GENEL - 15 Şubat 2018 Perşembe 16:51

Edirne Cumhuriyet Başsavcısı Savran: "Bu çocukları kimse oraya götürüp atmadı"

A
A
A
Edirne Cumhuriyet Başsavcısı Savran: "Bu çocukları kimse oraya götürüp atmadı"

Edirne Cumhuriyet Başsavcısı Muhammet Savran, Edirne’de yaşanan bot faciasına ilişkin, "Ölen çocuklar anne ve babalarının sorumluluklarında.

Edirne Cumhuriyet Başsavcısı Muhammet Savran, Edirne’de yaşanan bot faciasına ilişkin, "Ölen çocuklar anne ve babalarının sorumluluklarında. Kimse bunu kimseye fatura etmesin. Bu çocukları kimse oraya götürüp atmadı. Devlete bir şekilde inanmaları, sığınmaları gerekiyor. Bu kaçış nereye kadar. Yapılan yanlışı anlamaları, etkin pişmanlıkla ilgili hükmü okuyup anlamaları gerekiyor" dedi.


Savran, geçtiğimiz gün Edirne’de Meriç Nehri üzerinden Yunanistan’a geçmek isteyen 8 kaçağın bindiği botun alabora olması sonucu 2’si çocuk, 3 kişiden Ayşe Abdulrezzak’ın (37), FETÖ/PDY soruşturması kapsamında öğretmenlikten ihraç edildiği ve adli kontrol kararı ile yurt dışına çıkış yasağı konularak serbest bırakıldığını söyledi.


Basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Savran, konuyla ilgili, "Ayşe isimli bayan İzmit’te FETÖ’den hakkında işlem yapılan ve adli kontrolle serbest bırakılan bir bayan. Bunun eşi de aynı şekilde. Tutuklanmış, tahliye edilmiş. Bylock’tan ceza almaları yüksek olduğu için gayri yasal bir şekilde kaçmak istemişler. Kadın ve 10 yaşındaki oğlu öldü. Bir de ölü bir çocuk bulundu. 3’ü haricinde yakalanan bir kimse yok. Diğer 2 kişi kimdi, bizim bir teşhisimiz yok. Bölgemizde göçmenlerin arasında geçişler, geçmeye çalışmalar oluyor. Küçük çocukların ölmeleri bir trajedi. Ölen çocuklar anne ve babalarının sorumluluklarında. Kimse bunu kimseye fatura etmesin. Bu çocukları kimse oraya götürüp atmadı. Devlete bir şekilde inanmaları, sığınmaları gerekiyor. Bu kaçış nereye kadar. Yapılan yanlışı anlamaları, etkin pişmanlıkla ilgili hükmü okuyup anlamaları gerekiyor" dedi.



"Göçmen kaçakçılığı Edirne’nin kaderi"


Göçmen kaçakçılığı ile ilgili Edirne’de çalışmaların devam ettiğini ifade eden Savran, "Edirne’nin kaderi. Sınırdan terör orijinli kaçışlar da var. Buna yardımcı unsurlar da var. Öncesinde Arakanlılar kaçıyordu. Göçmen tacirleri onları kaçırıyordu. Suriyeliler kaçıyor, kaçırılıyorlardı. Kaçarken yakalandılar derken şimdi işi öğrendiler, şimdi organizatör oldular. Epey yabancı uyruklu organizatör var. Konuyla ilgili olarak buradaki kolluk elinden geleni yapmaya çalışıyor. Meriç hattı uzun bir hat. Şöyle bir sıkıntımız var. Mevzuat olarak göçmen ticaretiyle ilgili yasal düzenlemelerde çok caydırıcı değil. Kişinin kaçırılması insanları çok acıte etmiyor belki. Düşünmeye çok sevk etmiyor ama kaçırılırken bir bot batıyor, bir kaç çocuk ölüyor falan. Bu tür tablolar ortaya çıkınca insanların merhameti dile geliyor. Yasak koyucunun göçmen kaçakçılıkla ilgili organizatörlerle ilgili cezayı daha arttırması veya bununla ilgili teknik anlamada düzenlemeler yapması bu işte mücadelede daha etkin. Katalog suçlar arasında göçmen kaçırma suçu tutuklama suçu değil. Biz suçun işleniş şekline örgütsel boyutuna bakarak veya mağdur kitle, sayıya bakarak bu suçlar zaten dolandırıcılıkla birlikte işleniyor. Delilleri karartma tehlikesinden öte delillere bir daha ulaşamamak tehlikesinden göçmen kaçakçılarını tutuklamaya sevk ediyoruz. Büyük miktarda tutuklama sağlanıyor ama cezanın süresi çok fazla olmadığı için birkaç celse sonra ceza, cezaevi yetersizliği nedeniyle, açığa ayrılma gibi çok da fazla tutuklu kalınamıyor" şeklinde konuştu.



"Edirne’de bin 963 tane soruşturma yürütüldü"


FETÖ ilgili 15 Temmuz’dan bu yana Edirne’de bin 963 tane soruşturma yürütüldüğünü kaydeden Savran, "Bunlar çok detaylı araştırmalar. Suç unsuru bulamadığımız 300 dosyaya takipsizlik kararı yazdık. 276 tane dosyaya da dava açtık. Şu an elimizde 423 tanede devam eden FETÖ soruşturması var. Savcılık olarak. Bin 963 tane dosyanın 964 tanesi buradaki çalışmalarımız kapsamında başka illerde olan tespit ettiğimiz asker orijinli etkin pişmanlık kapsamında tespit ettiğimiz şüphelilerle alakalı ilgili yerlerine gönderdiğimiz dosyalar. Yaklaşık bine yakın subay tespit edildi" dedi.



"Bin 624 dosyanın binini uzlaştırdık"


Uzlaştırma hakkında da geniş bilgiler veren Savran, "Edirne’nin belki 2008’deki soruşturma sayısı 7 bindir şu anda biz 16 bine dayanmış durumdayız. Teknolojiyle birlikte böyle her şey artacak mı? Bin soruşturmanın artması bir savcı ihtiyacı doğuruyor. Bir savcı bir kalem ihtiyacı doğuruyor. Bina ihtiyacı doğuyor. Bina ihtiyacı cezaevi ihtiyacı doğuruyor. Domino taşı etkisi. Ne yapmak lazım. Edirne’de Tüketici Hakem Heyeti var. Alternatif çözüm yolu anlamında çok güzel işler ortaya koyuyorlar. Konuyla ilgili bakanlık çözüm yoluna girdi. Arabulucukla ilgili muhtarlarımızla toplantı yaptık. Arabuluculuğu anlattık. Buraya arabuluculuk bürosuna gelinmesini sağlamak adına adım attık. Arabuculukta 2-3 yıla sarkan dosyalar belki 2-3 ay gibi kısa bir sürede halleden protokoller ortaya konulabiliyor. Devlet buna doğru evrilmeye başladı. Edirne’de bin 624 dosyanın binini uzlaştırdık" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.