GENEL - 27 Nisan 2012 Cuma 14:24

VURAL MUHTIRAYLA VURDU

A
A
A
VURAL MUHTIRAYLA VURDU

Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Oktay Vural, "Dolmabahçe görüşmelerinin sır perdesi aralanmalıdır. Mezara kadar giden neler olacaktır. Bu görüşme açıklanmalıdır" dedi.
Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi`nde `Anayasa sürecinde Türkiye` konulu konferans vermek için bugün Isparta`ya gelen Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Oktay Vural, parti il binasında düzenlediği basın toplantısında muhtıra hatırlatması yaptı
TABLETTEN KONUŞMALARI GÖSTERDİ
27 Nisan muhtırasına karşı hükümetin o gün saat 15.00`e kadar gıkı çıkmayıp daha sonra açıklama yaptığını söyleyen Oktay Vural, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç`ın muhtıradan sonra dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt`a karşı yaptığı `Otur oturduğun yerde sen benim memurumsun` açıklamasını tablet bilgisayar aracılığıyla izlettirdi.
Bülent Arınç`ın bu konularda konuşmayı çok sevdiğini anlatan
Vural, şöyle konuştu: "Arınç diyor ki, `Otur oturduğun yerde sen benim memurumsun`. Gerçekten muhtırayı veren Genelkurmay Başkanını Genelkurmay Başkanı olarak oturttular yerinde, altına da zırhlı araba verdiler. İşte bunlar zor zamanlarda korkak, kolay zamanlarda övünen tiplerdir. 12 Eylül`de gıkları çıkmadı, 28 Şubat`ta siyasetlerini terk ettiler. 27 Nisan`da Genelkurmay Başkanı hükümete karşı açıklama yaptı 15.00`e kadar bekleyip sonra açıklama yaptılar. Madem öyle bir muhtıraysa neden onu orada
oturtuyorsun, madem memurunsa neden görevden alamıyorsun? Bu süreç içerisinde kim kimin değirmenine su taşımıştır. Hangi mihraklar bu yönlendirmeleri yapmıştır." Dolayısıyla bugün bütün bunların açıklanması gerektiğini anlatan
Arınç, şunları söyledi: "Şimdi kalkıp buralarda 27 Nisan`la ilgili bir şey söylüyorlar. Şimdi kalkıp muhtıra diyorlar. 2010`da AK Parti`nin kılavuzu Hüseyin Çelik konuşuyor. Muhtıra değil diyor. Buyurun bunu da izleyin. Biri muhtıra diyor diğeri değildir diyor. Onlar bu süreçten faydalanmak istemiş MHP bu süreci açıkçası demokratik kurallar içinde çalıştırmıştır. O bakımdan bugün 27 Nisan münasebetiyle birçok konuşma yapılacak ama tablo burada. `Otur oturduğun yerde sen benim memurumsun` diye ahkam
kesiyorsun da bu adam muhtıra vermişse niye görevde durmuştur. İş işten geçiyor yapılıyor bitiriliyor 22 Temmuz seçimlerinde AKP`nin değirmenine su taşıdığı için belki de bunu bir siyaset malzemesi olarak kullanıp seçim meydanlarında bunu kullandılar. Onun için 4 Mayıs Dolmabahçe görüşmelerinin sır perdesi aralanmalıdır. Bu görüşme açıklanmalıdır. Mezara kadar giden neler olacaktır. Bunların hep sır küpleri var. Ama bu sır küplerinin içindeki sırları biz deşifre etmeye devam edeceğiz"
HABERAL YASASI PKK`NIN İSTEĞžİ ÜZERİNE ÇEKİLDİ
Vural, terörle mücadelede PKK ve BDP`nin lokomotif, AK Parti`nin vagon olduğunu söyledi.
