YEREL HABERLER - 29 Mayıs 2017 Pazartesi 16:46

Milletvekili Açıkkapı;"Bu coğrafyanın kaderi için verilen mücadelenin adı İstanbul’un fethidir”

A
A
A
Milletvekili Açıkkapı;"Bu coğrafyanın kaderi için verilen mücadelenin adı İstanbul’un fethidir”

564 yıldır bu coğrafyanın kaderi için verilen mücadelenin adının İstanbul’un Fethi olduğunu belirten AK Parti Elazığ Milletvekili Ejder Açıkkapı, “İstanbul’un Fethi basit bir fetih değildir.

564 yıldır bu coğrafyanın kaderi için verilen mücadelenin adının İstanbul’un Fethi olduğunu belirten AK Parti Elazığ Milletvekili Ejder Açıkkapı, “İstanbul’un Fethi basit bir fetih değildir. Bir çağı açmış bir çağı kapatmıştır. Yeni açılan çağ bölgenin egemenliğini sömürgeci zihniyetten devralan ve gittiği her yere adalet, medeniyet, huzur getiren bir büyük devletin hala bu güçlere karşı 564 yıldır verdiği insanlığa hizmet savaşının adı olmuştur”dedi.


AK Parti Elazığ Milletvekili Ejder Açıkkapı yaptığı açıklamada,"1453 yılının 29 Mayıs günü yani o kutlu günde büyük Padişah Fatih Sultan Mehmet ve askerleri bin yıla yakın bir zamandır bölgede zulüm ve sömürgecilik faaliyetleri yürüten zalim bir imparatorluğu tarihin sayfalarına gömdüler. Böylece Osmanlı’nın önderliğinde yeni bir çağı başlattılar. Bu Çağ bölgeye adalet, istikrar ve huzur getirme çağı olacaktı. Tabii ki Osmanlı, sömürgeci güçlerin asla bu coğrafyadan kanlı ellerini çekmeyeceklerini biliyordu ama asla yılmadı asla savaşmaktan geri durmadı. İstanbul’un Fethiyle Devlet-i Aliyye bu coğrafyada 564 yıldır süren jeopolitik ve jeo ekonomik bir savaşın içine girdi. Büyük tarihçimiz rahmetli Halil İnalcık diyor ki ’Osmanlı İmparatorluğunun kurulduğu günden bu güne Dünya’da Osmanlıyı ilgilendirmeyen hiç bir olay olmamıştır”. Aslında büyük tarihçinin belirtmeye çalıştığı şey tam da günümüzde yaşadığımız şey. Türkiye’nin de içinde bulunduğu Ortadoğu coğrafyası bereketli toprakları ve kadim kültürü ile binlerce yıldır istilaların ve sömürgecilik faaliyetlerinin merkezi oldu. Bu coğrafya Osmanlı Devleti döneminin sonlarına doğru keşfedilen Petrol yatakları ile sömürge ve kan dökme yarışının odak noktası haline geldi. İstanbul’un Fethiyle devre dışı kalan sömürgeci güçler saldırılarına çeşitli kılıklarda devam etti. Aslında bu sömürgeci güçlerin ve onların kuklaları olan örgütlerin halen aktif tehdidi devam etmektedir"diye konuştu.


