YEREL HABERLER - 21 Nisan 2012 Cumartesi 22:46

EОİTİM - İŞ GENEL BAŞKANI VELİ DEMİR ÇORLU`DA

A
A
A
EОİTİM - İŞ GENEL BAŞKANI VELİ DEMİR ÇORLU`DA

Eğitim-İş Çorlu Temsilciliği tarafından organize edilen dayanışma gecesi Çorlu Sans-Egal Restoranda gerçekleştirildi. Geceye katılan Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir, toplu görüşmelerde öğretmen ücretlerine yüzde 10`u enflasyondan yüzde 10`da Başbakan `ın açıkladığı büyümeden olmak üzere yüzde 20 oranında artış talep edeceklerini söyledi.
Çorlu`ya daha öncede geldiğini ve Çorlu`ya her geldiklerinde moral alarak ayrıldıklarını belirten Eğitim - İş Genel Başkanı Veli Demir: ``Çünkü gerçekten Çorlu, cumhuriyetçi, Atatürkçü, yurtsever insanların, ülkesine, emeğine sahip çıkan güler yüzlü insanların yaşadığı bir yer. Buraya gelince biz de moral depolamış oluyoruz. Ankara`ya gidince bir ay falan bize bu yetiyor. Ne kadar moral depolasak, ülkemizde vatandaşlarımız adına, eğitim çalışanları adına iyi şeyler olmuyor. Önümüzdeki günlerde 30 Nisan`da belki toplu görüşmelerde, biz hala toplu görüşme diyoruz, çünkü toplu sözleşme diyemeyiz buna grev olmadığı için. Onların deyimiyle diyelim toplu görüşme başlayacak. Görüşmeler başlamadan siyasal iktidarın maliye bakanı yüzde 5 vereceğini hemen birden söyledi ve toplu görüşmenin de bir anlamı kalmamış oldu yani bir tiyatro gösterisi olduğu ortaya çıktı. Eğitim - İş olarak bu tiyatro gösterisine figüran olmak istemiyoruz. Bu gösteriye alet olmak istemiyoruz. Kamu çalışanlarının özellikle de eğitim çalışanlarının haklarının verilmesini istiyoruz. Neden bunu söylüyorum, siyasal iktidarın başkanı Sayın Başbakan ülkenin en az yüzde 10 büyüdüğünü söylüyor biz de büyüme payı kadar en az yüzde 10 istiyoruz. Yüzde 10`a yakında enflasyon var o halde bizim istediğimiz bu yıl en az yüzde 20 ücretlerimize zam. Yüzde 10`u enflasyon, yüzde 10`u da büyümeden pay istiyoruz. Ayrıca yazın 666 sayılı bir kanun hükmünde kararname çıkartıldı. Bu KHK`da eşit işe eşit ücret kararnamesiydi. Bu kararname uyarınca Türkiye`deki kamu çalışanlarına 3 kuruş 5 kuruş da olsa artış verilirken öğretmenlere ve üniversitelerde çalışan bilim insanlarına bu verilmedi. 666 sayılı KHK ile verilmeyen ekleri de ek ücretleri de istiyoruz yani en az 250 - 300 lira arttırılmasını istiyoruz`` dedi.