Bu durumu esefle karşıladığını anlatan Vural, sözlerini şöyle sürdürdü: "Terörle mücadelede yeni dönem diye parlamentoya sevk ettikleri Öcalan`la İmralı`da görüşen avukatların İmralı ve Kandil arasındaki hattını kesmek ve terör örgütünü yönetmesini engellemek amacıyla kullanılan avukatlara yönelik görüşme yasağına ilişkin kanun teklifindeki madde dün BDP, AKP ve CHP`nin birlikteliğiyle kaldırılmıştır. Bu ne pis bir oyundur. Ne oldu ey Recep Tayyip Erdoğan ne oldu? Yine müzakereye başladınız değil mi tıpış
tıpış. Yine müzakere ediyorsunuz evet. Bugün Haberal yasası olarak dün akşam kabul edilen kanun teklifinin aylarca bekletilmesinin amacının terör örgütüyle PKK veya terk edenlerin bu milletin egemenliğinden bahsetmeye hakkı yoktur. Size kim çektirdi bunu soruyorum. Terör örgütüyle avukatları görüşecek İmralı Kandil arasında hat kuracaklar, terör örgütünü yönetmeye devam edecek bunu önlemek için getirilen kanun teklifini AKP geri çekecek. İşte pis ve kirli pazarlıklar devam ediyor. Terörle mücadele
ediyormuş. Böyle mücadele edilmez."
Bunların terörle mücadele niyeti olmadığını anlatan Vural, şunları söyledi: "Bugün lokomotif PKK ve BDP, vagonda AKP var ve bunun da yolu ABD`de yapılmış. Hatırlayınız Haberal`ın annesi rahatsızken bu kanun teklifi verildi, aylarca beklettiler rahmetli oldu sonra çıkartmaya çalıştılar. Bekletmenin amacı meğerse PKK ve BDP`nin istek ve arzusuymuş."
KORSAKOF SENDROMU
Başbakanın dış politikada başarılardan bahsederken `korsakof sendromu` gibi olmayanı olmuş gibi gösterdiğini aktaran Vural, şöyle konuştu: "Ne başarısı yahu. Irak bölünüyor Barzani muhatabımız oluyor, Suriye, İran düşmanımız oluyor. Ermenilerle protokol imzalıyorlar, Azerbaycan ile problemimiz oluyor. Nerede başarı? Korsakof sendromudur. Olmayanı olmuş gibi atlatmaktır. Olmayanı olmuş gibi anlatıyorlar hangi hayal hangi onurlu duruş. Onurlu durmaktan bahsediyor ama maalesef Dubai`de 1 milyar dolarlık
kredi karşılığında Irak`ın kuzeyine asker müdahale etmeme talimatı veriyor. Irak`a asker göndermek için gidip Bush`la at pazarlığı yapan kimdi ya? Artık dış politikada olmanın sayesinde dostlar düşman düşmanlar dost oldu. Kala kala Barzani`ye kaldık. Türk dış politikasının yol arkadaşı artık Barzani. Onlar da bu coğrafyada bir Kürdistan oluşturma fikrini nasıl gerçekleştiririz onun için çabalıyorlar."
Maalesef Türk dış politikasının bu yönüyle battığını anlatan Vural,
sözlerine şöyle devam etti: "Çok önemli sorunlar var. AKP ve CHP gruplarını görüyorsunuz bunların ikisi de milletin gündeminden uzaktır. Türkiye`nin meselesini tartışmıyorlar. 1940`lara gidiyorlar. O ona vuruyor o ona vuruyor. Kayıkçı kavgası yapıyorlar. Vudu vudu musunuz siz? Dolayısıyla bu iki partinin grupları horoz dövüşüyle milletin gündeminden uzak adeta CHP`de AKP`nin değirmenine su taşıyor Türkiye`nin meseleleri tartışılmıyor"
DEMİREL HATIRLATMASI
9.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel`e atfen Başbakan Erdoğan`ın sürekli `Dün dündür bugün bugündür` diye konuşma yaptığını anımsatan Vural, aynı Başbakanın, Başbakan olduktan hemen sonra Demirel`i ziyaret edip `Engin devlet tecrübelerinden faydalanacağız` açıklamasını da tabletten izletti.
