- 30 Haziran 2020 Salı 10:11

Çay ocağı sanat evi oldu

A
A
A
Çay ocağı sanat evi oldu

Elazığ’da korona virüs salgını nedeniyle kapatmak zorunda kaldıkları çay ocağını atölyeye çeviren iki arkadaş, topladıkları odun parçalarından çeşitli ürünler yaparak ekonomik kazanç elde etmeye başladı.

Elazığ’da korona virüs salgını nedeniyle kapatmak zorunda kaldıkları çay ocağını atölyeye çeviren iki arkadaş, topladıkları odun parçalarından çeşitli ürünler yaparak ekonomik kazanç elde etmeye başladı.


Keban ilçesinde yaşayan Ramazan Oruç, tüm dünyaya yayılan korona virüs (Covid-19) salgını tedbirleri nedeniyle çay ocağını kapattı. Oruç, yıllardır işlettiği bu süreçte kapalı kalan çay ocağını arkadaşı Ziya Kaya’nın fikri üzerine, atölyeye çevirdi. Burada ilk etapta zaman geçirmek için uğraşan iki arkadaş, kırılmış veya çürümüş, atıl durumdaki meyve ağaçlarından lambader, abajur ve avize gibi doğal ürünler yaparak sanat öğrendi. Hobi amaçlı stres atmak için ağaçları sanata dönüştüren 2 arkadaş, sosyal medyaya attıkları fotoğraflar sonrası talep gelince bunu ticarete çevirdi. Elazığ başta olmak üzere çevre iller dahil ülke genelinden ciddi talep alan arkadaşlar, yeni ürünler yaparak ekonomik kazanç elde etmeye başladı.



“Zamanla çıkan ürünler, dışarıda ciddi bir beğeni aldı ve ilgi çekmeye başladı”


Pandemi sürecinde eğlence olsun diye ağaç oyma işine girdiklerini belirten Ziya Kaya, “Pandemi sürecinde bir nevi terapi olsun diye ve dinlenmek amacıyla ağaç işine başladık. Zamanla çıkan ürünler, dışarıda ciddi bir beğeni aldı ve ilgi çekmeye başladı. Sosyal medyaya attığımız fotoğraflardan sonra özellikle Elazığ başta olmak üzere Bingöl, Malatya ve Tunceli’den ciddi bir talep oluştu. Bunu ileri ki süreçte ticari bazda büyük bir şirket haline getirip pazarlamasını yapmayı hedefliyoruz. Ürünlerimizde hiçbir katkı maddesi kullanmıyoruz, bunlar tamamen doğal. Orman ürünlerini kesmiyoruz, bahçelerde çürümüş veya kırılmış meyve ağaçlarından topluyoruz" dedi.



“İşin gerçeği, bize gelen taleplere de yetişemiyoruz”


Ürünlerinin tamamen doğal ve olası bir yangına karşı koruyucu sprey sıktıklarını aktaran Kaya, “Dediğim gibi yaptığımız ürünler ağacın tamamen doğallığını bozmuyoruz. Biz sadece bunun üzerinde olası bir ev yangınına karşı koruyucu spreyi sıkıyoruz. Orijinali bozulmasın, bakteri oluşmasın diye de koruyucu spreyler sıkıp koruyucu boyalar atıyoruz. Hazır hiçbir malzeme kullanmamakla beraber sanayisel makineler de kullanmıyoruz. Her şey tamamen el işçiliği. Ürünlerimizde ağırlıkta aydınlatma grubu var. Abajur, lambader, avize gibi ürünler var. İleri ki süreçte inşallah daha büyük ürünler de çıkaracağız. Son dönemlerde artık evlerde tercih ediliyor çünkü doğaya karşı bir dönüş var. Özellikle bu pandemi sürecinde gördük, bizim ürünleri hem uzun yıllar kullanabiliyorsunuz hem de bir daha geri dönüşümü var. Bu süreçte gördük ki çok güzel ürünler çıkıyor. Talep oluştu, biz de bu talebi ciddi anlamda ticari bazda düşünüyoruz. İşin gerçeği, bize gelen taleplere de yetişemiyoruz. İnşallah, ileri ki süreçte daha büyük bir ticarethane haline gelip en azından bu ürünleri de çevre illere veya Türkiye’de ciddi bir firma haline getirip pazarlamasını oluşturacağız” diye konuştu.


Arkadaşı Kaya’nın fikri üzerine ağaç oyma işine girdiklerini ve zamanla işleri büyütüp özellikle kadınlara istihdam alanı oluşturmak istediklerini belirten atölye sahibi Ramazan Oruç ise, “Uzun zamandır burada çay ocağı işletiyordum. Korona virüs etkiledi ve tezgahlarımız uzun bir süre kapalı kaldı. Bu arada canımız sıkılmasın diye Ziya arkadaşımız böyle bir iş teklifinde bulundu. Tamam deyip, el işçiliği sonucu olan ürünleri yapmaya başladık. Çay ocağı işinde gelir düzeyi çok düşük, bu işi de görünce çay ocağını iptal ettik. Şuan başladık ve ürünlerimiz çıkarıyoruz, beğeni de alıyoruz. İleri ki zamanda evlerinde oturan kadınlara örgü işleri gibi işler vermeyi planlıyoruz” ifadelerini kullandı.


