GÜNDEM - 22 Ağustos 2025 Cuma 11:59

Kapıkule’de gurbetçilerin hüzünlü dönüş yolculuğu

A
A
A

Kapıkule Sınır Kapısı’nda yoğunluk oluşturan gurbetçiler, tatil dönüşünde memleketlerinden ayrılmanın burukluğunu yaşadı.

Yaz tatilini memleketlerinde geçiren gurbetçiler, Avrupa’ya dönüş yolunda Kapıkule Sınır Kapısı’nda uzun kuyruklar oluşturdu. Gurbetçiler, ailelerinden ayrılmanın hüznünü dile getirirken Türkiye’nin kendileri için ’cennet gibi’ olduğunu vurguladı.

Yaz tatilini Türkiye’de geçiren gurbetçilerin Avrupa’ya dönüş yolculuğu sürüyor. Kapıkule Sınır Kapısı’nda yoğunluk oluşurken, gurbetçiler duygu dolu sözlerle vatan hasretini anlattı. Öte yandan, Bulgaristan’ın Kapitan Andreevo Sınır Kapısı’nda da uzun araç kuyruklarının oluştuğu görüldü.

Kapıkule’de gurbetçilerin hüzünlü dönüş yolculuğu

"Türkiye’miz cennet gibi"

Almanya’ya dönüş yolunda olan gurbetçilerden Fatma Taşkın, "Ülkemizden ayrıldığımız için çok üzgünüz ama yapacak bir şey yok. Tatilimiz çok güzel geçti, Türkiye’miz çok güzel, cennet gibi. Tatil bitti, evimize geri dönüyoruz. Seneye inşallah yine görüşmek üzere. Ailelerimiz, annelerimiz, kardeşlerimiz geride kaldı. Gönlümüz isterdi Türkiye’de yaşayalım ama şartlar gereği geri dönüyoruz. Ailemi çok seviyorum, onlardan ayrıldığım için çok üzgünüm. Memleketimize sahip çıksınlar, vatan hepimizin. Ezan sesimizi, ailemizi, vatanımızı çok özlüyoruz" dedi.

Kapıkule’de gurbetçilerin hüzünlü dönüş yolculuğu

"Türk bayrağını görünce tarifsiz bir duygu yaşıyoruz"

Almanya doğumlu Türk vatandaşı Enis Taşkın ise izin günlerinin kendileri için tarifsiz bir mutluluk olduğunu dile getirerek, "İzne geldiğimizde büyük bir heyecan yaşıyoruz. Hem güzel hem de biraz hüzünlü oluyor. Dönüşler elbette üzüntülü ama Türkiye’ye girişte Türk bayrağını gördüğümüzde tarifsiz bir duygu yaşıyoruz. Ailelerimizi görüyor, memleketimizi geziyoruz. Bu sene çok güzel geçti, doya doya gezdik, gördük. Vatanımızı çok seviyoruz, gönlümüz burada yaşamak istiyor" diye konuştu.

Avusturya’da yaşayan 13 yaşındaki Mete İçöz ise Türkiye’den ayrıldığı için çok üzüldüğünü söyledi.

Kapıkule’de gurbetçilerin hüzünlü dönüş yolculuğu

"Türkiye’ye büyük katkı sağlıyoruz"

Memleketi Konya’da tatilini tamamlayan Bilal Karatay da Danimarka’ya gitmek için sınırda beklediğini belirterek, "Özlem var, memleket hasreti var. Arkada bıraktığımız ailemiz var; annemiz, babamız var. Biz orada 11 ay çalışıp, burada 1 ay iznimizi yapabiliyoruz. Görüyorsunuz, binlerce insan aynı ıstırabı çekiyor. Gelip ülkeye döviz bırakıp gidiyoruz. Ortalama 4 kişilik bir aile en az 10 bin euro bırakıyor, daha fazla bırakan da var. Bu Türkiye için çok büyük bir katkı. Tabii dönüşlerde bir hüzün oluyor çünkü aklımızın yarısı memlekette kalıyor" ifadelerini kullandı.

Kapıkule’de gurbetçilerin hüzünlü dönüş yolculuğu

"Kalbimizin yarısı burada kalıyor"

Memleketi Afyon Emirdağ’da tatilini tamamlayan Süleyman Yılmaz da, "Çok özlemişiz, ama artık çalışmalıyız, işe gitmeliyiz. Yani gurbet. Mecbur çalışacağız, ekmek parası için. İnsan vatanın kıymetini bilsin, gerçekten kıymetini bilsin. İsyan etmesin, şükretsin. Bizden daha kötü durumda olanlar var, her halimize şükür. Evet, çok üzülüyorum. İnsan böyle üzülmez. Vatandan ayrılmak, bayrağımızı geride bırakmak zor. Büyüklerimin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpüyorum. Hepsini çok seviyorum. Mecbur gidiyoruz" şeklinde konuştu.

