YEREL HABERLER - 09 Mart 2012 Cuma 15:53

`ANAYASA PLATFORMU-VATANDAŞ TOPLANTISI” 11 MART`TA

A
A
A
`ANAYASA PLATFORMU-VATANDAŞ TOPLANTISI” 11 MART`TA

’Anayasa Platformu Girişim Grubu’ adı altında bir araya gelen 13 meslek kuruluşu ve sendika konfederasyonu tarafından düzenlenen ’Türkiye Konuşuyor Vatandaş Toplantıları’nın yedincisi, 11 Mart’ta Antalya Ramada Otel’de gerçekleştirilecek.
TEPAV sekretaryasında ’Türkiye Konuşuyor’ sloganıyla başlatılan çalışma kapsamında 2012 yılı içinde çeşitli illerde geniş katılımlı toplantılar düzenleniyor. Her bir toplantıda yüzlerce katılımcıya ulaşmanın hedeflendiği bu çalışmanın Türkiye tarihinde bugüne kadar gerçekleştirilen en büyük müzakereci demokrasi etkinliği olacağı bildirilirken, toplantılarda yeni anayasaya dair halkın düşünce, talep ve beklentilerinin tarafsız, serbest ve medeni bir tartışma ve müzakere ortamında biraraya getirilmesinin amaçlandığı kaydedildi. Toplantılar sonucunda ortaya çıkacak çerçevenin ise TBMM içinde mutabakatın teminine katkıda bulunmasının beklendiği bildirildi.
RASTLANTISAL OLARAK BELİRLENENLERE ÇAĞRI
Toplantı çağrıları belli bir gruba, kesime, düşünceye, ideolojiye mensup kişi veya kurumlara değil rastlantısal olarak belirlenen vatandaşlara yapılıyor. Çağrılar kişiye özel ve vatandaşlara ulaşmak için kullanılan birinci yöntem cep telefonları. Bu çerçevede tüm operatörler üzerinden herhangi bir kişisel bilgiye dayalı olmaksızın rastlantısal olarak gönderilen SMS mesajları ve sesli çağrılarla vatandaşlara ulaşılıyor. Toplantı çağrısına telefonlarıyla olumlu yanıt veren vatandaşlar çağrı merkezi tarafından aranıyor. Bu aramada toplantı ile ilgilendiklerini belirten vatandaşlara ayrıntılı bilgi verilirken, vatandaşların merak ettikleri sorular cevaplandırılıyor ve başvuruları alınıyor. Başvuru kayıtları isim, iletişim bilgisi, yaş, cinsiyet ve eğitim bilgilerinden oluşuyor. Alınan başvuruların toplantı için öngörülen maksimum katılımcı sayısını aştığı durumlarda katılımcılar yine rastlantısal olarak belirleniyor. Toplantılarda ikinci grubu sivil toplum örgütleri oluşturuyor. Sivil toplum örgütlerine açık çağrı yapılırken, salon kapasitesine göre ayrılan STK kotası üzerinden başvurular geliş sırasına göre kabul ediliyor.
Kadınların toplantılara katılımının teşvik edilmesi amacıyla toplantı salonunda toplantı boyunca hizmet verecek bir çocuk bakımevi oluşturuluyor.