Atölyeye gelenlerden Coşkun Özdemir ise, “Arkadaşlar, burada ‘el emeği göz nuru’ güzel bir iş yaptılar. Bizler de eş, dosta tavsiye ediyoruz. Bir tane sipariş vermiştik, aldık götüreceğiz. Arkadaşlar da daha yeni açmışlar ama güzel bir iş yapıyorlar" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Polis ehliyet istedi, alkollü sürücü ise ayakkabı: İlginç diyalog kamerada Aksaray’da polisin uygulama yaptığını fark eden alkollü sürücü uygulama noktasına 60 metre kala araçtan inerek yaya olarak kaçmaya çalışırken polis ve bekçiler tarafından yakalandı. Kaçarken ayakkabısı ayağından çıkan sürücü ile polis arasında ayakkabı imtihanı yaşanırken, polis ehliyet istedi, alkollü sürücü ise ayakkabı. Olay gece yarısı Taşpazar Mahallesi Atatürk Bulvarı üzerinde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Aksaray İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ve trafik ekipleri gece yarısı bulvar üzerinde bekçilerle birlikte uygulama yaptı. Uygulama esnasında denetim noktasını fark eden bir sürücü noktaya 60 metre kala 68 ABG 446 plakalı araçtan inerek kaçmak istedi. Bunu fark eden polis ve bekçiler koşarak İ.İ. (46) sürücü kaçamadan yakaladı. İlk önce polis memurlarına basın mensuplarından için, “Çekmesin beni” diye adeta talimat veren alkollü sürücüden ehliyet istendi. Ehliyetini vermek istemeyen sürücü araçtan inip kaçmaya çalışmasına rağmen polis ekiplerine “Arabadan kim aldı beni?” diye sordu. Gazetecilerin “Neden kaçmaya çalıştınız?” sorusuna, “Kardeşim ben bir şey yapmadım, ben sadece evime gidiyorum ama alkollüyüm. Yanlış olmasın ama şu yaptığımız ne?” diye cevap verdi. Ehliyeti istenilen alkollü sürücü “Ayakkabım gelsin vereceğim” diye polis ekiplerine cevap verirken, polis memurunun, “Ayakkabını bizim ekipler mi aldı?” sorusuna ise “Bilmiyorum” cevabını verdi. Ehliyetini vermek istemeyerek zorluk çıkaran sürücü polis ekiplerince güçlükle gözaltına alındı. Aksaray Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılan alkol kontrolünde sürücünün 2.19 promil alkollü olduğu tespit edilirken, kaçmaya çalışması ve polis ekiplerinin kısa süreli kovalamacası dron kamerasına da yansıdı. Hastanedeki kontrollerinin ardından ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürülen sürücüye alkollü araç kullanmaktan 6 bin 439 TL para cezası kesilirken ehliyetine 6 ay süreyle el konuldu. Araç ise polis ekiplerince çekici marifeti ile otoparka çektirildi.
İstanbul Feyyaz Uçar: "Final maçını vatanımızın her şehrinde oynarız, şeref duyarız" Beşiktaş Kulübü Futbol Şube Sorumlusu Feyyaz Uçar, MKE Ankaragücü maçı ardından kupa hedeflerinde kayıpsız devam ettiklerini dile getirerek, "Final maçını vatanımızın her şehrinde oynarız, şeref duyarız" dedi. Ziraat Türkiye Kupası yarı final rövanş müsabakasında Beşiktaş, sahasında karşılaştığı MKE Ankaragücü’nü 1-0 mağlup ederek adını finale yazdırdı. Maçın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Beşiktaş Kulübü Futbol Şube Sorumlusu Feyyaz Uçar, "Her koltuğu doldurarak maç boyunca destek veren taraftarımıza teşekkür ediyoruz. Maç öncesi yaptığımızçağırıyı ciddiye aldılar. Beşiktaşlının kötü gün taraftarı olduğunu gösterdiler. Böyle bir galibiyete ihtiyacımızvardı. Önce taraftara sonra emeği geçenlere teşekkür ediyoruz" diye konuştu. Ernest Muçi’nin performansı hakkında konuşan Uçar, "Kolay değil. Devre arası yapılan bir transfer, adaptasyonu uzun sürmedi. Bugün solda başladı ortada devam etti. Yetenekli bir oyuncu. Önümüzdeki sezon büyük katkı sağlayacağını düşünüyoruz. O açıdan kendisinden memnunuz" açıklamalarında bulundu. "Di Maria, Samet Hocanın hazırladığı listede yok" Transfer ve teknik direktör çalışmaları hakkında konuşan Feyyaz Uçar, "Kupa bizim için çok önemli. Görüşmeler mutlaka olacak. Bugünkü maç çok önemliydi. Bu maçtan sonra gelecek sezonun planlamısını yapmak zorundayız. Birçok isim var, hocamız da belli değil. Başkanın çabaları devam ediyor. Bu ayın 23’üne kadar hoca konusunda bir açıklama yapmamamız tebliğ edildi. Buna uymaya çalışacağız. Futbolcu tranfseriyle ilgili çalışmalar devam edecek. Di Maria, Samet Hocanın hazırladığı listede yok. Gelecek hocanın listesinde olur mu bilmiyorum. Bu da olmayacak demek değil. Seneye hedefe oynayacak takım kurmak istiyoruz. Nokta transfer olarak düşünülebilir bu oyuncular" ifadelerini kullandı. Türkiye Kupası final müsabakasını oynayacakları şehrin çok önemli olmadığını dile getiren Uçar, "Vatanımızın her şehrinde oynarız, şeref duyarız. Ülkedeki her stat bizim için uygundur. Hangi statta olursa olsun elimizden geleni yapacağız" diyerek sözlerini tamamladı.