YEREL HABERLER - 16 Mart 2012 Cuma 14:06

EĞİTİM FAKÜLTESİ DEKANI PROF DR. SÖNMEZ: "ALAN DIŞI ATAMALARA SON VERİLMELİ"

A
A
A
EĞİTİM FAKÜLTESİ DEKANI PROF DR. SÖNMEZ: "ALAN DIŞI ATAMALARA SON VERİLMELİ"

İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Burhanetin Dönmez, "Alan dışı atama yapılmamalıdır. Derhal hali hazırdaki formasyon programlarına son verilmelidir. Yani öğretmen olarak atanması mümkün olmayan insanların, duygularının sömürülmesi anlamına gelen bu tür uygulamalara son verilmelidir. Çünkü birçok üniversitede bin TL’den başlayıp, 5 bin TL’ye kadar çıkan ücretleri ödemek suretiyle gençlerimiz sömürülüyor" dedi.
Öğretmen Okullarının Kuruluş Yıldönümü nedeniyle Fethi Gemuhluoğlu Anadolu Öğretmen Lisesi tarafından organize edilen tören, Halk Eğitim Merkezi Salonu’nda gerçekleştirildi. Törene İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Burhanetin Dönmez, Milli Eğitim Müdürü Mehmet Bulut, Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Kerem Yıldırım ile kalabalık bir topluluk katıldı.
Törenin açılışında konuşan Milli Eğitim Müdürü Mehmet Bulut, "Toplumu şekillendiren, topluma belli düzeyde bilinç imkanı sağlayan öğretmenlerimiz yüz yıllardır bu okullarda yetişiyor. Öğrtemen okulları gerçekten dönem içerisinde, Türkiye’nin ihtiyacını karşılayacak donanımda. Son yılarda gerek ülkemiz genelinde, gerek ilimiz genelinde öğretmen okulları sayısında bir artış gösterilmiş, ancak lise düzeyindeki eğitimle sınırlı kalınarak, bu şekilde ortaöğretim düzeyinde öğrencilerimiz eğitimlerini
tamamlamaya çalışmıştır. Öğretmen okulları öğrencilerinin üniversiteye girişte fen liselerinden sonra ikinci sıra da yer almaları bu okullarımızı tercih eden öğrencilerimizin gerçekten çok başarılı öğrenciler olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. Öğretmen okulları hiç bir zaman ideolojik yaklaşımlara feda edilmemeli. Tamamen günün şartlarına göre yeniden düzenlenmelidir. Zaman zaman öğretmen okulları biçimsel olarak değişikliğe uğramış, ama özde yine bu okullarımız toplumun öğretmen ihtiyacını karşılamıştır.
Ancak, yer yer Türkiye’deki değişik bakış açıları nedeniyle öğretmen okulları ihtiyacından çok fazla, öğretmen okulu aşamasından sonra üniversitelere öğrenci alınmış. Türkiye’de yüz binlerce eğitim fakültesi mezunu öğretmen olma beklentisine bırakılarak, ne yazık ki öğretmen yapılamamıştır. Yapılan son düzenlemeye göre, ihtiyaç kadar eğitim fakültelerine öğrenci alınacak, onun dışında ihtiyaç dışı öğrencinin eğitim fakültelerine alınmaması gerekiyor" dedi.
Malatya’da yaklaşık 10 bin öğretmen bulunduğunu ve il genelinde öğretmen eksiğinin bulunmadığını belirten Bulut, yaklaşık 200 öğretmen fazlalığının bulunduğunu ve bu öğretmenlerinde raporlu ve izinli öğretmenlerin yerine görevlendirildiğini kaydetti.
Bulut, öğretmen okulları sayısını artığını ve buna paralel olarak Akçadağ Öğretmen Lisesi’ne parelel olarak Darende’de, Arapgir’de ve merkezde Fethi Gemuhluoğlu Öğretmen Lisesi ile birlikte 4 tane öğretmen okulunun bulunduğunu söyledi. Bulut, TOKİ’de hizmetini sürdüren Fethi Gemuhluoğlu Öğretmen Lisesi’nin yeni bina inşaatına ise bu yıl
başlanacağını ve yanında 300 öğrencilik bir de pansiyon yapılacağını ifade etti.