Elbette ki sadece öğretmenlerin, eğitim çalışanlarının diğer kamu çalışanlarının sadece ücret sorunu yok, başka sorunlar da var diyen Demir : ``Türkiye adeta bir açık cezaevine dönüştürülmüş durumda. Kim siyasal iktidara karşı tavır koyarsa kim eleştirir, muhalefet ederse siyasetine, etnik kimliğine bakılmadan, bölgesine bakılmadan, mezhebine bakılmadan adeta içeriye tıkılmakta Türkiye açık cezaevine çevrilmiş durumda. Bir başka sorunda Türkiye bugünlerde adeta Amerika`nın taşeronluğunu yapmakta. Komşularımızla savaş çıkartmaya çalışıyoruz. Bu çok büyük bir yanlış. Mustafa Kemal`in bir sözü var Mustafa Kemal diyor ki ancak ulusal kurtuluş savaşları kutsaldır, diğer savaşlar cinayettir. Eğer savaş ulusal kurtuluş adına yapılırsa savaş savunulur diğer türlü savaş savunulamaz. Şu an AKP`nin yaptığı büyük bir yanlış. Biz komşularımızla burada huzur içinde mutluluk içinde yaşamışız. İran`la da Irak`la da Suriye`yle de bizim bir sorunumuz yok. Aynı bölgeyi, aynı değerleri paylaşıyoruz dolayısıyla Türkiye ABD`nin ve Avrupa Birliğinin çıkarları doğrultusunda bir savaşa girmemelidir. Bu savaşın bu kirli savaşın çünkü bu bölgedeki savaşın sebebi belli. Bölgedeki enerjinin doğalgazın, petrolün paylaşım savaşı. Bu bölgedeki savaşın tarafı olmamalıdır. Eğer birileri savaş çıkartmak istiyorsa bile Türkiye`yer düşen savaşa dur demelidir. Çünkü Mustafa Kemal bu bölgenin farklı uluslarına örnek olacak savaşını yapmıştır 1920`lerde. Ama yaptığı savaş ulusal bağımsızlık savaşıdır. Suriye`ye de diğer ülkelere de örnek olmuştur. Mustafa Kemal`in ülkesinin liderleri şimdi ABD`nin taşeronluğunu yapmamalıdır. Bu bize yakışmaz. Bu anlamda da siyasal iktidarı uyarıyoruz. Bir savaşın değil, bir barışın tarafı olmalıdır diyoruz`` şeklinde konuştu.
Eğitim - İş Genel Başkanı Veli Demir sözlerini şöyle sürdürdü: ``Siyasal iktidar Türkiye`de ki kamu çalışanlarını, bilim insanlarını, üniversiteleri eğitim fakültelerini yok sayarak ucube bir yasa çıkardı. 4+4+4 dediğimiz bu 12 yıllık kesintili eğitim yasası. Bu Türkiye`mizin geleceğini ipotek altına almak demektir. Bu yasanın bilimsel bir dayanağı yoktur. Pedagojik bir dayanağı yoktur, siyasi bir dayanağı vardır. Türkiye`de ki tüm okulları İmam Hatip Lisesi yapmak için çıkartılmıştır. 3 Mart 1924`de çıkartılan Tevhidi Tedrisat yasasının yok sayılmasıdır. Eğitimin bilimselliğinin, eğitimi kamusallığının parasızlığının, karma eğitimin yok edilmesidir. Bunu da bence Türk halkı kabul etmemeli, tavır koymalıydı ama yasalaştı. Cumhurbaşkanı da üzerine düşeni yapmadı. AKP grubundan geldiğini burada da belli etti. Yasayı geriye gönderip veto edebilirdi. Bu yasanın önümüzdeki süreci Türkiye`ye büyük zararlar verecektir. Elbette ki eğitimin süresinin arttırılmasını bizde istiyoruz. Burada aslında eğitimin süresi arttırılmamıştır 8 yıldan 4 yıla düşürülmüştür. Bu saatten sonra artık küçük yaşta kızlarımızın yine evlendirildiğini göreceğiz, erkek çocuklarının sanayilerde ucuz işgücü olarak çalıştırıldığını göreceğiz yani eğitim sistemimize yazık edilmiştir, bir hiç uğruna. Bunu da eğitim iş olarak kabul etmediğimizi gelecek süreçte bundan sonra bu yasanın değiştirilmesi için elimizden gelen demokratik, meşru mücadeleyi yapacağımızı belirtmek istiyoruz.``