Oktay Vural, konuşmasında "17 Kasım 2002 günü engin devlet tecrübesinden faydalanmak istiyorum dediği Cumhurbaşkanına seçim meydanı mitinglerinde otur oturduğun yerde demektedir. Görüyorsunuz Allah kimseyi sözleriyle imtihan etmesin. Şimdi kim dün dündür bugün bugündür diyor. Dün engin devlet tecrübesinden faydalandın şimdi ne oldu?"
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Kuyumcu soygununda karar açıklandı Karabük’ün Safranbolu ilçesinde bir kuyumcuya silahlı ve maskeli şekilde düzenlenen soyguna ilişkin davada mahkeme karar vererek, sanıklar hakkında ’nitelikli yağma’, ’mala zarar verme’ ve ’ruhsatsız silah bulundurma’ suçlarından ayrı ayrı cezalandırıldı. Karabük 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 4. celsede karar duruşması görüldü. Mahkemeye tutuklu sanıklar Cemal Çelikay (21), Emre Ünlük (21), Rıza Çelikay (19), Ramazan Karakaş (33) ve Eyüp Emir Eper (20), avukatları ile sanık yakınları katıldı. Mahkeme başkanı soygunu gerçekleştirdikleri iddia edilen sanıklara tek tek son sözlerini sordu. Sanıklardan Cemal Çelikay, "Kendim için değil ailem için bir şans istiyorum. Kimseye zarar vermek istemedim ve silahı bir kez ateşledim. Pişmanım ve beraatimi istiyorum" derken, kardeşi Rıza Çelikay ise "Kimseye zarar vermek istemedim, sadece kaçarken kendi elimdeki silah ateş aldı ve yaralandım" diyerek beraatini istedi. Tutuklu sanıklardan Emre Ünlük, nitelikli yağmayı kabul ederek, öldürmeye teşebbüs suçunu kabul etmediğini ve bir anlık gafletle bu suçu işlediklerini, bunu da fakirlikten yaptıklarını ifade ederken, Ramazan Karakaş ise yardım ve yataklık ile gözcülük yapmadığını, üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek beraatini istedi. Soygun girişimine silah temin eden Eyüp Emir Eper ise silahı satın aldığı için çok pişman olduğunu, askerlik görevini yaparak topluma kazandırılmak istediğinden beraatini talep etti. Sanıkların son sözlerini dinleyen mahkeme heyeti, Cemal Çelikay, Rıza Çelikay ve Emre Enlük’e "Nitelikli Yağma Suçu"ndan 149/1 maddesinin A- B- C ve D bendinden 13 yıl hapis cezası ve ayrıca mala zarar vermeden de 1’er yıl hapis cezası verdi. Ramazan Karakaş ve Eyüp Emir Eper’e de aynı suçtan 13 yıl hapis cezası verirken, iki sanığa indirim uygulayarak 6 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme heyeti ayrıca, öldürmeye teşebbüs suçundan ise 3 sanığa ayrı ayrı berat verdi.
