YEREL HABERLER - 15 Mart 2012 Perşembe 17:06

ÇOMÜ`DE "ÇANAKKALE SAVAŞLARI’NDA CEPHE GERİSİ SAĞLIK HİZMETLERİ SEMPOZYUMU"

A
A
A
ÇOMÜ`DE "ÇANAKKALE SAVAŞLARI’NDA CEPHE GERİSİ SAĞLIK HİZMETLERİ SEMPOZYUMU"

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Aktif Gençlik Topluluğu, Çanakkale Savaşları Araştırma ve Tanıtma Topluluğu, Etik Topluluğu, Kanserle Savaş Topluluğu ve Sağlıkta Bilimsel Araştırmalar Topluluğu’nun katkılarıyla ortak düzenlenen “Çanakkale Savaşları’nda Cephe Gerisi Sağlık Hizmetleri” konulu sempozyum Terzioğlu Yerleşkesi Troia Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan ilk oturumda Yrd. Doç Dr. Ahmet Esenkaya ve Prof. Dr. Ayten Altıntaş birer sunum gerçekleştirdi. Yrd. Doç. Dr. Ahmet Esenkaya’nın Çanakkale Savaşları ve cephedeki gelişmeler hakkında bilgiler verdiği sunumunda Çanakkale Savaşları’nın 18 Mart’ta bitmediğini aksine yeniden başladığını dile getirdi. Ayrıca tüm imkanların kullanılması açısından değerlendirildiğinde en donanımlı cephenin Çanakkale Cephesi olduğunu da ifade eden Yrd. Doç. Dr. Esenkaya, Savaş esnasında zor şartlara rağmen ecdadın her türlü imkanı kullandığını konserve kutularından bile bomba yapımında yararlandıklarını söyledi.
Ardından söz alan Prof. Dr. Ayten Altıntaş, “İşgal Altında Tıbbiye ve Tıp Bayramı” konulu sunumunda çağdaş anlamda ilk Osmanlı Tıbbiyesi’nin 14 Mart 1827 yılında kurulmuş olduğunu buna rağmen bu tarihten evvel de donanımlı tıbbiye hizmetlerinin mevcut olduğunu söyledi. Bu tür bir etkinliğin Çanakkale Savaşlarını ve Şehitleri Anma Haftası’nda gerçekleştirilmesinin esas nedeninin ise ülkemizdeki ilk Tıp Bayramı’nın 14 Mart 1919’un zor savaş şartları altında kutlanmış olmasından kaynaklandığını ifade etti.
Sempozyumun “Çam Gölgesi” adlı tiyatro gösterisiyle başlayan ikinci oturumunda diğer konuşmacılar Doç. Dr. Mustafa Karatepe ve Prof. Dr. Vesile Ünver, “Çanakkale Savaşları’nda Sağlık Hizmetleri” ve “Kadın ve Savaş” konulu sunumlarını gerçekleştirdi. Doç. Dr. Mustafa Karatepe Çanakkale Savaşları’nda sağlık hizmetleri ve orduya ciddi zarar veren önemli hastalıklardan bahsederken, Prof. Dr. Vesile Ünver cephelerde görev almış hemşireleri ve kahramanlıklarını anlattı. Ünver ayrıca, günümüz kadınının iş hayatına atılmasının temelinde hemşirelik mesleğinin yer aldığını söyledi.
Sempozyumun son oturumunda ise Araştırmacı Yazar Gürsel Akıngüç “Günümüzde Şehitliklerimizin Durumu” konulu sunumuyla şehitliklerin şuanki durumları hakkında dinleyicilere bilgiler verdi. Sunumuna muharebe ortamında ve sargı yerlerinde şehit olanlar hakkında bilgi vererek başlayan Akıngüç, günümüzde gün yüzüne çıkarılmamış şehitlikleri, Şevki Paşa tarafından çizilen haritalara dayanarak gösterdi.
