ÇEVRE - 09 Ekim 2024 Çarşamba 19:07

"Edirne kırmızısı" doğduğu topraklarda yeniden hayat buldu

A
A
A
"Edirne kırmızısı" doğduğu topraklarda yeniden hayat buldu

Edirne kırmızısı doğduğu kente geri döndü. Rengin ana maddesi kök bitkinin 3’üncü kez hasadı gerçekleştirildi.


Geçmişi Osmanlı dönemine dayanan ve Trakya Üniversitesi tarafından uzun süredir devam eden çalışmalarla yeniden gün yüzüne çıkarılan, kırmızının en güzel hali olarak bilinen ve Avrupalı casusların peşinden koştuğu ’Edirne Kırmızısı’ renginin üretiminde kullanılan kök boya bitkisinin hasadı yapıldı.


Formülü 17’inci yüzyılda casuslukla Avrupa’ya aktarılan Edirne kırmızısı doğduğu kente geri döndü. Rengin üretiminde kullanılan kök boya bitkisi ’Rubia tinctorum’ bitkisinin Edirne topraklarında yetiştirilerek çoğaltılması için yapılan çalışmalar sonuç verdi. Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün Karaağaç’taki tıbbi aromatik ve boya bitkileri bahçesinde bu yıl üçüncü kez Edirne Kırmızı Kök Boyası hasadı ve kumaş boyama etkinliği yapıldı.


Edirne kırmızısının efsane bir renk olduğunu ve uğruna casusluklar yapıldığı, formülünü bulunmak için insanların kaçırıldığını söyleyen Edirne Vali Yardımcısı Turgut Subaşı, son yıllarda özellikle üniversitenin 3-4 yıl önceki araştırmasıyla birlikte bu alanda yapılan pilot çalışmalarla rengin tekrar insanlığa, kullananlara kazandırılması için emek verildiğini ve büyük bir başarı sağlandığını ifade etti. Edirne kırmızısı ile sadece bir kök bitkisi üretimi yapılmadığını belirten Subaşı, aynı zamanda endüstride, sanayide, tarımda birçok sektöre doğrudan ve dolayların katkıları da olacağını söyledi.


Çalışma konularından birisinin de tıbbi aromatik ve boya bitkileri olduğunu söyleyen Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Adnan Tülek, hasat yapılan alanda tek ve çok yıllık olmak üzere 60 civarı bitki bulunduğunu aktardı. Bu boya bitkilerinin en önemlilerinden birisinin Edirne Kırmızısının elde edildiği Rubia kök boya bitkisi olduğuna değinen Tülek, Edirne Kırmızısının doğal bir boya ve Osmanlı mirası olduğunu söyledi. Çalıştıkları bu ürün gruplarında model olarak görev almayı ve üreticilere teknik destek sağlamayı amaçladıklarını dile getiren Tülek, yürütülen çalışmalar çerçevesinde bazı üreticiler tarafından kök boya bitkisinin üretimine başlandığını belirtti.


2017 yılından beri Edirne kırmızısının şehrin kültürüne kazandırılması için yoğun çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Tan, Edirne Kırmızısı ve Edirne Gülü Uygulama Araştırma Merkezi kurulması başvurusunun YÖK tarafından kabul edilmesinin de son derece sevindirici olduğunu belirtti.


Konuşmaların ardından Edirne kırmızısı renginin elde edildiği bitkinin (rubia tinctorum) hasadı yapıldı. Kazanlarda kaynatılan kök bitkinin içine iplik ve kumaş atıldı. Muhteşem renge bürünen kumaşlar ve iplikler hayranlıkla izlendi.


Doğduğu topraklara yeniden getirilen rengin popülerliğini artırmak için çalışmaların devam edeceği belirtildi.



