Edirne’de Trakya Üniversitesi bünyesindeki Sultan II. Bayezid Külliyesi’nde bulunan ve geçen hafta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın ziyaretiyle hizmete açılan 15. yüzyılda sosyal yardımlaşmayı anlatan Türkiye’nin ilk imaret müzesi kapılarını İhlas Haber Ajansı’na açtı.
Bursa’nın oğlu, İstanbul’un babası, şehirlerin sultanı sultanların şehri, serhattaki payitaht Edirne’de, 1484 yılında bizzat Sultan II. Bayezid tarafından temeli atılan Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi’nde, 15-18. yüzyıl Osmanlı tıbbının yanı sıra medresetül etıbba, darüşşifa, imaret, cami, tabhane (misafirhane), hamam, değirmen, köprü, muvakkithane, mehterhane ve sıbyan mektebinden oluşan yapılar da anlatılıyor.
Osmanlı’nın en önemli kurumlarından ve sağlıkla birlikte eğitim kompleksi olan Sultan II. Bayezid Külliyesi’nde geçen hafta hizmete açılan Türkiye’nin ilk imaret müzesinde 15. yüzyıldaki sosyal yardımlaşmaya dikkat çekiliyor. Müzede balmumu heykeller tarafından imarette görev yapanların heykellerinin yanı sıra dönemin mutfak ürünleri ve bazı yiyecekleri yer alıyor.
Osmanlı şerbetlerinden esinlenerek, yeni şerbetler üretiliyor
1361 yılında Osmanlı Devleti’nin payitahtı olmasıyla beraber büyük bir kültürel atılım içerisine giren Edirne’de, unutulmaya yüz tutan Osmanlı Şerbeti’ni tekrar canlandırmak ve Osmanlı Mutfağını tanıtmak amacıyla bölge turizmine önemli canlılık katmaya devam eden Trakya Üniversitesi, şerbet konusunda tarihi kaynaklara dayanan araştırmalar yürüterek, eski reçetelerden faydalanıp laboratuvar ortamında yeni reçeteler de geliştirmeye devam ediyor.
Kaybolmuş lezzetler gün yüzüne çıkartılıyor
Edirne’de Osmanlı Kültürünün tanıtılması ve kaybolmuş lezzetlerin tekrar gün yüzüne çıkması yönünde başlattığı çalışmalara giderek ivme kazandıran Trakya Üniversitesi, gastronomi hocaları eşliğinde, ‘Osmanlı şerbetlerinin’ Osmanlı’nın en eski ve en büyük saraylarından birine ev sahipliği yapan Edirne’de Osmanlı mutfağının sırlarına ışık tutmasını öngörüyor.
Osmanlı tıbbının gizli hazinelerinden faydalanıyorlar
Osmanlı tıbbının gizli hazinelerini ve tozlu raflarda kalan eski reçetelerini de gün yüzüne çıkartarak, tedavi edici özelliğinin yanı sıra önleyici sağlık hizmetleri içerisinde de büyük yeri olan şerbet ve şuruplardan; sirkencübin, loğusa şerbeti, reyhan şerbeti ve badem şurubu başta olmak üzere onlarca çeşit şerbet hazırlayan Trakya Üniversitesi, Edirne’nin kalkınmasına da destek sağlıyor.
Müzede, Osmanlının yardımseverliği gösteriliyor
Geçen hafta açılışı gerçekleştirilen Türkiye’nin ilk imaret müzesinde, Osmanlı döneminde vatandaşlara nasıl el uzatıldığını ve gönülden yardımların yapıldığını gösteren yapıların olduğunu söyleyen Trakya Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Öğretim Görevlisi Burak İşçimen, Osmanlı şerbetlerinin de gün yüzüne çıkartılması için çalışmalar gerçekleştirdiklerini açıkladı.
Birçok sağlık sorununu ortadan kaldırıyor
“Unutulmaya yüz tutmuş şerbetler birçok sağlık sorununu ortadan kaldırıyor” diyen İşçimen, “Bizlerde eski reçetelerden bu şerbetlerin, hoşafların ve şurupların neler olduğunu tespit ederek laboratuvar ortamında yeni reçeteler geliştirmek için çalışıyoruz. Şerbetlerimizi tekrar canlandırmaya çalışıyoruz. Kış aylarında özellikle nane limon şerbeti öneriyorum.”açıklamasında bulundu.