Sömürgeci hegemonyanın tehditlerinin kimi zaman askeri cuntalar, kimi zaman, PKK ve DAİŞ gibi taşeron örgütler olarak kimi zamanda en tehlikeli halinde içimize sinsice yuvalanmış din maskeli FETÖ’cü teröristler şeklinde çıktığını aktaran Milletvekili Açıkkapı," Bizlerin bu coğrafyada İstanbul’un Fethiyle başlayan sömürgecilere karşı savaşı bizim için bir çok gereklilikleri de beraberinde getiriyor. Bunlar birlik olma, uyanık olma, güçlü olma ve Liderine sahip çıkma olarak tanımlanabilir. Bakınız Türk Milleti ne zaman kendisini sömürgeci güçlere karşı avantajlı ve güçlü duruma getirecek bir lider bulsa ya asıldı ya da farklı yollardan devre dışı bırakıldı. Peki bu oyunların yani Adnan Menderes’lerin, Turgut Özal’ların devre dışı kalmaları kime yaradı. Bu saldırıların odağında her zaman Türk Milleti oldu ve olmaya devam edecek. En son dönemde Türk Milleti’nin bağrından çıkmış dünyaya liderlik öğreten Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük Türkiye ülküsüyle çıktığı yolda uğradığı ihanetleri, suikastları komploları hep beraber yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Allah’a hamdolsun ki gerek 17-25 Aralık gerek 15 Temmuz gibi dönüm noktalarında Türk Milleti her zaman bu müstesna Liderine sahip çıktı ve çıkmaya da devam edecek . FETÖ teröristlerinin batılı emperyal güçlerle ortak yaptığı saldırılar hala devam ediyor ama hamd olsun hem Milletimiz hem Liderimiz Erdoğan dimdik ayakta. Son olarak belirtmek isterimki İstanbul’un kutlu Fethinden bugüne 564 yıldır süren savaş bizden sonraki nesillere devrederek devam edecektir. Nurun Tağut ile savaşı Allah’ın izniyle Nur’un galibiyeti ile son bulacaktır. Bizim gençlerimizin ve Milletimizin bu büyük savaşta her zaman uyanık ve tetikte kalması şarttır ve gereklidir"diyerek sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ATO Yönetim Kurulu Üyesi Akça: "Mesleki eğitim, üretimin niteliğini ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır" Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Üst Kurul Üyesi ve ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, "Mesleki eğitim sadece bir istihdam politikası değil, üretimin niteliğini, rekabet gücünü ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır" dedi. ATO, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile bu yılın ekim ayında hayata geçirdiği ‘Mesleki Eğitimde Ankara Model’ iş birliği protokolü kapsamında düzenlediği "Sektör- Meslek Öğretmenleri Buluşması’ ATO Duatepe Salonu’nda yapıldı. Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Mimar Sinan Mükemmeliyet Merkezi koordinatörlüğünde düzenlenen toplantı, Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Üst Kurulu Üyesi aynı zamanda ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ali İhsan Güçlü ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Volkan Hasan Kaya, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Veli Karakuş ve Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Erkan Tuzsuz başkanlığında gerçekleşti. Toplantıda mesleki eğitimin, üretim niteliğine ve rekabet gücüne etkisi ele alındı. "Kamu, özel sektör ve eğitim kurumları arasında güçlü bir iş birliği, mesleki eğitimin başarısının temel şartıdır" ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, ATO’nun Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile hayata geçirdiği "Mesleki Eğitimde Ankara Modeli"nin mesleki eğitimin sektörün ihtiyaçlarıyla uyumlu biçimde yapılandırılması açısından önemli bir model olacağını belirterek, "Mesleki eğitim, sadece bir istihdam politikası değil, üretimin niteliğini, rekabet gücünü ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır. İş dünyasının ihtiyaçlarıyla uyumlu, uygulama ağırlıklı ve güncel beceriler kazandıran bir mesleki eğitim yapısı, gençlerimizi geleceğin mesleklerine hazırlarken ekonomimizin de sürdürülebilir büyümesini güvence altına alır. Bu nedenle kamu, özel sektör ve eğitim kurumları arasında güçlü bir iş birliği, mesleki eğitimin başarısının temel şartıdır" ifadelerini kullandı.