"Edirne kırmızısı" doğduğu topraklarda yeniden hayat buldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da kurtlar ahıra girdi: 10 koyun telef oldu, 10 koyun yaralandı Erzincan’ın Otlukbeli ilçesinde kurtların ahıra girmesi sonucu 10 koyun telef oldu, 10 koyun yaralandı. Hayvan sahibi, kurtların yerleşim yerleri için tehdit oluşturduğunu söyledi. Otlukbeli ilçesinde yaşanan kurt saldırısı, hayvan yetiştiricilerini tedirgin etti. İlçede Yasin Yıldırım’a ait ahıra giren kurtlar, 10 koyunu telef ederken 10 koyunu da yaraladı. Edinilen bilgilere göre, kurtlar ahıra girerek kısa sürede büyük zarara yol açtı. Sabah saatlerinde hayvanlarının telef olduğunu gören Yıldırım, yaşanan durum karşısında büyük üzüntü yaşadı. Hayvan sahibi Yasin Yıldırım, kurtların artık insanlardan kaçmadığını belirterek, "Kurtlar köpeklerimizi bile kaçırıp öldürüyor. İnsanlara ve yerleşim yerlerine çok yakınlar. Doğaya salınan ve insanlara alışmış bu hayvanlar yıl boyunca bizim için ciddi bir tehdit oluşturuyor" dedi. Sürü sahibi Yasin Yıldırım açıklamasında şunları söyledi; "Erzincan Otlukbeli Küçük Otlukbeli’nde küçükbaş hayvancılık yapıyorum. 6 yıldır burada hayvancılık yapıyorum. İki senedir, bu son iki senedir bu yırtıcı hayvanlar yani kurtlara karşı mücadele veriyoruz ama mücadelemiz hep yarım kalıyor. Geçen sene iki defa çadırlarıma girdi. Biz bir şekilde uyandık çıkardık, yani üç beş tane telefat verdik. Köpeklerimizi alıp götürüyorlar, geçen sene iki tane köpeğimi götürdü. Şu an gördüğünüz gibi gece girip içeriye girmiş. 10’a yakın hayvanım telef oldu. 10’a yakın hayvanım da içeride, onlar da yaralı yani onların kurtulma şansları da yok. Biz bir türlü bunlara önlem alamıyoruz. Önlem alamamamızın sebebi sopayla kovalıyoruz çünkü bunların avlanması, vurulması yasak. Ama yani biz baş edemiyoruz çünkü meraya gittiği zaman hayvanımız, haftada 3-4 tane hayvanımızı çalıp götürüyorlar. Köpekler baş edemiyor, çok akıllı hayvanlar oldukları için bir tanesi köpekleri alıp götürüyor, bir tanesi çobanı oyalıyor, diğeri de hayvanı alıp götürüyorlar. Yani yaklaşık ben diyeyim, iki yılda benim 200-300 hayvan varlığım yani üç beş üç beş şeklinde katledildi ve öldürüldü. Şu anda gördüğünüz gibi içeride de 15-20 tane hayvanım telef oldu. Yani 10 tane telef oldu, 10 tane de yaralı, onlar da telef olacaklar. Biz buna karşı bir önlem alamıyoruz. Aldığımız önlem şurada, bu sene 3 tane çadır Ankara’dan sipariş ettik. İşte bunlarda sıkıntı yok ama o diğerlerinde maliyetin altında olduğumuz için yani maliyeti çok yüksek olduğu için biz bir türlü yani bunu da seneye artık evvelki seneye bir şekilde toparlamaya çalışacağız ama yetkililerden bir önlem istiyoruz. Yoksa durumumuz kötü çünkü bugün bunu yaptı, yarın bir daha gelecek, öbür gün bir daha gelecek. Şimdi biz de sabahtan akşama kadar hayvanla uğraşıyoruz, akşam da işte yorgun düşüp yatıyoruz. Gece de nöbet tutuyoruz ama bu her gün böyle gidemez." Bölgede benzer olayların sıkça yaşandığını ifade eden Yıldırım, yetkililerden önlem alınmasını talep ederek, hem hayvanların hem de vatandaşların can güvenliğinden endişe duyduklarını sözlerine ekledi.
Trabzon Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit Trabzon’da Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit, "Trabzon Film Festivali" dolayısıyla geldiği Trabzon’da Kadın Yaşam ve İstihdam Merkezi’ni ziyaret etti. Burada atölyeleri gezen Koçyiğit’e Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in eşi Arzu Genç eşlik ederken, Koçyiğit, kadınların sergilediği ürünleri hayranlıkla inceledi. Koçyiğit, Karadeniz yöresinin geleneksel ve yöresel dokumaları arasında yerini alan yaklaşık bir asırdan beri kullanılan coğrafi işaretli keşanı dokumaya çalışması dikkat çekti. Koçyiğit, Trabzon’a ilk kez 5 yaşında geldiğini belirterek, "Trabzon’a ilk kez 5 yaşındayken gelmiştim ve ömür boyu birçok kez geldim. O nedenle bu gelişim ilk değil ama Trabzon’da ilk kez bir Film Festivali düzenleniyor. ’İlk’ demek biraz cesaret demek. Dilerim başladığı gibi bol bereketiyle inşallah hem şehrimize hem de sinemamıza çok büyük katkılarda bulunur bu festival. O nedenle bugün buradayım, çok da mutluyum. İyi ki bu seferki gelişimde böylesine faydalı bir mekânı ziyaret etmişim. Her biri birbirinden değerli geleneksel el sanatlarımız burada tekrardan hayat buluyor. Genç kadınlar burada bu mesleği, bu sanatı öğreniyor ve yaşatmaya devam ediyorlar. Bu beni çok gururlandırdı. Hepsinin ellerine, emeklerine sağlık. Burası bir yaşam merkezi. Buradan istifade eden bütün kadınları sevgiyle selamlıyorum. Daha nice nice kadınımızın bu imkânlardan yararlanmasını diliyorum" dedi.