GENEL - 10 Nisan 2012 Salı 11:05

ALTINI ISLATAN ÇOCUKLAR CEZA DEОİL, DESTEK BEKLİYOR

A
A
A
ALTINI ISLATAN ÇOCUKLAR CEZA DEОİL, DESTEK BEKLİYOR

Beş yaşından sonra altını ıslatan çocukların herhangi bir rahatsızlığının olup olmadığının araştırılması gerektiği belirtildi.
Denizli Devlet Hastanesi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Dr. Erdal Türk, çocuklarda görülen gece alt ıslatma durumunun ciddiye alınması gerektiğini ve özellikle her küçük çocukta nedeni belli olmayan yüksek ateşin araştırılması gerektiğini söyledi. Çocuklarda görülen gece alt ıslatmanın 5 yaşına kadar normal kabul edildiğini belirten Uz.Dr. Erdal Türk, herhangi bir tedavi uygulanmasa da, 5 yaşından sonra haftada en az 2 gece farkında olmadan altını ıslatmaya devam eden çocuklar ve gündüz idrar tutamayan, aniden sıkışan ya da idrarını tutmak için bacaklarını çapraz yapma, çömelme gibi manevralar yapan çocukların altta yatan herhangi bir idrar yolu hastalığının varlığı açısından mutlaka araştırılmasının önemli olduğunu söyledi.
Sağlıklı çocukların da uyku öncesi aşırı sıvı aldıklarında gece idrar kaçırabileceklerini belirten Dr.Erdal Türk, şöyle konuştu: "Ancak, bu olayın bir rahatsızlık olarak düşünülüp tedavi etme kararının verilebilmesi için en az üst üste 3 ayda, haftada 2 kereden fazla olması gerekmektedir. Bulunabilirse nedene yönelik tedavi başlanmalıdır. Nedeni bulunamasa dahi çocuğun psikolojik açıdan etkilenmemesi için alt ıslatmanın tedavi edilmesi önemlidir. Erkek çocuklarda daha sık görülen gece altını ıslatmanın, çoğu zaman yaşla sıklığı azalır. Aileler 5-6 yaş civarında bu sorunla ilgilenmeye ve genellikle de 7-8 yaşında hekimlerden yardım istemeye başlarlar. Ülkemizde 7-11 yaş grubunda erkeklerin yüzde 16`sında, kızların ise yüzde 11`inde gece altını ıslatma problemi olduğu bildirilmektedir. Bu hastaların çoğunluğunda altını ıslatma sorunu ergenlik yaşına doğru kaybolsa da tüm dünyada 20 yaş üzerinde de yüzde 1 -2 oranında gece altını ıslatan erişkinlere rastlanmaktadır."
Gece altını ıslatan çocukların çoğunluğunun birincil tip denilen altını ıslatma gurubunda yer aldığını belirten Uz. Dr. Erdal Türk, bu çocukların gece altını ıslatmadıkları bir dönemin neredeyse hiç olmadığını söyledi. Bunun nedeninin de çocukların sinir sisteminin tam gelişmemiş olması ve mesanenin sinir kontrolünün tam kazanılmaması olduğunu kaydeden Dr.Türk şunları söyledi.
"Bu tip gece altını ıslatan çocukların gece uykuda mesane doluluğunu hissetmelerinin yetersiz, mesane kapasitelerinin küçük ve uyku derinliklerinin fazla olduğu bildirilmektedir. Hasta mesanesi dolduğunda normal olarak oluşan mesane kasılmalarını algılayamaz ve mesanedeki basınç artışını hissedemez, sonuç olarak gece uykuda altını ıslatır. Ayrıca, gece idrarın azalmasını sağlayan hormonun bu çocuklarda normal olmadığına dair araştırma sonuçları da mevcuttur. Gece altını ıslatan çocukların uzman bir hekim tarafından muayene edilmesi, nadir de olsa çocukta gece altını ıslatmaya neden olabilecek diğer hastalıkların araştırılması ve ayırt edilmesi çok önemlidir. Ayrıca bir takım psikolojik faktörler de sinirlerle ilgili olan bu olayın gerçekleşmesine neden olabilir. Ancak bugün çocuğun psikolojik problemlerinin buna neden olduğundan çok, bu sorunun çocukta ciddi ruhsal problemlere neden olduğu ön plana çıkmaktadır. Sabahları ıslak bir yatakla uyanan bir çocuğun sıkıntısının ne denli yoğun olacağı açıktır. Aileler ise bu durumun bir hastalık olduğunu kabul etmediklerinden çocuğu suçlamakta ve hatta zaman zaman cezaya çarptırmaktadırlar. Bu tür bir cezalandırmanın çocuk üzerindeki etkisinin ömür boyu sürebileceği unutulmamalıdır. Bu durum çocukta özellikle ev dışı otel, kamp, misafirlik gibi bir yerde yatmaktan kaçınmaya ve çocuğun çok yoğun utanma duygusu yaşamasına neden olmaktadır. Bu nedenle birçok faaliyete katılmak istemeyebilir."