"EĞİTİM FAKÜLTELERİ EŞİT HALE GETİRİLMELİ"
İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Burhanetin Dönmez ise, "Öğretmen yetiştirme sorunu sadece eğitim fakültelerinin sorunu değil. Bu konu Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK ve beraberinde üniversitelerin beraberinde birlikte yerine getirmeleri gereken bir görev. Bu kurumlar arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi gerekiyor. Yeterli bir işbirliğinin olmadığını söylüyorum. Çünkü biz eğitim fakültesi olarak YÖK’ün izni olmadan tek bir öğrenciyi fazladan alma imkanına sahip değiliz. Böyle bir
yetkimiz yok. Öyle ise öğretmen istihdamına yönelik sorunlar varsa, bir birimi varsa, çok sayıda öğretmen yetiştirilmişse, bunun taraflarının da sorumluluk yüklenmesi gerekir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ihtiyacını bir perspektif çerçevesin de, önceden belirlemesi, bu çerçevede, YÖK’ün kontenjanları belirlemesi, bizim de bunları yetiştirmemiz gerekiyor. Bu açıdan sorunlarımız var. Yeni yeni bu konuda ciddi çalışmalar yapılıyor. Son zamanlarda yine bazı yaşananları hatırlamakta yarar var. Öğretmen açığı ve
yığılmalar dikkate alındığında ne yapmamız lazım? Çok ihtiyaç olan alanlarda, hangi alanlar bunlar; özel eğitim gibi, PDR gibi, okul öncesi gibi alanlar da, kontenjanları arttırırken, ihtiyaç olmayan alanlarda kontenjanları azaltıp, eğitim fakültelerinin güçlerini ülkenin acil ihtiyacı olan alanlar da öğretmen yetiştirmeye tahsis etmeleri gerekir. Bir başka nokta, eğitim fakülteleri, ülkenin ihtiyacını fazlasıyla karşılarken, ha bire yeni eğitim fakülteleri açmak, niteliğe katkıda bulunmayacaktır.
Yani İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi 40 yıllık bir fakülte. Ama her gün bakıyoruz, yeni eğitim fakülteleri açılıyor. Biz öğretim üyesi bulmakta zorlanıyoruz, onların bulamayacağı açıkken, nitelik sorunları yaratmaktadır. Hali hazırda eğitim fakülteleri ihtiyacı fazlasıyla karşılamaktadır. Yapılması gereken şey, bu fakültelerin alt yapı ve öğretim elemanı ihtiyacı açısında desteklenmesi ve niteliğinin arttırılmasıdır. Ayrıca bu fakültelerin akredite edilmesi gerekir. Belirli standartlar ölçüsünde tüm
eğitim fakülteleri eşit hale getirilmelidir. Bir öğretmenin bu yada şu fakülteden mezun olması nedeniyle niteliği farklı olmamalıdır" şeklinde konuştu.
