YEREL HABERLER - 01 Mayıs 2012 Salı 17:05

ZONGULDAK`TA 1 MAYIS COŞKUSU

A
A
A
ZONGULDAK`TA 1 MAYIS COŞKUSU

Zonguldak`ta 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamaları coşkulu geçti.
İstasyon Caddesi`nden yürüyüşe başlayan katılımcılar arasında CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şube Başkanı Erdoğan Kaymakçı ve sivil toplum örgütleri temsilcileri katıldı.
Madenci Anıtı önüne kurulan standa yürüyen katılımcılar ellerindeki bayraklarla 1 Mayıs Marşı`nı söyledi. Hayatını kaybeden madenciler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. KESK Zonguldak Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mehmet Dalgıç, konuşma yaptı.
GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş ise ``Tam 164 yıldır Fransa`yı, Almanya`yı, İngiltere`yi, İtalya`yı, Osmanlı İmparatorluğu`nu ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin dört bir yanını ısıtan, dünya ve ülke sanayisine katkı veren madenci atalarımızın emeğine sahip çıktınız. Yüreğinizin sıcaklığı ve gözlerinizdeki ışıltıyla bir kez daha dünyanın ve ülkemizi yönetenlerin dikkatini Zonguldak`a çekiyorsunuz. Bu ateşi yakan 5 bin maden şehidimizi ve izninizle, bir maden şehidi olan sevgili babamı saygı, sevgi ve şükranla anıyorum, hepsine Yüce Allah`tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun. Başta 1 Mayıs 1977 tarihinde Taksim`de yaşanan katliamda hayatını kaybeden arkadaşlarımız olmak üzere, 1 Mayıs`a anlamını veren ve 122 yıldır anılan, 1886 yılında Şikago`da katledilen işçi kardeşlerimizi ve idam edilen işçi önderlerini ve tüm demokrasi şehitlerini sevgi, saygı ve rahmetle anıyoruz. Bugün sadece bizler değil, dünyadaki ve ülkemizdeki tüm işçiler ve emekçiler meydanlarda.
Hep beraber, işçilerin ve emekçilerin, Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs İşçi Bayramını kutluyoruz. Bu yıl ki 1 Mayıs İşçi Bayramı, tüm dünyada çok daha etkili kutlanıyor. Çünkü tüm dünyada, uluslararası sermayenin, işçilere ve emekçilere müthiş bir saldırısı var. Uluslararası sermaye, 1990 yılından bugüne uygulanan küresel ekonomik politikalarla, kendi hukukunu ve gittikleri ülkelerde, her alanda kendi işbirlikçilerini yaratarak tüm dünyayı kuşattı. Bugün, uluslararası sermayenin işini kolaylaştırmak üzere; sanki tek bir dünya parlamentosunda alınıyormuşçasına, ayrı ülkelerde, aynı kararlar alınıyor. 200 yıllık kazanımlarımıza göz koyuyor, bizi modern köleler haline getirmek istiyorlar. Yeniden vahşi kapitalizme dönmek istiyorlar. Sermayeleri ve kendi hukukları ile işgal edemezlerse, doğrudan işgal etmenin senaryolarını yazıyorlar ve oynuyorlar. Bazen demokrasi getireceğiz diyorlar, bazen nükleer tehdit var diyorlar. Dünya enerji kaynaklarını bir bir ele geçiriyorlar. Uluslararası sermaye öylesine azdı ki, Avrupa ülkeleri dahil tüm dünyada, sosyal devleti ve işçilerin, emekçilerin kazanımlarını ortadan kaldırmak istiyorlar. Kıdem Tazminatını tartışma konusu yapıyorlar, yeni işbaşı yapacak arkadaşlarımızın kıdem tazminatı almasını zorlaştırıyorlar. Biz, Türk-İş`in Genel Kurul kararını hatırlatıyoruz; Kıdem tazminatı, bizim için bir genel grev sebebidir. Bölgesel asgari ücret diye, farklı asgari ücret uygulaması getirmek istiyorlar. Taşeron uygulamasını destekleyecek ve daha da yaygınlaştıracak düzenlemeler yapmak istiyorlar. Ulusal İstihdam Stratejisi adı altında bir düzenleme yaparak, sosyal barışı darmadağın edecek, işyerlerinde çalışma barışını bozacak adımlar atmak istiyorlar. Eşit işe eşit ücret uygulamasını, hukuken ortadan kaldırmak istiyorlar. Serbest çalışma, esnek çalışma diyerek; ay, hafta gün gibi çalışma sürelerini, hatta saatlik çalışma sürelerini parçalamak istiyorlar. İstihdam Büroları açmak; işsizleri toplamak ve işçileri köle ticareti yapar gibi işverenlere kiralamak istiyorlar. Yani işçi arkadaşlarımızı, aynı günde, sabah 2 saat bir işyerinde, öğleden sonra başka bir işyerinde çalışmak üzere işverene kiralayabilmenin planlarını yapıyorlar. Sendikaları ve toplu sözleşme düzenini ortadan kaldırmak istiyorlar. Bu uygulamalar; sadece bizde değil, Almanya`dan, Hindistan`a dünyanın dört bir yanında dayatılıyor. Bugün tüm dünyada, uluslararası sermayenin küresel saldırısına karşı, küresel bir dik duruş gösteriyoruz. Biz de buradan, Zonguldak`tan, Madenci Anıtı`ndan Hükümeti uyarıyoruz. Sermayenin isteklerine değil, bizim, işçilerin, emekçilerin sesine kulak vermesini istiyoruz.``
Konuşmaların ardından katılımcılar, davul zurna eşliğinde 1 Mayısı kutladı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul trafiğine nefes olacak Sazlıdere Köprüsü kuleleri tamamlanıyor Kuzey Marmara Otoyolu Başakşehir-Nakkaş kesimi ve Kanal İstanbul projesinin ilk köprüsü olarak belirtilen Sazlıdere Köprüsü’nün çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. Köprünün kulelerinin inşaatı sona yaklaşırken çalışmalardaki son durum havadan görüntülendi. Kanal İstanbul projesindeki 6 köprüden ilki olan Sazlıdere Köprüsü’nün ayakları 170 metreyi aştı. Başakşehir, Kayaşehir ve Bahçeşehir arasındaki ulaşımı sağlayacak Sazlıdere Köprüsü’nü ve Kuzey Marmara Otoyolu Başakşehir - Nakkaş kesimi, viyadükleri ile birlikte inşaatı hızla devam ediyor. Yol çevresinde Hafriyat kamyonları ve kepçeler yolun geçeceği bölgede aralıksız çalışmalarını sürdürüyor. Köprünün her iki ayağındaki 170 metre yükseklikte işçilerin hummalı çalışması havadan çekilen görüntüleri yansıdı. Köprü ile birlikte otoyol projesinde çevredeki konutlar da yükseliyor. Köprünün ayaklarından en üst kısmında inşaat çalışmalarında Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Karayolları Genel Müdürlüğü’nün logoları bulunuyor. Köprünün ve bağlantı yollarının yapımı ile birlikte İstanbul’un trafik sorununu rahatlatması bekleniyor. Ana açıklığı 440 metre uzunluğundaki köprünün, sağ ve solda yer alan 210 metrelik yan açıklıklarıyla birlikte uzunluğu 860 metreye ulaşırken, yaklaşım viyadükleri ile toplam uzunluğu bin 618 metre olacak. Eğik askı halat miktarı 136 ve ankraj miktarı 272 adet olarak hesaplanan köprü, trafiğe 2x4 şeritli olacak. Köprünün platform genişliği 46 metre diamond geometrisi tasarımı dikkat çeken köprü kuleleri, 196 metre yüksekliğe çıkacak. Sazlıdere Köprüsü İstanbul Boğazı’nda bulunan Fatih Sultan Mehmet ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden daha tamamlandığında daha yüksek olacak. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden sonra İstanbul’un en yüksek ikinci köprüsü unvanını alacak. "Kırsal bir bölge iken şuanda cazibe merkezi haline geldi" 2008 yılından itibaren Arnavutköy’de emlak danışmanlığı yapan Serkan Temur, "Arnavutköy havalimanı yapılmadan önce kırsalda kalan bir ilçemizdi. Yapılan havalimanı ile birlikte yeni projelerle bölge bir rağbet gördü adeta bir cazibe merkezi haline geldi. İstanbul’un artan trafik yoğunluğunu almak için Arnavutköy avantajlı bir ilçemizdir. Şuanda İstanbul’un trafiğini rahatlatma ve şehrin içerisinde deprem sorununu yeni yapılarla ilçemiz azaltmak için yeni bir şehir haline geliyor. Burası yeni şehir proje alanı içerisinde kalan bir bölge aynı zamanda kuzey Marmara bağlantı yolları ile viyadüklerin ve köprülerin yapıldığı bir yerdir. Yapılan en önemli köprülerden bir tanesi Sazlıdere köprüsüdür. Kanal İstanbul, havalimanı, köprüler veya viyadükler farklı bir proje değil aslında. 2011 yılında hayata geçirilen birbirine entegre projelerdir bunlar. Bunların hepsi bir bütün bunlarda bir bütünün parçaları olarak yavaş yavaş hayata geçiriliyor. Arnavutköy kırsal bir bölge iken şuanda cazibe merkezi haline geldi" dedi.
Bursa Mide kanamalarından erken gastroskopiye dikkat Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Sami Evirgen, toplumda yaygın görülen mide kanamalarında erken tanı ve tedavinin vazgeçilmez aracı olan gastroskopiye dikkat çekti. Üst gastrointestinal sistemde meydana gelen kanamaların hızlı müdahale gerektirdiğini vurgulayan Hayat Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Sami Evirgen, gastroskopinin hem tanı hem de tedavi açısından kritik bir rol üstlendiğini belirtti. Mide kanamalarının çoğu zaman ülser, gastrit, mide tümörleri veya yemek borusu damar genişlemeleri gibi ciddi hastalıkların ilk habercisi olabileceğini ifade eden Uzm. Dr. Evirgen, "Gastroskopi, kanamanın kaynağını doğrudan görmemizi sağlayan, hızlı, güvenilir ve aynı anda tedaviye imkân tanıyan bir yöntemdir. Erken yapılması hem hastanın hayatını kurtarabilir hem de daha ileri müdahalelere duyulan ihtiyacı azaltır" dedi. Mide kanaması yaşayan hastalarda kusma, siyah renkli dışkılama, tansiyon düşüklüğü ve çarpıntı gibi belirtilerin ortaya çıkabileceğini hatırlatan Uzm. Dr. Evirgen, bu durumda beklemenin büyük risk oluşturduğunu vurguladı. Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Sami Evirgen, gastroskopinin yalnızca tanı koymakla kalmayıp aynı zamanda tedavi edici özellik taşıdığını belirterek, işlem sırasında kanayan damarın kapatılabildiğini, ülserlerin tedavi edilebildiğini ve kritik bölgelerin kontrol altına alınabildiğini aktardı. Güncel gastroskopi cihazları sayesinde işlemin oldukça güvenli hale geldiğini söyleyen Dr. Sami Evirgen, hastaların genelinin kısa süreli sedasyonla konforlu bir süreç geçirdiğini ifade ederken, "Mide kanamasının kendi kendine geçmesini beklemek çok tehlikeli bir yanılgıdır. Gastroskopi, hastalığın ciddiyetini net biçimde ortaya koyarak en doğru tedavi planının yapılmasını sağlar" şeklinde konuştu. Mide kanamalarının bazen sinsi ilerleyebildiğini ve erken belirtilerin kolaylıkla göz ardı edilebildiğini belirten Uzm. Dr. Evirgen, özellikle uzun süreli ağrı kesici kullananların, mide hastalığı öyküsü bulunanların ve ileri yaş grubundaki bireylerin daha yüksek risk altında olduğuna dikkat çekti. Toplumda mide kanamaları ile ilgili farkındalığın arttırılması gerektiğini belirten Dr. Evirgen, "Mide kanaması şüphesi taşıyan herkes, vakit kaybetmeden gastroskopi yapılabilecek bir sağlık merkezine başvurmalıdır. Erken teşhis hayat kurtarır" diyerek tamamladı.
Kırıkkale Alev alev yanan kimya fabrikasının son hali havadan görüntülendi Kırıkkale’nin Yahşihan ilçesinde madeni yağ üretimi yapan fabrikanın, yangın sonrası enkaza dönen son hali havadan görüntülendi. Çok sayıda itfaiye ekibi fabrikada soğutma çalışması yaptı. Yahşihan ilçesindeki Organize Sanayi Bölgesi’nde madeni yağ üretimi yapan Bahadır Kimya Fabrikası’nda dün öğle saatlerinde başlayan yangın, itfaiye ekiplerinin yaklaşık 10 saatlik yoğun müdahalesi sonucu kontrol altına alındı. Olay sırasında fabrikada bulunan 70 işçi, herhangi bir yaralanma olmadan tahliye edildi. AFAD koordinasyonunda yürütülen müdahalede, Kırıkkale Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ile çevre illerden gelen takviye ekiplerinin de aralarında bulunduğu toplam 262 personel ve 52 araç görev yaptı. Kırıkkale Belediyesi ve İl Özel İdare ekipleri de enkaz oluşan alanlarda destek sağladı. Vali Mehmet Makas, gece boyunca süren söndürme ve soğutma çalışmalarını olay yerinde takip etti. Belediye Başkanı Ahmet Önal da yangın bölgesine gelerek Fen İşleri Müdürlüğü ve İtfaiye Müdürlüğü ekiplerinden çalışmalar hakkında bilgi aldı. Bölgede güvenliği sağlamak amacıyla çok sayıda emniyet ve jandarma ekibi görevlendirildi. Ekipler, trafik akışını kontrol altında tutarken vatandaşların tehlikeli bölgelere yaklaşmasına izin vermedi. Yangında ciddi hasar alan ve büyük bölümü enkaza dönen fabrikanın gün ağarınca havadan çekilen görüntülerinde, üretim tesislerinin tamamen kullanılamaz hale geldiği görüldü. Çatının büyük bir kısmının çöktüğü, depo ve üretim alanlarının tamamen yandığı görüldü. Yangın nedeniyle ciddi hasar gören fabrikanın tam sigorta ve kasko güvencesi bulunduğu, hasar tespitlerinin ardından üretim faaliyetlerinin yeniden başlayabilmesi için ilgili kurumlar tarafından destek sağlanacağı ifade edildi.
İzmir Milli yüzücü Bengisu, Ege Üniversitesinde başarı hikayesini anlattı Ege Üniversitesi Kariyer Planlama ve Başarı Koordinatörlüğü ile Mezunlarla İlişkiler Ofisi iş birliğinde, 70. yıl etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Mezunlarımız Öğrencilerimizle Buluşuyor" programı, öğrencilerin ve mezunların yoğun katılımıyla Prof. Dr. Yusuf Vardar-MÖTBE Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Etkinlik kapsamında Prof. Dr. Bahtiyar Özçaldıran’ın moderatörlüğünü üstlendiği söyleşide Milli Yüzücü Bengisu Avcı tecrübelerini ve başarı hikâyesini katılımcılarla paylaştı. Söyleşinin ardından sahne alan Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı ise icra ettiği mini konserle katılımcılara müzik ziyafeti sundu. Etkinlikte ayrıca sponsor firmalar tarafından kurulan stantlarda mezunlara çeşitli ikramlar sunuldu. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Mezunlarla İlişkiler Ofisi Koordinatörü Öğr. Gör. Ebru Kalyoncu, "Ege Üniversitesi olarak heyecanlıyız. Üniversitemiz, bugün dünyada bilimde önemli bir eğitim markası olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Aslında en büyük gücümüz; bu salonda ortak bir ruhla buluşan mezunlarımız, öğrencilerimiz ile akademik ve idari mensuplarımızdan oluşan güçlü birliktelik ve derin bağdır. Bugün bu birlikteliğimizi kutlamak üzere bir araya geldik. Bir aile olarak, mezunlarımızın ilham veren hikâyelerini hep birlikte dinlemek ve bu yolculuğa tanıklık etmek istiyoruz. Yolun başındaki sevgili gençlerimize ise şunu bilmenizi isterim ki; bu sıralardan mezun olduğunuzda arkanızda bu ülkenin en köklü kurumsal ailelerinden biri olan yetmiş yıllık bir geçmiş olacak. Egeli olmak güzel, Egeli olmak kıymetli. Sizlerle birlikte olmak ise büyük bir onurdur. Evinize, ailenize hoş geldiniz" dedi. "Bengisu, 8 milyarda 13 kadından biri" Söyleşide konuşan Prof. Dr. Bahtiyar Özçaldıran, "Ege Üniversitesinde 44 yıldır bulunmaktan onur duyan bir hocanız olarak, rahmetli Sermed Akgün hocamızla başlayan havuz serüvenimizin yıllar içinde dünya çapında sporcular yetiştiren bir hikâyeye dönüştüğünü gururla hatırlıyorum. Bugün aramızda olan Bengisu Avcı da o havuzda büyüyen, Seven Oceans’ı geçen dünyadaki 13 kadın sporcudan biri olarak hepimizi gururlandıran değerli bir mezunumuzdur. Onunla pek çok başarı ve duygu paylaştık, Türk bayrağını farklı kıtalarda taşıdık. Bengisu’nun bugün sporcu, öğretmen ve antrenör olarak aramızda olmasından büyük mutluluk duyuyorum. Dünyada yaklaşık 8 milyar insan yaşıyor. Seven Oceans’ı yüzen yalnızca 40 sporcu var; bunların sadece 13’ü kadın. Bengisu Avcı, 8 milyarda 13 kadından biri. Onunla büyük gurur duyuyoruz. Bu sporun sırrı, hedefe kilitlenebilmek ve bunu saatler boyunca sürdürebilmektir. Bizden sonra bayrağı devralacak gençlerin daha büyük başarılar elde edeceğine inanıyorum. Tek takıntımız, Türk bayrağını dünyanın her yerine taşımak" dedi. "Sporculuktan antrenörlüğe uzanan yolculuk" Kariyer yolculuğunu anlatan Bengisu Avcı, "Antrenörlüğe adım atmam, Ege Üniversitesinde sporcu olarak başlayan yolculuğumun doğal bir sonucuydu. 2010’da kurulan ilk açık su milli takımında yer aldım; bugün sporcu yetiştirmenin gururunu yaşıyorum. 1999’da Türkiye’nin ilk Avrupa Açık Su Şampiyonası’nı organize ederken açık suyla tanıştım. Sonrasında Avrupa Yüzme Birliği’nde görev alarak genç yüzücüleri açık suya yönlendirdik ve milli takımı adım adım geliştirdik. Ege Üniversitesindeki ilk 3 kilometrelik denemelerden bugün 60 kilometrelik ‘Okyanus Yedilisi’ parkurlarına uzanan bu yolculuk benim için çok özel. Özellikle Japonya parkurunda, herkesin imkânsız dediği koşullarda ekibimin inancı ve kendi direncimle yarışı tamamlamam, bu hikâyenin en önemli duraklarından biri oldu. Buz yüzmede dünya rekorları kırarak sınırlarımı zorlamaya devam ederken şunu söyleyebilirim: Hayal kurmaktan vazgeçmeyin. Başkalarının değil, kendi hayallerinizin peşinden gidin. Bugün size bir motivasyon konuşması değil, gerçek bir hayat hikâyesi anlatmak istedim" diye konuştu. Söyleşinin ardından Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarı Öğr. Üyesi Doç. Dr. Hale Yamaner Okdan ve EÜ konservatuvar mezunu Yılmaz Demirtaş’ın verdiği mini konser etkinliğe renk kattı. Programın sonunda Milli Yüzücü Bengisu Avcı’ya ve etkinliğe katkı veren sponsor firmaların temsilcilerine plaket takdimi yapıldı.