POLİTİKA - 28 Nisan 2012 Cumartesi 13:21

HAS PARTİ GENEL BAŞKANI KURTULMUŞ:

A
A
A
HAS PARTİ GENEL BAŞKANI KURTULMUŞ:

HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, `28 Şubat soruşturmasının sadece Çevik Bir Paşa ya da birkaç paşa ile kısıtlı kalmaması`, siyasi ayağının de ortaya çıkarılması gerektiğini belirterek, "Üniversitelerde 17-18 yaşındaki kızlarımızı ikna odaları adı altında işkencehanelerden geçiren üniversite hocaları da bunun hesabını vermelidir" dedi. Kurtulmuş, yeni Anayasa için Türkiye`de gerekli iklimin mevcut olduğunu da ifade ederek, "Bu milletin iklimi müsaittir; iklimi bozuk olan
parlamentodur. Parlamento da milletin iklimine uymak zorundadır. Eğer parlamento yeni anayasa yapma konusunu savsaklar, yanlış yollara girerse, meşruiyetini kaybeder" diye konuştu.
Kurtulmuş, Nisan ayı İl Başkanları Toplantısı öncesinde bir basın toplantısı düzenleyerek, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. HAS Parti`nin fikirleriyle ve eylemleriyle Türkiye siyasetine yön veren, söylediği sözleriyle çığır açan bir parti olduğunu belirten Kurtulmuş, söyledikleri sözlerin bir süre sonra başka partiler tarafından da dile getirilmesinden memnuniyet duyduklarını kaydetti. Bunlardan birinin de 28 Şubat`la ilgili yaptıkları suç duyurusu ve başlatılan soruşturma olduğuna işaret
eden Kurtulmuş, "Biz bu başvuruyu yaparken biliyorduk ki, bir döneme ilişkin karanlık sayfaların açılması için bu başvuru vesile teşkil edecektik. Ancak 28 Şubat Türkiye`de üzerinde en çok konuşulan darbe dönemlerinden biri olmasına rağmen ne yazık ki üzerinde en çok hakikati ortaya çıkan bir darbe teşebbüsüdür de. Bu çerçevede biz meselenin sadece Çevik Bir Paşa ya da birkaç paşa ile kısıtlı kalmaması kanaatindeyiz" dedi.
"28 ŞUBAT`IN SİYASİ AYAОI DA ORTAYA ÇIKARTILMALI"
Kurtulmuş, 28 Şubat`ın çok derin, çok kapsamlı bir müdahale olduğunu ifade ederek, "28 Şubat`ta asker topunu, tüfeğini çıkarmıştır ama sonuçta 28 Şubat`ta özellikle siyasi sonuç parlamento içerisinde resmi generaller vasıtasıyla değil, sivil generaller vasıtasıyla alınmıştır. Yani hükümet ortağı olan DYP içerisinde 50`ye yakın milletvekili zorla, baskıyla, tehditle istifa ettirilip DTP`ye geçirtilmiştir. Böylece hükümet düşmüştür. Dolayısıyla 28 Şubat`ın askeri kanadı, fişlemeleri, askeri bürokrasinin
yaptığı icraatlar tabii ki bütünüyle gün yüzüne çıkacaktır. Ama bunun siyasi ayağının da mutlaka ortaya çıkartılması lazım" diye konuştu.
Ayrıca, 28 Şubat`ta `Topyekün Savaş` manşeti atan gazeteler, bunların genel yayın müdürleri, halka karşı bir takım operasyonların payandası olan basın mensuplarının da su yüzüne çıkarılması gerektiğini belirten Kurtulmuş, gelişmeleri arkadan ellerini ovuşturarak seyreden hem asker, hem medya hem de bürokrasiyi teşvik ederek 28 Şubat`ın esas müsebbiplerinden olan tekelci sermayenin de soruşturulması gerektiğini söyledi.
"SADECE ASKERİ AYAОIYLA UОRAŞMAK, 28 ŞUBAT RUHUNU BESLER"
"Üniversitelerde 17-18 yaşındaki kızlarımızı ikna odaları adı altında işkencehanelerden geçiren üniversite hocaları da bunun hesabını vermelidir" diyen Kurtulmuş, bu işin uluslararası boyutu, İsrail ve ABD ilişkilerinin de ortaya çıkartılması gerektiğini vurguladı. Kurtulmuş, "Bütün bunlar ortaya çıkmadan 28 Şubat`ın sadece bir tek ayağıyla uğraşmak, 28 Şubat`ın ruhunu beslemektir; benzer teşebbüste bulunacak kişilerin iştahını artırmaktır" dedi.
Kurtulmuş, 28 Şubat`ta bürokraside insanların anasından emdiği sütü burnundan getirenlerin, üniversite öğrencilerini büyük baskı altına tutanların, köşe başındaki kebapçıyı bile irticacı diye fişleyenlerin, televizyon ve gazeteler üzerinden İslam`a karşı bir irtica kampanyası adı altına psikolojik harekat yürütenlerin, tanklarını, tüfeklerini sokaklara çıkarıp insanları korkutanların da hesap vermesi gerektiğini vurguladı. Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bizim derdimiz Ahmet Paşa, Mehmet Paşa, falanca üniversite hocası, falanca yöneticisi, falanca işadamı değildir. Filanca sözde STK yöneticileri değildir. Bizim derdimiz Türkiye`dir, Türkiye`nin geleceğidir. Bir millet ikide bir dönüp gerisine doğru bakamaz. 27 Mayıs`ta ne olmuştu, 12 Eylül`de ne olmuştu, 28 Şubat`ta ne olmuştu, 27 Nisan`da ne olmuştu diye bu milletin çocukları ikide bir gerisine dönüp bakamaz. Biz Türkiye`nin gerisinin sağlam olmasını, arkamıza rahat bir şekilde yaslanmamızı ve önümüzü
Türkiye`nin 2050`sine, 2100`üne, 2150`sine çevirmemizi istiyoruz. Onun için Türkiye`nin geçmişinde ne varsa ortaya çıkmalıdır. Bu Türkiye`nin hayrına, milletin geleceğine en önemli adımdır."
"HAS PARTİ SAYESİNDE"
Faili meçhullerin de gerçek sorumlularının bulunması gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, "Bunların üstünde kara örtüler vardır. Hiçbiri gün yüzüne çıkartılmamıştır. 28 Şubat bu anlamda önemli bir adım olsun" dedi.
Meclis`te kurulan Darbeleri Araştırma Komisyonu`na büyük sorumluluk düştüğünü belirten Kurtulmuş, "28 Şubat`la ilgili bu memlekette ne varsa herkesi dinleyerek, mağdurları dinleyerek inşallah bunları ortaya çıkarmanın adımlarını atacaklardır" dedi.
Eğer HAS Parti`nin bu gayreti olmasaydı hala 28 Şubat`la ilgili sadece bir takım sözleri duyuyor ve söylüyor olacaklarını belirten Kurtulmuş, "Sizlerin kararlığı sayesinde bu başvuru yapılmıştır ve bunun da sonuçları da ineDYP içerisinde 50`ye yakın milletvekili zorla, baskıyla, tehditleşallah alınmaya başlamıştır" diye konuştu.
"27 NİSAN BAŞARILI OLSAYDI, BALYOZ MİLLETİ EZECEKTİ"
27 Nisan e-bildirisinin dünkü yıldönümüne de işaret eden HAS Parti Genel Başkanı Kurtulmuş, bu müdahalenin Türkiye`de o dönemde yapılacak cumhurbaşkanı seçimini etkilemek için yapıldığını söyledi. `27 Nisan muhtıra mıdır değil midir?` tartışmaları yaşandığını da belirten Kurtulmuş, "Hakka iktidar kanadı da seçim döneminde `27 Nisan muhtıra değildir` demek durumunda kaldı. Biz de ısrarla diyoruz ki, 27 Nisan da en az 28 Şubat kadar muhtıra özelliğini taşıyor, 28 Şubat kadar kuvvetli bir etki
niteliğindedir. Ancak 28 Şubat ile 27 Nisan arasında siyasetin ve uluslararası dengelerin şartları değiştiği için 27 Nisan fiili müdahaleye dönüştürülememiştir" şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, 27 Nisan`la birlikte Balyoz, Ergenekon gibi meselelerin iç ve dış konjonktür uygun olmadığı ve hükümetin sayısal gücü çok olduğu için bu ihtilal teşebbüslerinin de başarılı olamadığını söyledi. Kurtulmuş, "Zaten başarılı olsaydı 2007`de Balyoz bu milletin beynine inecek, ensesine inecek ve milleti ezecekti. Bir daha Balyoz olmaması, bir daha Ergenekon olmaması, söylediğimiz bütün bu karanlık noktaların aydınlatılması için 27 Nisan`ın da üzerine gidilmelidir" dedi.
"İYİ HALT ETTİN"
27 Nisan`ın muhtıra olmadığına ilişkin yaklaşımları asla doğru bulmadığını belirten kurtulmuş, "27 Nisan`ın adam kendisi kalktı kendisi söyledi; `Ben hazırladım` dedi. İyi halt ettin. Hazırladın, Türkiye siyasetine doğrudan doğruya müdahale ettin ve Türkiye`nin demokrasisine bir kara sayfa olarak düştün" dedi.
HAS Parti`nin ısrarlı takipleri olmasaydı yakın zamana kadar 27 Nisan muhtırasının Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinde durduğunu belirten Kurtulmuş, "Şimdi hükümete ve parlamentoya sesleniyorum. E-muhtıradır, postmodern darbedir gibi laflar işi sulandırmak için söylenmiş laflar. Minareyi çalan kılıfını hazırlar. Bunlar işin kılıfı. E-muhtıra falan değil; gücü yetse hükümeti düşürecek, cumhurbaşkanı seçtirmeyecek bir teşebbüstü" ifadelerini kullandı.
"Siyaset `27 Nisan muhtıra değil` derse kendi önünü kapatır" diyen Kurtulmuş, bunun için bu muhtıranın da üzerine gidilmesi gerektiğini söyledi. Kurtulmuş, "Biz sadece geçmişle uğraşacak değiliz. Türkiye`nin bütün bu karanlık noktalarının aydınlanması, geçmişin temizlenmesi bakımından önemlidir. Ama esas siyasetin üzerindeki sorumluluk, bir daha iç kimsenin aklından bir elektronik muhtıra yazmayı geçiremeyeceği, kimsenin andıç yazmayı aklının ucundan geçiremeyeceği, kimsenin kendisini bir ihtilal lideri
görmeyeceği yeni bir Türkiye`yi inşa etmektir. Bunun için de HAS Parti`nin oraya koyduğu performansa, programa ihtiyaç var" dedi.
"YENİ ANAYASADA MUTABAKAT OLMAZSA HALKA GİDİN"
Yeni bir anayasanın zorunlu olduğunu belirten Kurtulmuş, zaman zaman başta Meclis Başkanı olmak üzere `Türkiye`de Anayasa yapma iklimi yok` şeklinde mazeret cümleleri geldiğini söyledi. Kurtulmuş, "Ben de diyorum ki, Türkiye`de Anayasa yapma iklimi vardır, müsaittir, bu milletin iklimi müsaittir; iklimi bozuk olan parlamentodur, parlamento da milletin iklimine uymak zorundadır" dedi.
Tanzimat`tan bu yana ilk defa milletin kendi anayasasını yapma imkanı bulduğunu belirten Kurtulmuş, bu iklimin kaçırılmaması gerektiğini vurguladı. Kurtulmuş, "Hükümet en baştan `bütün partilerle mutabakat sağlayacağız` diyerek kendi elini bağladı. Her partiyle mutabakat sağlamayabilirsiniz. Ancak bu milletin hayrına olan hangi anayasa değişikliğini yaparsanız bu millete dönün, mutabakatı milletle sağlayın, millet bu mutabakatla çok büyük oranda yeni anayasayı destekleşecektir" diye konuştu.
"ÇEVİK PAŞA YAVUZ HIRSIZMIŞ"
Bürokratik oligarşi anayasal bir güç olmaktan çıkartılmadığı sürece bir ihtilal olmasa bile yarın siyasi şartlar değiştiğinde Türkiye`de her zaman için darbe yapmanın hukuki alt yapısının mevcut olacağını belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Sekiz ay evvel demişiz ki; `Bir gün Kenan Paşa`yı mahkemenin karşısına çıkarmak mümkün olursa, Kenan Paşa gelecek `valla ben yasa dışı bir şey yapmadım ki, yasaların bana verdiği, İç Hizmet Yasası`nın 35. maddesine göre cumhuriyeti korudum ve kolladım. Hatta biz benim yaptığım Anayasa`ya göre memleketi 30 yıldır idare ediyorsunuz. Beni nasıl yargılayacaksınız` diye ifade verecek dedik. Adam geldi bunu söyledi. Ama şunu da söyleyeyim; Çevik Bir Paşa`nın bu kadar yavuz hırsız olacağı da aklımın ucundan
geçmezdi. Adam aynen şunu söylüyor; `Rahmetli Erbakan bana emir verdi, ben de kendisini yıkmak için bir takım operasyonlar yaptım` dedi. Gülüyoruz ama arkasında da bir hakikat var. 12 Eylül Anayasası 30 senedir bu memlekette devam ediyor. Bu Anayasa`da ne var? Bir sandık var, bu millet sandığa gidecek. Ama bu millete güven olmaz, bu millet davulcuya zurnacıya kaçar. Onun için bu sandığın önüne bir takım süzgeçler koymuşlar. MGK`yı, YAŞ`ı, HSYK`yı, Anayasa Mahkemesi`ni, YÖK`ü, Cumhurbaşkanlığı vesaire,
bunların hepsini koşmuşlar. Ola ki millet istemediğimiz bir şey derse, onu düzeltmek için bu kurumları devletin hakimi haline getirmişler."
Kurtulmuş, 1982 Anayasası`nı getirenler kadar 30 senedir değiştirmeyenlerin de hatası olduğunu belirterek, "Kusura bakmayın bu sistemi değiştirmeyen siyasetçilerin de bu süreçte payı vardır. Onun için HAS Parti olarak derdimiz; Ahmetleri alarak yerine bizim Mehmetleri koymak değildir. HSYK`da, YÖK`te, Anayasa Mahkemesi`nde Ahmetleri alalım, bizim Mehmetleri getirelim; buna sistem değişikliği demezler, buna kadro değişikliği derler. HAS Parti sistem değişikliği teklif eden bir partidir. Herkes de bizim
söylediğimiz noktaya yavaş yavaş gelmektedir. İnşallah bizim söylediğimiz yeni siyaset yeni Türkiye için yeni anayasa, inşallah yapılacaktır. Eğer parlamento yeni anayasa yapma konusunu savsaklar, bu konuda yanlış yollara girerse halkın nezdinde parlamentonun siyasal meşruiyeti kalmaz; parlamento meşruiyetini kaybeder" dedi.
"EKONOMİ ÇÖKÜŞÜN AREFESİNDE"
Türkiye ekonomisine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, "Türkiye ekonomisi çözüşün arefesindedir. Çözüm üretim, ihracat ve istihdamdır. Türkiye üretmiyor, tüketiyor. Türkiye yatırımını geliştirmiyor, borç para alıyor" dedi.
Eğitim konusuna da değinen Kurtulmuş, YGS`de 50 bin öğrencinin sıfır aldığını belirterek, "Daha vahim olanı 1 milyon 837 bin 344 kişinin her bölüme verdiği soruların ortalaması 3. Yani T ürkiye`deki öğrencilerimiz kendisine sorulan 10 sorundan birini bilebiliyor" diye konuştu.
4+4+4 eğitim sistemini olumlu bulduklarını belirten Kurtulmuş, "Ancak eğitim sisteminin bu hali değişmeden siz hangi sistemi getirirseniz getirin çocuklarımızı diplomalı cahiller olmaktan öteye götürmezsiniz. Esas mesele eğitimin niteliğini artırmaktır" dedi.
Kurtulmuş, parti olarak 1 Mayıs toplantılarına katılacaklarını da belirterek, "İnsanı esas alan bir ekonomi programı ve siyaset anlayışına sahibiz. Herkesin en ortak değeri emektir. O yüzden emek en kutsal değerdir. Son 30 yıldır emek taşeronlaştırılıyor. Sermaye tarafından emek daha fazla sömürülüyor. 1 Mayıs her zamankinden önemli bir dönemdir. Emeğin kutsallığının farkına vararak, emeğin değerlendirilmesi için insanlar sözlerini dile getirecektir. Biz de İstanbul, İzmir ve Ankara`daki toplantılara
katılacağız" şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı Patnos’ta trafik ışıkları yeniden faaliyete geçti Patnos ilçe merkezinde birkaç gündür devre dışı olan trafik ışıklarının yeniden faaliyete geçmesiyle birlikte hem sürücüler hem de yayalar rahat bir nefes aldı. Özellikle yoğun araç ve yaya trafiğinin yaşandığı kavşaklarda ışıkların çalışmaması zaman zaman aksamalara ve tehlikeli anlara neden olurken, sorunun çözümü için İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube ekipleri yoğun bir çalışma yürüttü. Patnos İlçe Emniyet Müdürü’nün koordinesinde Trafik Şube Birimi tarafından başlatılan çalışmalar kapsamında, arızanın kaynağı kısa sürede tespit edildi. Trafik güvenliğini önceleyen ekipler, gerekli teknik incelemeleri yaparak sorunun giderilmesi için Karayolları ekipleriyle koordinasyon sağladı. Karayolları yetkililerinin de destek verdiği çalışmalar kapsamında trafik ışıklarının altyapısı kontrol edildi, gerekli bakım ve onarımlar titizlikle gerçekleştirildi. Yapılan teknik müdahalelerin ardından trafik sinyalizasyon sistemi yeniden devreye alınarak sağlıklı şekilde çalışır hale getirildi. Yetkililer, trafik ışıklarının yeniden faaliyete geçmesiyle birlikte ilçe merkezinde trafik akışının normale döndüğünü, olası kazaların önüne geçildiğini belirtti. Vatandaşlardan gelen geri bildirimlerin dikkate alındığını ifade eden Trafik Şube yetkilileri, benzer durumlarda hızlı müdahale için ekiplerin 7/24 görev başında olduğunu vurguladı. Sürücü ve yayaların trafik kurallarına uyması çağrısında bulunan yetkililer, yapılan çalışmaların temel amacının can ve mal güvenliğini sağlamak olduğunu ifade etti. Patnos İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube ile Karayolları ekiplerinin iş birliği içerisinde yürüttüğü bu çalışma, ilçe genelinde memnuniyetle karşılandı.
Ağrı Denetimli serbestliğin toplumdaki rolü Patnos’ta ele alındı Patnos Cumhuriyet Başsavcılığı ile Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Patnos Meslek Yüksekokulu arasında yapılan iş birliği protokolü kapsamında, Türk Denetimli Serbestlik Sisteminin 20. yılı dolayısıyla kapsamlı bir konferans programı düzenlendi. "Denetimli Serbestliğin Toplumdaki Rolü ve Önemi" konulu konferans, 22 Aralık 2025 tarihinde Patnos Meslek Yüksekokulu Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Programa yargı mensupları, akademisyenler, emniyet personeli, kamu kurum temsilcileri ve öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Programın açılış konuşmasını Patnos Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Emin Çıplak yaptı. Çıplak konuşmasında, denetimli serbestlik sisteminin sadece bir denetim mekanizması olmadığını, aynı zamanda bireyin topluma kazandırılmasını amaçlayan önemli bir sosyal adalet uygulaması olduğunu vurguladı. İş birliği protokollerinin bu anlayışın sahaya yansıması açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Konferans kapsamında Cumhuriyet Savcısı Emin Burak Sürezli, Türk Ceza Hukukunun temel amacı hakkında katılımcılara bilgi verdi. Patnos Denetimli Serbestlik Müdürü Volkan Fırat Çoban, denetimli serbestlik sisteminin yapısı, işleyişi ve uygulamada yürütülen çalışmalar hakkında kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi. Programda ayrıca Psikiyatrist İrem Hacısalihoğlu Aydın bağımlılık ve ruh sağlığı konularını ele alırken, Polis Memuru Mesut Bekir Nevik "Narko Gençlik" başlığı altında özellikle gençlerin korunmasına yönelik yürütülen mücadele ve farkındalık çalışmalarını anlattı. Sosyal Hizmet Uzmanı Zafer Can ise denetimli serbestlik sürecinde eğitim, iyileştirme faaliyetleri ve gönüllülük çalışmalarının bireyin yeniden topluma kazandırılmasındaki rolüne dikkat çekti. Bilgi ve deneyim paylaşımlarının yapıldığı konferans, katılımcıların sorularının yanıtlanmasının ardından sona erdi. Programın, denetimli serbestlik sistemine yönelik toplumsal farkındalığın artırılmasına önemli katkı sunduğu ifade edildi.
Sakarya Akyazı’da 5 mahallenin altyapısı baştan sona yenilendi SASKİ, Akyazı’da 5 mahalleyi içine alan altyapı projesini planlanan tarihten önce tamamladı. Toplam 9 bin metrelik hattın yenilendiği projeyle, bölge kesintisiz içme suyu ve güvenli atık su ağı ile buluştu. Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ), ‘Sağlam altyapı, güvenli gelecek’ vizyonu doğrultusunda Akyazı’nın kronikleşen altyapı sorunlarına neşter vurdu. 6 farklı noktada eş zamanlı yürütülen çalışmalar çerçevesinde proje kısa sürede tamamlandı. Bölgeye 5 bin metresi içme suyu, 4 bin metresi ise kanalizasyon olmak üzere toplam 9 bin metrelik güçlü bir altyapı hattı kazandırıldı. Projenin içme suyu kısmında Altındere Osmanağa, Altındere Cumhuriyet, Altındere Gündoğan, Yağcılar ve Gazi Süleyman Paşa mahallelerindeki ekonomik ömrünü tamamlamış hatlar yenilendi. 5 bin metrelik yeni isale hattı ve yenilenen abone bağlantıları sayesinde, bölgede yaşanan basınç düşüklüğü ve su kesintileri tarihe karıştı. Ayrıca kayıp-kaçak oranının minimize edilmesiyle mevcut su kaynaklarının korunması sağlandı. Çevresel sürdürülebilirliği ön planda olduğu projede, Altındere Cumhuriyet, Altındere Gündoğan ve Altındere Osmanağa mahallelerine 4 bin metrelik yeni kanalizasyon hattı inşa edildi. Bu sayede atık suların doğrudan doğaya karışma riski ortadan kaldırıldı. Güçlü hatlarla toplanan atık sular, güvenli bir şekilde arıtma tesislerine iletilerek bölgenin ekolojik dengesi güvence altına alındı.