GENEL - 24 Nisan 2012 Salı 10:11

BÖYLE FAKİRLİK GÖRÜLMEDİ

A
A
A
BÖYLE FAKİRLİK GÖRÜLMEDİ

Adana`da, çiçekçilik yaparken eşi şizofren hastası olduğu için dükkanını satmak zorunda kalan bir kişi, 3 çocuğuyla virane bir evde hayat mücadelesi veriyor. Baba fakirlikten 5 aylık bebeğine bez alamadığını söyledi.
Çiçekçilik yaparak geçimini sağlayan Cenk Koray Çatal (36), 2005 yılında Zümra Çatal ile evlendi. Ancak anlaşamayan çift ayrı yaşamaya başladı. Bu arada Çatal, Zencefil Konak (42) isimli bir kadınla tanışarak aşık oldu. Bir süre sonra çift dini nikah kıyıp birlikte yaşamaya başladı. Çatal, eşinin daha önceki evliliğinden dünyaya gelen Resul adlı çocuğunu da yanına aldı. Bu evlilikten Çatal`ın Cengiz (2) ve 5 aylık Can Berk adında çocukları oldu. Çatal çiçekçilik yaparak geçimini sağlayıp ailesinin
geçimini sağlarken eşi rahatsızlandı. Adana`da hastane hastane gezen Çatal derdine derman bulamadı. En son doktorlar eşinin rahatsızlığının psikolojik olduğunu belirterek Dr. Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi`ne gönderdi. Burada Çatal`ın eşine şizofren tanısı konularak hastanede tedavi edilmesine karar verildi.
Çatal`ın maddi durumu iyi olmadığından eşinin sağlığına kavuşması için çiçekçi dükkanını sattı. Kimse olmadığı için evde çocuklarına kendisi bakmaya başladı. Ancak aradan yaklaşık 6 ay geçmesine rağmen eşi bir türlü iyileşip dönmeyince Çatal evde çocuklara baktığı için çalışamadığından maddi olarak sıkıntıya girdi. Sattığı dükkanın parası da eşinin sağlık masraflarına gittiği için iki odalı virane bir evde hayat mücadelesi vermeye başladı.
Çatal, çok zor durumda olduğunu ancak eşi hastaneye giderken ona söz verdiği için çocuklarına bakmaz zorunda olduğunu belirterek, "Eşime söz verdim onları bırakıp gidemem. Ama artık tıkandım. Dayanacak gücüm kalmadı. Komşuların yardımıyla geçiniyoruz. Çocuklarıma mama almakta bile zorlanıyorum. Çok kötü şartlar altında yaşıyoruz ama yakında açlıktan öleceğiz" dedi.
Çocukları hayatta tutabilmek için cep telefonunu, buzdolabını ve çamaşır makinesini sattığını söyleyen Çatal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çocuklarım için her şeyi yaparım. Onlar benim herşeyim. Onların karnını doyurmak ve bakabilmek için evdeki değerli eşyaların hepsini sattım. Gerekirse böbreğimi satarım. Devlete başvurdum ama ayda 50-100 TL para veriyorlar. Benim 3 çocuğum var bunların mama parasına yetmiyor. Ayrıca, oturduğum virane evin kirası bile 100 TL. Ben ne yapayım hırsızlık mı yapayım,
milletin namusuna mı göz dikeyim. Bunları yapacağıma Allah canımı alsın daha iyi."
Beş aylık bebeği için bez alacak bile parası olmadığını belirten Çatal, şunları söyledi: "Bezi bile komşuları alıyor. Ben onlara daha az muhtaç olmak için çocuğun ıslattığı bezleri çamaşır ipine serip kurutup bebeğin altına tekrar bağlıyorum. Bu sağlıklı değil ama ne yapabilirim. Benim başka çarem yok."