Anayasa Vatandaş Toplantıları’nda katılımcılar birbirlerinin konuşmalarını rahatça takip edebilecekleri bir yuvarlak masa etrafında bir araya geliyor. En fazla 10 kişiden oluşan onlarca masa oluşturuluyor. Her masada bir tartışma yürütücüsü görev yapıyor. Tartışmanın içeriğine karışmayacak olan yürütücünün rolü, süreci ve zamanlamayı yönetmek. Klasik toplantılardan farklı olarak kimsenin bir diğerinin önüne geçmediği, herkesin konuşabildiği ve çözümlerin birlikte ortak bir akıl oluşturarak arandığı bir yöntem izleniyor. Tüm masalarda konular eş zamanlı olarak tartışılıyor. Bunun için de bir merkez yürütücü görev yapıyor. Her bir konu ile ilgili merkezden bilgi verilirken, tartışmanın konusu ekranlara yansıtılıyor. Her birinin elinde oylama cihazı olan katılımcıların, masada tartışılan konular çerçevesinde bu cihazlar aracılığıyla verdikleri cevaplar anında dev ekranlara yansıtılıyor. Tartışmalar anayasanın hemen her bölümü ile ilgili anayasal konular üzerinden gerçekleştiriliyor. Bu tartışmalar hiç kimsenin katılmakta güçlük çekmeyeceği, Türkiye’nin gündemini takip eden, haber okuyan/ izleyen herkesin rahatlıkla görüşlerini ifade edebileceği bir içerik kurgusuyla yapılıyor. Toplantılarda maddelerin metinleri ve birbirleriyle hukuki bağlantıları gibi hukukçuların uzmanlığına giren teknik ayrıntılara girilmiyor.
Platformun girişim grubunu oluşturan 13 kuruluş TOBB, TZOB, TESK, TÜRK-İŞ, TİSK, HAK-İŞ, MEMUR-SEN, T.KAMU-SEN, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği, Türk Veteriner Hekimleri Birliği, Türkiye Barolar Birliği, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği ve Türkiye Noterler Birliği.
Toplantılara TÜSİAD, TİM, MÜSİAD, TUSKON, TÜMSİAD, TÜRKONFED, Anayasa Kadın Platformu, Türkiye Sakatlar Federasyonu, Doğal Hayatı Koruma Vakfı, Sivil Toplumu Geliştirme Merkezi gibi kuruluşlar destek veriyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kartal’da kreş öğrencilerinden örnek demokrasi davranışı Kartal Belediyesi’ne bağlı kreşlerde 10 Aralık İnsan Hakları ve Demokrasi Haftası nedeniyle etkinlikler düzenlendi. Etkinlikler kapsamında, Kartal Belediyesi Çocuk Meclisi’nde örnek teşkil edecek anlamlı bir toplantı gerçekleştirildi. Kartal Belediyesi tarafından 10 Aralık İnsan Hakları ve Demokrasi Haftası kapsamında yapılan toplantıda, günün anlam ve önemi vurgulandı. Bu anlamlı haftaya dikkat çekmek isteyen çocuklar özenle hazırladıkları pankart ve resimler ile meclis salonuna girerek demokrasinin işlediği en önemli yerlerden biri olan meclis koltuklarına mesajlarını yerleştirdi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nı okuyan kreş öğrencileri daha sonra öğretmenlerinin de yardımıyla seçim gerçekleştirdi. Kartal Belediyesi Meclis Salonu’nda yapılan oylamaya katılan çocukları Kartal Belediyesi Başkan Yardımcısı Dr. Dilek Kars ve Kreş Müdürü Hilal Kıraç yalnız bırakmadı. Meclis sıralarından tek tek söz alarak sınıf başkanlığı ve çocuk hakları ile ilgili seçimlerini açıklayan çocukları izleyenler arasında velileri de yer aldı. Yapılan sayımda çocuklar tercihlerini mutluluk hakları yönünde kullandı. Çocuk meclisinin bundan sonraki kararlarında bu tercihe göre kararlar alması benimsendi. Kısa bir konuşma gerçekleştiren Kartal Belediyesi Başkan Yardımcısı Dr. Dilek Kars ise öğrencilerinin demokrasinin temel kavramlarını küçük yaştan itibaren öğrenmelerinin önemine vurgu yaptı. Etkinlik toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.
