GENEL - 08 Ocak 2012 Pazar 09:27

EDİRNE`DE TAŞKIN ALARMI

A
A
A
EDİRNE`DE TAŞKIN ALARMI

Edirne’de, üç gün süren sağanak yağış ve Bulgaristan’ın baraj kapaklarını açması nedeniyle önce Tunca nehri ardından Meriç nehri taştı. Meriç nehrindeki taşkın nedeniyle Bosnaköy’de bulunan çiftliklerdeki büyükbaş hayvanlar tahliye edilirken, Tunca nehri kenarında bulunan Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı Sarayiçi, Fatih ve Kanuni köprüleri, Adalet Kasrı ve Balkan şehitliği sular altında kaldı.
Dün sabah saatlerinden itibaren taşan Tunca nehrinin ardından Meriç nehrinin debisi de arttı ve taşkınlara neden oldu. Meriç nehrindeki taşkın nedeniyle nehir kenarındaki çay bahçelerinin bir bölümü sular altında kalırken, Bosnaköy’deki çiftlikler de bulunan büyük ve küçükbaş hayvanlar traktörlere yüklenerek tahliye edildi. Yeni doğan bir buzağıyı bir vatandaş kucağına alarak traktöre koydu ve taşkın bölgesinden uzaklaştırdı. Meriç nehrindeki taşkın nedeniyle Bosnaköy-Süvari köprüsü arasındaki yol sular
altında kaldı.
Bosnaköy’deki çiftliklerde büyük ve küçükbaş hayvanlarını tahliye eden Murat ve Caner Koca, "Meriç nehri yükseliyor, bazı bölgelerden su girmeye başladı, bizde hayvanlarımızı tahliye ediyoruz. Bir ineğimizde yeni buzağılamıştı, onu da alıp başka bir bölgeye götürüyoruz" dedi.
Son yapılan ölçümlerde ise Meriç nehrinin debisi 909 metreküp/saniye, Tunca nehrinin debisi 146 metreküp/saniye, Arda nehrinin debisi ise 360 metreküp/saniye olarak ölçüldü. Edirne’de bugün önce sağanak yağış ardından kar yağışı beklenirken hava sıcaklığının en düşük 1 derece en yüksek ise 3 derece olması bekleniyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Koca, karısının sağ eli, karısı da eşinin sol eli oldu Eskişehir’de çeyrek asırdır yaşadıkları tüm sağlık sorunlarına rağmen birbirlerine destek olmaktan vazgeçmeyen Cevat Gündüz ve Ayşe Gündüz çifti, felç geçirmeleri sonucunda vücutlarının belli bölgelerinin tutmaması nedeniyle gerçek anlamda birbirlerinin eli ve ayağı oluyor. Yaklaşık 28 yıldır birlikte yaşayan Cevat Gündüz ve Ayşe Gündüz çifti görenlerin takdirini topluyor. Felç geçirmesi nedeniyle sağ eli tutmayan Cevat Gündüz yıllardır akciğer kanseri ile mücadele ediyor. 6 yaşında çocuk felci yaşayan Ayşe Gündüz’ün ise sol eli tutmuyor. Bu sorunlarını birbirleriyle yardımlaşarak gideren çift, yaşadıkları tüm sağlık sorunlarına birlikte kafa yoruyor. Kelimenin tam anlamıyla birbirlerinin hem eli hem de ayağı olarak bir çocuk da yetiştiren çift, ilişkilerde saygının son derece önemli olduğuna vurgu yaparak her şeyin sevgiyle başladığını söyledi. Genç çiftlere yönelik de tavsiyelerde bulunan Gündüz çifti, mutlu olmak için bazı şeylere sabretmek gerektiğini ifade etti. "Onun yapamadığını ben yapıyorum, benim yapamadığımı o yapıyor" Eskişehir’de yaşayan Cevat Gündüz, eşiyle 28 yıldır birlikte olduklarını belirtti. Eşinin 6 yaşındayken çocuk felci geçirmesi nedeniyle sağ elinin tutmadığından ve yüzde 67 engelli raporu bulunduğundan bahseden Gündüz, "Ben akciğer kanseriyim, 3 defa ameliyat geçirdim. Şah damarım atmış, yakın zamanda yeniden ameliyat olacağım. Sevgi ve saygı olduktan sonra aşk olur. Mesela benim sol elde, onun sağ elde engel var. Onun yapamadığını ben yapıyorum, benim yapamadığımı o yapıyor. Bu işler böyle yürüyor. Birbirimizin eli ayağıyız. Mesela salatayı ben yapıyorsam bulgur pilavını eşim yapıyor. Çocuk bile büyüttük, 27 yaşına geldi. Yeri geliyor benim olmadığım sıralar kundağını dişiyle bağlıyordu. Sevene engel yok. Zaten sevmeden hiçbir şey olmaz. Hayat sevgiyle başlar. Mesela sevmesen bir şey yiyebilir misin? Yiyemezsin. Buradan genç çiftlere tavsiye vermek istiyorum. Her şey sevgi ve saygıdan ibaret, sabır şart. Sabretmek çok önemlidir" dedi. "O benim hem kalbim, hem de sağ elim" Cevat Gündüz’ün eşi Ayşe Gündüz ise, evlilik süreçlerinde nasıl zorluklar yaşadıklarını anlatarak şu sözleri kaydetti: "Biz çok fakirlik çektik. Çocuğum okula gidiyordu, beslenme koyamıyordum. Ağlıyordum. Öğretmen, ’Ayşe hanım, çocuğa niye beslenme koymuyorsun’ derdi. Ben de, ’Öğretmen hanım, sen hiç yokluğu bilmiyor musun? Olsa hiç koymam mı?’ derdim. Allah razı olsun, o dönemlerde bir öğretmen çocuğa boyuna bir simit ve meyve suyu parası verirdi. Artık hastayım. Eşimin 2-3 senedir çok yardımı oluyordu ama şimdi kendisi de hasta. Ben iyi kötü kendim yapıyorum. Hasta diye ona da kıyamıyorum, kendi işimi kendim yapmaya çalışıyorum. Seviyorum onu, sevmem mi hiç? El ele verip tüm zorlukları aştık, bundan sonra da zaten aşacağız. Birbirimizi tanıdık, bildik. O bana yardım oldu, ben ona yardım oldum. Öyle 28 yıl geçti. O benim hem kalbim, hem de sağ elim. Her şeyde sabır olacak. Her zorluğu, yoksulluğu çektik. Kurban olduğum Allah herkese geçim düzen versin."