EKONOMİ
23 Aralık 2025 Salı - 12:55 Muğla Büyükşehir’den yerel kalkınmaya katkı Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından Köyceğiz Beyobası’nda hayata geçirilen ‘Alım Garantili Süs Bitkisi Üretimi Projesi’, yerel kalkınma, kooperatifçilik ve kadın emeğini odağına alan örnek bir çalışma olarak dikkat çekiyor. Proje kapsamında Beyobası Tarımsal Kalkınma Kooperatifi desteklenerek, üreticilerin emeği belediyenin hizmet kapasitesiyle buluşturuldu. Daha önce süs bitkisi üretimi yapmamış kooperatif ortağı üreticilere verilen kapsamlı eğitimlerle, bölgede profesyonel süs bitkisi üretimine geçiş sağlandı. 30 üreticiye doğrudan destek, kadın emeği ön planda Projeden 14’ü kadın olmak üzere toplam 30 üretici doğrudan faydalanırken, üretim sezonu boyunca bölgede yaklaşık 70 kadına iş imkânı sağlandı. Böylece proje, yalnızca tarımsal üretimi değil, aynı zamanda kadın istihdamını ve yerel ekonomiyi de güçlendirdi. 28 milyon adetlik dev üretim hacmi Toplamda 28 milyon adet süs bitkisi üretilirken, bu üretimin 14 milyon adedi Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alınarak kent genelindeki peyzaj çalışmalarında kullanıldı. Alım garantisi sayesinde üreticiler için sürdürülebilir ve güvenli bir gelir modeli oluşturuldu. Üretim alanları turizmle bütünleşiyor Proje kapsamında yalnızca üretim değil, alanın görünürlüğü ve ziyaret edilebilirliği de ele alındı. Sera tabelaları yenilenerek, üretim alanlarının turizm sektörüyle entegrasyonu hedeflendi. Böylece Beyobası’ndaki üretim alanlarının daha dinamik, tanıtıma açık ve ziyaret edilebilir bir yapıya kavuşması amaçlandı. Alım garantisi modeliyle üreticiyi güçlendiren Beyobası Süs Bitkisi Projesi, kooperatifçilik, kadın emeği ve yerel kalkınmayı bir araya getiren örnek projeler arasında yer alıyor. Beyobası Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Şaban Çetin, "Muğla Büyükşehir ile beraber başlamış olduğumuz proje devam etmektedir. İlk yıl 2015 yılında 1 milyon 670 bin adet bitkilerin mevsimlik süs bitkisi ile başladık. Şu anda da 25-26 seramızda üretim yapmakta devam etmekteyiz. Üretim şekillerimiz mevsimlik çiçeklerimiz var saksıda. İbireli ağaç gruplarımız var. Üretime devam ediyoruz. Muğla Büyükşehirimizin yılda iki defa alım garantili sözleşme yapıp, bu yapmış olduğumuz sözleşmeye istinaden üretim yapıyoruz. Ve üretmiş olduğumuz bitkiler ve çiçeklerimizi Muğla’nın talep ettiği, Muğla’nın Büyükşehir alanlarına götürüp, Muğla Büyükşehir’e beraber, Muğla Büyükşehir’e işlerle dikiyorlar" dedi. Muğla Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı Buket Kallem, "Alım garantili süs bitkisi projemiz için buradayız, Beyobası’ndayız. Büyükşehir Belediyesi olur olmaz, ilk yaptığımız projelerden bir tanesi buydu. Bugün de katlanarak devam ediyor. Sayın Başkanımız Ahmet Aras’ında önderliğinde, sera sayılarımız ve üretici sayılarımız artarak devam ediyor. Bugün 27 seraya ulaşmış durumdayız. İlk başta bizim bir amacımız vardı. Bütün kooperatifleri kendi konularında özelleştirmek ve gerçekten kaliteli üretim yapabilecek hale getirmekte öncelikle. Biz bu sayıya Muğla’da artık ulaştık. 52 tane kooperatif, birlik, bu tarz tarımsal üretim yapan tesislerle ya da kooperatiflerle, bütün yapılarla, STK’larla bir araya geldik. Bu desteklemelerimizin her türlü desteklememiz vardı. Yani süt tankı, yöresel ürünler, zeytin, badem tesisleri, organik üretim, yani aklınıza gelebilecek her konu şarap, sirke, pekmez. Bunların hepsi bizim bu üretim faaliyetlerimiz içerisindeydi. Sonrasındaki amacımız da birlik haline gelebilmekti. Bir kooperatif birliği, bir güç birliği yapısı oluşturabilmekti. Biz buna da ulaşmış durumdayız. Bu yapımızla birlikte, kooperatif güç birliğimizle, 7 ülkeye ihracatımızı da yaptık. Üretim kapasitelerimizi de arttırdık. Markalı üretimlerimizi de yaptık. Aynı zamanda da kaliteli üretim yapabilmek için laboratuvarımızı da kurduk. Burada bir organizasyon yapısı var. Bu bir başarı örneği. Başından sonuna kadar Büyükşehir desteğiyle ve vatandaşımızın, burada özellikle kadın üreticilerimiz var, kadın üreticilerimizin katılımıyla bir model oluşturuldu ve güçlü bir kooperatifleşme örneği oldu burası. Şu anda üreticilerimizin birçoğu kadın ve sadece Büyükşehir Belediyemize değil, birçok kurumlara ve özel sektöre de satış yapmaktalar. Yüzüncü Yıl Gıda Analiz Laboratuvarımızın da en büyük amacı, yerel üreticimizi desteklemek hem de bütün bu kooperatif, birlik, STK gibi tarımla uğraşan yapıları desteklemekti. Vatandaşlarımıza hayırlı olsun" dedi. Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, projeye ilişkin değerlendirmesinde, Beyobası’nda hayata geçirdiğimiz alım garantili süs bitkisi projesi, yerel üretimi destekleyen, kooperatifleri güçlendiren ve üreticinin emeğini güvence altına alan önemli bir çalışma olduğunu, bu yaklaşımın hem yerel kalkınmaya katkı sunduğunu, hem de belediyenin ihtiyaçlarını yerel üreticilerden karşıladığını açıkladı.