Demir ayrıca: ``AKP iktidarı eğitimi iki ayak üzerinde götürmekte birincisi eğitimi gericileştirmek istiyoruz. Türkiye`deki 70 bin okulun hemen hemen tamamına yakınına Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenini ya müdür olarak atadı, ya müdür yardımcısı olarak atadı ya da müdür başyardımcısı olarak atadı. Eğitimi dinselleştirmek istiyor, müfredatı değiştirdi 4 ve 5`lere Arapçayı getirdi şimdi de seçmeli Kuran`ı Kerim dersini getiriyor demek ki birinci ayak belli eğitimi gericileştirmek istiyor. İkinci ayak da eğitimi özelleştirmek istiyor. Şu anda okul müdürleri adeta tahsildar konumunda. Okul müdürü eğitim sistemini geliştirmek, programı geliştirmek, müfredatı geliştirmek, okulun eğitim niteliğini arttırmak, geliştirmek yerine okulu nasıl idare edebilirim, okulun telefonunu, elektriğini, doğalgazını nasıl ödeyebilirimin derdine düşmüş durumda bu yanlış. Üstelik anayasamızın ilgili maddesi, diyor ki ilköğretim okullarının parasız olduğunu parasının devlet tarafından karşılanacağı anayasamızda yazmasına rağmen ne yazık ki ilköğretim okullarına bir tek kuruş ödenek ayrılmıyor. Eğitim kurumlarına liselere doğru dürüst ödenek ayrılmıyor. Okulların sorunları, özellikle ödenek sorunları müdürlerin sırtında şu anda. Müdürler adeta tahsildar durumda. Bunu tek başına yapamıyor öğretmenleri de burada kullanıyor. Elbette ki müdürleri suçlamıyoruz, müdürler zor durumda. Okullara devlet tarafından hükümet tarafından yeterli ödenek verilmiyor. Anayasamız açık ve anayasamıza göre devlet okullarında eğitim, parasızdır, zorunludur. Çocuklardan, velilerden para toplanması zaten yasa dışı. Öğretmenlerin görevi eğitimin niteliğini arttırmak ama öğretmen adeta tahsildar olmuş. Sanki yolunacak kaz gibi görülmekte. Burada veliden sürekli para istenince veli okula gelmiyor. Veli okula gelmeyince sağlıklı diyalog kurulamıyor. Bundan vazgeçilmesi lazım. Ama siyasal iktidar ne hikmetse özel okullara yardım edeceğim, özel okullara para aktaracağım derken kendi yükümlülüğü altında olan devlet okullarına yeteri kadar ödenek ayırmıyor bu büyük bir yanlıştır ama siyasi iktidarının bakışının bu olduğunu da bilmemiz lazım. Siyasal iktidar eğitimi, kamusal alanı, sağlığı özelleştirmek istiyor. Dolayısıyla devlet okullarını önce yozlaştıracaklar burada niteliği düşürecekler ondan sonra da burayı yavaş yavaş özelleştirmek istiyorlar ama Eğitim - İş olarak biz, kamusal, parasız eğitimi savunuyoruz. Devlet okullarında kesinlikle para toplanmamalıdır ve devlet okullarının ödeneklerinin arttırılarak zamanında ödenmesini istiyoruz`` diye konuştu.
