YEREL HABERLER - 27 Şubat 2012 Pazartesi 13:41

MERSİN DÖNÜŞÜYOR PROJESİ MERSİN’İ DEĞİŞTİRECEK

A
A
A
MERSİN DÖNÜŞÜYOR PROJESİ MERSİN’İ DEĞİŞTİRECEK

Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Mersin’in Akdeniz çanağında en ilgi çekici tarihi ve arkeolojik miras örneklerini barındırdığını belirterek, bu zenginliği hem korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak hem de turizmle uluslararası ortamda tanıtmak için kent merkezini ‘Mersin Dönüşüyor’ adıyla yeniden canlandıracaklarını söyledi.
Mersin’in tarihsel ve kültürel zenginliklerinin ortaya çıkarılması ve turizme de hizmet etmesi için tarihi bir adım atıldı. Kent merkezinde İstasyon Meydanı’ndan başlayarak Uray Caddesi’ni içine alan ve Kültür Merkezi’ne kadar olan bölümde bir dönüşüm gerçekleştirilecek. Çalışmaların başladığını ve bugün itibariyle yürürlüğe girdiğini bildiren Mersin Valisi Güzeloğlu, ‘Tarihe Gülümseyen Mersin’ sloganıyla gerçekleştirilecek bu dönüşümü, düzenlediği toplantıyla açıkladı. HiltonSA Oteli’nde yapılan toplantıya, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanvekili Erol Ertan, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Suha Aydın, Toros Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tayyar Şen, Çağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çetin Bedestenci, oda başkanları, kamu kurumları ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile çok sayıda davetli katıldı.
Vali Güzeloğlu, sinevizyon gösteri ile yaptığı açıklamada, Mersin’in, Türkiye’nin ve Akdeniz çanağının sahip olduğu zenginlikleri ve güzellikleriyle nadide ve çok özel bir kent olduğunun altını çizdi. Mersin’in, tarihi geçmişinden bugüne, kuruluş öyküsünden geleceğe hem tarih hem de zenginlik olarak birçok büyük birikimi sınırlarında bulundurduğuna işaret eden Güzeloğlu, bu zenginliklerin geleceğe taşınması ve sahip olduğu değerlerin bu ortak amaçla buluşturulmasının kamu ve yerel yönetimlerin, sivil toplum örgütlerinin hem hedefi hem de önceliği olması gerektiğini kaydetti. Güzeloğlu, “Sorumluluğumuz, önce sahip olduğumuz bu zenginlikleri tanımlayıp anlamak, sonra bu bütün içinde geleceği daha iyi nasıl gerçekleştirebileceğimizi ve daha iyi nasıl bir sonuç elde edebileceğimizi kararlaştırmak olmalı. Sahip olduğu eşsiz doğal ve kültürel zenginliklerin korunması, gelecek nesillere aktarılması ve giderek gelişen turizmi ile bu değerlerin uluslararası ortamda tanıtılması ilkesinden hareketle, ilimizin en eski yerleşim alanlarından biri olan kent merkezini yeniden canlandırma amacındayız. Birçok açıdan artık söylemin eyleme, düşüncenin projeye, isteğin de şüphesiz işbirliğine dönüştüğünü görmekten mutluluk duyuyorum. Yapılması gereken, beklentilerden yola çıkarak artık bu süreci ve beklentileri karşılamaktır. Bunu yapmanın ve bu hazırlık sürecini bu boyutta, bu aşamada tamamlamanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.
Bu çerçevede, kent merkezinde bulunan atıl durumdaki korunmasız tarihi mirasa, çağa uygun yeni fonksiyonlar vererek restorasyonlarının yapılması ve halkın kullanımına açılması için Mersin Valiliği’nin projeler hazırladığını anlatan Güzeloğlu, yakın ve orta vadede Mersin’e geleceğe hazırlayacaklarını dile getirdi. Yakın hedefin 2013 yılı olduğunu belirten Güzeloğlu, kenti 2013 Akdeniz Oyunları çerçevesinde tüm boyutlarıyla yeniden kısa dönemde ele alma, hazırlama ve eksikliklerini tamamlamaya dönük bir hedefleri olduğunun altını çizdi. Sonraki hedefin de 2023 yılı olduğuna vurgu yapan Güzeloğlu, “Bu iki hedeflemenin yakın tarihi olan hedefine dönük başlatılan birçok çalışma var. Öncelik tarihi kimliğinin, kültürel değerlerinin ve buna ilişkin zenginliklerin Mersin’de bir bütünlük içinde ele alınması, kurtarılması ve kazandırılarak fonksiyonel bir katkıyla kentle buluşturulmasıdır. Sahille bütünleşik Anamur’dan Tarsus’a, antik yerleşim yerlerinden kültür varlıklarına, arkeolojik sit ve yerleşim merkezlerinden dünya kültür mirasına geçen alanlara ve yapılara kadar tüm bu geçmişten bugüne taşınacak zenginlikler tek boyutlu ve tek aşamalı turizm politikasıyla ele alınamaz. Bir bütünlüğün ayrımlaştırılmış alt başlıklarıyla ve doğru politikalarla ele alınma zamanı geldi. Herkesin beklentisi bunların kazandırılması. Turizm ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, halen inanç ve kararlılıkla Türkiye’nin turizm geleceğinde Mersin’in en önemli turizm markası olacağını söylüyor. Bize düşen bu aşamada yerel tüm dinamikler ve tüm temsilcilerle bunun hazırlanması ve proje boyutunda uygulanmaya başlanması” diye konuştu.