23 Aralık 2025 Salı - 12:51 Vakıfların Tüfe endeksini katlayan kira artışları esnafı zorluyor Tarihi çarşılarında Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nce uygulanan kira artışları esnafı zor durumda bıraktı. Son 3 yıldır, TÜFE endeksinin kat kat üzerinde yapılan zamların ardından, bu sene de enflasyonun 2-3 katına varan kira artışları, esnafı dükkan kapatma noktasına getirdi. Rayiç bedel değerlemesi adı altında geçen sene yüzde 200 ila 600’leri bulan artışlar yaşanırken, bu yıl ise bazı dükkânlara TÜFE’nin 2 katı, bazılarına enflasyon oranında zam yapılması, geçen yıl verilen sözlerin tutulmaması olarak değerlendirildi. Devletin iş yeri ve konut kiraları için en fazla yüzde 37 oranında artış yapılabileceğini açıklamasına rağmen, Edirne Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün yüzde 40 ile 55 oranında kira zammı uyguladığı belirtildi. Vakıflara ait dükkânlarda son 5-6 yıldır kira artışlarının esnafı zora soktuğu, bazı dönemlerde fahiş oranlara ulaştığı ifade ediliyor. Esnafın en çok tepki gösterdiği konuların başında KOSGEB destekli kiralamalar geliyor. Yeni açılan dükkânlarda ilk 2 yıl kiraların devlet desteğiyle ödendiği, bu nedenle yüksek bedellerle sözleşme yapıldığı belirtiliyor. Bu yüksek kiralar, destek süresi sona erdikten sonra çarşıdaki, eski mevcut esnafa "rayiç bedel" olarak emsal gösteriliyor. KOSGEB desteği bittiğinde ise bu kiraların ödenemez hale geldiği, bunun da dükkân devirleri ve kapanmaları artırdığı öğrenildi. Ali Paşa Çarşısı Dernek Başkanı Yılmaz Sanış, kira artışlarıyla ilgili yaklaşık 5-6 yıldır sıkıntı yaşadıklarını belirterek, "Geçtiğimiz yıl yeniden değerlendirme gerekçe gösterilerek, Vakıflar yüzde 200 ila 600 arasında zam yaptı. Normalde, sözleşme gereğince takip eden 5 yıl boyunca TÜFE’ye göre artış yapılması gerekirken bu sene bu durum uygulanmadı. Bu yıl satışlardaki azalma ve ekonomik şartlarında kötüleşmesi ile zam yapılmamasını ya da TÜFE oranında artış olmasını bekliyorduk. Enflasyon ile devletin mücadelesi içinde böyle yapılması gerekmiyor muydu. Ancak yüzde 40-60 oranında zam yapıldı. Her yıl vakıf kiracılarında dükkânını devreden ya da kapatan esnaf sayısı artıyor. Birçok arkadaşımız kirasını çıkartamadığı için işyerini kapatmayı düşünüyor" dedi. Rayiç bedellerin belirlenme yöntemine de değinen Sanış, dükkânlar ihaleye çıktığında kira bedellerinin yükseldiğini, KOSGEB desteğiyle bu kiraların iki yıl devlet tarafından ödendiğini, ardından esnafın dayanamayarak dükkânı bıraktığını söyledi. Sanış, "Bırakılan bu yüksek kiralar bize rayiç olarak yansıtılıyor ve kiralar sürekli yukarı çekiliyor. Bu durum esnafın ayakta kalma şansını bitiriyor. Tarihi çarşıların kira gelirleri düşüyor. Boş kalan dükkanlar, bürolar yılbaşından sonra daha da artacak. Vakıf maksadı, kuruluş yapısı zarar görüyor" ifadelerini kullandı. Ali Paşa Çarşı esnafından Nuri Yıldırım da kira artışlarının TÜFE oranlarına göre yapılması gerektiğini vurgulayarak, mevcut uygulamaların tarihi çarşılardaki esnaf yapısını da bozacağını dile getirdi.