"ÖĞRENCİLER SÖMÜRÜLÜYOR"
İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Burhanetin Dönmez konuşmasına şöyle devam etti, "Bir başka nokta, alan dışı atamalar ve formasyon programları. Bir Eğitim Fakültesi Dekanı olarak söylüyorum, eğitim fakülteleri öğretmen ihtiyacını fazlasıyla karşılamaktadır. Alan dışı atama yapılmamalıdır. Derhal hali hazırdaki formasyon programlarına son verilmelidir. Yani öğretmen olarak atanması mümkün olmayan insanların, duygularının sömürülmesi anlamına gelen bu tür uygulamalara son verilmeffdnı
artığını ve buna paralel olarak Akçadağ lidir. Çünkü birçok üniversitede bin TL’den başlayıp, 5 bin TL’ye kadar çıkan ücretleri ödemek suretiyle gençlerimiz sömürülüyor. İhtiyaç varsa amenna. Ama olmadığını, hatta ihtiyaçtan çok fazla yetiştirildiğini ben gayet iyi biliyorum. Yine Talim Terbiye Kurulu’nun 80 sayılı kararı günün ihtiyaçlarına göre yeniden gözden geçirilmelidir. Değişen koşullarda kimlerin öğretmen olabileceğinin yeniden belirlenmesi gerekir."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 28 Şubat davası sanıkları affedildi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile aralarında 28 Şubat sanıkları da olan 14 kişi affedildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile Resmi Gazete’de yayımlanan cezanın kaldırılması ile ilgili kararlar ile aralarında 28 Şubat sanıklarının da olduğu 14 kişi affedildi. Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmek suçundan Ankara 5’inci Ağır Ceza Mahkemesinin 13.04.2018 tarihli kararı ile müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilen Cevat Temel Özkaynak, Çevik Bir, Çetin Doğan ve Aydan Erol kocama hali nedeniyle, Yıldırım Türker ve Erol Özkasnak ise sürekli hastalık hali sebebiyle Anayasanın 104’üncü maddesinin 16’ncı fıkrası gereğince affedildi. Karar ile birlikte, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme suçundan Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 23.12.2019 tarihli kararıyla 2 kez müebbet hapis cezası, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma suçundan 10 ay hapis cezası, kasten yaralama suçundan 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırmasına karar verilen Haci Sülük, sürekli hastalık ve kocama hali kapsamında affedildi. Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Ordu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesinin 31.01.2018 tarihli kararı ile 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Avni Yılmaz ve aynı suçtan Samsun 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinin 21.03.2018 tarihli kararı ile 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası alan Gülbey Sarıoğlu ise sürekli hastalık hali kapsamında olduğu belirlenerek cezası kaldırıldı. Kasten öldürme suçundan Bakırköy 11’inci Ağır Ceza Mahkemesinin 24.12.2014 tarihli kararı ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Sevda Yüksel’in cezası sürekli hastalık halinden dolayı kaldırıldı. Kasten öldürmeye teşebbüs etme suçundan Denizli 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesinin 05.05.2016 tarihli kararı ile 11 yıl 8 ay hapis cezası alan Süleyman Tuna sürekli hastalık hali nedeniyle affedildi. Tasarlayarak kan gütme saiki ile öldürme suçundan Zonguldak 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinin 18.05.2015 tarihli kararı ile 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve tasarlayarak kan gütme saiki ile öldürmeye teşebbüs suçundan 3 kez 18 yıl hapis cezası ve yine farklı mağdurlara karşı yönelik tasarlayarak kan gütme saiki ile öldürmeye teşebbüs suçundan 3 kez 13 yıl hapis cezası, Van 2’nci Asliye Ceza Mahkemesinin 05.12.2013 tarihli kararı ile zincirleme olarak resmi belgede sahtecilik suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılan Abdulhekim Yılmaz’ın kalan cezası da sürekli hastalık ve kocama hali kapsamında olduğu değerlendirilerek kaldırıldı.
İzmir İzmir’de silahla vurulan hastane personeli hayatını kaybetti İzmir’in Konak ilçesinde sokakta bulunduğu esnada tartıştığı kişiler tarafından tabancayla vurulan üç çocuk babası hastane personeli, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Olayla ilgili kimliği tespit edilen 2 şüpheliyi yakalamak için çalışma başlatıldı. Olay, saat 22.00 sıralarında Emir Sultan Mahallesi 1192 Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde temizlik görevlisi olarak çalışan Yücel Ecelioğlu (37), sokakta tartıştığı iki kişi tarafından tabanca ile vuruldu. Ecelioğlu göğsüne isabet eden kurşunla yaralanırken şüpheliler olay yerinden kaçtı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Polis çevrede güvenlik önlemleri alırken ağır yaralandığı belirlenen Yücel Ecelioğlu, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Evli ve üç çocuk babası olduğu öğrenilen talihsiz adam, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Ecelioğlu’nun cenazesi yapılan incelemenin ardından İzmir Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı. Şüpheliler belirlendi, polis peşine düştü Olayın ardından şüphelileri yakalamak için çalışma başlatan Konak İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri olayı gerçekleştiren şüphelilerin B.E. (19) ve R.A. (22) olduğunu tespit etti. 2 şüpheliyi yakalamak için başlatılan çalışma sürüyor.