Bursa Güçlü aile ve güçlü toplumun yol haritası İnegöl’de çizildi İnegöl Belediyesi, tüm dünyanın kronik sorunu olarak görülen aile kurumundaki çöküşe ilişkin harekete geçti. Bursa ve İnegöl ölçeğinde konunun uzmanları, akademisyenler ve aile kurumuna dair paydaşların yer aldığı "Güçlü Aile Güçlü Toplum" çalıştayı geçekleştirildi. 7 ayrı masada 7 konuda masaya yatırılan aile konusunda yol haritası olacak sonuçlar için istişareler yapıldı. İnsan odaklı belediyecilik anlayışıyla hareket eden ve sadece projelerle değil, toplumun sorunlarına ışık tutacak çalışmalarıyla da öne çıkan İnegöl Belediyesi, aile kurumunu merkeze alan özel bir organizasyona imza attı. İnegöl Belediyesi öncülüğünde toplumun temel yapı taşı kabul edilen ailede yaşanan sorunlara çözüm üretmek adına "Güçlü Aile Güçlü Toplum" çalıştayı düzenlendi. Akademisyenler, ilgili Bakanlıkların temsilcileri, belediyelerden temsilciler, İnegöl Belediye Meclisi Kadın ve Aile Komisyonu Üyeleri, kamu kurumlarından temsilciler, Kent Konseyi ve STK’lardan temsilciler ile engelli yakını ailesi ile şiddet mağduru vatandaşlardan oluşan çalıştay grubu, bugün 7 ayrı başlık altında oluşturulan 7 masa etrafında bir araya geldi. İnegöl Kaymakamı Eren Arslan, İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bursa İl Müdürü Faruk Uysal’ın da katıldığı çalıştay, Royal Otelde gerçekleştirildi. Çalıştayda; Aile içi iletişim ve psikolojik destek, Çocuk ve gençlerin desteklenmesi, Toplumsal değişme-kadın erkek eşitliği, Aile ekonomisi ve istihdam, Yaşlılar ve engellilere yönelik hizmetler, Yerel hizmetlerin iyileştirilmesi ve Güçlü aile güçlü toplum konuları ele alındı. Çalıştay açılışında konuşan İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, konunun önemine ve İnegöl Belediyesi’nin bu noktada üstlendiği sorumluluğa dikkat çekti. Başkan Taban, şöyle konuştu; "Çalıştayımız kapsamında aile özelinde konu ve konu başlıkları belirlendi. Her masada ayrı bir konu çalıştay için irdelenecek. Bunların raporları çıkarılacak. Bu konuda açıkçası Belediye neden bir çalışma yapıyor diye de düşünülebilir. Bence belediye insan için var. İnsan için bu şehri kuruyoruz. Kurduğumuz şehri yaşatmak için çabalıyoruz, eksiklerimizi gideriyoruz, insanların beklentilerini bu şehirde hayata geçirmeye çalışıyoruz. Ve biz her bir ferdin sağlıklı olmasını istiyoruz. Sağlıklı birey, sağlıklı toplum, sağlıklı ülke olması noktasında ailemizi önemsiyoruz. Aile yapısına çok ciddi bir saldırı var dünyada. Bu saldırıyı görüyoruz. Özellikle ailelerin dağıldığını, çok kolay boşanmaların gerçekleştiğini ya da aile içerisinde birbirini çok seven, sayan insanların çok uzaklaştığını görüyoruz. Artık bilişim çağındayız diyoruz, bunun da getirdiği dezavantajlar oluyor. İntiharlar olduğunu görüyoruz. Genç, yaşlı, orta yaşlı kişiler Bunlara sadece üzülmek yetmiyor, sebeplerini bulmamız gerekiyor. Yine çok acı şekilde yaşlı insanların evlerinde vefat ettiği, ölümlerinden birkaç gün sonra tespit edildiğini görüyoruz. Önce evler ayrıldı, sonra uzaklaşıldı. Birlikteliklere ihtiyacımız var. Ama aksine daha fazla kopuşlar olduğunu görüyoruz. Evlerimizde çocukların odalarına çekildiğini, evin içinde dahi uzaklaşıldığını görüyoruz." İnegöl Belediyesi olarak veriler tuttuklarını belirten Başkan Taban, "Veriler bizlere zaten görmemiz gerekeni gösteriyor. Örneğin İnegöl’de geçen yıl 2109 kişi evlendi, boşanan kişi sayısı ise 550. Boşanmaların çok sudan sebeplerle gerçekleştiğini