23 Aralık 2025 Salı - 12:45 Toroslar EDAŞ’tan Hatay’a 52 milyon TL’lik enerji güvenliği projesi Toroslar EDAŞ, Antakya’da deprem sonrası yeniden inşa edilen bölgelerde başlatılan ticari projeler ve yeni yerleşim alanları için enerji altyapısını kapsamlı bir planlama ile güçlendirmeyi sürdürüyor. Şirket, 2025 yılı yatırım planı kapsamında Hatay genelinde 1,82 milyar TL bütçe ayırırken, yılın ilk 11 ayında yapılan 1,2 milyar TL’lik bakım çalışmalarıyla birlikte toplamda 3 milyar TL’yi aşan projeleri hayata geçirdi. Toroslar EDAŞ, Hatay’ın Antakya ilçesinde enerji arz güvenliğini artırmak ve bölgenin enerji altyapısını güçlendirmek amacıyla kritik bir yatırım hayata geçiriyor. 52,3 milyon TL tutarındaki bu yatırımla, büyük ölçekli yeni yerleşim alanları ve ticari yapılar için alternatif besleme hattı kuruluyor. Böylece şehir merkezinde yapımı tamamlanmak üzere olan yaklaşık 45 bin konut ve 8 bin ticari alanın enerji arzı, olası arıza ve kesintilere karşı daha dayanıklı hale getiriliyor. Hatay Valiliği koordinasyonunda yürütülen proje kapsamında, Haraparası Mahallesi’ndeki dağıtım merkezi ile Güzelburç Mahallesi’ndeki dağıtım merkezi arasında primer ring hat inşa ediliyor. Hatay’ın farklı ilçelerinde enerji altyapısı güçlendiriliyor Toroslar EDAŞ, Hatay’da Antakya (Güzelburç, Haraparası, Dikmece-Gülderen), Samandağ (Merkez, Tekebaşı, Meydan, Uzunbağ, Fidanlı, Tomruksuyu) ve İskenderun’da (Gediksaray, Denizciler, Akçay) yürüttüğü projelerle enerji altyapısını güçlendiriyor. 2025 yılında Antakya, Samandağ ve İskenderun ilçelerine yaklaşık 650 milyon TL’lik bütçe ayrılarak, adı geçen mahallelerdeki projeler özelinde 251,5 milyon TL’yi aşan yatırımlarla yeni yerleşim ve ticari alanların enerji ihtiyacı karşılanırken, çalışmalarla birlikte daha güvenli, modern ve düzenli bir şebeke yapısı oluşturuluyor. Enerjisa Dağıtım Şirketleri Genel Müdürü Oğuzhan Özsürekci, projeyle ilgili olarak, "Hatay’da yeni gelişen yerleşim alanlarının artan enerji taleplerini kesintisiz ve güvenli şekilde karşılamak için altyapımızı güçlendirmeye devam ediyoruz. Bu projeler ile bölgenin enerji arz güvenliğini artırarak, hem bugünün hem de geleceğin ihtiyaçlarına cevap veriyoruz. Projelerin hayata geçirilmesinde verdikleri destek için, başta Valimiz Mustafa Masatlı olmak üzere Hatay Büyükşehir Belediyemiz, ilçe belediyelerimiz ve tüm kamu kurum ve kuruluşlarına teşekkür ederim" dedi. Projeye ait çalışmaların 31 Aralık 2025 tarihine kadar tamamlanması planlanıyor. Toroslar EDAŞ, Hatay genelinde sürdürülen bu ve benzeri yatırımlarla bölgenin enerji kalitesini ve sürekliliğini artırmaya devam ediyor.
Bakan Bayraktar: "Enerjide bağımsız bir Türkiye hedefinde en önemli görev enerji uzmanlarına düşüyor"
14 Kasım 2025 Cuma - 10:48 Bakan Bayraktar: "Enerjide bağımsız bir Türkiye hedefinde en önemli görev enerji uzmanlarına düşüyor" Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, enerji sektöründe en önemli paydaşlardan birinin enerji uzmanları olduğunu belirterek, "‘Enerjide bağımsız bir Türkiye’ hedefiyle yürüdüğümüz yolda en önemli görev onlara düşüyor" dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Enerji Uzmanları Derneği bünyesinde kurulmuş olan ve faaliyetlerini Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) çatısı altında sürdüren düşünce, paylaşım ve gelişim platformu EPIX’in (Enerji, Paylaşım, İlham ve X) ‘Enerji, Vizyon ve Bir Portre’ temalı söyleşisinde enerji uzmanları ile bir araya geldi. EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz’ın da iştirak ettiği programa EPDK başta olmak üzere enerji sektöründe çalışan yaklaşık 700 genç enerji uzmanı katıldı. Bakan Bayraktar, 7 gün 24 saat Türkiye’deki 86 milyona kesintisiz elektrik ve doğal gaz götürebilmek, 32 milyon araca