Mehmet Basmacı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Hülya Koçyiğit: "Berrin Menderes’i canlandırmak içimde ukde kaldı" Esenler Film Festivali kapsamında düzenlenen panelde konuşan usta oyuncu Hülya Koçyiğit, Halit Refiğ’in yazdığı senaryoda Berrin Menderes’i canlandırmak istediğini ancak "Şeytan Aldatması" filminin çekilemediğini belirterek, "Bu rol içimde ukde kaldı" dedi. 6. Esenler Film Festivali; sinemanın estetik, teknik ve düşünsel boyutlarını bir araya getiren çok yönlü programıyla üçüncü gününde de sinemaseverlerden yoğun ilgi gördü. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde "Onuruna Filmler" bölümü kapsamında bu yıl ‘Jüri Özel Ödülü’ kendisinin adına verilen efsane yönetmen Halit Refiğ’in "Bir Türke Gönül Verdim" filmi izleyiciyle buluştu. Filmin ardından düzenlenen "Bir Yorgun Savaşçı: Halit Refiğ" başlıklı panelde, usta yönetmenin sinemaya yaklaşımı ve Türk sinemasındaki yeri; usta oyuncu Hülya Koçyiğit, Gülper Refiğ ve Suat Köçer’in katılımıyla ele alındı. "Refiğ popüler kültüre hizmet etmiyordu" Halit Refiğ’i zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamı olarak tanımlayan Koçyiğit, "O sıradan bir yönetmen, günün popüler kültürüne hizmet eden bir sinemacı değildi. Hem ülkesi hem dünya için özgün fikirleri olan bir düşünce adamıydı. Ülkemizin yetiştirdiği nadide değerlerden biriydi. Sinema yoluyla insanlarla iletişime geçerek bütün erdemleri, güzel düşünceleri, saygıyı, sevgiyi vicdanı paylaşmak istedi. O yorgun bir savaşçıydı. Zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamıydı. O günlere değil, bugünlere seslenmek istedi" şeklinde konuştu. Usta yönetmenin öngörüsü sayesinde Altın Portakal aldığını anlatan Koçyiğit, ‘Karılar Koğuşu’ filminde Perihan Savaş’ın oynadığı Hanım karakterini beğendiğini; ancak usta yönetmenin Töze karakterinde ısrar ettiğini söyledi. Berrin Menderes’i canlandırmak istediğini usta yönetmen ile paylaştığını ve Refiğ’in çok güzel bir senaryo yazdığından bahseden Koçyiğit, "Muhteşem bir senaryo yazdı. Ancak o dönem, ben de sinemacı olarak çaldığım kapılardan olumlu dönüş alamadım. Bu nedenle ’Şeytan Aldatması’ filmi çekilemedi ve içimde ukde olarak kaldı" dedi. "Agresif karakterler beni rahatsız ediyor" Türk sinemasında son dönemlerde yer alan karakterleri gerçekçi bulup bulmadığı sorusu üzerine, dizi izleyicisi olmadığını belirten Koçyiğit, "Kanallar arasında gezinirken gözümün takıldığı, şaşırdığım ve beğendiğim işler oluyor. Ancak günümüzde hayat şartları, insan ilişkileri, var olma kaygıları insanları o kadar bunaltmış ki; bu karakterlere de yansımış. Agresif, kıskanç, kavgacı, sürekli gizli işler peşinde olan karakterlerin izlenmesi beni rahatsız ediyor. Böyle olmamalı bence. Toplum içinde bu tarz insanlar olabilir; ama herkes böyle değildir" ifadelerini kullandı.
Bursa Bursa Büyükşehir’den çiftçiye ‘çevreci’ destek Bursa Büyükşehir Belediyesi, tarımda verimliliği artıran suyu koruyan ve çevreye nefes aldıran projeleriyle örnek olmaya devam ediyor. Bursa’da her alanda çiftçiyi destekleyen projeleri hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, üretici maliyetlerinin düşürülmesi, suyun verimli kullanılması ve bereketli toprakların yeniden hayat bulması amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye’ye örnek proje Parklardan ve terminalden toplanan plastik atıkları, Damla Sulama Boru Üretim Tesisi’nde (Tarım Plast Fabrikası) modern teknolojilerle işleyerek damla sulama borusu olarak çiftçinin hizmetine sunan Büyükşehir Belediyesi, geliştirdiği çevreci ve doğa dostu projelerle Türkiye’ye örnek olmaya devam ediyor. Hem çiftçi hem çevre dostu Tarım Peyzaj AŞ’nin hayata geçirdiği ‘Eskiyi Getir, Yeniyi Götür’ projesiyle 17 ilçede ömrünü tamamlamış plastik borular toplanarak yenisiyle değiştiriliyor. Proje çerçevesinde kilosu 10 liradan hesaplanan plastik borular, yüzde 30 fire uygulanarak yeni damla sulama hortumu alımında çiftçiye sağlanan yüzde 50 hibe desteğine ek olarak fiyattan düşülüyor. Böylece üreticilerin yeni borulara çok daha uygun ve erişilebilir fiyatlarla ulaşması sağlanıyor. 110 bin kilogram plastik geri dönüşüme kazandırıldı Böylece hem atıklar geri dönüşüm sürecine dahil ediliyor hem de üreticilere ekonomik katkı sağlanıyor. Proje kapsamında şimdiye kadar 110 bin kilogram hurda damla sulama borusu toplanarak geri dönüşüm sürecine kazandırıldı. Geri dönüşümü teşvik eden uygulamayla üreticilerde çevre bilincinin artırılması, hava ve toprak kirliliğine karşı duyarlılığın güçlendirilmesi ve modern sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması hedefleniyor.