görüyoruz. Ortada parçalanmış aileler, zor durumda olan evlatlar Bunların onarılabilmesi adına da hepimizin varsa yaptığı hatalar, yanlışlar buralardan dönebilmek adına biz bu noktada aileyi korumak, sorunları önlemek için bugün bu çalıştayı düzenledik. Toplumun huzurunun ailenin huzuruna bağlı olduğunu düşünüyoruz" dedi. Ailenin çökmesi, bu ülkenin çökmesi anlamına geldiğini belirten Taban, "Dünyada şu an öyle bir saldırı var ki. En başta bu internet ağını dünyaya kurdular. Dünyayı bir ağ haline getirdiler. Bu ağ ile birlikte elimize birtakım cihazlar vererek bu ağ içerisinde kalmamızı sağladılar. Burada aslında birinci amaç insanlara bir şeyler pazarlamak. Ancak bununla da sınırlı kalmıyor. Bizim teknolojik aletlerle yaptığımız her şey bir ayak izi bırakıyor. Bu ayak izinden de bizi bizden daha iyi tanıyan bir karşı taraf oluştu. Buralardan saldırarak aileleri parçalamaya, kendi pazarlarını ayakta tutmaya devam edenler var. Bizim uyanık olmamız lazım. İnşallah buradan çıkacak sonuçlar da sizlerin destekleriyle vücut bulacaktır. Ben çok güzel sonuçlar elde edeceğimizi umuyorum" şeklinde konuştu. Başkan Taban’ın ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bursa İl Müdürü Faruk Uysal kürsüye gelerek bir konuşma yaptı. Ailenin yer yüzündeki en eski, en köklü ve en kıymetli müessese olduğuna dikkat çeken Uysal, "İnsanlığın ilk yuvası, kültürümüzün ilk mektebi, değerlerimizin ilk durağıdır. Sevginin mayasıyla yoğurulmuş, fedakarlıkla inşa edilmiş bir vatandır aile. İnegöl Belediyemizin öncülüğünde yapılan aile çalıştayı da tam olarak bu mukaddes kuruma sahip çıkmak, onu anlamak, geleceğe daha güçlü şekilde taşımak için atılmış önemli bir adımdır. Bizler de Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü olarak aileyi daha güçlü kılmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Çalıştayın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Birlikte daha güçlü bir aile ve daha güçlü bir toplum inşa edeceğimize inancımız tamdır" dedi. Ailesi güçlü olan toplumların yaşadıklarıyla, ailesi bize göre daha zayıf toplumların yaşadıklarının görüldüğüne dikkat çeken İnegöli ilçe Kaymakamı Eren Arslan ise, "Bugün önümüze gelen neredeyse bütün sorunların kaynağında aile kurumunun sağlıklı olmaması veya bozulmasının neticeleri olarak görüyoruz. Biz geleneksel değerleriyle yaşayan bir toplumuz. Bugün artık uzayda yerleşmenin konuşulduğu bir çağı yaşıyoruz. İki dünya arasında bir sarkaç gibi gidip gelen ve nerede tutunacağını bilemeyen bir durumdayız. Örneğin geçmişte evlilik yaşı çok daha erken iken bugün erkeklerde 29, kadınlarda 26’ya ulaşmış. Yaş ilerledikçe de aile kurumunun kurulması zorlaşıyor. Göçler, kentleşme, dijitalleşme birçok sebep bunu aslında tetikliyor. Ama aile ne kadar geç kuruluyorsa o ailenin bütün değerlerinin oluşumu da o kadar sorunlu hale geliyor. Bunu boşanma rakamlarından görüyoruz. Yine Nüfusumuz giderek yaşlanıyor. Doğurganlık hızımız da düşüş eğiliminde. Yani aile kurulamazsa nüfus artmaz, nüfus artmazsa devletin ve milletin geleceği tehlikeye düşer. O kadar kıymetli ve stratejik bir konu. Devletimiz de en üst hassasiyetle bu konunun farkında. 2025 yılı aile yılı ilan edildi. Yapılan çok güzel çalışmalar var. Hepsi bu amaç için atılan adımlar" diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından 7 ayrı masada alanında uzman isimler tarafından 7 konuda istişareler yapıldı. Çalıştayın sonuç beyannamesi de ilerleyen dönemde açıklanacak.
İzmir Yapay zeka büyük fırsatlar sunuyor ama tehditler çok daha hızlı büyüyor Kurumların yapay zekayı güvenlik operasyonlarına entegre etme süreci dünya genelinde hızla yayılırken, araştırmalar bu teknolojinin aynı zamanda yeni tehdit alanları oluşturduğunu gösteriyor. Bugün işletmelerin çoğu yapay zeka tabanlı araçları siber savunmalarının merkezine yerleştiriyor; ancak aynı araştırmalar, bu hızlı dönüşümün risk seviyesini de belirgin biçimde yükselttiğine işaret ediyor. Perviz Altay: "Saldırganlar da yapay zekayı aktif kullanıyor" Bu risklerin giderek görünür hâle geldiğini söyleyen Fazlanet Bilgi Teknolojileri A.Ş. CEO’su Perviz Altay, kurumların yapay zekaya yönelirken aynı zamanda geleceğe yönelik kaygılarının da arttığını ifade ediyor. Altay, teknoloji yatırımlarında yalnızca hız ve verimliliğe odaklanmanın yeterli olmadığını vurgulayarak yapay zekanın saldırganlar tarafından da aktif biçimde kullanıldığını hatırlatıyor. Altay’a göre özellikle hassas verilerin işlenmesi, yapay zeka modellerinin güvenilirliği, API güvenliği, shadow IT, uyumluluk baskıları ve anonimleşmeyen verilerin istismarı yeni dönemin en kritik risk başlıkları arasında yer alıyor. "Kurumlar yapay zekadan yararlanıyor, ancak gelecek kaygıları artıyor" "Yapay zeka fırsattır ama kontrolsüz şekilde entegre edildiğinde kurumu savunmasız bırakır" diyen Altay, işletmelerin bu alanda yaşanan hızlı değişimi doğru okumaları gerektiğini belirtiyor. Araştırmalar, şirketlerin yarısından fazlasının yapay zekayı artık şüpheli aktivitelerin tespiti, öncelikli risklerin tanımlanması ve kritik sistem ve varlıkların kayıt altına alınması gibi temel güvenlik süreçlerinde aktif olarak kullandığını gösteriyor. Bununla birlikte aynı araştırmada, kurumların büyük bölümünün önümüzdeki üç ila beş yıl içinde yapay zekanın siber tehditleri artıracağı yönünde ciddi kaygılar taşıdığı da vurgulanıyor. "Sıfırıncı gün açıkları tehlikeyi gözler önüne seriyor" Fazlanet Bilgi Teknolojileri A.Ş. CEO’su Perviz Altay, uluslararası ölçekte yapılan yapay zeka güvenlik testlerinin tehdit ortamının ne kadar hızlı değiştiğini net biçimde ortaya koyduğunu belirtiyor. Altay, farklı yapay zeka altyapılarına yönelik saldırı denemelerinde birden fazla sıfırıncı gün açığının, yani henüz keşfedilmemiş güvenlik zafiyetlerinin tespit edilmesinin, kurumların güvenlik stratejilerini yeniden gözden geçirmesini zorunlu hâle getirdiğini vurguluyor. Bu tespitlerin, yapay zeka sistemlerinin "varsayılan olarak güvenli" olmadığını gösterdiğini belirten Altay, doğru yapılandırılmayan modellerin tam tersine kurumları daha savunmasız bir noktaya sürükleyebileceği konusunda uyarıyor. "Güvenlik, en başından itibaren yapay zekaya entegre edilmeli" Perviz Altay, yapay zekanın kurumsal yapılara entegrasyonunun yalnızca teknik bir süreç olmadığını; idari, hukuki ve operasyonel boyutları olan çok yönlü bir dönüşüm gerektirdiğini vurguluyor. "Artık kurumlar için en doğru yaklaşım, yapay zekanın sisteme entegre edildiği ilk andan itibaren güvenliği merkeze almaktır. Zero-trust mimarisi, API güvenliği, uç nokta koruması, tehdit istihbaratı ve veri anonimleştirme süreçleri bu dönemin olmazsa olmazlarıdır" diyor. Fazlanet’ten kurumlara bütünleşik güvenlik modeli Fazlanet Bilgi Teknolojileri A.Ş.’nin sunduğu bütünleşik güvenlik çözümlerinin bu ihtiyaçlar doğrultusunda geliştirildiğini belirten Altay, şirketlerin yapay zeka destekli saldırılara karşı hem teknolojik hem de organizasyonel açıdan güçlendirilmesi gerektiğini ifade ediyor. "Kurumlarımıza yalnızca teknik çözüm sunmuyoruz; aynı zamanda bu alandaki değişimi okuyarak yol haritalarını oluşturuyoruz" diyen Altay, dikkat edilmesi gereken bu riskler konusunda iş dünyasını uyarıyor.
Gaziantep Binbir emekle yapılan ’Antep İşi Nakış’ UNESCO tarafından tescillendi Gaziantep’te geçmişten günümüze kadar genç kızların çeyizlerinde kullanılan ve teli çekilebilen özel kumaşlar üzerine model işlenerek kenarı motiflerle süslenen Antep İşi Nakışı, UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne kaydedildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle yürütülen çalışmalar sonuç verdi. Gaziantep’te özellikle gelin çeyizlerinin vazgeçilmez el emeği olan Antep İşi Nakışı’nın gelecek kuşaklara aktarılması ve uluslararası bilinirliğinin artırılması yönünde atılan önemli adımlar sonucunda Antep İşi Nakışı’nı artık tüm dünya tanıyacak. Antep İşi Nakış ile Türkiye’nin UNESCO’daki somut olmayan kültürel miras unsuru sayısı 32’ye yükseldi Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de düzenlenen 20’inci UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Hükümetlerarası Komite Toplantısı’nda alınan kararla Antep İşi Nakışı’nın listeye kabul edilmesi kentte sevince neden oldu. Beyaz ve renkli kumaşlar üzerine beyaz iplikle uygulanan, ipliklerin çekilip kesilmesiyle farklı desen ile modellerin oluşturulduğu Antep İşi Nakışı’nın listeye dahil olmasıyla birlikte Türkiye’nin UNESCO’daki somut olmayan kültürel miras unsuru sayısı 32’ye yükseldi. Böylece Türkiye, dünyada en fazla miras unsuruna sahip 2’inci ülke konumunu korudu. Yapımı büyük emek ve dikkat isteyen, kadınlar tarafından bin bir emek ve zahmetle hazırlanan Antep İşi Nakışı, dünya çapında yer alacak. Antep İşi Nakışı ilmek ilmek bin bir emek ve zahmetle işleyen kadınların tescil sevinci Gaziantep’te çeyizlerin olmazsa olmazı Antep İşi Nakışı’nın korunarak gelecek kuşaklara aktarılması, dünyaya tanıtılması ve yenilikçi dokunuşlarla modern tasarımlarda yer alması en çok nakışı ilmek ilmek bin bir emek ve zahmetle işleyen kadınları sevindirdi. Antep İşi Nakışı’nın UNESCO tarafından tescillenmesi kentte sevince ve heyecana neden olurken genç kızların çeyizinin dünya genelinde tanınması en çok kızları için çeyiz hazırlayan kadınları mutlu etti. Geçmişte genç kızların çeyizinde bulunan nakış sanatı, geleceğe taşınacak Şahinbey Belediyesi’ne bağlı Bostancı Mektebi Kültür Evi’nde Antep İşi Nakış Sanatı kursuna katılan kadınlar, Antep İşi Nakışı’nın UNESCO tarafından tescillenmesinin mutluluğunu yaşadıklarını dile getirdiler. Geçmişte genç kızların çeyizinde bulunan nakış sanatı günümüzde çanta, ayakkabı, tepsi ve elbiselere işlenmesiyle göz alıcı bir tasarım oluştururken, geçmişi geleceğe taşıyan Antep İşi Nakışı’nı kumaşların üzerine iğne ve iplikle sabır, emek ve ustalıkla işleyen kadınlar, Antep İşi Nakışı’nın dünya çapında tanıtılmasına katkı sunan herkese teşekkür ettiler. "Antep İşi Nakış, tek tek ve ilmek ilmek kumaşa işleniyor" Asırlardır kuşaktan kuşağa aktarılan Antep İşi Nakışı’nın hem zarif işçiliği hem de kadınların ekonomik ve sosyal hayata katılımına sunduğu katkıyla öne çıkan önemli bir değer olduğuna dikkat çeken kurs eğitmeni Işık Sağıt, "Bu kursta kursiyerlerim var. Antep İşi Nakışı’nı öğretiyorum. Eğitimlerimiz gayet güzel gidiyor. Kursiyerlerimiz Antep İşi Nakışı yapıyorlar. Tepsiler, çantalar, ayakkabılar, kutnu kumaş üzerine nakış yapıyoruz. Teli kumaşlara çekiliyor, daha sonra dolaması yapılıyor. Her işlemi ayrı ayrı kursiyerler yapıyor. Çeken ayrı, dolayan ayrı ve gül yapan ayrıdır. Daha sonra ise kenarlarına katlama yapılıyor. Çok güzel ürünler ortaya çıkıyor. Antep İşi Nakışı gergahta yapıldığı için çok özel el sanatı ve iğneyle yapılıyor. Tek tek ve ilmek ilmek kumaşa işleniyor" dedi. "UNESCO’ya girdiğimiz için çok mutluyum" Kızının çeyizlerini Antep İşi Nakışı’ndan yaptığı ürünlerle hazırladığını belirten kursiyerlerden Arzu Ümerveklioğlu, "Senelerdir Antep İşi Nakışı yapıyorum. Severek, isteyerek ve zevkle yapıyorum. Çünkü çok emek isteyen ve meşakkatli bir iş. Sevmeseniz zevkle yapamazsınız. Çünkü çok değerli bir iş. Onun için çok mutluyum. Severek yapıyorum. UNESCO’ya girdiğimiz için çok mutluyum. Gaziantep’i böyle değerli kıldığı için UNESCO’ya da teşekkür ederim. Böyle güzelliklerin ve Gaziantep’imizin daha farklı şekillerde yöresel ürünlerle anılması bizi çok mutlu ediyor. Buraya geldiğim için çok mutluyum. Hem arkadaşlarımızla birbirimize terapi anlamında destek oluyoruz hem de el emeği ve göz nuru nakışlarımızı yapıyoruz. Bize böyle bir mekan sağladığı ve böyle öğretmenler gönderdiği için Şahinbey Belediye Başkanımız Mehmet Tahmazoğlu’na da çok teşekkür ediyoruz" şeklinde konuştu. "UNESCO’nun değer vermesi bizi çok sevindirdi" Çocukluğundan bu yana Antep İşi Nakışı işlediğini belirten Hülya Yeşil ise, "Zaten çocukluğumdan beri Antep İşi Nakışı yapıyorum. Burada da değişik tekniklerle değişik modeller yapıyoruz. Çok mutluyuz ve Antep İşi Nakışı bizim için de çok değerli olduğu için UNESCO’nun değer vermesi bizi mutlu etti ve çok sevindik" diye konuştu.