EKONOMİ - 02 Haziran 2020 Salı 13:33

Profesör Uzunoğlu: “5,6 milyon kişinin işsiz kalma ihtimali oldukça yüksek”

A
A
A
Profesör Uzunoğlu: “5,6 milyon kişinin işsiz kalma ihtimali oldukça yüksek”

Trakya Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölüm Başkanı Prof.

Trakya Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, “Türkiye genelinde 5,6 milyon kişinin işsiz kalma ihtimali oldukça yüksek ve bu sayının yaklaşık 5 milyonu hizmet sektörü kaynaklı.” açıklamasında bulundu.


Trakya Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, yazılı basın açıklaması yaparak korona virüs salgını sonrası ekonomi değerlendirmesinde bulundu.


Öncelikle dünya konjonktürüne ışık tutan Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, Kur-Ticaret savaşları ile Brexit tartışmalarının devam ettiği 2019 sonunda Çin’de ortaya çıkan Covid-19 salgını ile dünya ekonomisindeki belirsizliğin daha da arttığını söyledi. Çin’in elektronik ve teknoloji üretim merkezi olarak bilinen Hubei eyaletinde ortaya çıkan virüsün yayılım hızını durdurmaya yönelik olarak başlatılan karantina uygulamasının ilk olarak Çin daha sonrada dünya ekonomik düzenini etkilediğini ifade eden Prof. Dr. Uzunoğlu “2003’te Sars virüsü ile sarsılan Çin ekonomisindeki bozulma dünya ekonomisini çok fazla etkilememişti. Çünkü Çin’in 2003’te dünya ekonomisi içindeki payı yüzde 4 civarındaydı. 2019’da ise Çin’in dünya ekonomisindeki payı yaklaşık yüzde 17’ye ulaştı. Çin en büyük enerji ve hammadde ithalatçısı ve dünyanın her yerine mamul-yarı mamul mal satan ülke konumunda. Dolayısıyla Çin’de ortaya çıkan virüsün ilk etkisi seyahat, hizmet ve tüketim sektöründe ortaya çıkarken bölgedeki küçüklü büyüklü birçok fabrika kapanma noktasına geldi. Çin’in ülkeler arasındaki tedarik zincirlerindeki yeri dikkate alındığında, Çin ekonomisindeki bir kırılmanın dünya ekonomisini direkt olarak etkilemesi kaçınılmazdı” dedi.


Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, açıklamasında şu ifadeler yer verdi: “Çin’de yaşanan arz çöküşü uluslararası piyasalarda hemen hissedildi. Dünya çapında firmaların yaşanılan tedarik sorunu nedeniyle hizmet vermekte zorlandığını gözlemledik. Diğer taraftan Çin’de üretim ve tüketimdeki çöküş enerji başta olmak üzere hammadde talebini düşürürken hammadde fiyatları da düşme trendine girdi. Çin’in GSYH’nın yüzde 60’ını, istihdamın ise yüzde 90’ını karşılayan KOBİ’lerin yüzde 60’ı kapandı. 2020 Şubat’ında otomobil satışları yüzde 80 düştü. Pekin’de restoranların yüzde 70’i kapanırken yüzde 30’u ise kapasitelerinin altında faaliyet göstermeye başladı. Toplu işten çıkarmalar ve karantina etkisi neredeyse tüm ülkeyi etkisi altına aldı. Çin kaynaklı bu gelişmelerin küresel durgunluğu tetikleyeceği hemen herkes tarafından kabul edildi.


Çin dışında Japonya, Güney Kore, ABD ve AB ülkelerinin de virüsten etkilendi. 2020 Şubat itibarıyla virüs hemen hemen tüm ülkelerde kendisini hissettirdi. Düşen fiyatlar nedeniyle emtia üreten ülkeler zorlanmaya başlarken küresel düzeyde risk alma iştahı azaldı. Doğal olarak bu gelişme Hindistan ve Türkiye gibi mali kırılganlıkları nispeten yüksek ülkelerde kendisini göstermeye başladı. Gelişen ülke paraları değer kaybetmeye yani kurlar yükselmeye başladı. Hiç kuşkusuz, dünya GSYH’nin yaklaşık yüzde 23’ünü gerçekleştiren ABD ekonomisinin performansı, dünya ekonomisindeki daralma sürecinin de en önemli belirleyicisi olacak. ABD’de üretim zincirleri kırılırken S&P 500 indeksinin yüzde 35 gibi yüksek oranda düşmesi mali piyasalarda da belirsizliği artırdı. İndeks, Fed’in 700 milyar USD’lik menkul kıymet alacağını açıklamasının ardından yüzde 16 civarında toparlamış görünse de borsalarda ‘ayı piyasası’nın hâkim olduğu görülüyor. ABD ekonomisinin toparlanması için ilk etapta işletmelere ve tüketicilere 300 milyar USD’lik yardım, yeni menkul kıymet ihraç edecek şirketlere kredi ve ihraç yardımı, yerel yönetimlere kredi akışının kolaylaştırılması gibi önlemlerle çöküşün etkisi hafifletilmeye çalışılsa da bu desteklerin yeterli olmayacağı anlaşıldı ve bunlara ek olarak 1.200 USD’lik kişi başı ödeme biçiminde yardımlar yapıldı.


2020 başlarındaki diğer bir sorun ise petrol fiyatlarının 60 USD’lardan 30 USD’ların altına düşmesi oldu. Rusya’nın durgunluk ve yaşanan arz şoku nedeniyle petrol üretimini kısmayacağını açıklamasıyla OPEC ve OPEC dışı tüm anlaşmalar çökmüş oldu. Suudi Arabistan da Rusya’nın başlattığı bu girişime petrol fiyatlarını düşürerek yanıt verdi. Böylece devam eden ticaret savaşlarına bir de petrol savaşı eklenmiş oldu. Rusya’nın 1.1 trilyon USD’a ulaşan resmî döviz rezervleri ile petrol savaşına ne kadar dayanabileceği merak ediliyor. Ancak düşük petrol fiyatlarından en büyük darbeyi, yüksek maliyetli petrol üreten ve ABD istihdamının yaklaşık yüzde 5’ini gerçekleştiren petrol ve gaz sektöründeki büyük şirketlerin yiyeceği anlaşılıyor.”


COVID-19 salgınının dünya ekonomisinde uzun süredir biriken stresin atılmasını tetiklediğini söyleyen Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, IMF’nin gelişmiş ülkelerin neredeyse tamamında 2020’de büyümenin negatif olacağını; gelişen ülke ekonomilerinde de benzer performansların ortaya çıkacağını Çin ve Hindistan’ın ise uzun yıllardan sonra düşük bir büyüme oranı ile karşı karşıya kalacaklarını tahmin ettiğini dile getirdi.



“Türkiye Ekonomisi de KOVID-19 etkisinde”


Türkiye’de ilk vakanın 10 Mart’ta açıklandığını, alınan önlemler çerçevesinde 19 Mart itibariyle 149.382, 21 Mart’ta da –bugün açılmış olsalar da- berber-kuaför gibi işletmelerin de faaliyetlerinin durdurulmasıyla toplam 211.670 işletmenin faaliyetinin durduğunu dile getiren Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu “Türkiye ekonomisi de KOVID-19 etkisi altında kaldı. Faaliyetine ara veren işletmelerin çoğunluğunun hizmet sektöründe olduğu biliniyor. Çoğu esnaf, sanatkâr ve küçük işletmede istihdam edilen yaklaşık 1.4 milyon kişinin, bu durumdan direkt olarak etkilendiği tahmin ediliyor.” dedi ve sözlerini şöyle tamamladı:


“Edirne’nin de en çok etkilenen şehirlerin başında geldiğini söyleyebiliriz. KOVID-19 etkisi ilk olarak talepte ciddi bir çöküşe yol açtı. Örneğin sınırların kapanmasıyla ilimize alışveriş amacıyla gelen turist neredeyse hiç kalmadı. Esnaf ciddi oranda ciro kaybı ile karşı karşıya kalırken birçok sektörde neredeyse satışlar sıfırlandı. Ekonomide talep yönlü çöküş işsizlikteki artışla daha da derinleşmeye başladı. Sokağa çıkma yasağı, şehirlerarası yolculukların zorunlu olarak durdurulması tedarik zincirlerinde de kısmi kırılmalara yol açtı.


