ÇEVRE - 14 Ekim 2021 Perşembe 16:10

Meriç ve Tunca nehirlerinin debileri yükseldi

A
A
A
Meriç ve Tunca nehirlerinin debileri yükseldi

Trakya ve Edirne Bölgesinde son 72 saatte yaşanan şiddetli yağışların ardından Meriç ve Tunca nehirlerinin su seviyelerinde artış gözlendi.

Trakya ve Edirne Bölgesinde son 72 saatte yaşanan şiddetli yağışların ardından Meriç ve Tunca nehirlerinin su seviyelerinde artış gözlendi.


Bölgede yaşanan şiddetli yağışların neticesinde, nehirlerde kuraklıktan dolayı oluşan kum adacıkları ve yosunların neredeyse tamamının sular altında kaldı. Hemen hemen her yıl bölgede taşkın tehlikesi barındıran Meriç ve Tunca nehirlerinin bu yıl kuraklıkla gündeme gelmişti. Su debileri, bu kez de bölgede son 72 saatte yaşanan şiddetli yağışların ardından tekrar yükselmeye başladı. Nehirlerin, şuan kum adacıkları ve yosunların bir kısmının sular altında kalırken, yağışların aynı şekilde devam etmesi durumunda ise debilerin daha da fazla yükselmesi bekleniyor.


Yağmurla birlikte Tunca ve Meriç nehirlerinin seviyesinin yükseldiğini dile getiren Sami Bilgin, “Buralar tamamen akmaz haldeydi. Yağmur yağınca kum adacıkları gitti, yosunlar kayboldu. Aslında baktığın zaman görünümünden fark ediyor her şey. Öbür tarafta Bulgaristan’da ki yağışlarında büyük etkisi var. Son gördüğümüzde tamamen kum adacıkları vardı. Sanki var, yok gibiydi. Şuanda gayet güzel ve daha da güzel olacak, seviye yükseldi ve kum adacıkları ortadan kalktı. Çirkinlikler kalmadı” dedi.



"Kışın nehrin debisi yükseliyor"


Kurak geçen yaz aylarında Tunca ve Meriç nehirlerinin debilerini düştüğünü ve son 2 gündür yağan yağmurla birlikte kum adacıklarının kapandığını ifade eden Mustafa Kemal, “Küresel ısınmadan dolayı kuraklık ilimizde de görülmekte. Yaz aylarında kum adacıkları baya bir oluşuyor. Bulgaristan ve Yunanistan’daki barajlardan da su gelme engelleniyor. Bu sebeple su seviyesi baya düşüyor. Bu Edirne’deki tarımla uğraşan çiftçiler içinde zorluklar çıkarıyor. Sonuçta çiftçilikle geçimini sağlayan bir il. Ayçiçeği olsun, çeltik tarlaları olsun etkileniyor. Bu günlerde yağışlar bereketli artışlar baya bir oldu. Tunca ve Meriç’in taşıdığı su şuanda yükseldi. Kışın nehrin debisi yükseliyor. Kışın nehrin taşıdığı topraklar yazın suyun debisinin düşmesiyle nehir yataklarında kum adacıkları oluşturuluyor” ifadelerini kullandı.


Su seviyesinin yükselmesiyle yosun, kum adacıkları ve çöplerin kaybolduğunu vurgulayan Çağatay Can Tasmalı seviyenin daha da yükselmesi gerektiğini söyledi.



“Son 2 gündür yağan yağmur sebebiyle Tunca nehrinde oluşan kuraklık yok odu”


Son 2 gündür yağan yağmur sebebiyle nehirlerin artığını belirten Doğukan Polat, “Son 2 gündür yağan yağmur sebebiyle Tunca nehrinde oluşan kuraklık yok odu. Su seviyesi 2 günde yükseldi ve daha da yükselmesini istiyoruz. Buradan hayvancılık ile geçimini sağlıyor, tarımla ilgileniyor. Suyun yükselmesi güzel olur. Yağmur yağsa da, yağış olsa da seviyesi yükseldikçe temizlenmeye başlıyor. Yani akıntı fazla olduğu için çöpleri diğer tarafa götürüyor ve rahat rahat toplanıyor” şeklinde konuştu.



“Herhangi bir taşkın riski yok”


DSİ 11. Bölge Müdürlüğü verilerine göre ise, bölgede son yaşanan şiddetli yağışların etkisiyle her iki nehrin mevcut debilerinin yaklaşık iki kat arttığı bildirilirken, söz konusu artışın herhangi bir taşkın riski taşımadığı kaydedildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.