Eğitim - İş Çorlu Temsilcisi Gürkan Cinci`nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen dayanışma gecesi Birleşik Kamu İş Konfederasyonuna bağlı Eğitim - İş Sendikası Genel Başkanı Veli Demir, Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Örgütlenme Sekreteri Hasan Kütük, Eğitim - İş Çorlu Temsilcisi Gürkan Cinci, Eğitim - İş Sendikasının Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, Lüleburgaz, Silivri ve İstanbul 1 Nolu Şube temsilcileri ve yöneticilerinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri İl Müftüsü Durmuş Ayvaz: "Üç aylara kavuşmanın huzur ve mutluluğunu yaşıyoruz" İl Müftüsü Durmuş Ayvaz; İslam aleminin manevi iklimi olan Üç Aylar’ın başlangıcı ve Regaib Kandili vesilesiyle bir mesaj yayımladı. Üç aylara kavuşmanın huzuru ve mutluluğunun yaşandığını aktaran Müftü Durmuş Ayvaz mesajında; "Üç Aylar’ olarak bilinen feyizli ve bereketli maneviyat mevsimine bir defa daha girmiş bulunmaktayız. 21 Aralık 2025 Pazar üç ayların ilki olan Recep Ayının birinci günü, bu ayın ilk Cuma gecesi olan 25 Aralık 2025 Perşembe akşamı da ’Regaib Kandili’dir. Yüce Rabbimizin sayısız lütuf ve ihsanı ile ömrümüze bereket, ruhumuza sükûnet katan üç aylara kavuşmanın huzur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bizleri bu manevi günlere ulaştıran Cenâb-ı Allah’a hamd-ü senalar, ümmeti olmakla şeref duyduğumuz Resûl-i Ekrem’e salat ve selam olsun. Üç aylar, her yıl heyecanla gelişini beklediğimiz, ilahi rahmet ve mağfiretin varlık âlemini kuşattığı, müminlerin topluca ibadete yöneldiği müstesna zamanlardır. Rabbimizin kulları için açtığı sonsuz lütuf kapılarının ilki Recep ayıdır. Recep ayından sonra, ruhen ve bedenen Ramazan’a hazırlandığımız Şaban ayı karşılar bizi. Üç ayların sonuncusu, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden kurtuluş olan Ramazan-ı şeriftir. Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadis-i şeriflerinde; ’Recep Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır’ buyurarak bu ayların manevi feyzine işaret buyurmuşlardır. Recep ayı girdiğinde Hz. Peygamber şöyle derdi; ’Allahım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan ayına ulaştır.’ Recep ayında, iki mübarek gece gönül hanemize misafir olur. Bunlardan biri ‘bütün istek ve arzularımızı Allah’ın rızasına bağlamaya çalışma’ anlamına gelen Regaib gecesi, diğeri ise sevgili peygamberimizin ümmetine emaneti olan Mescid-i Aksa ile bütünleşen Miraç gecesidir. Şaban ayında; ‘af, merhamet ve mağfiret’ vesilesi olarak kabul edilen mübarek Berat gecesi bizi beklerken Ramazan ayında da ‘meleklerin yeryüzünü kuşattığı, bin aydan daha hayırlı olan bir esenlik ve selam gecesi’ olan Kadir gecesiyle müşerref olacağız. İçerisinde böylesine anlamlı geceler barındıran mübarek üç aylar, günahlardan arınma, sevaplarla bezenme mevsimidir. Nefis muhasebemizi yeniden yapmamıza vesile olan mübarek üç aylar ve kandiller, dünyevi meşguliyetlerimizden sıyrılıp, yaratılış gayemizi düşünmemiz, Allah’a yönelmemiz, hayatımıza çeki düzen vermemiz açısından büyük bir fırsattır. Başta Filistin’de ve Gazze’de olmak üzere Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Keşmir’de, Libya’da, Suriye’de ve Dünya’nın dört bir yanında zulmün ortadan kalkması ve mazlumlara yardım için, zalimlerin de kahru perişan olması için bu gece dua edelim. Bu vesileyle aziz milletimizin ve âlem-i İslam’ın Üç Aylar ve Regaib gecesini tebrik eder, bu gecenin birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularımızı pekiştirmeye vesile olmasını Yüce Rabbimizden niyaz ederim" ifadelerini kullandı.