Sempozyuma Çanakkale Askeri Hastanesi Baş Tabibi Dz.Tbp. Kd.Alb. İ.Ethem Karaşen, Vali Yardımcısı Canan Hançer Baştürk, ÇOMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Kaya, ÇOMÜ Genel Sekreteri Mustafa Yollu, Genel Sekreter Yardımcısı Vekili Abdurrahman Elçi, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Özdemir, Dekan Yardımcısı ve Rektör Danışmanı Doç. Dr. Mustafa Saçar, Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Murat Coşar’ın yanı sıra çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul YÖK 2025 raporu açıklandı: İGÜ’nün çok boyutlu akademik başarısı tescillendi Yükseköğretim Kurulu tarafından hazırlanan "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" yayımlandı. Rapor, Türkiye’deki üniversitelerin akademik üretimden uluslararasılaşmaya, erişilebilirlikten kalite güvencesine kadar pek çok başlık altında performanslarını ortaya koydu. Rapora göre İstanbul Gelişim Üniversitesi, "Patent, Faydalı Model veya Tasarım" başvurularında Türkiye genelinde 1’inci sırada yer alarak önemli bir başarıya imza attı. Raporda ayrıca İstanbul Gelişim Üniversitesi’nin; akredite lisans programı sayısı, uluslararası öğretim elemanı istihdamı, uluslararası ödüller ve engelli dostu kütüphane kaynakları gibi başlıklarda da ilk 20 üniversite arasında yer aldığı görüldü. Patent başvuruları sayısında zirve İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025’te yer alan verilere göre İstanbul Gelişim Üniversitesi, "Patent, Faydalı Model veya Tasarım" başvurusu sayısı bakımından Türkiye genelinde 1’inci oldu. Bu sonuç, üniversitenin araştırma, yenilikçilik ve ticarileşebilir akademik çıktı üretme kapasitesinin yüksekliğini ortaya koydu. Vakıf üniversiteleri arasında en fazla akredite lisans programına sahip üniversite 2024 YKS kılavuzu verileri esas alınarak hazırlanan değerlendirmede, akredite lisans programı sayısı en yüksek üniversiteler sıralandı. İstanbul Gelişim Üniversitesi, sahip olduğu 44 uluslararası akredite lisans programı ile bu alanda Türkiye genelinde 3’üncü sırada konumlanırken, vakıf üniversiteleri arasında ise 1’inci sırada yer aldı. Raporda bu tablo, akreditasyonun hem devlet hem de vakıf üniversiteleri için giderek daha belirleyici hâle geldiğini gösteren önemli göstergelerden biri olarak değerlendirildi. İGÜ’den çok boyutlu performans Rapora göre 2024 yılı itibarıyla en fazla uluslararası öğretim elemanı istihdam eden üniversiteler arasında İstanbul Gelişim Üniversitesi de yer aldı. 49 uluslararası öğretim elemanı ile İGÜ, bu kategoride Türkiye genelinde 11’inci, vakıf üniversiteleri arasında ise 5’inci sırada konumlandı. Uluslararası alanda kazanılan ödüller açısından yapılan değerlendirmede ise İGÜ, 14 uluslararası ödül ile Türkiye genelinde 15’inci, vakıf üniversiteleri arasında 9’uncu sırada yer aldı. Üniversite kütüphanelerinde bulunan sesli kitap ve engelli dostu dijital kaynaklara ilişkin verilerde İstanbul Gelişim Üniversitesi, 329 bin 6 kaynak ile bu alanda Türkiye genelinde 20’nci, vakıf üniversiteleri arasında 8’inci sırada yer aldı. Raporda, özellikle milyon ve yüz binler düzeyinde kaynağa sahip üniversitelerin erişilebilirlik ve kapsayıcılık açısından stratejik birer merkez hâline geldiği vurgulandı. "Sürdürülebilir bir yükseköğretim modeli inşa ediyoruz" İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin, YÖK tarafından yayımlanan raporda elde edilen sonuçlara ilişkin değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi: "Yükseköğretim Kurulu tarafından yayımlanan bu raporda elde edilen sonuçlar, İstanbul Gelişim Üniversitesi’nin araştırma üniversitesi hedefini bütüncül bir ekosistem anlayışıyla hayata geçirme gayreti içinde olduğunu ortaya koymaktadır. Patent başvurularında Türkiye genelinde birinci sırada yer almamız; üniversite-sanayi iş birliğini merkeze alan, araştırmayı ticarileşebilir çıktılara dönüştüren stratejik yaklaşımımızın somut bir sonucudur. Akreditasyon, uluslararasılaşma ve erişilebilirlik göstergelerinde ilk 3 üniversite arasında yer almamız ise kalite güvencesi, küresel akademik etkileşim ve toplumsal sorumluluk alanlarını birlikte ele alan sürdürülebilir bir yükseköğretim modeli inşa ettiğimizi göstermektedir. İstanbul Gelişim Üniversitesi olarak önümüzdeki dönemde de araştırma, yenilikçilik ve uluslararasılaşma ekseninde şekillenen bu ekosistemi daha da güçlendirerek ülkemizin yükseköğretim ve Ar-Ge kapasitesine katkı sunmayı sürdüreceğiz."