GECE ALTINI ISLATMAK GENETİK YATKINLIОA DAYANIYOR
Çocukluk çağındaki davranışsal gerilemenin bulgularından birinin gece altını ıslatma olabileceğini, bu yüzden gece altını ıslatan çocuğa kızılmaması, utandırılmaması ve başka çocukların örnek gösterilmemesi gerektiğini ifade eden Türk, şunları söyledi: "Altını ıslatan çocuğa onun fizyolojik bir gelişme gecikmesi yaşadığını, bu sorunun çok da önemli olmadığını ve aslında diş çıkarma gibi normal bir gelişim olduğunu, tedavi sürecinde ona destek olunacağı söylenmelidir" dedi. Uz. Dr. Erdal Türk, gece altını ıslatmanın büyük oranda genetik yatkınlığa dayandığını belirterek, "Alt ıslatma, ailesel bir rahatsızlıktır. Anne ve babadan birisinde altını ıslatma öyküsü varsa çocukta yüzde 44, ikisinde birden varsa yüzde 77 oranında altını ıslatma sorunu yaşanmaktadır. Aile öyküsü olan vakalar iyileşme zamanı bakımından ailelerine benzer bir seyir göstermektedirler" diye konuştu. Gece altını ıslatan çocukların yüzde 3`ünde böbrek ve idrar yollarına ait doğuştan bozukluklar, böbrek hastalıkları, gizli bel kemikleri açıklıkları, şeker hastalığı, sara hastalığı, parazitler, besin allerjileri gibi bu duruma neden olan başka hastalıklar saptanabildiğini söyleyen Dr.Erdal Türk, "Vakaların yüzde 5-10`unda ise altını ıslatmaya sık ve acil idrar yapma ihtiyacı gibi işeme esnasında ortaya çıkan bir takım yakınmalar eşlik etmektedir. Bu çocuklarda kabızlık, idrar yolu enfeksiyonu ve mesanenin bir takım sinirsel düzeltilebilir rahatsızlıkları saptanmaktadır"
BELİRTİLERE DİKKAT
Çocuk Cerrahisi Uz. Dr. Erdal Türk, gece altını ıslatmanın, hiç altını ıslatmamış bir dönemden sonra ani olarak başlaması, gündüz de altını ıslatıyor olması, kabızlık ya da kaka ile altının kirletilmesi, idrar yaparken ağrı yaşanması, bir günde 7 defadan fazla idrar yapılması, tuvalete koşarak ya da son dakikada gidilmesi, işeme sayılarının 2`den fazla ve gece de birden fazla olması, gece içinde işemenin az ama fazla sayıda olması halinde mutlaka hekime başvurulması gerektiğini söyledi.
Tedavide başarılı olmanın ilk şartının aile, çocuk ve hekim arasında tam bir iş birliğinin olması, öncelikli görevin çocuğa güven vererek suçluluk hissini ortadan kaldırma ve mümkünse olayı çocuğun sahiplenmesini sağlamak olduğunu vurgulayan Dr. Türk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Öncelikle denenmesi gereken çocuğun kendisinin veya ailesinin gece uyanmasına dönük programlardır. Bunlara motivasyon programları denmekte ve sadece motivasyonla doğrudan tedavinin başarısı yüzde 25 arttırılabilmektedir. Önce çocukların kendiliğinden uyanması denenir, bu mümkün olmuyorsa ailenin çocuğu gece uyandırıp tuvalete gitmesini sağlayan program uygulanır. Altını ıslatma tedavisinde uzun yıllardır çeşitli ilaçlar kullanılmıştır. Bu ilaç tedavi kürleri çocuktan çocuğa farklı olarak ortalama 6 ay sürmektedir. Eğer ailenin desteği ile beraber motivasyon tedavisi ve ilaç tedavisi beraber uygulanırsa bu çocuklarda tedavide başarı oranı yüzde 70-80 bulmaktadır. İlaç tedavisinin en önemli dezavantajı ise tedavi kesildikten sonra rahatsızlığın yüksek oranda tekrar riski bulunmasıdır. Bu nedenle son yıllarda alarm ve ilaç tedavisinin birlikte kullanılması önerilmektedir. Alarm cihazları çocuk idrar kaçırmaya başlar başlamaz çocuğu uyandırarak, mesanesini kontrol etmesine yardımcı olan araçlardır. Alarm cihazları teknolojisinde son yıllarda önemli ilerlemeler olmuş ve hem küçük hem de kullanımı kolay alarm cihazları üretilmiştir. Alarm tedavisine de en az 3 ay devam etmek gerekmekte ve bu tedavi ile çocuklarda yüzde 85`lere varan iyileşme sağlanmaktadır. Alarm tedavisi sonunda tekrarlama riski ise oldukça düşüktür."