yakıt sağlamak için çalıştıklarını ifade etti. Türkiye’nin enerji faturasını düşürmesi, katma değerli ürün üretmesi ve karbon nötr bir ekonomi olması gerektiğine işaret eden Bayraktar, tüm politikaları bu hedeflere yönelik olarak geliştirdiklerini anlattı. "Yenilenebilir enerji kaynaklarını maksimum düzeyde ekonomimize katmamız lazım" Enerjide bir ‘Türk yolu’ geliştirdiklerini ifade eden Bayraktar, "Bu modelin içerisinde yenilenebilir enerji var. Yenilenebilir enerji kaynaklarını maksimum düzeyde ekonomimize katmamız lazım. Enerjisini verimli kullanan bir Türkiye var. Enerjimizi verimli kullanmamız lazım. Petrol ve doğal gazını arayan, bulan, üreten bir Türkiye var. Bunu hem Türkiye’de hem de yurt dışında yapan bir Türkiye var. Nükleeri mutlaka enerjiye katmış bir Türkiye olmamız gerekiyor. Madenlerini de katma değerli bir şekilde ekonomisine katan bir Türkiye var; vizyonumuz budur" açıklamasında bulundu. Bayraktar, Türkiye’nin dengeli, çok katmanlı ve çok boyutlu bir enerji politikası yürüttüğünü ifade etti. "Gabar’dan bugün 80 bin varil petrol üretilir hale geldik" Bakan Bayraktar, 2016’da bir strateji değişikliğine gittiklerini belirterek, bu strateji değişikliği ile Türkiye’nin denizlerde kendi gemileri ve kendi mühendisleriyle petrol ve doğal gaz aramaya başladığına, Gabar’da petrol keşfettiğine vurgu yaptı. Bayraktar, "Türkiye Petrolleri 2016’da günde 30-36 bin varil petrol üretirken, sadece Gabar’dan bugün 80 bin varil petrol üretilir hale geldik. Yani, 2,5 katına çıkardık" ifadelerini kullandı. "Gabar’ın üzerine çıkabilecek potansiyel" Kaya gazı ve kaya petrolüyle ilgili çalışmalar yürüttüklerini de aktaran Bakan Bayraktar, "Diyarbakır’da ve Trakya’da potansiyeline inandığımız, piyasada ‘kaya gazı, kaya petrolü’ diye bilinen ve Amerika’yı dünyanın bir numaralı petrol ve doğal gaz üreticisi yapan alanda şimdi yeni bir çalışmamız var. Onu hayata geçiriyoruz. Bu, yeni bir alan ve buradan çok ümitli olduğumuzu söyleyebilirim. Bu Gabar’ın da üzerine çıkabilecek potansiyele sahip bir alan" şeklinde konuştu. "Enerjide merkez ülke olmaya altyapımız müsait" Türkiye’nin enerjide merkez ülke olma hedefi bulunduğuna vurgu yapan Bayraktar, "Neden merkez ülke olmayalım; buna coğrafyamız, enerji altyapımız, hukuki altyapımız, regülasyon altyapımız, pazarımız müsait" açıklamasını yaptı. Gazı gaz ile rekabet ettirebilecek bir altyapıya sahip olduklarını ifade eden Bayraktar, "Zaten bu altyapı bizi otomatik olarak enerjide merkez ülke haline getiriyor. Bugüne kadar olduğu gibi transitin ötesinde güvenilir bir tedarikçi olma noktasında da adımlar atıyoruz. Bu altyapıya sahibiz, bu insan kaynağına sahibiz. Gelişmiş piyasamızla biz merkez ülke olmayı hedefliyoruz. Elektrikte aynı şeyi söyleyebilirim. Elektrikte de Türkiye, komşularıyla enterkoneksiyonu arttırmış, kendi üretim kapasitesi artmış bir ülke" değerlendirmesinde bulundu. "Enerjide bağımsız bir Türkiye hedefinde en önemli görev enerji uzmanlarına düşüyor" Enerji sektöründe en önemli paydaşlardan birinin enerji uzmanları olduğunu belirten Bayraktar, kouşmasında şu ifadelere yer verdi: "Çünkü işin hem strateji tarafında hem bunları hayata geçirme noktasında, işin tasarımından projelerin hayata geçmesine, onların denetimine birçok alanda çok önemli rolleri var. ‘Enerjide bağımsız bir Türkiye’ hedefiyle yürüdüğümüz yolda en önemli görev onlara düşüyor" dedi. Enerji uzmanlarının verileri görev ve dünyadaki gelişmelere göre politika önerisi getirecek kişiler olduğunu aktaran Bayraktar, "Onların büyük resmi görmeleri benim için en değerli kısımlardan bir tanesi. Dünyanın nereye gittiğini okumaları lazım. Bu kadar önemli yetkinliği olan bir ekiple bizim daha iyi işler çıkarmamız lazım, daha çok çalışmamız lazım" diye konuştu.