Erzurum Lisede teknolojik dönüşüm Oltu MTAL’de teknolojik dönüşüm başladı, atölyeler yeni nesil makinelerle donatıldı. Erzurum’un Oltu ilçesi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Metal Teknolojisi ile Mobilya ve İç Mekân Tasarımı alanlarında yaptığı büyük teknolojik yatırımla dikkat çekti. Okul bünyesindeki atölyeler, yeni nesil makinelerle yenilenerek öğrencilerin sektör standartlarında eğitim almasına imkân sağladı. "Çelik gibi irade, teknolojiyle buluştu" anlayışıyla hareket eden okul yönetimi, öğrencilerin hem teorik hem de uygulamalı eğitimlerini güçlendirdi. Toplam 13 yeni nesil makinenin kazandırıldığı atölyelerde artık ahşap ve metal alanlarında her türlü üretim yapılabiliyor. Okulda gerçekleştirilen yenileme çalışmalarını yerinde incelemek amacıyla Oltu Kaymakamı Mustafa Çelik, İlçe Milli Eğitim Müdürü İlhami Şahin ve Okul Müdürü Anıl Demircan atölyeleri ziyaret etti. Ziyaret sırasında meslek öğretmenlerinden makinelerin teknik özellikleri ve eğitimdeki kullanım alanları hakkında bilgi alındı. Yetkililer, yapılan yatırımlar sayesinde öğrencilerin iş hayatına daha donanımlı şekilde hazırlandığını belirterek, okulun üretken, geliştiren ve geleceği inşa eden bireyler yetiştirmeye devam edeceğini vurguladı. Öte yandan Bilişim Teknolojileri Alanı atölyesi de yenilenerek 10 adet yeni nesil bilgisayar okul bünyesine kazandırıldı. Oltu MTAL geleceğin yükselen değeri Atölyelerin modern makinelerle donatılmasında emeği geçenlere teşekkür edilirken, Metal Teknolojisi Alanı için alınan makineler şu şekilde sıralandı: Lazer Kaynak Makinesi, Argon (TIG) Kaynak Makinesi, Plazma Kesme Makinesi, Punta Kaynak Makinesi, Mobilya ve İç Mekân Tasarımı Alanı için alınan makineler ise şöyle: Kenar Yapıştırma Makinesi, Planya Makinesi, Şerit Testere Makinesi, Yatay Delik Makinesi, Kalınlık Makinesi, Freze Makinesi, Sütunlu Dikey Matkap, Çoklu Delik Makinesi, Ahşap Lazer Kesim Makinesi, Okul Müdürü Anıl Demircan yapılan 4,5 milyona alınan ve Yapılan yatırımlarla Oltu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, bölgenin mesleki eğitimdeki önemli merkezlerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
İzmir Gazeteci Yazar Gökhan Çelik’ten yeni roman: ’Hilal Birliği’ Gazeteci ve yazar Gökhan Çelik, aynı zamanda Türkiye Atıcılık Federasyonu As Başkanı olarak görev yaparken, edebiyat alanındaki üretkenliğini de yeni romanıyla sürdürüyor. Çelik’in dokuzuncu romanı olan "Hilal Birliği" okurla buluşarak raflardaki yerini aldı. 42. İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı ile birlikte satışa çıkan Hilal Birliği, tarihin gölgelerinde kurulmuş, varlığı hiçbir zaman kayıtlara geçmemiş gizli bir teşkilatın izini sürüyor. Roman, bir milletin hafızasında saklı kalmış, susarak hükmeden ve her dönemde varlığını koruyan bir aklın hikâyesini merkezine alıyor. 1990’lı yılların karanlık sokaklarında bir müzisyenin cebine bırakılan gizemli bir mektupla başlayan hikâye; geçmiş ile geleceği, birey ile devleti, hakikat ile sırrı iç içe geçirerek ilerliyor. Alparslan Türkeş’ten Turgut Özal’a, Muhsin Batur’dan Adil Erdem Bayazıt’a, Barış Manço’dan Necip Hoca’ya uzanan gerçek isimler, romanda tarih sahnesinin perde arkasındaki taşıyıcılar olarak yer alıyor. Yeni eserini okuyucularının beğenisine sunmanın heyecenını yaşadığını ifade eden Çelik, şöyle devam etti: "Hilal Birliği, hayal ile gerçeğin arasındaki en ince çizgide yürürken, okuru yalnızca bir hikâyeye değil bir sorgulamanın içine davet ediyor. İlk satırdan itibaren okur, sanki kendi cebine bırakılmış bir mektubun çağrısıyla baş başa kalıyor ve şu soruyla yüzleşiyor: ’Ben gitmeli miyim?’ " Yeni romanıyla tarihsel derinliği, politik arka planı ve güçlü kurgusuyla, okuru hem düşünmeye hem de hatırlamaya çağıran Çelik, bunu "Çünkü bazı sırlar anlatılmaz; ancak hak edenin kulağına fısıldanır." şeklinde ifade ediyor. Önceki romanları Gökhan Çelik, daha önce "Türk Mülkünün Nizamı: Nizamülmülk", "Ahi Evran", "Denizlerin Tufanı: Piri Reis", "Çaka Bey - Beni Denizlere Gömün", "Fatih Zamanı: Veladet", "Şahzade - Hükümdarlık Satracı", "Kurt Gecesi: İmparatoryum" ve "Kıbrıs Baskını" adlı romanlara imza atmıştı.