Türkiye genelinde 5.6 milyon kişinin işsiz kalma ihtimali oldukça yüksek ve bu sayının yaklaşık 5 milyonu hizmet sektörü kaynaklı. Ulusal ve uluslararası yolcu taşımacılığının durma noktasına gelmiş olması seyahat ve taşımacılık sektörünü etkiledi. İhracat sektöründe de global talepteki çöküşün etkileri hissedilmeye başlandı. Otomobil, hazır giyim ve tekstil gibi ana ihracat sektörlerinde, Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkeden gelen siparişlerin hissedilir biçimde düştüğü görülüyor. Diğer taraftan özellikle dış turizmin hem sınırların kapalı olması hem de açılsa bile turistin geleceği ülkelerdeki engellemeler veya tatil erteleme kararları nedeniyle ciddi oranda sekteye uğraması bekleniyor. Bu durumda Türkiye ekonomisini hareketlendirecek temel talebin iç talep olacağı anlaşılıyor. Bu nedenle de iç talebin canlandırılmasına yönelik adımlar atılıyor. Kredi desteklerini istihdam azaltmama koşuluna bağlama, Kısa Çalışma Ödeneği gibi mekanizmalar devreye alınarak işsizliğin önüne geçilmeye çalışılıyor. Vergi ötelemeleri, 2.1 milyon aileye verilen yardımın 4.4 milyon aileye yükseltilmesi gibi tedbirlerle iç talep desteklenmeye çalışılıyor. IMF, global düzeydeki olumsuz trendin etkisiyle Türkiye ekonomisinin 2020’de bir önce yıla kıyasla yüzde 5 daralacağını ve 2019’da yüzde 13.7 olan işsizlik oranının da 17.2’ye yükseleceğini tahmin ediyor. KOVID-19 maalesef sadece sağlık ve sosyal alanlarda değil ekonomide de olumsuzluklara neden oldu. Bu olumsuz havanın birdenbire ortadan kalkması ve tekrar eskiye dönmek zaman alacağa benziyor. Önümüzdeki dönemde harcama alışkanlıkları, tasarruf yapma ve tasarrufları değerlendirme biçimlerinde de önemli değişimlere hazır olmak gerekiyor.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.
Malatya Malatya’da 200 gram pide 10 TL oldu Malatya’da 7,5 TL olarak satılan pideler bugününden itibaren yapılan zam ile 10 TL’ye satılmaya başlanıldı. Ham maddedeki artışlar nedeniyle Malatya’da da pide fiyatları bugünden itibaren 10 TL’den satılmaya başlanıldı. Fırıncı esnafı depremden bu yanı 7,5 TL olarak satılan 200 gram ekmeğin oda kararı ile birlikte bugünden itibaren kent genelinde 10 TL olduğunu söyledi. Malatya’da fırıncı esnafı Hacı Pence, un başta olmak üzere ham maddeye yapılan zamlardan sonra şuana kadar kazançlarının olmadan satış yaptıklarını ifade ederek, “Rayiç belirlendi ama yeterli değil. Girdi maliyetleri, un fiyatları, işçilik ücretleri çok yüksek. Kazanmamız için 15 TL olması lazım ama şu anki fiyat 10 TL. İşçilik yüksek, verdiğimiz para yeterli gelmiyor, dolayısıyla işçi bulamıyoruz. 4 kişi çalışmamız gerekirken 2 kişi çalışıyoruz. Bir yıldır ekmeğe zam gelmemişti. Bir çuval un 700 TL, kira, işçiye 45 bin lira veriyoruz. Artan maliyetler nedeniyle ekmeğe zam yapıldı” dedi. Bir diğer fırıncı esnafı Ali Koçer ise ekmek yapımında gerekli olan maya, tuz ve un gibi ham maddelere uzun zaman önce zam yapıldığını hatırlatarak “Fiyat şu an için yeterli. Una aşırı derecede zam geliyor. Un geçen sene devlet destekliyken 390 TL iken desteğin kesilmesinden sonra 680 lira oldu. Maliyetler arttığı için ekmeğe zam yapıldı” diye konuştu.
İstanbul Bayraktar TB3 SİHA yerli motor ile rekor irtifaya çıktı Baykar’ın milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar TB3 SİHA, Yüksek İrtifa Sistem Performans Testini başarıyla tamamladı. Bayraktar TB3, yerli motor ile 33 bin feet irtifaya çıkarak rekor kırdı. Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen silahlı insansız hava aracı Bayraktar TB3’ün test süreci başarıyla devam ediyor. İlk uçuşunu Cumhuriyet’in 100. yılına armağan olarak 27 Ekim 2023 tarihinde yaptıktan sonra orta ve yüksek irtifa performans testlerini başarıyla sürdüren SİHA, bir testi daha başarıyla tamamlayarak rekor kırdı. Yerli motorla rekor irtifa Bayraktar TB3 SİHA, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesindeki AKINCI Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’nde gerçekleştirilen uçuşta 33 bin feet irtifaya çıkarak Yüksek İrtifa Sistem Performans Testini başarıyla tamamladı. TEI tarafından yerli olarak geliştirilen PD-170 motoruyla havalanan milli SİHA, gerçekleştirilen yüksek irtifa uçuş testi sırasında yerli bir motorla şimdiye kadar çıkılan en yüksek irtifaya ulaştı. Bayraktar TB3 SİHA yerli motorla kırdığı irtifa rekoru ile Türk havacılık tarihine önemli bir imza attı. Milli havacılık tarihinin irtifa rekoru ise 45 bin 118 feet ile Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Bayraktar AKINCI TİHA’ya ait bulunuyor. Toplam uçuş 327 saate ulaştı Bayraktar TB3 SİHA bugüne kadar gerçekleştirilen test uçuşlarında toplam 327 saat 35 dakika havada kaldı. Milli SİHA, 20 Aralık 2023’te gerçekleştirilen uzun uçuş testinde yere inmeden 32 saat havada kalmış ve gökyüzünde 5 bin 700 km yol kat etmişti. Milli SİHA, milli kamera Bayraktar TB3 SİHA, 26 Mart 2024 tarihinde ilk kez Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 ile uçtu. İcra edilen test kapsamında dünyadaki muadillerine göre en yüksek performansa sahip olan ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi entegrasyonu başarıyla gerçekleştirildi. TCG Anadolu’dan ilk uçuş 2024’te Öte yandan Bayraktar TB3 SİHA’nın katlanabilen kanat yapısıyla TCG Anadolu gibi kısa pistli gemilerden kalkış ve iniş kabiliyetine sahip dünyadaki ilk silahlı insansız hava aracı olacağı öğrenildi. Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, Bayraktar TB3 için 2024 yılı içinde TCG Anadolu gemisinde testlere başlanmasını planladıklarını açıklamıştı. Görüş hattı ötesi haberleşme kabiliyetine de sahip olacak milli SİHA, bu sayede çok uzun mesafelerden kumanda edilebilecek. Böylece keşif, gözetleme, istihbarat ve taşıdığı akıllı mühimmatlar ile taarruz görevlerini deniz aşırı hedeflere karşı icra ederek Türkiye’nin caydırıcı gücünde çarpan etkisi yapacak. İhracat şampiyonu Başlangıçtan bugüne tüm projelerini öz kaynakları ile yürüten Baykar, 2003 yılındaki İHA Ar-Ge sürecinin başlangıcından itibaren tüm gelirlerinin yüzde 83’ünü ihracattan elde etti. 2021 ve 2022 yıllarında Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre savunma ve havacılık sektörünün ihracat lideri oldu. Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından 2023’te de sektörün ihracat şampiyonu olduğu açıklanan Baykar, geçen yıl 1.8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Son yıllarda gelirlerinin yüzde 90’ından fazlasını ihracattan elde eden Baykar, 2023’te savunma ve havacılık sektöründeki ihracatın 3’te 1’ini tek başına yaptı. Dünyanın en büyük SİHA ihracatçısı olan Baykar’ın halihazırda imzalanan sözleşmelerinin yüzde 97.5’i ihracat kaynaklı gerçekleşti. Bayraktar TB2 SİHA için 33 ülkeyle, Bayraktar AKINCI TİHA için ise şimdiye kadar 9 ülke ile olmak üzere toplam 34 ülkeyle ihracat anlaşması imzalandı.
Nevşehir Nevşehir’deki dolandırıcılık operasyonunda 5 tutuklama Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Müdürlüğü ekiplerince sahte ilanlarla yaklaşık 350 kişiyi 3 milyon lira dolandıran çeteye yönelik yapılan operasyonda gözaltına alınan 27 şahıstan 5’i tutuklandı. Nevşehir’de ikamet eden Emrah A. isimli vatandaş internet sitesinde yayınlanan satış ilanında gördüğü elektrikli bisikleti almak istedi. Piyasa değeri yaklaşık 20 bin lira olan elektrikli bisikleti ikinci el olarak 5 bin 250 liraya pazarlık yaptı. Dolandırıcılar bir İnternet satış platformunun benzerini yaparak bu site üzerinden ödeme yapılmasını sağladı. Emrah A. almış olduğu 2. el elektrikli bisikletin ödemesini yaptı. Ödemenin gelmediğini söyleyen dolandırıcılar Emrah A. ile tekrar iletişime geçti. Bunun üzerine dolandırıldığını anlayan Emrah A. şikayette bulundu. Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığı ile koordineli olarak çalışma başlatan Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 3 ay fiziki ve teknik takip yaptı. Ekipler Sosyal medyada yer alan ikinci el ürün satış ilanları aracılığıyla, sahibinden.com isimli alışveriş sitesinin benzerini/sahtesini yapmak suretiyle, sahte "güvenli ödeme" siteleri aracılığıyla; dolandırıcılık işlemi yapıldığını belirledi. Nevşehir Merkezli Iğdır, Van, Mardin, Gaziantep, Adana, Mersin, Kocaeli, Sakarya, Samsun, Tekirdağ ve İzmir illerinde yapılan operasyonlarda 27 şüpheli şahıs gözaltına alınmıştı. Yapılan operasyonda 27 şüpheli şahıs yakalanarak gözaltına alınırken, yapılan aramalarda; dolandırıcılık faaliyetlerinde kullanılan 34 cep telefonu, 38 sim kart, 5 SD kart, 3 laptop ile çok sayıda dijital materyal ve 1 adet kurusıkı silah ele geçirildi. Nevşehir Emniyet Müdürlüğüne getirilen şüphelilerin Emniyetteki işlemleri sonrasında Adli makamlara sevk edilen 27 şüpheliden 7’si tutuklandı. 5 şüpheli adli kontrol şartı ile serbest bırakılırken 15 şahısta savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı.