GENEL - 02 Mayıs 2012 Çarşamba 13:00

MİLLİ EОİTİM BAKANI DİNÇER`İN AÇIKLAMALARI

A
A
A
MİLLİ EОİTİM BAKANI DİNÇER`İN AÇIKLAMALARI

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği Taslağı`na ilişkin olarak, "Tartışmakta olduğumuz ortaöğretim kurumlarını yönetmeliği, çok sayıda yönetmeliğin gözden geçirilerek sadeleştirilmesi ve tek yönetmeliğe indirilmesi ile ilgili bir çalışmadır" dedi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ve Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Sincan İl Genel Meclisi İlköğretim Okulu`nda `Okul Sütü Dağıtım Projesi`ni başlattı. Bakan Dinçer, süt dağıtımı sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği Taslağı bazı sivil toplum kuruluşlarına gönderildi, taslakla ilgili bazı eleştiriler var, bunları nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna Dinçer, "Milli Eğitim Bakanlığı olarak uzun zamandan beri bir deregülasyon çalışması
yapıyoruz. MEB`in dahil olduğu genelgeler tekrar gözden geçiriliyor" cevabını verdi.
Daha çok hizmet ve vatandaş odaklı bir yapı kurmayı amaçladıklarına işaret eden Dinçer, MEB`in yeniden yapılanma çalışmalarının, örgüt yapısı dışındaki süreçlerinin ve karar alma mekanizmalarının daha etkin hale getirilmesiyle ilgili düzenlemeler olduğunu söyledi. Dinçer, "Bugün şu anda tartışmakta olduğumuz ortaöğretim kurumlarını yönetmeliği de çok sayıda yönetmeliğin gözden geçirilerek sadeleştirilmesi ve yönetmeliğin gözden geçirilerek sadeleştirilmesi ve tek yönetmeliğe indirilmesi ile ilgili bir
çalışmadır. Ama bu çalışmada benim gördüğüm kadarıyla iki gündür yapılan tartışmalarda üç yanlışlık görüyorum. Onlardan bir tanesi maalesef bu sadeleştirme yapılırken benim haberim olmadan bu ön taslak metin fikir ve görüş almak üzere ilgili paydaşlara gönderildi" diye konuştu.
Taslağın bu şekle dönüştürülüp paydaşlara görüş almak üzere gönderildiğinden haberi olmadığını belirten Dinçer, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Maalesef kendilerine güvenip görüş almak üzere gönderdiğimiz henüz hazırlık aşamasında olan bu çalışmanın görüş bildirmek ve kanaatlerini bizimle paylaşmak yerine doğrudan doğruya medyaya aktarılmasıyla ilgili paydaşlarımız tarafından büyük bir hata yapıldı. Eğer biz paydaşlarımıza güvenemeyecek ve onlara herhangi bir konuda hazırlık aşamasında fikirlerini alma konusunda tereddütler yaşayacaksak bu çok doğru olmaz kanaatindeyim. Bu açıdan şimdi yapılanın çok ciddi bir eksiklik ve yanlışlık olduğunu
düşünüyorum. Paydaşlarımız keşke kendilerine olan bu güvenimizi, kamuoyuna ve medyaya bilgi vermek yerine görüşlerini bize bildirseydiler böylesine bir tartışma içerisine girmemiş olsaydık. Maalesef, üçüncü yanlışlıkta henüz bir taslak çalışması olduğunun bilindiği halde hazırlık çalışması ve görüş almak üzere sivil toplum örgütlerinin, medyamız bunu verilmiş bir karar olarak kamuoyuyla paylaştı. O açıdan şimdi yönetmeliğin içeriğiyle ilgili yapılacak tartışmaların çoğunu doğru bulmuyorum çünkü bir
karar değil. Bunun neresinin düzeltileceği konusuna girmek istemiyorum."
"UYGULAMALARI BEKLEYİN VE SONUÇLARI GÖRÜN"
Bakan Dinçer, başka bir gazetecinin, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran düzenlemenin çocuk gelinleri artıracağı iddialarına ilişkin sorusunu, "Uygulamaları bekleyin ve sonuçlarını görün. Çünkü normal şartlarda, hukuken bu bahsedilen şeyin olması söz konusu bile olamaz. Çünkü eğitimi zorunlu olarak 12 yıla çıkarmışsak 12 yıl boyunca 18 yaşına kadar çocuklarımız okumak zorundalar. Türk Medeni Kanunu`nda çocuklarımızın evlenme yaşı belli, bütün bu hukuki düzenlemeler varken, ayrıca toplum kültürü itibarıyla
biz yavaş yavaş çocuk gelin, çocuk işçi meselelerini çözmeye başlamışken bu tip tartışmaları toplumun gündemine getirmeyi ben kasıtlı bir yaklaşım tarzı olarak görüyorum" diye cevapladı.
Dinçer, bir soru üzerine, "YÖK`ün kararını henüz inceleme imkanım olmadı ama şunu söyleyeyim şu anda yaklaşık 240 bin civarında atama bekleyen öğretmenimiz var. Ayrıca 658 bin civarında da öğretmen okullarında, eğitim fakültelerinde ve öğretmen olabilecek pedagojik formasyon alabilecek fakültelerde öğrencilerimiz okuyor. Biz öğretmenlik mesleğindeki sorunları böyle parça parça tedbirlerle değil, ulusal bir stratejiyle çözmek istiyoruz. Ulusal strateji çalışmalarımız bittiği zaman sizinle paylaşacağız"
diye konuştu.
Bir gazetecinin, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları konusunda bir belirsizlik olduğunu hatırlatması üzerine, Dinçer, "Milli Eğitim Bakanlığı kendi kararını uygulayacak. Hukukun gereği neyse onu yapacağız. Bizim söylediğimiz yürütmesi durdurulan genelge `yönetmeliğe uyum` diye çıkarılmış bir genelgeydi. Danıştayın verdiği kararda da genelgenin bir hukuk üst normu olan yönetmeliğe atıf yapılmaktadır. Zaten hukuk garabeti dediğim şey de bu oldu. Normal şartlarda yönetmeliğe uymaya dair biz bir
genelge çıkarmışken bizim genelgemizin yürütmesini durdurmak yine yönetmeliği uygulamaktan başka sonuç doğurmuyor. Bu açıdan bakıldığında biz yönetmeliği uygulayacağız. Mevcut yönetmeliğimiz neyse onu uygulayacağız. Zaten mevcut yönetmelik statlarda her yıl gösteri yapmayı, 19 Mayıs`ı resmi geçit törenleri yaparak kutlamayı öngörmüyordu. Ama daha da önemlisi, biz 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos`la ilgili olarak, bütün kutlamaları gözden geçiren bir yönetmelik taslağını hazırladık ve çok yakında
yayınlayacağız ve o yönetmeliğin gereğini uygulamaya başlayacağız" şeklinde konuştu. e`fdrlık aşamasında fikirlerin
Dinçer, okula başlama yaşına ilişkin bir soru üzerine, hazırlıkların bitmek üzere olduğunu belirterek, bu hafta içerisinde sivil toplum kuruluşları ve paydaşlarıyla konu hakkında görüş alışverişinde bulunacaklarını söyledi.
Diyarbakır`da 50 öğrencinin dağıtılan sütlerden zehirlendiği iddialarına ilişkin olarak Dinçer, sütün henüz bugün dağıtılmaya başladığını belirterek, iddiaları yalanladı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya "Kütahya Veli Buluşmaları" programının beşincisi gerçekleştirildi Kütahya İl Millî Eğitim Müdürlüğü koordinesinde yürütülen "Kütahya Veli Buluşmaları" programının beşincisi, Beylerbeyi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Programa, Şehit Selim Cansız Anadolu İmam Hatip Lisesi ile bünyesinde bulunan İmam Hatip Ortaokulu velileri yoğun ilgi gösterdi. Programda velilere hitap eden İl Millî Eğitim Müdürü Mustafa Yılmaz, çocukların yalnızca akademik başarıyla değil; millî, manevi ve ahlaki değerlerle mücehhez bireyler olarak yetiştirilmesinin önemine dikkat çekti. Dijital çağın beraberinde getirdiği risklere değinen Yılmaz, ekranların ve sosyal medyanın oluşturduğu sahte rol modellere karşı aile, okul ve toplumun birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Çocukların birer emanet olduğunu ifade eden Yılmaz, onların bir fidan gibi özenle yetiştirilmesi gerektiğini belirterek, zor zamanların birlik ve beraberlik içinde aşılabileceğini dile getirdi. Çocukların "Türkiye Yüzyılı" vizyonunun temel taşı olduğunu söyleyen Yılmaz, bu neslin ülkenin değerlerine, gelenek ve göreneklerine, dinî ve millî hassasiyetlerine sahip çıkan bireyler olarak yetişeceğini ifade etti. Konuşmasında, "Daha çok çalışmalı, daha çok yorulmalı ve sesimiz daha gür çıkmalı" vurgusu yapan Yılmaz; kar tanelerinin birleşerek çığları, yağmur damlalarının selleri oluşturduğu gibi, birlik olunduğunda güçlü olunacağını söyledi. Çocukları sosyal medyanın olumsuz etkilerinden ve sahte kahramanlardan korumanın ancak bu anlayışla mümkün olacağını ifade eden Yılmaz, çocukları kaybetme gibi bir lükslerinin olmadığını belirtti. Program, velilerin sorularını doğrudan iletebildiği soru-cevap bölümüyle devam etti. Velilerin eğitim süreçlerine ilişkin görüş ve taleplerinin dinlendiği buluşmada, karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu. Samimi bir atmosferde gerçekleştirilen program, aile-okul iş birliğinin güçlendirilmesine katkı sağlarken, katılımcı veliler tarafından memnuniyetle karşılandı.
Adana Alparslan Türkeş Üniversitesi Türkiye’nin en iyi 20 üniversitesi arasına girdi Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (ATÜ), Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından hazırlanan "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" göre, araştırma kalitesinden Ar-Ge yatırımlarına, erişilebilirlikten kütüphane kaynaklarına kadar 4 farklı alanda Türkiye’nin en iyi 20 üniversitesi arasında yer aldı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından hazırlanan "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" yayımlandı. YÖK’ün Türkiye’deki tüm üniversiteleri 67 farklı göstergeye göre titizlikle değerlendirdiği kapsamlı rapor, ATÜ’nün yükselen grafiğini ve "Bilim ve Teknoloji" odaklı vizyonunu tescilledi. ATÜ, raporda öne çıkan şu temel göstergelerde Türkiye genelinde ilk 20 üniversite arasına girerek dikkatleri üzerine çekti. Yayınların atıf alma oranı, bilimsel üretkenliğin niteliğini simgeleyen bu kategoride ATÜ, yüzde 85,4’lük oranla Türkiye’nin en seçkin akademik kurumları arasında yer aldı. Ar-Ge’ye ayrılan bütçe oranında ise geleceğin teknolojilerine yatırım yapma kararlılığını gösteren ATÜ, bütçesinden Ar-Ge’ye ayırdığı yüzde 6,93’lük pay ile zirvedeki yerini korudu. Erişilebilirlik envanteri kategorisinde ise, "Engelsiz Üniversite" vizyonuyla hareket eden ATÜ, 156 erişilebilirlik envanter sayısı ile kapsayıcı kampüs anlayışında fark oluşturdu. Kütüphane kaynak çeşitliliğinde ise sesli kitap ve engelli dostu kaynak sayısı bakımından 329 bin 40 materyal ile bilgiye erişimde engelleri kaldıran ilk 20 üniversiteden biri oldu. Rektör Prof. Dr. Adnan Sözen: "Kalite odaklı büyümemizin tescili" Elde edilen başarıyı değerlendiren ATÜ Rektörü Prof. Dr. Adnan Sözen, üniversitenin araştırma odaklı bir ekosistem kurma yolunda emin adımlarla ilerlediğini belirterek, "YÖK 2025 Raporu’ndaki veriler, üniversitemizin sadece niceliksel değil, asıl önemlisi niteliksel bir gelişim içinde olduğunu göstermektedir. Özellikle yayınlarımızın atıf alma oranındaki yüksek başarı ve Ar-Ge bütçesine ayırdığımız pay, ’Bilim ve Teknoloji’ üniversitesi kimliğimizi akademik sahada ne kadar güçlü temsil ettiğimizin bir kanıtıdır. Bunun yanı sıra, kütüphane kaynaklarımızdan kampüsümüzün erişilebilirliğine kadar her alanda ’insan odaklı’ bir yönetim anlayışı benimsiyoruz. Hedefimiz, bu başarı çıtasını her geçen yıl daha da yukarı taşıyarak hem ülkemizin kalkınmasına katkı sunmak hem de öğrencilerimize dünya standartlarında bir akademik ortam sağlamaktır. Bu başarıda emeği geçen tüm akademik ve idari personelimizi gönülden kutluyorum" dedi.
Konya İsmil GES projesi tamamlandı Konya’nın merkez Karatay İlçe Belediyesi’nin yenilenebilir enerji alanındaki önemli yatırımlarından biri olan İsmil Güneş Enerjisi Santrali (GES) projesinde yapım çalışmaları tamamlanarak tesis devreye alındı. Karatay’ın 5’inci Güneş Enerjisi Santrali olma özelliğini taşıyan proje, enerji üretimine başladı. İsmil Mahallesi’nde 105 bin metrekarelik alan üzerine kurulan ve devreye alınan projede, 6 MW kurulu güce sahip santral enerji üretimine başladı. 13 bini aşkın güneş paneliyle faaliyet gösteren proje, Karatay Belediyesi’nin enerji ihtiyacının 1,5 katını karşılayacak kapasiteye sahip. Milyonlarca liralık katma değer sağlanacak Projenin devreye alınmasıyla birlikte enerji üretimi başladı ve milyonlarca liralık ekonomik değer oluşturulması hedefleniyor. Bu sayede Karatay Belediyesi önemli ölçüde mali tasarruf sağlarken, fazla üretilen enerjiyle şehir ekonomisine katkı sunulacak. İsmil GES, karbon salınımını azaltarak çevre dostu enerji üretimine örnek teşkil edecek. Kılca: "Karatay’ın enerjisini güneşle inşa ediyoruz" İsmil GES’in hayırlı olmasını dileyen Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, Karatay Belediyesi’nin enerji alanında kendi kendine yeten bir yapıya kavuşma yolunda emin adımlarla ilerlediğini ifade etti. Başkan Hasan Kılca, "Karatay Belediyesi olarak sürdürülebilir projelerle ilçemizin bugünü kadar geleceğini de planlıyoruz. Yenilenebilir enerji yatırımlarımızı, çevreye duyarlı şehircilik anlayışımızın temel unsurlarından biri olarak görüyoruz. Bugüne kadar hayata geçirdiğimiz dört güneş enerjisi santralimizle önemli bir tecrübe kazandık. İsmil Mahallemizde hayata geçirdiğimiz 5. Güneş Enerjisi Santralimiz ise bu alandaki en büyük yatırımımız olma özelliğini taşıyor. Yeni santralimiz ile tükettiğimiz enerji ihtiyacımızın 1,5 katını güneş enerjisinden karşılayacak bir kapasiteye ulaşmış olacağız" dedi. "Çevre dostu bir kaynak" Yenilenebilir enerji yatırımlarının Karatay’a sağladığı ekonomik ve çevresel katkılara da dikkat çeken Başkan Kılca, güneş enerjisinin belediyeler için stratejik bir kaynak olduğunun altını çizdi. Kılca, "Güneş enerjisi; hem yenilenebilir hem ekonomik hem de çevre dostu bir kaynak. Bu yatırımlarla sadece bugünün enerji ihtiyacını karşılamıyoruz; aynı zamanda belediye bütçemize uzun vadeli katkı sağlayacak, kaynaklarımızı daha verimli kullanacağımız bir altyapı oluşturduk. Enerji maliyetlerini azaltan, karbon salınımını düşüren ve çevreyi koruyan bu yatırımlarımızla Karatay’ı temiz enerji alanında örnek bir ilçe haline getirmeyi hedefliyoruz. GES projelerimiz, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir Karatay bırakma kararlılığımızın somut bir göstergesidir" diye konuştu.