Karabük Kuyumcu soygununda karar açıklandı Karabük’ün Safranbolu ilçesinde bir kuyumcuya silahlı ve maskeli şekilde düzenlenen soyguna ilişkin davada mahkeme karar vererek, sanıklar hakkında ’nitelikli yağma’, ’mala zarar verme’ ve ’ruhsatsız silah bulundurma’ suçlarından ayrı ayrı cezalandırıldı. Karabük 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 4. celsede karar duruşması görüldü. Mahkemeye tutuklu sanıklar Cemal Çelikay (21), Emre Ünlük (21), Rıza Çelikay (19), Ramazan Karakaş (33) ve Eyüp Emir Eper (20), avukatları ile sanık yakınları katıldı. Mahkeme başkanı soygunu gerçekleştirdikleri iddia edilen sanıklara tek tek son sözlerini sordu. Sanıklardan Cemal Çelikay, "Kendim için değil ailem için bir şans istiyorum. kimseye zarar vermek istemedim ve silahı bir kez ateşledim. Pişmanım ve beraatımı istiyorum" derken, kardeşi Rıza Çelikay ise "Kimseye zarar vermek istemedim, sadece kaçarken kendi elimdeki silah ateş aldı ve yaralandım" diyerek beratını istedi. Tutuklu sanıklardan Emre Ünlük, nitelikli yağmayı kabul ederek, öldürmeye teşebbüs suçunu kabul etmediğini ve bir anlık gafletle bu suçu işlediklerini, bununda yoksulluk ve fakirlikten yaptıklarını ifade ederken, Ramazan Karakaş ise, yardım ve yataklık ile gözcülük yapmadığını, üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek beraatını istedi. Soygun girişimine silah temin eden Eyüp Emir Eper ise, silahı satın aldığı için çok pişman olduğunu, askerlik görevini yaparak topluma kazandırılmak istediğinden beraatını talep etti. Son sözlerini dinleyene mahkeme heyeti sanıklardan Cemal Çelikay, Rıza Çelikay ve Emre Enlük’e " Nitelikli Yağma Suçu"ndan 149/1 maddesinin A- B- C ve D bendinden 13 yıl hapis cezası ve ayrıca mala zarar vermeden de 1’er yıl hapis cezası verdi. Ramazan Karakaş ve Eyüp Emir Eper’e de aynı suçtan 13 yıl hapis cezası verirken, iki sanığa indirim uygulayarak 6 yıl 6 ay hapis cezasına çaptırıldı. Mahkeme heyeti ayrıca, öldürmeye teşebbüs suçundan ise 3 sanığa ayrı ayrı berat verdi.
İstanbul Sadettin Saran: "Şahsıma yönelik bir algı operasyonu yürütüldüğü görülmektedir" Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran, gündeme düşen konuşmalar ve paylaşımlarla ilgili, "Bazı görüntü ve paylaşımlar üzerinden şahsıma yönelik bir algı operasyonu yürütüldüğü görülmektedir. Söz konusu video ve içeriklerde yer alan kişinin ben olmadığım defalarca kanıtlanmış olmasına rağmen, bu materyallerin bugün yeniden servis edilmesi açık bir itibar suikastı niteliğindedir" açıklamasını yaptı. Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran, geçtiğimiz günlerde ifadeye çağrıldığı ’uyuşturucu operasyonu’na yönelik bugün de sosyal medyaya düşen WhatsApp konuşmaları üzerine açıklama yaptı. Saran, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, söz konusu video ve içeriklerde yer alan kişinin kendisi olmadığını dile getirdi. Saran, paylaşımında şu ifadeleri kullandı: "WhatsApp üzerinden maksatlı şekilde yeniden dolaşıma sokulan; yıllar öncesinden bu yana defalarca tekzip edilmiş, tarafımla hiçbir ilgisi bulunmadığı açık ve kesin biçimde ortaya konmuş bazı görüntü ve paylaşımlar üzerinden şahsıma yönelik bir algı operasyonu yürütüldüğü görülmektedir. Söz konusu video ve içeriklerde yer alan kişinin ben olmadığım defalarca kanıtlanmış olmasına rağmen, bu materyallerin bugün yeniden servis edilmesi açık bir itibar suikastı niteliğindedir. Avukatlarım, bu iftira niteliğindeki içerikleri yayan ve yayılmasına aracılık eden tüm kişi ve kuruluşlar hakkında suç duyurusunda bulunacaktır. Öte yandan, bugün bazı medya mecralarında yer alan ve tamamen özel hayata ilişkin olan yazı ve yorumlar da hukuka ve basın etiğine açıkça aykırı olup, kişilik haklarının ağır ihlali anlamına gelmektedir. Bu yayınlar hakkında da gerekli hukuki süreçler derhal başlatılacaktır. Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarım."