YEREL HABERLER - 27 Nisan 2012 Cuma 16:33

KÜLTÜR ADAMLARI GAÜN`DE BİR ARAYA GELDİ

A
A
A
KÜLTÜR ADAMLARI GAÜN`DE BİR ARAYA GELDİ

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Senato Toplantı Salonunda, Gaziantep`in yetiştirdiği kültür ve sanat adamları düzenlenen toplantıda bir araya geldi.
Birçok farklı ilden gelen Gaziantepli sanatçıların katıldığı toplantıya; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Gaziantep Valisi Erdal Ata, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, Gazikent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özdemir, GAÜN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Koruk, Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, (GAÜN) Genel Sekreteri Ercan Eroğlu katıldı.
Günümüzde artık değişim toplumu olduğumuzu belirten Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, toplumun değişim taleplerini görmek ve bunu yönetmek gerektiğini ifade etti. Şahin, değişimi yaşadıkça kültürün daha çok güçlendiğini söyledi. Kültürün kimlik, medeniyet mirası olduğuna dikkat çeken Şahin, "Amacımız güç birliği yapmak. Biz bu medeniyetin torunları olarak bize düşen çok önemli görevler var. 20`ye yakın medeniyete ev sahibi yapmış toprakların üzerinde oturuyoruz. UNESCO`ya iki tane önemli
projeyi geçirmiş bir şehrin yetiştirdiği çok önemli insanların beyinleriyle, kapasiteleriyle, bilgi ve tecrübeleriyle bugün bu masada bir aradayız" dedi.
Şahin, "Bugün kültürel güç askeri, ekonomik, politik, diplomatik güç kadar önemli bir güç özellikle son 10 yılda şehrimiz bu konuda bir sanayi şehri, bir yatırım şehrine paralel olarak bir kültür ve turizm şehri olma noktasında büyük bir hamle yaptı. Bu hamlenin içini dolduracak olan siz yetişmiş olan beyinlerimizle bunu zenginleştirmek, kurumsallaştırmak ve burada yarınlara, evlatlarımıza, torunlarımıza çok daha güçlü bir mirası bırakmak durumundayız. Ortak akıl toplantısında bir araya gelmeyi çok
önemsedik. Tarihçilerimizle, sanatçılarımızla bu alanda kendini yetiştiren hocalarımızla bir araya gelmek ve onların birikiminden istifade etmek bizim için çok önemli" diye konuştu.
Eğitim ile ilgili çalışmalar yaptıklarına dikkat çeken Gaziantep Valisi Erdal Ata, "Gaziantep`te eğitime yeteri kadar önem verilmiyor. Türkiye verilerine göre ilimizde okuma yazma bilmeyen kişi sayısı 93 bin. Okur - yazar kişi sayısı ise 411 bin. Yani ikisini topladığınız zaman 500 binin üzerinde bu kentte yaşayan insanlar okulla hiç tanışmamış. Böyle bir kentte kültürel değerlere yeteri kadar sahip çıkılması mümkün değil. Keşke 10 yıl önce yapılan çalışmalar bundan 40 sene önce yapılsaydı bugün belki
birçok eser ayakta kalırdı. Hedefimiz eğitimle ilgili sorunları çözmek. Gerek ilimizde gerekse ülkemizde eğitimle ilgili sorunları çözemezsek başka sorunları çözmemiz mümkün değil" şeklinde konuştu.
Gaziantep`in kültürüne dair fikir alışverişinde bulunmak amacıyla toplantının düzenlendiğini belirten Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, GAÜN tarihsel gelişimi hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Coşkun, "Toplumla bütünleşen, katma değer üreten, gerçekten ürün almaya yönelik, hayatın içinde, çok özgün örnekleriyle soluk alan bir üniversite ortaya çıkarmaya çalıştık. Hem sosyal bilimler, hem sağlık bilimleri hem de fen bilimleri alanlarında fakültelerimiz mevcut. Öğrenci sayımız 11 bin
667`den bugün 27 binlere çıktı. Özellikle bunun içinden yüksek lisans ve doktora programındaki 300 - 400`lü rakamların bugün 2 bin 500`lere çıktığını görüyoruz. Yabancı uyruklu öğrenci alımında bugün en fazla öğrenci alan üniversitelerden biriyiz. 800 civarında yabancı uyruklu öğrencimiz var" diye konuştu.