Adana Adana’da yıkım yapılan Amerikan Adası girişi kayalarla kapatıldı Adana’da Amerikan Adası olarak bilinen yerdeki kaçak yapıların yıkım işlemleri sona ererken, bölgenin girişi kayalarla kapatıldı. Yıllardır tartışma konusu olan Merkez Çukurova ilçesi Göl Mahallesi Menderes Bulvarı’ndaki Amerikan Adası’nda 23 Aralık’ta başlayan yıkım işlemleri tamamlandı. Yıkılan kaçak yapılardan arta kalan molozlarda kamyonlarla taşındı. Adanın girişi de kaya parçalarıyla kapatılırken, girişinde nöbet tutan polis bölgeye kimsenin girmesini izin vermiyor. Bölgeye gezmeye gelen vatandaşlar kayaları görünce geri dönmek zorunda kaldı. Eşi ve çocuğuyla bahardan kalma havayı değerlendirip adada gezmek isteyen Serkan Çokal, "Üzüldük desek doğru olur. Ancak daha iyisi olacaksa Adana için hayırlısı olsun. Biz burayı seviyorduk ve sürekli geliyorduk. Buradaki yapıların kaçak olduğunu bilmiyorduk. Görüntü açısından çok çirkindi. Yolumuzu kesip çevirenler vardı. Zorla mekâna çağıranlar vardı. Ailece geldik, burayı gezelim demiştik. Yeni yapılacak yer, halkın girebileceği şekilde olsun. İnsanlar rahatça dolaşsın. Uyuşturucu kullanan kişilerin burada olmadığı belli olsun. Devletimizden buranın güzel bir yer olmasını istiyoruz" dedi. İlknur Çokal ise, "Çok üzüldüm, ancak bir yandan da sevindim. Burada uyuşturucu kullananlar da çoktu. İnşallah daha güzel yapılar olur. Mekânların içerisinde güzel olanlar da vardı, ancak büyük kısmı kötüydü. Burayı ailece ziyarete gelmiştik. Kapatıldığı için şu an giremiyoruz" diye konuştu.
Ankara Uzmanından uyarı: "Uyku düzeninin bozulması agresif tip meme kanseri riskini artırabiliyor" Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, "Uyku düzeninin bozulması sadece yorgunluğa veya strese sebep olmuyor. Aynı zamanda agresif tip meme kanseri riskini de artırabiliyor" dedi. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, yeni yapılan araştırmalarda gece vardiyasında çalışan ya da uyku bozukluğu olan bireylerde, agresif meme kanseri riskinin önemli ölçüde arttığını belirtti. Texas A&M Üniversitesi’nde yürütülen ve JAMA Oncology dergisinde yayımlanan çalışmada, bozulan sirkadiyen ritmin, bağışıklık sistemini baskılayarak tümör gelişimine ve yayılmasına zemin hazırladığını açıkladı. Dr. Coşkun, sirkadiyen ritim bozukluğu, meme bezlerinin yapısını bozarak bağışıklık sisteminin savunmasını zayıflattığını ve bozulan bağışıklık sonucunda tümörler daha hızlı ve daha agresif şekilde büyüyebileceğini vurguladı. "Geç saatlere kadar uykusuz kalmak ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor" Uyku düzeninin bozulmasının ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirdiğini ve kaliteli uykunun insan vücuduna her anlamda yararı olduğunu belirten Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, "Uyku düzeninin bozulması sadece yorgunluğa veya strese sebep olmuyor. Aynı zamanda agresif tip meme kanseri riskini de artırabiliyor. Araştırmada, laboratuvar modelleri iki gruba ayrıldı. Biri normal gündüz gece döngüsünde yaşarken diğeri sirkadiyen ritimleri bozacak şekilde ışık döngülerine maruz bırakıldı. Normal döngüde tipik olarak 22’nci haftada kanser gelişirken, ritmi bozulan grupta kanser belirtileri yaklaşık 18’inci haftada ortaya çıktı. Bu modellerde daha agresif tümör gelişimi gözlemlendi ve tümörün akciğerlere yayılma ihtimali daha yüksek bulundu. Çalışmayı yürüten araştırmacılar, çalışmada bağışıklık tepkilerini bastıran bir molekül olan LILRB4’yi odak noktasına aldı. Normalde bağışıklık sistemini aşırı iltihaptan koruyan bu molekül, kanser ortamında aşırı aktifleşip bağışıklığı daha da baskılayabiliyor. LILRB4 etkisi hedeflendiğinde ise, bağışıklık sistemi tekrar aktifleşerek hem tümör büyümesini hem de metastazı önemli ölçüde azalttığı görüldü. Çalışmanın bir diğer önemli bulgusu da uzun vadeli sirkadiyen ritim bozukluğunun sağlıklı meme dokusunun yapısını değiştirerek bu dokuların tümör gelişimine karşı savunmasız hale gelmesine neden olmasıdır. Sonuç olarak gece vardiyasında çalışmak, sık sık seyahat etmek veya geç saatlere kadar uykusuz kalmak sadece yorgunluk değil, ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor. Bu çalışmanın sonucuna göre uyku ve dinlenme sürelerine daha çok özen göstermek gerektiği görülüyor. Özellikle gece vardiyasında çalışan kadınların sağlık taramalarını aksatmaması, mümkünse vardiya saatlerinin biyolojik ritimle uyumlu şekilde planlanması, vardiya sistemiyle çalışanların düzenli uyku alışkanlığı edinmeleri, karanlık ve sessiz ortamlarda uyumaları, uyku hijyenine dikkat etmeleri yaşam kalitesi ve hastalıklardan korunmak açısından oldukça önemli" ifadelerini kullandı.