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nde borç 15,5 milyar TL CHP’nin 75 yıl sonra kazandığı Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nde ortaya çıkan borç, 31 Mart seçimlerinden sonra bugüne dek açıklanan tüm rakamları geride bıraktı. Önceki yönetimin, 2024 bütçesi 12 milyar lira olan belediyeyi 15,5 milyar lira tutarında devasa bir borçla devrettiği açıklandı. CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, “Asla ‘enkaz devraldık’ demeyeceğiz. Mazeret değil, iş üreteceğiz. Verdiğimiz sözlerin tamamını tutmak için kaynak bulacağız, gece gündüz çalışacağız” dedi. 31 Mart yerel seçimlerinde Ahmet Akın’ın sandıktan çıkardığı yüzde 51,1 oy oranıyla 75 yıl sonra CHP’nin yeniden kazandığı Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nde borç durumu da netleşti. Edinilen bilgiye göre, CHP’li Başkan Ahmet Akın göreve gelir gelmez talimat vererek belediyenin şirketleri dahil bütün birimlerinin mali durumlarıyla ilgili kapsamlı bir çalışma yaptırdı. Çalışma kapsamında belediyeye ait tüm birimlerde kalem kalem borç yükünün ne olduğu konusunda hesaplamalar yapıldı. Buna göre Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin 31 Mart 2024 itibarıyla toplam borcunun yaklaşık 15,5 milyar lira olduğu belirlendi. Genel bütçe borçlarının 10 milyar 766 milyon 85 bin lira, BASKİ borçlarının 3 milyar 492 milyon 819 bin lira, şirketlere ait borçların da 1 milyar 170 milyon 79 bin lira oluğu Balıkesir Büyükşehir’de AK Partili yönetimin ardında bıraktığı toplam borcun iştirakler dahil 15 milyar 428 milyon 985 bin lira olduğu kaydedildi. AK Partili yönetimin kullandığı Balıkesir Büyükşehir bütçesinin 2024 yılının ilk 3 ayında ise 1 milyar 774 milyon lira tutarında açık verdiği belirtildi. 2023 yılının tamamı ve 2024 yılının ilk üç ayında doğrudan temin yöntemiyle yapılan alımların sayısı 3 bin 40’a ulaşırken açık ihale ve pazarlık usulüyle yapılan ihale sayısı 553 olarak gerçekleşti. BASKİ dahil 800 araç kiralaması yapıldığı kaydedilen Balıkesir Büyükşehir’de yeni dönemin başlamasıyla birlikte ulaşan ihbarların ardından Teftiş Kurulu’nca araştırma başlatıldığı belirtildi. Ayrıca, yeni yönetim borç durumunu belediye binasına asarak halkı da bilgilendirdi. "Mazeret değil, iş üreteceğiz" Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, Balıkesir halkının büyük bir borçla karşı karşıya olduğunu belirterek, şunları ifade etti: “Görevi devralır almaz mali tablonun ortaya konulması talimatını vermiştim. Belediyenin mali durumu ortaya çıktı. 31 Mart’tan sonra bugüne kadar açıklananlar arasında en yüksek borç yükü Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nde. Fakat bu durum bizi durdurmayacak, yavaşlatmayacak ve Balıkesir’e canla başla hizmet etmekten alıkoyamayacak. Asla ‘enkaz devraldık’ demeyeceğiz. Mazeret değil, iş üreteceğiz. Bu kadar borca rağmen Balıkesir’in bugüne kadar alamadığı hakkını alıp Balıkesirli hemşerilerimize iade edeceğiz. Verdiğimiz sözlerin tamamını tutmak, projelerimizi eksiksiz şekilde hayata geçirmek için kaynak bulacağız, gece gündüz çalışacağız. Balıkesir’i yönetme görevine biz talip olduk. Hemşehrilerimiz de bu görevi en iyi yapacağını düşündükleri kişi olarak beni Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine getirdi. Şimdi Balıkesir’imiz için bu görevin gereğini layıkıyla yapma zamanıdır.”