Medeniyetin olmazsa olmaz ayağı kültür ve sanat alanında somut projeler ortaya koymak gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Coşkun, fikirlerin bir havuz halinde toplanması gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Coşkun, Gaziantep`in kültür varlıklarına dair bir Gaziantep ansiklopedisi ortaya çıkarılabileceğini ifade etti.
"Kültür şehirlerin kurulduğu dört sütundan birisi değildir" diye konuşan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, "UNESCO dünya kültür mirası listesi açıklandı. Bu listede Gaziantep iki alan ile listeye girdi. Bunlardan biri Zeugma, diğeri ise Yesemek. Tabi ki bu hummalı bir çalışmanın ürünüydü. Herkes bu konuya çok büyük destek verdi. Bizim hedefimiz 2013 iken 2012 yılında biz listeye girdik. Bu Gaziantep`in kültür konusunda çağ atladığının bir göstergesidir. Artık lahmacun, kebap dışında da
kültürümüzle de ön plana çıkmaya başladık" ifadelerine yer verdi.
Sanat ve kültür insanlarının yaşarken onura edilmesi gerektiğini ifade eden Gaziantep Üniversitesi Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Mutaf, hangi mesleğe maddi ve manevi imkanlar sunulursa gençlerin o mesleğe ilgisinin daha fazla olduğunu belirtti.
Kültürel gücün olması için kültür endüstrilerine yatırım yapmak gerektiğine dikkat çeken Gazeteci Zeynep Göğüş, Gaziantep`i kültürel gücünün yüksek olması gerektiğini söyledi.
Büyük düşünmeyenlerin küçük kalacağını belirten Mehmet Hengirmen, Gaziantep Üniversitesi`nin kampusunu çok beğendiğini kampusun adeta bir şehir gibi olduğunu belirtti. Hengirmen, GAÜN`ün gerçekten `Parlayan Yıldız` olduğunu ifade etti.
Zeugma`nın Gaziantep için bulunmaz bir kültür mirası olduğuna dikkat çeken Abdulkadir Evişen, mozaiğin sadece Zeugma`da değil Gaziantep`in her yerinde olduğunu kaydetti.
Toplantıya; Ali Esat Göksel, Zeynep Göğüş, Mehmet Hengirmen, Bülent Ağcabay, Özay Erkılıç, Uğur Türkan Dai, İhsan Güvenç, Ülkü Tamer, İnal Aydınoğlu, Mustafa Süzer, Berrin Süzer, Mehmet Mutaf, Adil Dai, Kaya Öztaş, Melda Duygulu, Mehmet Yakar, Mustafa Uğur, Mehmet Ali Diyarbakırlıoğlu, Ufuk Ekinci, Fikret Turhal, Kamil Gereçci, Abdulkadir Evişen, Sıtkı Severoğlu gibi çok sayıda kültür ve sanat adamı da katıldı.
