dediğin fiyatı uygulayacaksınız dedi. Biz bu fiyatın içinden belirlediğimiz ücreti alıyorduk. Burada hastalar parayı elden veriyordu ya da bankaya yatırıyordu. Bizde parayı çekip elden doktorlara veriyorduk. Tolgahan beyin tavsiyesi üzerine Hüseyin bey bizi çağırdı. Özel ameliyatlar için kök hücre tedavisi uygulayacağını söyledi. Hüseyin beyle de çalışmaya böyle başladık. Hastalarının özel olduğu için ücreti kendisinin belirleyeceğini söyledi. Bununla ilgili telefonda yazışmalarımız var. Ben 19 yıllık sektör tecrübemde hiç böyle bir durumla karşılaşmadım. Biz hocaları amirlerimiz gibi gördüğümüz için bunun yasal olduğunu düşünerek bu işi yaptık. Bana ’senlik bir durum yok, hastalar bizim hastalarımız’ dediler. Bana atılı suçlamaları kabul etmiyorum" şeklinde konuştu. Firma çalışanlarından Yunus Can İ. ise firma sahibi Ömer Ç’nin talimatları doğrultusunda hareket ettiğini belirterek, Çanakkale’deki bir banka şubesinden bu şekilde hesap açtığını ifade etti. Yunus Can İ., "Hastalar kitlerin ücretlerini nakit veriyorlardı ya da banka hesabına yatırıyorlardı. Doktorlara para vereceğim zaman para havale ile gönderildiyse bankadan çekip öyle veriyordum. Eğer elden aldıysam direkt götürüp elden teslim ediyordum. Paraya verdikten sonra kalan parayı firma sahibi Ömer beye veriyordum. Ben iki doktora da para verdim. Paraları siyah bir el çantasına koyuyordum. Ödemeleri Ömer beyin söylediği tarihlerde veriyordum. Ben hastalarla pazarlık yapmadım. Doktorların pazarlık yaptığını görmedim. Kitlerin hazırlanmasında bende sağlıkçı olduğum için ameliyatlarda aktif olarak bulunuyordum. Ameliyatlarda kullanılmayan kit olmadı” dedi. Diğer şirket çalışan Bilgecan T. savunmasında söz konusu işlemlerde paranın kendi hesabına yatmasından dolayı tedirgin olduğunu aktararak, geçen yıl Şubat ayında firmadan istifa dilekçesini yazdığını belirtip, “Firma sahibi 45 gün ihbar sürem boyunca çalışmamı istedi. Bu süre sonunda arabanın anahtarlarını teslim etmek için odasına girdim. Bana, eleman yetersizliği nedeniyle bir süre daha devam etmemi söyledi. Bende bir süre daha çalışmaya devam ettim. Benimde Çanakkale’deki bankadan hesap açmamın nedeni işlemlerin hızlı yapılması ve bankanın daha az komisyon kesmesi. Tolgahan hoca hastalara fiyatı kendi veriyordu. Hüseyin hoca ise Ömer bey ile görüşüp fiyatları buna göre belirliyordu. Her iki hocaya da elden para teslim ettim. Ameliyatlara bende giriyordum. Kök hücre uygulanmayan hasta olmadığını görmedim” diye konuştu. Sanıkların ardından müştekilerin ifadeleri dinlendi. Mahkeme heyeti, sanıkların yurt dışı çıkış yasağıyla tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesine karar verirken, mahkeme heyeti davayı ileri bir tarihe erteledi.
Aydın Kuşadası’nda UNESCO onaylı eğitim programı MUNACS’24 başladı Aydın’ın Kuşadası ilçesinde, öğrencilerin gerçek bir Birleşmiş Milletler (UN) delegesi gibi giyinip, fikir alışverişinde bulundukları eğitim programı olan MUNACS 24 başladı. Üç gün sürecek olan programda 22 farklı okuldan yerli ve yabancı 200 öğrencinin yanı sıra öğretmen ve akademisyenler de yer alıyor. Kuşadası’nda Amerikan Kültür Kolejleri Genel Merkezi ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’nun desteğiyle 5 yıldızlı bir otelde düzenlenen eğitim programı MUNACS 24 başladı. ‘Dünya için Yapay Zeka: Etik ve Sürdürülebilirliği Yenilikçi Yaklaşımlarla Geliştirme’ ana temasıyla gerçekleştirilen etkinliğe ortaokul ve lise dengi okullardan 200’den fazla yerli ve yabancı öğrenci katılıyor. Üç gün sürecek etkinlikte öğrenciler ülke delegeleri olarak katılacakları konferanslarda, Birleşmiş Milletlerdeki komisyonları temsil eden çeşitli komitelerde yer alacaklar. Komitelerde görev alacak öğrenci delegeler, yapay zekanın etik ve sürdürülebilirlik boyutlarını temsil ettikleri ülkeler olarak ele alacaklar. Delegeler, günümüzün en önemli küresel sorunlarından biri olan yapay zekanın insanlık için sunduğu fırsatları ve riskleri tartışacak, yenilikçi çözümler üretecek ve uluslararası iş birliğinin önemini kavrayacaklar. Bu sayede öğrenciler, uluslararası ilişkiler, diplomasi ve küresel sorunlar hakkında bilgi edinirken, problem çözme, eleştirel düşünme ve iletişim becerilerini de geliştirme imkanı bulacaklar. “Öğrencilerimizi yapay zekanın yer aldığı dünyaya hazırlıyoruz” Teknolojinin hızla ilerlediği dünyada yapay zeka eğitimine dikkat çeken Amerikan Kültür Kolejleri Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Yaraş, “Bu yıl konferansımızın ana konusu yapay zeka. Hızla değişen dünyada yapay zeka giderek hayatlarımızda yer ediyor. Öğrencilerimizi yapay zekanın yer aldığı bir dünyaya hazırlamak için konferansımızı gerçekleştiriyoruz. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’nun desteğiyle gerçekleştirdiğimiz bu konferansın sonuç bildirgelerinin de, ülkemiz ve dünya çapında büyük ilgi göreceğine inanıyoruz” dedi. “Diplomasi açısından çok önemli bir konferans” UNESCO Türkiye Eğitim Komitesi Başkan Vekili Prof. Dr. Mustafa Sever ise, “Çocuklarımızın her açıdan geleceğe hazırlanması bizler için çok önemli. Ayrıca bu konferansın diplomatik yönü de büyük önem taşıyor. Burada farklı komiteleri temsil ederken diplomasi dilini de öğreniyorlar. Farklı ülkeleri, farklı kültürleri tanıma imkanı buluyorlar. Çocuklarımız üç gün boyunca, çağımızın en önemli ürünü yapay zekayı etik ve sürdürülebilirlik kavramları çevresinde tartışma imkanı bulacaklar” diye konuştu. MUNACS 24’ün amacı MUNACS 24’ün, yapay zekanın etik ve sürdürülebilirlik boyutlarını ele almak. Türkiye’nin her bölgesinden ve farklı ülkelerden katılım sağlayacak öğrencilerin bir araya gelerek küresel sorunlara çözüm bulmak için işbirliği yapmalarını sağlamayı da amaçlayan programda, öğrencilerin uluslararası ilişkiler, diplomasi ve küresel sorunlar hakkında bilgi edinmelerini sağlamak amaçlanıyor. Bunun yanında programda problem çözme, eleştirel düşünme ve iletişim becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmak gibi amaçları bulunuyor. Konferansın ardından yazılacak sonuç bildirgesinin ise Paris’e gönderilerek Unesco Milli Komisyonu’na iletileceği belirtildi.