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Azmiyle herkese örnek oluyor! Erzincan’da geçirdiği kaza sonucu omurilik felci olan ve yaklaşık 500 gün hastanede yatan Suat Can, tedavi gördüğü mesleki rehabilitasyon merkezinde öğrenmiş olduğu filografi sanatı ile hastalığının tedavi sürecini hızlandırarak hayata yeniden tutundu. Erzincan’da yüksekten düşerek geçirdiği kaza sonucu omurilik felci olan 47 yaşındaki Suat Can, kaza sonrasında tekerlekli sandalyeyle yaşamak zorunda kaldı. Yaklaşık 500 gün hastanede tedavi gören Can, tedavi sürecinde mesleki rehabilitasyon merkezinde filografi sanatını öğrendi. Filografi sanatı ile uğraşmaya başladıktan sonra hastalığının tedavisinin hızlandığını fark eden Suat Can, hayata tekrar bağlanmak için sanatını daha da ileriye taşıyarak ustalaştı. Bugüne kadar yüzlerce eser yapan Can, filografi sanatı ile hayata tekrardan tutunmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. Filografi sanatının tedavi sürecini hızlandırdığını ifade eden Suat Can, “8 yıl önce geçirdiğim kaza sonucu omurilik felci oldum. 2020 yılında tekrar bir kaza daha yaşadım. Omurgada kırık meydana geldi. Toplam 12 tane vida ve platinler var belimde. Bel altımda şuanda kısmi felçler var. 7 yıldır da filografi ile uğraşıyorum. Filografi ile uğraşmamda ki en büyük nedenlerden biri rehabilite edici özelliği. Niyetimiz bu dünyada hoş bir seda bırakmak hem de insanlarımıza faydalı olabilirsek ne mutlu bize. Özellikle engelli arkadaşlarımızın farklı dallarda uğraşabilecekleri muhakkak bir şeyler vardır. Hayatımızda her türlü zorluklar meydana gelebilir ama hiç birinde de hayata küsmememiz lazım. Her şeyin üstesinden devletimiz, milletimiz ile el ele vererek gelmemiz mümkün. Yeter ki azim olsun. Azmin elinden hiçbir şey kurtulmaz. Filografiyi insanlarımız duydukça, ilgi gösterdikçe potansiyel oluşmaya başlıyor. Üç beş derken geniş kitlelere ulaşmak söz konusu oluyor. Ne kadar çalışırsak Rabbimiz o kadar imkan sunar. Yeter ki çalışalım” dedi.
Adıyaman Baro Başkanı Doğan, Adıyaman tütünüyle ilgili açıklama yaptı Adıyaman Barosu Başkanı Bilal Doğan, Adıyaman tütünüyle basın açıklaması düzenledi. Sabahın erken saatlerinde baro üyesi avukatlarla birlikte Adıyamanlı tütüncülerle bir araya gelen Baro Başkanı Bilal Doğan, tütüncülerin sorun ve sıkıntılarını aynı zamanda taleplerini dinledi. Yaptığı görüşmeler sonrası açıklamalarda bulunan Başkan Bilal Doğan, “Adıyaman tütünü Adıyaman için oldukça kıymetli. Adıyaman nüfusu 600 bin ama tütünü bire bir üreten ve esnaflığını yapan 100 bin kişi var. Doğrudan Adıyaman nüfusunun tamamına geçim kaynağı sağlayan, kenti ekonomisini yükselten en önemli ürünümüzdür Adıyaman tütünü. Adıyaman tütünü yıllardır yasaklarla gündeme gelmektedir. En son hapis cezalarına kadar varan yasalar çıkmaktadır. Bu durumla ilgili mücadele konusunda Adıyamanlı tütün üreticileri ve esnaflar elinden gelen ve çabayı gösterdi ancak istediğimiz sonucu alamadık. 6 Şubat 2023 depremin de bir kez daha vurduğu Adıyaman’da esnafların ve halkın ayakta kalmasını sağlayan tek ürün tütünken özellikle son 15 gündür kargoların tütün taşıması yasaklandı ve il dışına giden tütünlerimize baskınlar düzenlenerek el konuldu aynı zamanda tütüncü esnaflarımız da hem idari para cezaları hem de hapis cezalarıyla karşı karşıya kaldı. Buradan yetkililere sesleniyoruz, Adıyaman için tütün çok kıymetli. Bir baba bu tütünden elde ettiği gelirle çocuklarını okutuyor, geçimini sağlıyor, çocuğunu evlendiriyor, bu tütün olmazsa Adıyaman’da hiçbir şey olmaz ve Adıyaman halkı oldukça mağdur olur ve biter. Adıyaman tütünü bu kadar önemli ve kıymetliyken bu yasakları kabul etmemiz mümkün değil. Bizler Adıyaman tütünü için özel bir düzenleme talep ediyoruz” diye konuştu.