YEREL HABERLER - 12 Mart 2012 Pazartesi 15:17

TAVŞANLI`DA `MEHMET AKİF ERSOY İLE ANLAŞABİLMEK` KONULU KONFERANS

A
A
A
TAVŞANLI`DA `MEHMET AKİF ERSOY İLE ANLAŞABİLMEK` KONULU KONFERANS

Tavşanlı AK Parti Kadın Kolları İstiklal Marşı’nın kabulünün 91. yılı münasebetiyle “ Mehmet Akif Ersoy ile Anlaşabilmek” konulu konferans düzenledi. Konferansa konuşmacı olarak iletişim uzmanı ve yazar Fatih Akbaba katıldı.
Belediye Kültür Sarayı’nda gerçekleştirilen konferansa; Kütahya milletvekili Vural Kavuncu, Kütahya AK Parti İl Başkanı Mustafa Yenipazar, Tavşanlı AK Parti İlçe Başkanı Mehmet Demir, AK Parti Kadın Kolları yöneticileri ve vatandaşlar katıldı.
Saygı Duruşu, İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy’un şiirlerinin okunmasının ardından Tavşanlı AK Parti Kadın Kolları başkanı Dilek Kasımoğlu bir konuşma yaptı.
Kasımoğlu, “Mehmet Akif Ersoy kişiliği, hayatı, eserleri ve özellikle İstiklal Marşı ile bu ülke evladının gönlünde taht kurmuştur. Onun gibi bir edebiyatçı henüz gelmemiştir. Mehmet Akif Ersoy aynı zamanda vatan ve bayrak sevdalısıdır. Çocuklarımız İstiklal Marşını her okuduğunda, kalplerinde vatan ve bayrak sevdası yenilenir. Dini bütünlüğü, İslam felsefesi bakımından görüşü, edebi şahsiyeti ve şairliği onu kalbimizde ebediyen yaşatacaktır. Mehmet Akif Ersoy, Batı Kültürü ile olan etkileşimi kabul etmiş, çağdaş İslam anlayışına sahip olmuştur. Eserlerinin kaynağı hep bu topraklar olmuş, bu kültürden beslenmiştir. Bu vatandan aldıklarını fazlasıyla bu vatanına armağan etmiştir.
Çok değerli edebiyatçımız ve vatan sevdalısı Mehmet Akif Ersoy’u anlamak ve tanımak bu kadar kısa sürede mümkün olmayacaktır elbette… Arzumuz onu evlatlarımızın daha yakından tanıyabilmeleri için yeni projeler üretilmesidir. Teşkilat olarak değerli edebiyatçımızı en iyi anlatacak isimlerden biri olan Fatih Akbaba’ya teklifte bulunduk. Yoğun temposuna rağmen, değerli vakitlerinden bizi ayırarak davetimizi kabul eden Fatih Akbaba Bey Efendiye Tavşanlı Halkı ve Teşkilatım adına teşekkür ediyorum, herkese saygılar sunuyorum” diye konuştu.
İletişim Uzmanı Ve Yazar Fatih Akbaba ise Mehmet Akif’in gençlik yıllarından ve ölümü sonrasında yaşanan olumsuzluklardan bahsetti.
Akbaba, "Önemli olan Mehmet Akif’in şiirlerini iyi okumak değil fikri ve sosyal dünyamızda Akif’in fikirlerinden hangi izler taşıdığımızı sorgulanmasını yapmaktır. Hepimiz isteriz ki Akif gibi bir çocuğumuz olsun. Bunu isteyebilmek için önce Emine Şerife Hanım gibi bir anne, Tahir Efendi gibi bir baba olmak gerekmektedir." Dedi. İstiklal Marşının yeni bir anlayış ve muhakeme yönüyle ele almanın zamanı geldiğini vurgulayan Akbaba, "Bu yönüyle İstiklal Marşı yeniden hem mana hem de hedeflenen amaç
itibariyle üzerinde çalışma yapmamız gereken ciddi bir gönül malzemesi olarak karşımıza çıkmaktadır" dedi.
Akbaba; "İstiklal marşını kabul edenlerin, saygıyla söyleyenlerin onun şairine öldükten sonra bir vebalı gibi davranmış olmasını hiçbir vicdan ve mantık ne kabul edebilir ne de izah edebilir! 91. Yılını kutladığımız İstiklal Marşının kabulünün 90. yılında Mehmet Akif Ersoy Yılı ilan etmişsek bir vefadan bahsetmiş olabilir miyiz? Elbette ki bu kadar unuttuğumuz bir insanı sadece şiirini okuyarak Akif’i iyi anladığımızı düşünüyorsak yanılırız. Bize yakışan onun fikirlerinden ve insani duruşundan faydalanmak ailemize, toplumumuza ve devletimize katkıda bulunmaktır. İşte o zaman Mehmet Akif Ersoy ile anlaşabiliriz diyebiliriz" ifadelerini kullandı.
"Vefası olmayanın sefası olmaz” diyen Akbaba, “bugün halkımız daha güzel yaşayabiliyorsa, Akif’in hayali Asım’ın Nesli olan o dönemin gençliğinin hasbelkader cenazeden haberdar olmasıyla cenazeye sahip çıkmasıyla gerçekleşmiştir diyebiliriz. Zira o vefa bugünün sefası demektir. Dostlar Akif’i çocuklarımızı ve ailemize iyi anlatmalıyız ve Akif gibi dert adamı."
Programın sonunda Tavşanlı AK Parti Kadın Kolları Başkanı Dilek Kasımoğlu Fatih Akbaba’ya günün hatırası olarak fincan takımı ve Leblebi takdim etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilmeye, geliştirilmeye her zaman açık bir sistem olduğunu söyleyerek, "İhtiyaçtan yeni ihtiyaçlar ortaya çıktıkça yeni değerlendirmeler yapıldıkça, dinamik bir şekilde kendini geliştiren bir yapı olduğunu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı. Demokratik sistemlerde farklı yönetim biçimlerinin olduğunu belirten Yılmaz, "Bunların hepsi demokratiktir ama yönetim sistemi olarak farklılık arz ederler. Başkanlık sistemi de vardır, parlamenter sistem de vardır, yarı başkanlık sistemi de vardır. Üçü de demokratik dünyada görülen sistemlerdir. Her birinin de farklı alt versiyonları olduğunu biliyoruz. Örneğin İngiltere’deki parlamenter sistemle kıta Avrupa’sındaki parlamenter sistem arasında da belli farklılıklar olduğunu biliyoruz. Nitekim bizim de önceki sistemimizin farklı bir parlamenter sistem olduğunu hep birlikte biliyoruz. Çok çeşitli zaafiyetler içeren bir sistem olduğunu biliyoruz. Halkımızın referandumda onayıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz Türkiye’nin özel koşullarına uygun, kültürüne uygun bir yapılanmayı gerçekleştirmiş durumdayız. Bu sistem yeni sistem birçok testten başarıyla geçti. Kim ne derse desin. Son beş altı yıl özellikle bir taraftan dünyada belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Risklerin belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Bölgemizde jeopolitik gelişmelerin, savaşların, çatışmaların yoğunlaştığı bir dönem oldu. Pandemi gibi tüm dünyayı sarsan bir hadisenin yaşandığı bir dönem oldu. İçeride yine asıl afeti dediğimiz tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Ekonomik şartlarla ilgili yine çeşitli süreçler yaşandı. Bütün bu süreçlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantajını gördüğümüzü, yaşadığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Hızlı karar alan, uygulayan, etkin bir sistem olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kendisini ispat etmiştir. Ama hep altını çiziyorum. Bugün de ifade edeceğim. Bu daha iyileştirilemeyeceği anlamına da gelmiyor. Daha da iyiye, daha gelişmiş bir yapıya doğru dönüşmeyeceği anlamına da gelmiyor. Tam aksine tecrübelerle yaşadığımız süreçlerle birlikte sistem iyileştirilmeye de her zaman açık bir sistem" şeklinde konuştu. Yılmaz, şöyle konuştu: "İyi ki bu küresel ve bölgesel fırtınalı dönemde Cumhur İttifakı gibi güçlü bir ittifakımız var. İyi ki Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü, dirayetli, tecrübeli bir liderimiz var. Liderlik her zaman önemlidir. Ama fırtınalı zamanlarda zor zamanlarda bir kat daha önemlidir. Bugün Türkiye siyasi istikrarıyla dünyadan birçok alanda pozitif ayrışan bir ülkedir. Sorunlarımız da elbette var ama bu sorunları aşma kapasitemiz de var. Bunu da birçok vesileyle ortaya koymuş durumdayız. Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili saray ifadesini kullanıyor değerli arkadaşlarımız muhalefetten. Tabii ki saray değil orası. Milletin evi. Biz milletin evi olarak görüyoruz ve orası bir gelip bir gün görürsünüz belki. Ziyaret ederseniz nasıl bir, kurgu var zihninizde bilmiyorum ben, ama orası bir çalışma mekanı. Orada bürokratlarımız var. Çalışanlarımız var. Kamu görevlileri var. Gece gündüz bir mesai harcanıyor. Birçok durumda mesai kavramına bakılmadan bu ülkenin ihtiyaç duyduğu çalışmalar, faaliyetler yürütülüyor. Orası hiçbir partiye ait değil. Hiçbir kişiye de ait değil. Milletin evidir. Milletin gönlüne giren külliyenin kapısından da girer. Milletin gönlüne giremeyen oranın bir saray olarak hayalini kurar." Yılmaz, "Bugünkü Cumhurbaşkanlığımız geçmişteki Cumhurbaşkanlığı değil, bazen karıştırılıyor. Sanki o eski sistemimizdeki Cumhurbaşkanlığı makamıymış gibi değerlendiriliyor. Öyle değil. Bugün yönetimimizin merkezi Cumhurbaşkanlığı. Yasamada milli iradenin tecelli Türkiye Büyük Millet Meclisi’miz, gazi Meclisimiz. Yürütmede de milli iradenin tecelli ettiği makam Cumhurbaşkanlığı makamı. Eskiden doğrudan seçilmiyordu biliyorsunuz. Artık doğrudan halkımızın sandığa gidip seçtiği bir Cumhurbaşkanımız var. Milli iradenin doğrudan yansıdığı bir makam var. Ve burada yürütme makamı olarak Cumhurbaşkanlığı eski sistemdeki Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığının birleşmiş hali. Eskiden iki tane ayrı makam vardı biliyorsunuz. Dolayısıyla ayrı maliyetler, masraflar vardı. Aslında yeni sistem bunları sadeleştirmiş durumda. Yıllar itibariyle fark etmekle birlikte geçmişte Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığı bütçelerini birleştirirseniz toplam bütçenin binde üçüne dördüne denk gelirdi geçmişteki masrafla. Bugün binde biri seviyesinde. Binde bir, binde bir nokta bir, binde bin nokta iki seviyesinde. Geçmişe göre çok daha düşük maliyetle çalışan bir merkezden bir karargahtan bahsediyoruz. Yönetim sistemimizin kalbinden bahsediyoruz. Son derece makul düzeylerde bir maliyetle bu stratejik görevin yerine getirdiğini ifade etmek isterim" diye konuştu. Anayasa konusunda Yılmaz, "Burada bizim yaklaşımımız açıktır. Yeni sivil bir anayasayı savunuyoruz. Seçim beyannamemizde de var. Parti programımızda da var. Aslında bütün partilerin seçim beyannamelerinde bu var. Yani millete böyle daha iyi bir anayasa vaadi hemen hemen tüm partilerin seçim beyan namelerinde, politika belgelerinde var. Biz de bu yönde bir çalışmayı, mutfak çalışmasını sürdürüyoruz. Bütün partilere de çağrı yapıyoruz" dedi. Anayasada vesayetçi zihniyetin etkileri büyük oranda giderildiğini söyleyen Yılmaz, "Hala bazı kalıntıları olduğunu görüyoruz. Ancak çok sayıda değişiklikle iç tutarlılığı bir ölçüde zayıfladığını iç yapısında yeni daha tutarlı bir yaklaşımın faydalı olacağını düşünüyoruz. Bunlardan da belki daha önemlisi gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz. Bu anayasa hem devletin kurumlarını daha etkin çalıştıran daha uyumlu çalıştıran bir anayasa olmalı, hem de birey devlet ilişkilerini daha özgürlükçü, daha hak, hukuk temelli tanımlayan bir anayasa olmalı diye inanıyoruz. Ama bu bizim tek başına yapabileceğimiz veya Cumhur İttifakı olarak yapabileceğimiz bir konu değil. Diğer partilerle birlikte en geniş mutabakatı sağlayarak yapmamız gereken bir alan hem sistem eleştirileri yapıp hem de anayasa çalışmalarına girmeyiz diyenlerin çok tutarlı olduğunu ifade edemem doğrusu. Yani eğer gerçekten burada daha iyi bir anayasa, daha iyi bir sistem istiyorsanız buyurun çağrı yapıyoruz; gelin birlikte çalışalım, ortak akılla çalışalım" ifadelerini kullandı.