İzmir İzmir’de 4 gün eylem ve gösteri yasak Kobani Davası olarak da bilinen "6-8 Ekim Terör Olaylı Davası"nın sonuçlanmasının ardından İzmir Valiliği tarafından yapılan duyuruda, kentte 19 Mayıs’a kadar kentte toplantı, yürüyüş gibi eylemlerin yasaklandığı bildirildi. 18’i tutuklu 108 ismin yargılandığı ve kamuoyunda Kobani Davası olarak bilinen "6-8 Ekim Terör Olaylı Davası"nın 83’üncü duruşması bugün görüldü. Duruşmada açıklanan kararlara göre Selahattin Demirtaş’ın da içinde bulunduğu birçok isme hapis cezası verildi. İzmir Valiliğinin resmi sitesinde yapılan açıklamaya göre, kentte bu konu ile ilgili yapılması muhtemel her türlü açık yer toplantıları ile gösteri yürüyüşleri, toplu olarak karşılama ve uğurlama merasimleri, basın açıklaması, oturma eylemi, miting, çadır kurma, imza kampanyası, stant açma, anma töreni, şenlik, konser, eğlence, oyun, gösteri vb. türdeki tüm eylem ve etkinliklerin yasaklandığı bildirildi. Duyuruda 16 Mayıs itibariyle başlayan yasaklama kararının 19 Mayıs saat 23.59’a kadar süreceği de aktarıldı. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "İlimiz farklı noktalarında terör örgütüne müzahir şahıs veya şahıslarca toplanılarak, PKK/KCK terör örgütünü ve elebaşı Abdullah Öcalan’ı övücü mahiyette eylemlerde bulunulabileceği, vatandaşların can ve mal güvenliğini olumsuz yönde etkileyecek fiillerin meydana gelebileceği, kanuna aykırı süreç işletileceği ve karşıt görüşlü grupların bir araya gelerek istenmeyen olaylara sebebiyet verilebileceği değerlendirilmektedir. Milli birlik ve beraberliğimizi zedeleyici provokatif eylemlerin önüne geçilebilmesi, milli güvenlik, kamu düzeni ve güvenliğinin tesisi, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, olası yasadışı eylemlerin önlenerek müessif olayların yaşanmaması amacıyla ve kamu düzeni ve güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulacağına ilişkin ciddi belirtilerin bulunduğu hususu göz önüne alındığında can ve mal güvenliğinin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyetin ve kamu esenliğinin sağlanmasının amacıyla; 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunun 17. ve 19. maddeleri ile 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunun 11. maddesi hükümleri gereğince; ’Demokratik Siyasette Israrcıyız! Halkların Dayanışması ve Birleşik Mücadele İle Kumpasları Aşacağız, 6-8 Ekim Terör Olaylı davası’ ile ilgili yapılması muhtemel her türlü açık yer toplantıları ile gösteri yürüyüşleri, toplu olarak karşılama ve uğurlama merasimleri, basın açıklaması, oturma eylemi, miting, çadır kurma, imza kampanyası, stant açma, anma töreni, şenlik, konser, eğlence, oyun, gösteri vb. türdeki tüm eylem ve etkinliklerin İzmir il merkezi ve ilçeler dahil olmak üzere, tüm il sınırları içerisinde (Coğrafi Alan-İl Merkezi, İlçeler/Polis ve Jandarma sorumluluk bölgelerinin tamamı) 16.05.2024 günü saat 17.30’dan 19.05.2024 günü saat 23.59’a kadar 4 (dört) gün süreyle yasaklama kararı alınmıştır."