“BÜYÜK BİR DÖNÜŞÜM BAŞLATTIK”
Kentsel Sit Alanı Tasarım Projesi kapsamında yapılacak çalışmaları ayrıntılarıyla aktaran Güzeloğlu, Mersin Garı ile Kültür Merkezi arasında bulunan bölgedeki tescilli binaların, fonksiyon verilerek, imar planında gerekli değişiklikler yapılarak Valilik öncülüğünde 10 yıllık planlama çerçevesinde, ilgili kurum ve kuruluşlarla büyük bir dönüşüm başlattıkları bilgisini verdi. “Trafiği, imar ada ve yapılarını, ticaret ve sosyal altyapıları bir kentsel sit alanı ve planlaması şeklinde her bir alanını, sokağını hazırlayarak bir bütünlük içinde ele alıyoruz. Projelendirmeyi üniversitemizden bu alanda çalışmış bilim insanlarımızın katkısıyla ortak bir bakış açısıyla yoğurmaya başlıyoruz” diyen Vali Güzeloğlu, proje maliyeti ve uygulama sürecinin başladığını ifade ederek, şöyle devam etti: “Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Belediyesi’nin çalışmaları ile projeye ilişkin süreç bugün devreye girdi. Bu ada Türkiye’de örneği görülmemiş, yaşayan bir büyük şehir içinde bütünlüğüyle korunmuş, denizle buluşmuş yürüyüş alanlarından trafiğinin düzenlenmesine, Atatürk Evi’nden Kültür Merkezi’ne, Uray Caddesi’nden Atatürk Caddesi’ne, parkın meydanla buluşması düşüncesine trafiğin tek ve çift yönlü, yer altından akışını planlayan, fonksiyonel bir katkıyla tasarlanan bir zenginlik alanı olacak. Bu konudaki kararlığımız ve inancımız tamdır. Bunu yapınca Mersin’in apayrı bir zenginliği ve örnek güzelliği öne çıkacaktır. Bu büyük alan planlaması çalışmaları başlatılmıştır.”
Proje kapsamında kesinleşen çalışmaları da anlatan Güzeloğlu, bu kapsamda yakın zamana kadar İl Sağlık Müdürlüğü’nün kullandığı tarihi Valilik binasının boşaltıldığını, yer teslimi ve ihalesinin yapıldığını ve yeni Valilik binası olarak düzenleneceğini kaydetti. Çalışmaları en geç Şubat 2013 tarihinde tamamlamayı hedeflediklerini aktaran Güzeloğlu, çalışması başlayan diğer binanın da Uray Caddesi’ndeki 8 parsel olarak adlandırılan bine olduğunu ve ihalesi sürecinin başladığını dile getirdi. Binanın kafe ve restoranlarla günübirlik dinlenme, buluşma ve kültür turizmi açısından katkı sağlayacak bir yapıya dönüştürüleceğine işaret eden Güzeloğlu, Kültür Müdürlüğü olarak kullanılan binayı ise yatırımcılara bilgi aktarılan bir merkez, sektörlere ait çalışma birimleri bulunan bir yapıya dönüştüreceklerini, bunun da ihale sürecinin başladığını söyledi. Uray Caddesi üzerindeki eski Ziraat Bankası binasının sanat galerisi, konser ve konferans salonlarının yer aldığı bir yapıya dönüşeceğini anlatan Güzeloğlu, tüm bu binaların projesi, ihalesi ve finansmanının tamamlandığını, bitirme hedefinin de 2013 yılı başları olduğunu bildirdi.
Bunlar dışında, her birer tarihi değer olan 3 Ocak İlköğretim Okulu binasının butik otel, ek binasının kent müzesi, Kasaplar Çarşısı’nın yeme-içme, alışveriş merkezi, İl Halk Kütüphanesi’nin butik otel olarak planlandığını, binaların sahipleri ile görüşmelerin devam ettiğini anlatan Güzeloğlu, İçel Sanat Kulübü binasının restorasyonunun ise tamamlandığını ifade etti. “Akdeniz çanağının en önemli uluslararası limanı ve ticaret kenti Mersin, 21. yüzyıldaki büyük gelişimi ile tarihsel geçmişini bütünleştirmeyi amaçlayan ve Valiliğimizce söylemden eyleme, düşünceden projeye, beklentiden gerçeğe dönüşmeye başlayan bu süreçte kentin tüm dinamiklerinin katkı ve katılımını bekliyoruz” diyen Güzeloğlu, sırada ören yerlerine yönelik çalışmalar olduğu bilgisini verdi.
Mersin’in Akdeniz çanağındaki 50 milyar dolarlık kruvaziyer turizminden pay alabilmesi için de yoğun bir çalışma sürecine girdiklerini söyleyen Güzeloğlu, sözlerini: “Peki kruvaziyer turizmle gelen turisti nasıl bir ortamla buluşturacağız diyorsanız. Burada, bütünleşik bir turizm politikası içinde bu tarihi alan çalışması önemli. Yeni dönemde ortaya çıkacak sonuçlar hepimizi mutlu edecek” diyerek bitirdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şanlıurfa Ceylanpınar Belediyesi koruma memurlarından kadrolu mühendise darp iddiası Şanlıurfa Ceylanpınar Belediyesi’nde görevli bir mühendisin, koruma memurları tarafından darp edildiği iddia edildi. Yaşanan darp anları cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Edinilen bilgiye göre olay, Ceylanpınar Belediyesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, belediyede kadrolu mühendis olarak görev yapan Halil Y., bir süre önce belediye yönetimi tarafından fen işleri müdürlüğündeki görevinden alınarak zabıta müdürlüğüne görevlendirildi. Halil Y.’nin bu görevlendirmeye itiraz ederek idare mahkemesinde açtığı davanın lehine sonuçlandığı, mahkemenin Halil Y.’nin asli kadrosunun bulunduğu fen işleri müdürlüğüne iadesine karar verdiği öğrenildi. Mahkeme kararının ardından belediyenin ana hizmet binasına giderek görevine başlamak isteyen Halil Y.’nin, Belediye Başkanı Uğur Kahraman’ın korumaları ile bazı yakınları tarafından binaya alınmadığı öne sürüldü. Yaşanan tartışmanın büyümesi üzerine Halil Y.’nin darp edildiği ve başından yaralandığı bildirildi. Olayı duyan Halil Y.’nin bazı akrabalarının belediyeye gelmesi üzerine arbede yaşandığı, bu kişilerin de darp edildiği ileri sürüldü. Darp sonucu yaralanan Halil Y. ile yakınlarından oluşan toplam 5 kişi, ambulanslarla Ceylanpınar Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Çıkan olayda Halil Y. ile 4 yakını yaralandı. Yaralılar, hastaneden aldıkları darp raporları ile birlikte polis merkezine giderek koruma memurlarından şikayetçi oldu. Öte yandan, darp olayının yaşandığı sırada belediyenin ana hizmet binasındaki güvenlik kameralarının kayıt dışı olduğu iddia edildi. Olayla ilgili inceleme çalışması başlatıldı.
Antalya ASAT’tan Muratpaşa İçme Suyu Terfi İstasyonu’na 201 milyon TL yatırım Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü, Muratpaşa İçme Suyu Terfi İstasyonu’nda 201 milyon TL yatırımla kapsamlı yenileme ve kapasite artırımı gerçekleştiriyor. Çalışmalarla birlikte istasyonun üretim kapasitesi iki katına çıkarılarak Antalya’nın artan içmesuyu ihtiyacına önemli katkı sağlanacak. Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında, saniyede 600 litre olarak tasarlanan Muratpaşa İçme Suyu Terfi İstasyonu’nun kapasitesi saniyede bin 200 litreye yükseltilecek. Bu sayede kentin büyüyen nüfus ve turizm yoğunluğuna daha güçlü şekilde cevap verilirken, yeni pompa ve motor sistemleri sayesinde enerji verimliliği artırılarak yılda milyonlarca liralık tasarruf elde edilecek. Yenilenen pompa ve elektrik sistemleri Mevcut pompa, elektrik motorları ve tesisatın ekonomik ömrünü doldurması nedeniyle başlatılan yenileme çalışmaları kapsamında tüm ekipmanlar modern ve verimli hale getirilecek. Bu sayede hem su üretim kapasitesi yükseltilecek hem de enerji sarfiyatında ciddi bir düşüş sağlanacak. Pompa odasında teknik iyileştirme Çalışmalar kapsamında tesisin basma kotunun depo kotunun üzerinde olması sebebiyle sık sık arızalara neden olan pompalara kalıcı çözüm üretildi. Sorunun önüne geçmek için pompa odası kotu yaklaşık 3 metre aşağıya indirilecek. Böylece hava yapma ve fan aşınmaları ortadan kalkacak. Enerji kesintilerine karşı jeneratör desteği Tesisin en önemli eksiklerinden biri olan jeneratör ihtiyacı da proje kapsamında giderilecek. 2 adet 1000 KVA jeneratörün montajı tamamlanmasıyla birlikte artık oluşabilecek enerji kesintilerinde tesis tam kapasiteyle çalışabilecek ve vatandaşların su ihtiyacı kesintisiz karşılanacak. SCADA sistemi ile akıllı yönetim İstasyonda kurulan SCADA otomasyon sistemi sayesinde pompalar depo seviyesine göre otomatik olarak devreye girip çıkacak. Böylece hem suyun kesintisiz iletimi sağlanacak hem de anlık üretim-tüketim takibi yapılarak kayıp-kaçakla mücadele daha etkin hale getirilecek. Depolama kapasitesi artırıldı Çalışmalar kapsamında istasyonun mevcut depolama hacmi bin 500 ton artırılarak 3 bin tona çıkarılacak. Ayrıca mevcut haznelerde yapılan izolasyon sayesinde su kaçaklarının önüne geçilerek, sağlıklı, hijyenik su iletimi sürdürülebilir hale getirilecek.
Sinop Sinop’ta üreticiye yüzde 100 hibeli makine desteği Sinop’ta tarımsal üretimi güçlendirmek ve kırsalda refahı artırmak amacıyla yürütülen "Kırsal Dezavantajlı Alanlar Kalkınma Projesi" kapsamında üreticilere yüzde 100 hibe destekli makine ve ekipman teslimi yapıldı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde düzenlenen Makine ve Ekipman Teslim Programı, saygı duruşu yapılması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Programda konuşan İl Tarım ve Orman Müdürü Fatih Önlem, projenin yalnızca bir destek programı olmadığını, üreticilerin sahadaki ihtiyaçlarını esas alan bütüncül bir kalkınma modeli olduğunu vurguladı. Önlem, Sinop’ta tarımsal üretimi artırmaya ve sürdürülebilirliği sağlamaya yönelik çalışmaların valilik desteği ve bakanlığın vizyonuyla kararlılıkla sürdürüldüğünü söyledi. Proje kapsamında 2020 yılından bu yana 762 üreticiye yaklaşık 88 milyon lira hibe desteği sağlandığını belirten Önlem, hayvan pazarı, güneş enerjili sulama sistemi ve basınçlı sulama sistemi gibi altyapı yatırımları için de 25 milyon liralık harcama yapıldığını kaydetti. 2026 yılı için Sinop’a tahsis edilen bütçenin 65 milyon lira olduğunu aktaran Önlem, bu kaynakla üretim maliyetlerini düşüren, iş gücünü hafifleten ve modern tarım tekniklerini yaygınlaştıran projelerin hayata geçirileceğini ifade etti. Teslim programı kapsamında Ayancık, Dikmen, Erfelek, Gerze ve Saraydüzü ilçelerinde faaliyet gösteren üreticilere tamamı hibe olmak üzere 17 adet çapa makinesi ile 13 adet süt sağım makinesi verildi. Küçük ölçekli işletmeler için önemli katkı sağlayacak makinelerin, iş gücü tasarrufu sağlamasının yanı sıra üretimde kalite ve hijyen standartlarını da yükselteceği belirtildi. Konuşmaların ardından makineler üreticilere teslim edilirken, program toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi. Programa Sinop Valisi Mustafa Özarslan, İl Genel Meclis Başkanı Ersin Yaman, AK Parti İl Başkanı Yakup Üçüncüoğlu ve vatandaşlar katıldı.
İstanbul ’’KOBİ’lerin yükselişi Agentik AI ile olacak’’ Küresel iş dünyası, uzun süredir aynı sorunla karşı karşıya: Artan iş yükü, karmaşık süreçler ve geciken kararlar. Şirketler daha fazla çalışıyor ama aynı oranda karşılık alamıyor. Bu tabloyu tersine çevirmesi beklenen yeni kırılma noktası ise agentik yapay zekâ olarak öne çıkıyor. Verimsiz süreçlerin maliyeti yalnızca operasyonel aksaklıklarla sınırlı değil; kalite problemleri, plansız duruşlar, stok ve tedarik hataları, gereksiz toplantılar ve bilgiye erişimde harcanan zamanın toplam etkisiyle ölçülüyor. Global denetim şirketi McKinsey raporlarına göre, bu yapısal kayıpların şirketler için yıllık maliyeti 10 trilyon dolar seviyesine ulaştı. ’’Temel problem, şirketlerin dijitalleşmemesi değil, dijitalleşmenin hâlâ parçalı, pahalı ve sürdürülemez şekilde ilerlemesi’’ Yapay zeka şirketi Cognera Kurucusu Dr. Anıl Öztekin, agentik yapay zekâyı yalnızca bir teknoloji başlığı olarak değil, ekonomik verimliliği yeniden tanımlayan bir çalışma modeli olarak ele almak gerektiğini vurguladı. Öztekin’e göre, bugünkü temel problem, şirketlerin dijitalleşmemesi değil, dijitalleşmenin hâlâ parçalı, pahalı ve sürdürülemez şekilde ilerlemesi. Öztekin, "Bugün şirketlerin en büyük sorunu teknoloji eksikliği değil; dağınık, manuel ve kişilere bağlı iş akışları. Agentik yapay zekâ bu noktada tek tek işleri otomatikleştirmekten ziyade, sürecin tamamını yöneten dijital bir iş gücü modeli sunuyor" dedi. "Türkiye’deki işletmeler dönüşüme kapalı değil; maliyet ve risk konusunda çekinceleri var. Agentik yapılar, kullandığın kadar öde gibi modellerle bu bariyeri ortadan kaldırıyor. Bu da KOBİ’ler için oyunu değiştiriyor" diyen Öztekin, özellikle üretim ve operasyon ağırlıklı sektörlerde ciddi bir sıçrama potansiyeline işaret etti. Öztekin sözlerine şöyle devam etti: ’’Bu potansiyel, ihracatçı sektörler için daha da kritik. Küresel pazarlarda rekabet artık yalnızca fiyatla değil; teslimat süresi, operasyonel tutarlılık ve standartlara uyum üzerinden şekilleniyor. Agentik yapay zekâ, siparişten sevkiyata kadar olan süreçleri daha izlenebilir ve hataya kapalı hale getirerek Türk şirketlerinin uluslararası arenada daha güvenilir bir oyuncu olmasını sağlıyor. Bu dönüşümün sahadaki karşılığını üretmek üzere konumlanan Cognera’nın geliştirdiği yaklaşımın merkezinde ise, işletmeler için tasarlanmış agentik dijital çalışma arkadaşı EtraBot yer alıyor. EtraBot, agentik yapay zekâ altyapısını RPA (robotik süreç otomasyonu) ve doküman işleme (IDP) teknolojileriyle bir araya getirerek işletmelerde uçtan uca, akıcı bir iş akışı oluşturmayı hedefliyor. Böylece süreçler yalnızca hızlanmıyor; aynı zamanda daha görünür, izlenebilir ve yönetilebilir hale geliyor.’’ Öztekin, EtraBot’un çıkış noktasını şöyle özetledi: "KOBİ’lerin yüksek lisans bedelleri ödemeden, geliştirici ekip kurmak zorunda kalmadan ve sadece kullandığı kadar ödeyerek dönüşüm yaşayabilmesi gerekiyordu. Arka planda Microsoft, UiPath, Automation Anywhere, Abbyy gibi pek çok global oyuncunun yazılım robotlarıyla çalışan EtraBot’u tam da bu ihtiyaçtan doğan bir dijital çalışma arkadaşı olarak tasarladık. İşletmelerin süreçlerine hızla entegre oluyor; operasyon yükünü sadeleştiren, daha akıcı ve verimli bir iş ortamı oluşturuyor. Bu yapı, özellikle Türkiye gibi operasyon yoğun ekonomiler için kritik bir avantaj sunuyor. Türkiye’de işletmelerin önemli bir bölümü hâlâ manuel süreçlerle çalışırken, yüksek yatırım gerektiren dijital dönüşüm projeleri uzun süredir erteleniyor. EtraBot, düşük riskli, hızlı devreye alınabilen ve ölçeklenebilir bir model sunarak bu bariyeri ortadan kaldırmayı hedefliyor.’’