Bursa Genç müzisyenler, Bursalılara müzik ziyafeti sundu Kültür ve sanat faaliyetlerine büyük önem vererek, gelecek nesillere ışık tutan Osmangazi Belediyesi, Gençlik Orkestrası ve Korosu ile gönüllere hitap eden nağmeleri ‘Yeni Yıla Merhaba’ konseriyle Bursalılara işledi. Osmangazi Belediyesi, yeni yıl etkinlikleri kapsamında anlamlı bir etkinliğe imza attı. Osmangazi Belediyesi Gençlik Orkestrası ve Korosu, Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi’nin tarihi atmosferinde müzikseverlere unutulmaz bir akşam yaşattı. Dillere pelesenk olan eserlerin seslendirildiği ‘Yeni Yıla Merhaba’ konserinde müzikseverleri derin bir yolculuğa çıkaran gençler, sergiledikleri performans ile beğeni topladı. Osmangazi Belediyesi Başkan Yardımcısı Mutlu Esendemir’in de katıldığı programa Bursalılar da yoğun ilgi gösterirken, dinleyiciler pek çok kez türkülere eşlik ederek konsere renk kattı. Genç müzisyenlerin geleceğinin çok parlak olduğuna işaret eden Osmangazi Belediyesi Gençlik Orkestrası ve Korosu Şefi Nergis Dinç Yavuz, "Çok güzel bir performans sergilediler, onlarla çalışmak çok keyifli, her birini ayrı ayrı gözlerinden öpüyorum. Bize bu fırsatı tanıdığı için Osmangazi Belediye Başkanımız Erkan Aydın’a ve Başkan Yardımcımız Mutlu Esendemir’e teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı. Konseri izleyenler arasında yer alan Nilüfer Kadın Korosu Şefi Aysel Gürel de, Osmangazi Belediyesi’ni, şefi ve koroyu kutlayarak, "Geleceğin müzisyenleri yetişiyor." şeklinde konuştu. Etkinliğe katılan vatandaşlar ve genç müzisyenler de, gençlerin çok güzel bir akşama imza attıklarını dile getirdi. Etkinliğin sonunda Osmangazi Belediyesi Başkan Yardımcısı Mutlu Esendemir, Şef Nergis Dinç Yavuz’a çiçek takdiminde bulundu.
Edirne Özgür Özel’i eleştiren İba: "Anlatılan Edirne ile yaşanan Edirne aynı değil" CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Edirne’de düzenlenen mitingde belediye hizmetlerine yönelik övgü dolu sözlerini, AK Parti Edirne İl Başkanı Belgin İba fotoğraflarla eleştirdi. CHP’nin 76’ncı "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitingi kapsamında Saraçlar Caddesi’nde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, Edirne Belediyesi’ni öven açıklamalarına tepki gösteren AK Parti Edirne İl Başkanı Belgin İba, kent genelinden çekilen fotoğrafları paylaşarak, mevcut tabloyla anlatılanlar arasında büyük fark olduğunu ortaya çıkardı. Çamurla kaplı sokaklar, çukurlarla dolu yollar, patlayan altyapı hatları ve taşan çöp konteynerlerine ait görüntüleri paylaşan İba, "Anlatılan Edirne ile yaşanan Edirne arasında uçurum var" dedi. CHP’li belediyenin yol ve altyapı çalışmalarına ilişkin iddialarını eleştiren İba, bazı bölgelerde yolların kullanılamaz halde olduğunu belirterek, Çilingirler Caddesi’nde yaşanan bir yaralanma olayını örnek gösterdi. Özel’in su sorununa ilişkin açıklamalarına da değinen İba, Edirne’de yaşanan sıkıntının belediyenin yıllardır bakım yapmamasından kaynaklandığını savundu. İba, sorunun çözümünde DSİ ekiplerinin yürüttüğü çalışmalara dikkat çekti. Altyapı sorunlarının sona erdiği yönündeki açıklamaların sahadaki durumla örtüşmediğini ifade eden İba, "Kürsüde anlatılanlarla vatandaşın günlük hayatta yaşadıkları birbirini tutmuyor" değerlendirmesinde bulundu. İba, açıklamasını "Gerçek Edirne’yi en iyi Edirneliler biliyor. Takdir milletimizin" sözleriyle tamamladı.
Muğla Çiçekli masa Marmaris’in simgesi haline geldi Türkiye’nin ve dünyanın en popüler turizm kentlerinden olan Muğla’nın Marmaris ilçesi, sadece deniz, kum, güneşi ile değil farklı simgeleriyle de öne çıkıyor. Marmaris Halk Plajı’nda güvercinlerin ardından kentin sembolleri arasına giren çiçekli masa, 72 yaşındaki emekli Ali Parlak tarafından kuruluyor. Yaz kış aynı plajda, mevsime göre farklı köşelerde duran masa, yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisini çekiyor. Marmaris’in simgeleri arasına giren çiçekli masa, halk plajında yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Yaz kış aynı plajda kurulan masa rengarenk çiçekleriyle sahile ayrı bir güzellik katıyor. Ziyaretçilerin fotoğraf çektirmek için uğrak noktası haline gelen çiçekli masa, Marmaris’in doğal güzelliklerine insan dokunuşunun nasıl değer kattığını ortaya koyuyor. Yaklaşık 20 yıldır Marmaris’te yaşadığını belirten emekli grafik tasarımcı Ali Parlak, 10 yıldır masasını çiçeklerle süslediğini söyledi. Yaz ve kış aylarında plajda farklı noktalarda bulunduğunu ifade eden Parlak, masasının çevreye pozitif enerji verdiğini dile getirdi. Emekli olduktan sonra hayatını sadeleştirdiğini anlatan Parlak, "Grafik tasarımcıyım, 35 sene reklamcılık ve grafik tasarım yaptım. Daha sonra peyzaj ve bahçe işleriyle uğraştım, sonra emekli oldum. 72 yaşındayım, şimdi hayatımı yaşıyorum. 20 yıldır Marmaris’teyim. Yaz kış burada masamda hep çiçek olur. Şu an oturduğum yer kışlık alanım, yazın ise yaklaşık 50 metre ileride oturuyorum. Çok ilgi çekiyor, çevreye pozitif bir enerji veriyor. Ben huzuru masamda buldum, mutluyum. Ticaret, para, hesap hepsini kapattım. Bugün bana günde 100 bin TL verseler yine çalışmam. Yıllarca çalıştım, o işi kapattım. Şimdi gençler çalışacak, iş onların hakkı. Biz belli bir yaştan sonra geri çekilmek zorundayız" şeklinde konuştu. Çocuklara balık yediriyor Çiçekli masasında termosundaki çayını içerek Karadeniz müzikleri dinlediğini ve balık tuttuğunu söyleyen Parlak, tuttuğu balıkları kendi torunlarına ve çevredeki çocuklara verdiğini belirtti. Ali Parlak, "Burada benim balıklarım var. Arkadaşlarımın torunları, komşuların çocukları gelir. ’Ali dede balık var mı’ derler, ben de onlara balık veririm. Ama son 14 gündür hiç balık yok. Balık komple Marmaris koyundan çekildi, tekrar gelir mi bilmiyoruz" dedi. Çiçekli masanın uluslararası ilgi gördüğünü anlatan Ali Parlak, geçen yaz sezonunda 12 ülkeden turistin gelip fotoğraf çektiğini söyledi. Çinli bir televizyon ekibiyle röportaj yaptığını belirten Parlak, Almanya’da da bir gazetede haber olduğunu ifade ederek, "Geçen yaz Çin’den geldiler, röportaj yaptılar. Meğerse televizyon yayıncısıymış. ’Bu masa çok hoşumuza gitti’ dediler. Almanya’da da bir gazetede ‘Marmaris plajında çiçekli masa’ diye haber olmuş. Gazeteyi bana vermediler ama Almanya’da çalışan Türkler gelip gösterdi. İki sütun, on santimlik alana basmışlar. Masa ünlü, ben de ondan yararlanıyorum" şeklinde konuştu. Çiçekli masanın pozitif bir enerji verdiğini ve insanları bir araya getirdiğini vurgulayan Parlak, "Güzel dostluklar oluyor, arkadaşlıklar kuruluyor. Burada sevgi alışverişi yapıyoruz, başka da bir şey yok" ifadelerini kullandı.