Toplantının sonrasında, Gaziantep Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Öğretim Görevlisi Muzaffer Uslu`nun şefliğinde GAÜN Atatürk Kültür Merkezinde "Itri" adlı konser gerçekleştirildi. Konser sonrasında GAÜN Seyirtepe Sosyal Tesisleri`nde yenen yemekle program sona erdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Üniversite öğrencileri hipodromda mini konser verdi Fırat Üniversitesi öğrencilerinin oluşturduğu müzik grubu, Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanlığı koşusu öncesinde hipodromda mini konser verdi. Türkiye Jokey Kulübü (TJK) Elazığ Hipodrom Müdürlüğü’nde Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi koşusu düzenlenecek. Koşu öncesinde üniversite öğrencilerinin oluşturduğu Vetakort Müzik Topluluğu mini konser verdi. Yüzlerce öğrencinin katılım sağladığı etkinlikte, yine fakülte öğrencilerinde oluşan topluluk müzik resitali gerçekleştirildi. Bu tür sosyal etkinliklerin öğrencilerin eğitimine büyük katkı sağladığını ifade eden Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kazım Şahin, “Jokey kulübü tarafından, bilindiği üzere Elazığ Valiliği, Elazığ Belediyesi, Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi adına koşular düzenleniyor. Bu koşular ilimizin, üniversitemizin, fakültemizin tanıtımında çok önemli rol alıyor. Bu anlamda tüm yetkililere teşekkür ederim. Bizler de fakülte olarak jokey kulübü ile çok iyi iş birliğine sahibiz. Kendi sahalarını her zaman öğrencilerimizin uygulamaları için açıyorlar. Bu anlamda ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Bu tür etkinliklerin öğrencilerin eğitimine çok katkısı var. Özellikle öğrencilerimizin sosyal etkinliklere çok ihtiyacı var. Bu vesileyle de eminim eğitimlerine çok önemli katkıları olur diye düşünüyorum” dedi. Etkinliğe ilişkin bilgi veren Elazığ Hipodrom Müdürü Muhammet Demirçelik, Türkiye Jokey Kulübünün kamu yararına faaliyet gösterdiğini söyleyerek özellikle bu tür etkinlikleri her yıl festival havasında düzenlemeyi planladıklarını kaydetti. Elazığ Hipodrom Müdürü Muhammet Demirçelik ise “ Bugün burada Veteriner Fakültesi Dekanlığı Kupası koşusu çerçevesindeki programdayız. Biz bu yıl bir etkinlik yapalım, istedik. Üniversite öğrencilerini oluşturduğu topluluk, bir müzik gösterisi yapacak. Görüldüğü üzere içeride binlerce insan var. Bu bizim için çok büyük bir mutluluk. Umarım festival haline gelir ve her yıl düzenli olarak bu işi yaparız” diye konuştu. Müzik topluluğunda gitarist olan Eren ve Veteriner Fakültesi öğrencilerinden Azra Demirci de yoğun takılımdan dolayı heyecanlı olduklarını belirterek emeği geçenlere teşekkür etti.
Manisa Görevi esnasında beyin kanamıs geçiren güvenlik görevlisi son yolculuğuna uğurlandı Manisa’nın Kula ilçesinde hastanede görev başında geçirdiği beyin kanaması sonucu hayatını kaybeden güvenlik görevlisi, gözyaşları arasında son yolculuğuna uğurlandı. Kula Devlet Hastanesi’nde güvenlik görevlisi olarak çalışan ve geçtiğimiz günlerde görevi başında geçirdiği beyin kanaması sonucu görev yaptığı kurumda ilk müdahalesi yapılan Ramazan Topal, sevk edildiği Salihli Devlet Hastanesi’nde önceki gece yaşam mücadelesini kaybetti. Topal için bugün görev yaptığı hastanede tören düzenlendi. Manisa İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Erol Karaca’nın da katıldığı törende genç yaşta hayata gözlerini yuman Ramazan Topal için helallik alındı. Tören esnasında genç güvenlik görevlisinin çalışma arkadaşları, Topal’ın tabutunun üzerine güller koyup gözyaşı döktü. Törene katılan Manisa İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Erol Karaca ve Kula Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Cansu Sarıgül, birer konuşma yaparak sağlık camiası ve Topal ailesine başsağlığı dileklerini iletti. Ramazan Topal’ın cenazesi, törenin ardından Süleyman Şah Camii’ne getirildi. Burada ikindi namazını müteakip kılınan cenaze namazında Topal’ın ailesi ve yakınları ayakta durmakta güçlük çekti. Cenaze namazını ise Topal’ın imam olan amcası Mahmut Topal kıldırdı. Genç güvenlikçi, okunan duaların ardından gözyaşları arasında Kula Asri Mezarlığı’na defnedildi.
Hatay Hataylı bal üreticisi “arılarım beni tanıyor” diyerek atletle arılarına bakım yapıyor Hatay’ın payas ilçesinde balcılık yapan Üzeyir Yarar (47), yarı çıplak bir vaziyette arı kovanlarını açarak, adeta arılara meydan okudu. Balcı Üzeyir Yarar, arılarının kendisini tanıdığını ve 100 yıllık arılar olduğunu ırkın hiç bozulmamış olduğunu belirtti. Payas İlçesi kayalık Caddesi’nde balcılık yapan, Üzeyir Yarar 47 yaşındaki balcı kendi arılarına olan güvenini farklı bir yöntemle sergiledi. Yaklaşık 15 peteği bulunan ve arıların, günün belirli saatlerinde insanları ısırmadığını iddia eden Yarar, bununla birlikte kendi arılarının da kendisine asla zarar vermeyeceğini ispatlamak için neredeyse yarı çıplak soyundu. ‘Arılarım beni tanıyor’ dedi, içerisinde binlerce arının olduğu peteği yarı çıplak şekilde açtı Arıcılığa Hobi olarak başlayan Üzeyir Yarar(47), “ bundan bir herhangi bir şeye para filan şu bu talep düşünmeden burada işte arı meragım var. Dedem de benim arıcıymış daha önce çocukluğumdan belli bir meragım olduğu için, o arı bir 10 seneden belli bu işi yapıyorum. Arılar bizleri tanıyor zarar vermediğimiz sürece, onlar da bir insan gibi yani hayvan bir insan gibi zarar vermediğiniz sürece benim de zarar vermeyeceğimi biliyorlar, kendilerini yaşatmak için ben ballarını bile almıyorum, kendilerine bırakıyorum aldığım, yani biz aslında insanoğlu hırsızlık, hayvanın kışlık yiyeceklerini biz çalıyoruz ben az bir şey mesela alıyorum bundan bir herhangi bir para şey beklemiyorum yani, bir amcamızla tanıştım, amcam 95 yaşındaydı Hatay’da, adam 95 babasından kalmış arı 95 seneden belli dedi oğlum bendeydi bu arı dedi. Ben bir kovan aldım dedi miydi amca bunun bir kovanını bana sat dedim ve oraya Aracı gitmesi imkansız, ırk bozulmamış tahminimce onları getirdim o ırkı aldım onu çoğalttım kendi çapımda bir şeyler yapmayı kendim ırkım gibi o işte 10 tahminimce de 100 yıldan belli o adam da 95 yani ırk hiç bozulmamış. Oynuyorum devamlı her zaman bakıyorum bakımını yapıyorum elbise giymiyorum yani, herhangi bir şeyde soktuğu zaman da herhangi bir şişkinlikle olmuyor bende arılar beni tanıyor isterseniz bakıyım açıp yani onlar oldu daha büyük arılar var isterseniz videoda bak şurada bunu da açarım, yani arılar beni tanıyor ya bunlar herhangi bir zarar vermez.” İfadelerine yer verdi.
Hatay Bakan Özhaseki: “Depremden bu zamana kadar 76 bin kadar konutu teslim ettik” Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, deprem sonrası 76 bin konutun teslim edildiğini belirterek, "Önümüzdeki aydan itibaren her ay 10 bin, 15 bin ve 20 bin civarında bitirebildiğimiz evlerin kuralarını çekip, onları da hak sahiplerine teslim edeceğiz. Bu yılsonunda 200 bini bulmuş olacağız" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, çeşitli temaslarda bulunmak üzere Hatay’a geldi. İlk olarak Antakya ilçesi EXPO yerleşkesinde bulunan Hatay Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret eden Bakan Özhaseki, şehrin farklı noktalarındaki şantiye alanlarını da ziyaret etti. Çalışmalar hakkında bilgi alan Bakan Özhaseki, ardından Mustafa Kemal Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Hatay İl Koordinasyon Toplantısı’na katıldı. Türkiye genelinde bin 240 şantiye alanının olduğunu belirten Bakan Özhaseki, bu zamana kadar yapımı tamamlanan 76 bin konutun da teslim edildiğini söyledi. “Depremden doğrudan ve dolaylı olarak 14 milyon insan etkilendi” Türkiye’nin 15 ay önce büyük bir felaketle karşı karşıya geldiğini hatırlatan Bakan Özhaseki, Hatay’da 9 saat arayla uzun süren iki tane şiddetli deprem olduğuna değinerek, “Bundan dolaylı veya doğrudan etkilenen insan sayısı 14 milyonu buldu. 18 tane şehrimizde de hasar var. Yapılan tespitlerde ara ara bu sayılar düşebilir ama ortalama 850 bin bağımsız birimin zarar gördüğünü biz de tescil etmiş olduk. Ülke olarak çok şükür büyük bir milletiz. Böyle bir milletin ferdi olmak ve üyesi olmak hepimiz için şereftir” dedi. “Türkiye genelinde bin 240 yerde şantiye alanımız var” Türkiye genelinde bin 240 yerde şantiye olduğunu ifade eden Bakan Özhaseki, AFAD’ın deprem bölgelerinde bildirmiş olduğu hak sahipliği sayısının 400 bin civarında konut ve 40 bin civarında da iş yeri olduğunu belirterek, “Mahkemelik durumlar nedeniyle arada sayılar değişiyor veya süreler uzatılıp yeni müracaatlar alınıyor. Bu sayının 500 bine doğru yaklaşacağını kabul ediyoruz. Biz bakanlık olarak 500 bin civarında konut ve iş yeri yapma planlamalarımızı sürdürüyoruz. Ülke genelinde şu anda bin 240 yerde şantiyemiz var. 110 bin kişilik bir çalışan ordusuyla bu işleri sürdürmeye gayret ediyoruz. Genel olarak bin 240 yerde şantiyemiz var. Hatay merkezde bugün arkadaşlarımız 68 yerde şantiyemizin olduğunu söylediler" diye konuştu. “Depremden bu zamana kadar 76 bin kadar konutu teslim ettik” Köylerde de hasar olduğunu dile getiren Bakan Özhaseki, “Bu köylerde önce normal inşaatlarımız devam ederken, deprem konusundaki uzman hocalarımızın tavsiyesiyle çelik evlere başladık. O çelik evlerimiz de çok hızlı bir şekilde devam ediyor. Şu ana kadar 76 bin kadar konut teslim ettik. Önümüzdeki aydan itibaren her ay 10 bin, 15 bin ve 20 bin civarında bitirebildiğimiz evlerin kuralarını çekip, onları da hak sahiplerine teslim edeceğiz. Bu yılsonunda 200 bini bulmuş olacağız. 400 bin civarında hak sahibinin 395 bin konut için bir ay içerisinde ihalesini yapacağız. Bunlara da en fazla bir yıl gibi bir süre veriyoruz. Ufak tefek aksamalar olabilir ama büyük ihtimalle gelecek sene ortası veya güz ayları gibi bütün konut ve iş yerleri için hak sahiplerinin tamamının haklarını inşallah bitirmiş ve teslim etmiş olacağız” ifadelerini kullandı.
İstanbul Eyüpsultan’da okul müdürünü silahla öldüren zanlı çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderildi Eyüpsultan’da okuldan atılmasından sorumlu tuttuğu okul müdürünü silahla vurup hayatını kaybetmesine neden olan Y.K. çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderildi.Eyüpsultan’da 7 Mayıs’ta meydana gelen olayda iddiaya göre yabancı uyruklu öğrenci Y.K. (17), okuduğu özel liseden atılmasından sorumlu tuttuğu ve aralarında geçen tartışma dolayısıyla husumet beslediği okul müdürü İbrahim Oktugan’ı odasında silahla vurarak ağır yaralamıştı. Hastaneye kaldırılan Oktugan hayatını kaybederken, olayın ardından yakalanan Y.K. gözaltına alınmıştı.TutuklandıEmniyetteki işlemleri tamamlanan suça sürüklenen çocuk Y.K., Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Burada Savcılığa ifade veren Y.K., daha sonra çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe ‘kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.Hayati vücut bölgesine hedef alarak 2 el ateş ettiği belirtildiOlaya ilişkin detaylar ise Savcılığın sevk yazısında ortaya çıktı. Sevk yazısında, öldürülen Oktugan ile suça sürüklenen çocuk Y.K. arasında okulda ilişiğin kesilmesi ve aralarında geçen tartışma dolayısıyla husumet beslediğinin anlaşıldığı, 2023 Aralık ayında gerçekleşen olay sonrasında suça sürüklenen çocuğun ulaştığı ruhi sükûnete rağmen fiilini planladığı şekilde icra ettiği, böylece Y.K.’nın eğitimci Oktugan’ı silahla hayati vücut bölgesine hedef alarak 2 el ateş ettiği ve hayatını kaybetmesine neden olduğu belirtildi."Bu olaydan dolayı yaşananları kendime yediremedim’’Öte yandan suça sürüklenen çocuk Y.K.’nın Savcılıkta verdiği ifadesi ortaya çıktı. Y.K.’nın ifadesinde, ‘’2023’ün ilk döneminin ortalarında başka bir okuldan bu özel liseye kayıt oldum. Burada çeşitli sebeplerde hakkımda disiplin cezaları yazıldı, ben imzalamak istemedim. Aralık ayında sınıfımdayken disiplin cezalarından dolayı annemin geldiğini öğrendim. Müdür İbrahim Oktugan’ın odasına gittim, annemle oturuyorlardı. Anneme Arapça bir şeyler söylemek istediğim sırada müdür, ‘’Burası Türkiye, benim okulumda kimse bu şekilde başka dil konuşamaz’ dedi. Aramızda sözlü bir tartışma yaşandı. Annemin üzerine yürümesi üzerine polisi de aradık, daha sonra okulu terk ettik ve olaydan sonra bir daha okula dönmedim. Bizden aldıkları parayı da geri vermediler. Bu olaydan dolayı yaşananları kendime yediremedim’’ dedi.‘’Sabah anneme börek alacağımı söyleyerek çıktım, okula gideceğimden kimsenin haberi yoktu’’Olaydan 1 gün önce aynı okulda okuyan birini gördüğünü ve Aralık ayında yaşadığı olayın aklına geldiğini söyleyen Y.K. ifadesinin devamında, ‘’Tekrar sinir oldum. Müdürün hala okulda olup olmadığını sordum. Hala orada çalıştığını söyleyince 4 Mayıs günü 10 bin lira karşılığında aldığım tabanca ile okula gitmeye karar verdim. Sabah anneme börek alacağımı söyleyerek çıktım, okula gideceğimden kimsenin haberi yoktu. Kapıya geldiğimde selam verdim, bir anda kapı açıldı. Kimseye bir şey söylemeden hızlı bir şekilde müdürün odasına geçtim. Masada oturuyordu, beni görünce ayağa kalktı. Amacım ayaklarından vurmaktı ama bir anda kolunu havaya kaldırınca bana vuracağını düşünerek koluna doğru ateş ettim. 2 mermim vardı, ikisi de karnına geldi. Bana saldıracağını düşünerek ateş ettim. Sonrasında hızlıca odadan çıkıp geldiğim kapıya yöneldim ve silahı yere doğru tutarak ‘peşimden gelmeyin’ dedim. Kapıya koşup kapıyı zorladım, açılmayınca birinden açmasını rica ettim. Bir çocuk da kapıyı açtı. Benim amacım öldürmek değildi, dövmekti. Eve geçtim ve börek götürdüm. Üzerimi değiştirdim. Bir süre sonra da silahı ve telefonumu Alibeyköy Barajı’na attım’’ ifadelerini kullandı.