Garanti BBVA’ya Sardis Ödülleri’nde 7 ödül
14 Kasım 2025 Cuma - 10:05 Garanti BBVA’ya Sardis Ödülleri’nde 7 ödül Garanti BBVA, finans ve teknoloji dünyasının en prestijli organizasyonlarından biri olan Sardis Ödülleri’nde bu yıl da önemli başarı elde etti. Banka; üreticilik, inovasyon, girişimcilik, teknoloji ve sosyal etki alanlarında toplam 7 ödül kazanarak müşteri odaklı yaklaşımı, yenilikçi ürünleri ve topluma değer katan projeleriyle öne çıktı. Garanti BBVA, bu yıl düzenlenen Sardis Ödülleri’nde üreticilikten inovasyona, sosyal sorumluluktan dijital dönüşüme kadar farklı kategorilerde 4 altın ve 3 gümüş ödülün kazananı oldu. Bankanın projeleri; müşterilere sunduğu yenilikçi çözümler, teknolojiyle şekillenen ürün ve hizmetleri ile toplumsal fayda oluşturma vizyonu doğrultusunda değerlendirildi. Üreticilik ve marka deneyimi alanında 3 ödül Banka, üreticilik kategorisinde; 19 Mayıs Gençlik ve Atatürk’ü Anma Bayramı kapsamında Atatürk’ün sevdiği şarkıları sevilen sanatçıların sesinden dinleyiciyle buluşturduğu "Şarkılarda Sen" filmi ile "En İyi Özel Gün Filmi" altın ödülünü kazandı. Aynı kategoride, "Garanti BBVA’lıyız, Birlikte Yaparız!" kampanyasıyla "En İyi Entegre Kampanya" dalında altın ödülün sahibi oldu. ‘Ada ile Dijital Günlük’ projesi ise ‘En İyi Dijital Fikirler’ dalında gümüş ödüle layık görüldü. İnovasyon ve sosyal etki alanında altın başarılar İnovasyon alanında ‘Bonus Platinum Dinamik’ projesi ‘Bankalar’ kategorisinde altın ödül, Pozitif Sosyal Etki alanında ise kurucusu ve daimi destekçisi olduğu ‘Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV)’ ile ‘Toplumsal Sosyal Sorumluluk’ kategorisinde altın ödül kazandı. Garanti BBVA Kripto’ya çifte ödül Garanti BBVA Kripto, Dijital (Kripto) Varlık Platformları başlığı altında değerlendirilen projeler arasında hem ‘Teknolojinin Yenilikçi Kullanımı’ hem de ‘Girişimcilik’ kategorilerinde gümüş ödül kazandı. Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ceren Acer Kezik, "Sardis Ödülleri’nde elde ettiğimiz bu başarı, bankamızın hem yenilikçi gücünün hem de müşteriye ve topluma değer katma kararlılığının güçlü bir yansıması. Garanti BBVA’da müşteri deneyimi, bankacılığın kalbinde yer alan bir değer. Bizim için bu sadece bir iş alanı değil, tüm stratejimizin, inovasyon kültürümüzün ve teknoloji yatırımlarımızın çıkış noktası. ‘Radikal Müşteri Perspektifi’ yaklaşımımızla tüm süreçlerimizi müşterinin gözünden yeniden tasarlıyor, her temas noktasında empati, güven ve kolaylık oluşturmaya odaklanıyoruz. Bu anlayışın en güçlü yansımalarından biri, dijital dönüşüm alanındaki kararlılığımız ve insan odaklı teknoloji vizyonumuz. Sardis Ödülleri’nde kazandığımız başarılar, yalnızca geçmişteki projelerimizin değil, geleceğe dönük vizyonumuzun da bir göstergesi. Özellikle iştiraklerimiz Garanti BBVA Kripto ve Garanti BBVA Ödeme Sistemleri A.Ş.’nin ödüllerle taçlandırılması, fintek alanındaki öncü rolümüzü bir kez daha ortaya koydu. Bu projeler, teknolojiyi insana dokunan bir değer haline getirme kararlılığımızın somut örnekleri. Pazarlama alanında ise uzun süredir insan hikâyeleriyle duygusal bağ kuran bir marka dili benimsiyoruz. "Şarkılarda Sen" ve "Garanti BBVA’lıyız, Birlikte Yaparız!" kampanyaları, bu anlayışın en güzel yansımaları. Her iki proje de markamızın üreticiliğini, duygusal zekâsını ve birlikte başarma kültürünü güçlü bir biçimde ifade ediyor. Diğer yandan kurucusu ve daimi destekçisi olduğumuz Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV) ile kazandığımız ödül, toplumsal etkiyi sürdürülebilir kılma vizyonumuzun altını çiziyor. Eğitim, bizler için yalnızca destek verdiğimiz bir alan değil; toplumun geleceğini dönüştürmenin en anlamlı yolu. Banka olarak, teknolojiyle güçlenen, insana dokunan ve topluma değer katan bir bankacılığı geleceğe taşımaya kararlıyız. Bu yolculukta emeği, fikri ve tutkusu ile katkı sunan tüm ekip arkadaşlarıma gönülden teşekkür ediyorum" dedi.
İTO Başkanı Avdagiç’ten "kur geçişkenliği" açıklaması
14 Kasım 2025 Cuma - 09:53 İTO Başkanı Avdagiç’ten "kur geçişkenliği" açıklaması İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, "TCMB yönetiminin ‘TL’deki değer kaybının, enflasyon üzerindeki etkisinin zayıfladığına’ yönelik tespitini önemli buluyoruz. Kur geçişkenliğinin azalması anlamına gelen bu gelişmenin, döviz kuru ile enflasyon arasında bozulan korelasyonun yeniden dengelenmesine yönelik bir sinyal olmasının beklentisi içindeyiz" ifadelerini kullandı. İTO’dan yapılan yazılı açıklamaya göre İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Oda’nın Kasım ayı Meclis toplantısında iş dünyasının gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Avdagiç, konuşmasına Gürcistan-Azerbaycan sınırında düşen C130 tipi askeri kargo uçağında şehit olan 20 askerimize Allah’tan rahmet dileyerek başladı. Avdagiç, "Milletçe büyük bir acıya düçar olduk. Dost ve kardeş ülke Azerbaycan’daki görevinden dönen kahraman askerlerimize Allah’tan rahmet ve kederli aileleri ile silah arkadaşlarına baş sağlığı diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Vatanımız payidar olsun" açıklamasını yaptı. Ekonomideki gelişmelere değinen İTO Başkanı Avdagiç, dünyada sağlık, ekonomi ve jeopolitik alanda tarihin nadiren gördüğü kadar çapta değişim sürecine girilirken bu süreçte küresel üretim, ticaret ve güç merkezlerinin yeniden konumlanmasının fırsatlar oluşturduğuna dikkat çekti. Avdagiç, Türkiye’nin yeniden çizilen ticaret rotaları ve tedarik zincirlerinde aktif rol almak ve küresel ticaret dengelerini son 25 yılda elde ettiği güçlü liderlikle kendi lehine değiştirmek için büyük çaba gösterdiğini kaydetti. Avdagiç, "Küresel değer zincirinde daha üst basamaklara çıkma kapasitemiz çok yüksek. 2026’ya hazırlanırken çok kutuplu ticaret düzeni Türkiye için lojistik, üretim ve enerji geçiş yollarında stratejik fırsatlar barındırıyor" değerlendirmesinde bulundu. "Hizmet enflasyonu yıllık bazda hâlâ yüksek seviyelerde" Dezenflasyon programına değinen Avdagiç, bu süreçte Eylül ve Ekim aylarında gözlenen yavaşlamanın TCMB ve ekonomi yönetiminin de işaret ettiği üzere önemli ölçüde kuraklık ve zirai don kaynaklı gıda arzındaki sıkıntı ve buna bağlı yükselen gıda fiyatlarından kaynaklandığını söyledi. Hizmet fiyatlarındaki artışın yavaşlamış olmasının da önemli bir gelişme olarak öne çıktığını belirten Şekib Avdagiç, "Ekim ayında hizmet fiyatlarındaki artış, mal fiyatlarındaki artışın altında kaldı. Ancak hizmet enflasyonunun yıllık bazda hâlâ yüksek seviyelerde olduğunu belirtmek gerekir" ifadelerini kullandı. Şüphesiz enflasyonun yüzde 75’lerden yüzde 30’lara indirilmesinin kolay başarılmadığına dikkat çeken Avdagiç, şöyle devam etti: "Önümüzde çok daha önemli bir süreç var. Bu da belli noktalara kadar sıkıştırılan katılığın tamamen kırılması süreci. Bize göre 2026’nın yüzde 16’lık enflasyon hedefinin yakalanması kuşkusuz TCMB’nin kararlı duruşu, maliye politikasının etkin desteği ve özel sektörün ‘olumlu’ fiyatlama davranışından oluşan üçlü sac ayağının başarısı ile olacaktır." Avdagiç, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, 2026 yılı için vergi ve harçlardaki güncellemenin, enflasyon hedeflerini dikkate alarak yeniden değerleme oranından daha makul oranda yapılması hususunun gündemde olduğunu açıklamasını önemli bir adım olarak değerlendirdiklerini kaydetti. Avdagiç, bu öneriyi İTO Meclisi kürsüsünden sıklıkla dile getirdiklerini vurgulayarak, "Talebimizin yankı bulmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Hemen ifade etmeliyim, bir anlamda kamunun olumlu fiyatlama davranışı niteliğindeki bu adım, özel sektör için de örnek oluşturacaktır" dedi. Avdagiç, Türkiye ekonomisinin sıkı para politikası ve enflasyonla mücadele önlemleriyle ılımlı bir büyüme patikasında ilerlediğini, öncü göstergelerin yılın ilk yarısındaki güçlü performansın, üçüncü çeyrekte de sürdüğüne işaret ettiğini kaydetti. Şekib Avdagiç, negatif etkiler olarak çıkan küresel yavaşlama, deprem harcamaları ve yüksek enflasyon baskılarına rağmen, yıllık büyümenin yüzde 3,1-3,5 arasında gerçekleşmesi beklendiğini belirtti. "İşletmelerimiz değişen pazar koşullarına adaptasyonda başarılı" Avdagiç, olumsuz dış talep koşullarına rağmen ihracat artışımızın sürdüğünü ve bunun üç önemli nedeni olduğunu söyleyerek, "Birincisi işletmelerimiz gerçekten dayanıklı bir yapıya sahip. İkincisi, değişen pazar koşullarına adaptasyonda başarılıyız. Üçüncüsü de özel sektörümüz hakikaten özverili şekilde gayret gösteriyor. Bunun sonucu da ihracatta artış. Hiç kuşkusuz hükümetin bu süreçte ihracata sağladığı desteklerin de önemli katkısı olduğunu da belirtelim. Bu arada cari açık son aylarda yukarı yönlü bir ivmeye işaret etse de GSYH’ya oranı itibariyle ödemeler dengesindeki kırılganlığın, önemli ölçüde risk alanı dışına çıktığını gösteriyor" açıklamasını yaptı. Merkez Bankası yönetiminin, "TL’deki değer kaybının, enflasyon üzerindeki etkisinin zayıfladığına" yönelik tespitini de önemli bulduklarını ifade eden Avdagiç, "Kur geçişkenliğinin azalması anlamına gelen bu gelişmenin, döviz kuru ile enflasyon arasında bozulan korelasyonun yeniden dengelenmesine yönelik bir sinyal olmasının beklentisi içindeyiz" yorumunu yaptı. Avdagiç, 2025’te artan jeopolitik gerilimler, enflasyon dalgalanmaları ve politika belirsizlikleriyle küresel ekonominin artık yeni bir döneme girdiğini ifade etti. Avdagiç, paradigmanın değiştiği bu dönemde şirketlerin proaktif stratejilere yönelmek zorunda olduklarını, riskleri minimize ederken, sürdürülebilirliğe odaklandıklarını kaydetti. Şirketlere 5 proaktif strateji önerisi Avdagiç, bu yeni paradigmanın yeni stratejileri konusunda öne çıkan 5 başlık bulunduğunu belirterek, bu 5 başlığı şöyle sıraladı: "Birincisi risk değerlendirme ve izleme. Ya da bir tür risk okur-yazarlığı. Şirketlerin politik ve jeopolitik alanlarda risk analizlerine dayalı erken uyarı sistemleri kurmaları, tedarik zincirlerini yeniden haritalayıp senaryo planlaması yapmaları gerekiyor. İkinci başlık çeşitlendirme ve yerelleştirme. Tek bir ülkeye veya tedarikçiye bağımlılığı azaltmak kritikleşti. Tedarik zincirlerini kısaltmak (nearshoring) ve tedariki güvenilir-müttefik (friendshoring) noktalara kaydırmak kaçınılmaz bir değişim süreci olarak şekilleniyor. Üçüncü strateji ise direnç ve koruma önlemleri. Veri, BT altyapısı ve operasyonları tek coğrafyada yoğunlaştırmak riske açık bir yapı oluşturacağından, bu yapıların sanal yedeklerinin oluşturulması riskleri azaltacaktır. Şirketlerin yönelmek zorunda oldukları bir diğer strateji de hızlı yanıt ve senaryo planlaması: En iyi, kötü ve olası senaryoların modellenmesi ve güncellenmesi, fırsatlara daha hızlı erişim ve büyüme sınırlamalarını aşmada önemli bir işlev görebilir. Ve elbette liderlik, yönetişim ve yatırım odaklı yaklaşım stratejisi önem taşıyor. Belirsizlikleri analiz etme, buna göre etkili, esnek ama tutarlı stratejiler oluşturma yetisi rekabette önemli avantaj unsuru oldu." "Bu süreçten yeni başarı hikayeleri çıkarabiliriz" Avdagiç, KOBİ’ler için bu sürecin aynı zamanda kurumsallaşma, verimlilik ve rekabet gücü artışı için bir fırsat penceresi olduğuna dikkat çekti. Dezenflasyon sürecinde KOBİ’lere önerilerde bulunan Avdagiç, şöyle devam etti: "İş dünyamızın nakit akışlarını etkin ve disiplinli biçimde yönetmeleri, finansal dayanıklılıklarını artıracak tedbirler almaları ve maliyet kontrolünü sistematik hale getirmeleri önem arz ediyor. Ayrıca iş dünyamızın bir koordinasyon içerisinde hareket etmesi de çok önemli. Bu süreçten yeni başarı hikayeleri çıkarabiliriz. Yeter ki çağın dili dijitalleşme ve verimlilik artışını destekleyen modellere yatırım yapılsın. Kur-enflasyon makası sebebiyle fiyatlarda rekabetçiliğimizin azalmasına karşı farklı rekabetçilik unsurlarını öne çıkartmaya gayret etmeliyiz."
Ticaret Bakanlığı yerli plakalı taşıtların gümrük işlemlerini hızlandırıyor
14 Kasım 2025 Cuma - 09:37 Ticaret Bakanlığı yerli plakalı taşıtların gümrük işlemlerini hızlandırıyor Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülen dijital dönüşüm projesiyle, trafik sicil verilerinin anlık aktarımı ve yerli plakalı taşıtların gümrük geçiş işlemlerini daha hızlı tamamlanacak. Ticaret Bakanlığı, yerli plakalı taşıtların, gümrük kapılarında gerçekleştirilen giriş-çıkış işlemlerinin daha hızlı ve doğru şekilde tamamlanmasını sağlayacak önemli bir dijitalleşme adımını devreye aldı. Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada tescil edilen taşıtlara ilişkin bilgilerin, trafik sicil kayıtlarından anlık olarak Ticaret Bakanlığı sistemlerine aktarılmasına yönelik düzenleme, 18 Kasım 2025 itibarıyla tüm gümrük idarelerinde uygulanmaya başlanacak. Yerli plakalı taşıtların yurt dışına çıkış ve yurda giriş işlemlerinde, tescil aşamasında gerekli taşıt bilgilerinin, gümrük memurlarınca manuel olarak sisteme kaydedilmesi nedeniyle; özellikle turizm dönemlerinde bekleme sürelerinde artış yaşanabilmekteydi. Ticaret Bakanlığı’nın dijital dönüşüm projesi ile taşıtların geçiş işlemleri çok daha hızlı tamamlanacak Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülen dijital dönüşüm çalışmaları neticesinde, söz konusu bilgiler artık trafik sicil kayıtlarından eşzamanlı olarak Ticaret Bakanlığı sistemlerine aktarılabilecek duruma getirildi. Bununla birlikte tescil işlemleri sırasında harcanan süre önemli ölçüde azaltılarak, gümrük kapılarında işlem akışı hızlanacak. Ticaret Bakanlığı’nın gümrüklerde yürüttüğü dijitalleşme çalışmaları sayesinde, yerli plakalı taşıtların tescil işlemleri artık daha hızlı biçimde gerçekleştirilerek; gümrük kapılarındaki bekleme süreleri daha da azaltılması hedeflendi.
"Yerel yönetimlerin beceriksizliği kentsel dönüşümü geciktiriyor"
14 Kasım 2025 Cuma - 09:30 "Yerel yönetimlerin beceriksizliği kentsel dönüşümü geciktiriyor" Deprem kuşağında yer alan Türkiye’de kentsel dönüşüm çalışmaları ağır ilerliyor. Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, "Prosedürler çok ve yerel belediyelerin yetkisinde olan konularda yerel belediyelerin beceriksizliğinden, bakanlığa ayak uyduramayıp profesyonelleşememesi nedeniyle kentsel dönüşüm yeterince hız alamıyor. Bu kısır döngüyü aşmanın yolu bakanlık yetkilileriyle belediyelerin koordinasyonlu bir şekilde çözüm önerisi bulması" dedi. Ülkemizde 6 Şubat depremlerinin ardından kentsel dönüşümün önemi bir kez daha gözler önüne serilirken İstanbul harici geri kalan neredeyse hiçbir ilde kentsel dönüşüm çalışmaları istenilen oranda artmadı. Uzmanlar, belediyelerin kentsel dönüşüm çalışmalarında yetersiz kaldığını analiz ederken birçok yapılan araştırmada ise kentsel dönüşüm ile derme çatma yapıların ortadan kalkmasının asayiş olaylarını da azalttığını belirlendi. "Anadolu bu konuda yavaş ilerliyor" Konuyla ilgili Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, açıklamalarda bulundu. Adana başta olmak üzere birçok ilde kentsel dönüşüme başlanılamadığını ve belediyelerin yetersiz kaldığını belirten Karslıoğlu, "Kentsel dönüşüm projelerine hükümetimiz büyük bir önem gösteriyor. Bu projelere önem gösteren belediyelerimiz de var ancak kentsel dönüşümde sadece İstanbul yok. Geriye 80 vilayetimizde kalıyor ve Anadolu maalesef bu konuda yavaş ilerliyor" ifadelerini kullandı. "Birçok ilde kentsel dönüşüm projeleri kördüğüm gibi bekliyor" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile belediyelerin koordineli çalışamadığına da atıfta bulunan Mustafa Karslıoğlu, "Prosedürler çok ve yerel belediyelerin yetkisinde olan konularda yerel belediyelerin beceriksizliğinden, bakanlığa ayak uyduramayıp, profesyonelleşememesi nedeniyle kentsel dönüşüm yeterince hız alamıyor. Kentsel dönüşüme gidecek alanda müteahhit para kazanmak, vatandaş ise metrekaresinin gitmemesini istiyor. Burada da belediyeler yoğunluk ile alakalı çalışmalı. Bunu yapamadıkları için birçok ilde kentsel dönüşüm projeleri kördüğüm gibi bekliyor. Bu kısır döngüyü aşmanın yolu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilileriyle birlikte belediyelerin koordinasyonlu bir şekilde çözüm önerisi bulması" diye konuştu. Kentsel dönüşümün asayiş olaylarını azaltmak için önemli olduğunu belirten DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, daha sonra şunları söyledi: "Eğer bir öneri bulunmazsa kentsel dönüşüm böyle çok ağır gider. Her şeyi devletten beklememek gerek. Belediye başkanları kentsel dönüşümü masasında 1 numaralı gündem olarak bekletmeyip artık sahaya inmeliler. Kentsel dönüşüm en başta asayiş için önemli. Bugün itfaiyenin, emniyetin, ambulansın giremediği sokaklar var. Anadolu’daki birçok ilde sayısız çıkmaz sokak var. Buraları artık yaşanabilir hale getirmeliyiz. Düzgün mahallelerde yaşamak her insanımızın hakkı."
AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan’dan yüzde 30’luk su zammı tepkisi
14 Kasım 2025 Cuma - 09:15 AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan’dan yüzde 30’luk su zammı tepkisi AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve BUSKİ yönetimini su tarifeleri üzerinden eleştiren bir açıklama yaptı. Suya yapılan yüzde 30’luk zam sonrası sosyal medya hesabından paylaşım yapan Gürkan, Bursa’da su fiyatlarına yapılan artışları "popülist yönetim anlayışı" olarak nitelendirdi. Gürkan, CHP’li belediye yönetiminin göreve gelir gelmez suya yüzde 25 indirim vadettiğini, ancak daha sonra art arda gelen zamlarla Bursa’yı "Türkiye’nin en pahalı suyunu kullanan şehirlerinden biri" haline getirdiğini söyledi. BUSKİ Genel Kurulu’nda yapılan son görüşmelerde yönetimin "Doğru yapmamışız" ifadeleriyle hatasını kabul ettiğini öne süren Gürkan, yeni alınan yüzde 30 oranındaki su ve atık su zammını da eleştirdi. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde ve bağlı kurumlarda "yönetim krizi" olduğunu savunan Gürkan, alınan kararların sosyal adalet ve kamu yönetimi ciddiyetiyle uzlaşmadığını belirterek kararlara tepki gösterdi. Açıklamasında Bursa’nın siyasi popülizmle yönetilemeyeceğini vurgulayan Gürkan, "Bursamızın vizyonsuz, popülist ve günübirlik kararların bedelini ödemeye tahammülü yoktur" ifadelerini kullandı. Şehrin menfaatlerini savunmaya devam edeceklerini belirten AK Parti Bursa İl Başkanı, yanlış olarak gördükleri uygulamalara karşı durmayı sürdüreceklerini kaydetti.