POLİTİKA - 22 Mart 2012 Perşembe 13:38

BAKAN EROОLU: "İSTANBUL`UN 2060 YILINA KADAR SUYU HAZIR"

A
A
A
BAKAN EROОLU: "İSTANBUL`UN 2060 YILINA KADAR SUYU HAZIR"

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, İstanbul`un 2060 yılına kadar suyunun hazır olduğunu söyledi.
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Eresin Otel`de düzenlenen "Uluslararası Su Birliği 3. Eski Medeniyetlerde Su ve Atıksu Teknolojileri Konferansı"na katıldı. Bakan Eroğlu burada yaptığı konuşmada, İstanbul`da Roma döneminden kalan kemerlerin görülebileceğini ifade ederek, dünyanın en uzun su yolunun da İstanbul`da olduğunu söyledi. Roma ve Doğu Roma zamanında genelde suların sarnıçlarda toplandığını belirten Eroğlu, Osmanlı döneminde ise sarnıçlardan çeşme sistemine geçildiğini anlattı.
İstanbul`un tarihi suyollarından hala suların aktığını ifade eden Eroğlu, tarihte İstanbul`un su sorununun çözümü için imparatorların, padişahların gayretlerinin olduğunu kaydetti. İstanbul`da yaşanan göçlerle su sıkıntısının arttığını da belirten Eroğlu, İstanbul`a yılda 500 bin kişinin göç ettiğini söyledi. İstanbul`un su sorununu çözmenin zor olduğunu ifade eden Bakan Eroğlu, İSKİ Genel Müdürü olduğu dönemde tarif edilmez bir su sıkıntısı ile karşı karşıya kaldıklarını ve dönemin Büyükşehir
Belediye Başkanı olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile büyük düşünerek bu sıkıntıyı çözdüklerini kaydetti.
Avrupa yakasının içme suyu ihtiyacını karşılayacak Melen Projesi hakkında da bilgi veren Eroğlu, "185 kilometre uzunluğundaki su hattında boğazın altından geçen tünel inşaatı sona erdi. 185 kilometre öteden dev borularla içme suyu getiriyoruz. İlk defa dünyada biz boğazın altından bir tünel açarak Büyük Melen suyunu Avrupa yakasına taşıyoruz. Tünel bitti, bu sene dağıtım başlanacak" diye konuştu.
İstanbul`da içme suyu ve atık su alanında çok önemli yatırımların yapıldığına dikkat çeken Bakan Eroğlu, "İstanbul`da su kaçağı yüzde 65`ti. Biz ilk önce bütün şebekeyi yeniledik, modern isale hatları yaptık. Su sıkıntısı yok. Avrupa`nın en kaliteli suyu İstanbul`da akıyor" ifadelerini kullandı.
İstanbul`da vatandaşların yüzde 99`unun suyunu temin ettiklerini anlatan Bakan Eroğlu, 2060 yılına kadar su ihtiyacının karşılandığını ifade etti. 81 vilayetle ilgili eylem planı yaptıklarını aktaran Bakan Eroğlu, "Plan yapılmadan bir işi başarmak mümkün değildir. Biz de 81 vilayetimizle ilgili eylem planı hazırladık. Şu ana kadar tam ihtiyacı olan 47 şehrimizin eylem planını tamamladık. İzmir`in, Diyarbakır`ın, Şanlıurfa`nın içme suyu problemini kökünden çözdük" dedi.
Dünya Su Günü`nde su ve gıda güvenliğinin konuşulduğunu kaydeden Bakan Eroğlu, "Gelin hep birlikte bir su fonu ve gıda fonu oluşturalım. Afrika`daki insanları düşünmek boynumuzun borcu değil mi? 935 bin kişiye Nijer`den Somali`ye kadar su götürdük. Zengin insanlar buna katkı sunsa Afrika`da aç ve susuz insan kalmaz" şeklinde konuştu.
Atık sularla ilgili de İstanbul`da büyük çabaların sarf edildiğini anlatan Eroğlu, kentte atık suların yüzde 90`ının arıtıldığını kaydetti.
Konuşmaların ardından Bakan Eroğlu tarafından katılımcılara günün anısına plaket sunuldu. 96 sunumun yapılacağı konferans, 24 Mart`ta sona erecek.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Silifkeli üreticiler ada çayı hasadına başladı Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı öncülüğünde gerçekleştirilen fide ve fidan dağıtımı projesi kapsamında ada çayı fidesi alan Silifkeli üreticiler hasada başladı. Tıbbi ve aromatik bir bitki olan ada çayını hasat eden üreticiler, yine Büyükşehir Belediyesi tarafından verilen distilasyon ünitesinde yağını çıkartarak satışa sunuyor. Belediyenin sağladığı bu destekler sayesinde atıl araziler tarıma kazandırılırken, üreticiler de gelir elde ediyor. O üretici ailelerden biri de Silifke’nin Çaltıbozkır Mahallesi’nde yaşayan Tombul ailesi. 2 çocuğu da üniversitede okuyan Tombul ailesi, ada çayından elde ettikleri geliri çocuklarının eğitimi için kullanacak. Yıllar önce arpa ve buğday ekerek değerlendirdikleri arazilerini istedikleri verimi alamayınca boş bırakan Tombul ailesi, belediyenin desteğiyle toprağını da ekonomisini de yeniden canlandırdı. 2022 ve 2023 yılında ada çayı fidesi desteği alan aile, ikinci kez hasat yapıyor. Aile, hasadın ardından Büyükşehir Belediyesinin Çaltıbozkır Üretim ve Pazarlama Kooperatifi’ne hibe ettiği distilasyon ünitesi ile ürünlerinin yağını çıkartarak satışa sunuyor. Silifke’nin Ovacık Mahallesi’nde yaşayan Fatma Aydın da Büyükşehir Belediyesi sayesinde ada çayı fidesi ile tanışarak üretim yapan üreticilerden. Ada çayı ile başlayan Aydın, şimdilerde birbirinden farklı bitkilerin yağını çıkartarak kazanç elde ediyor. Bitkilerin kullanım alanları ile ilgili de eğitim alan Aydın, ürünlerini pazarlarken alıcılara da detaylı bilgi verebiliyor. 2022 ve 2023 yılında Silifke’de 9 mahallede 72 üreticiye verilen ada çayı desteği ile 72 dekar alan ada çayı üretimine kazandırıldı. Gıda, baharat, bitkisel çay, ilaç, kozmetik ve parfümeri sanayisinde değerlendirilen ada çayı fidesi, geniş kullanım alanı sayesinde üreticilere de ürünü farklı değerlendirme alanları sunuyor. Silifke’nin toprak yapısına oldukça uyum sağlayan ada çayı, az su ihtiyacı dolayısıyla da zahmet istemeyen bir bitki özelliği taşıyor. “Başkanımızın bu desteği olmasaydı, arazimiz boş kalacaktı” Ada çayı desteğinden faydalanan üretici Hamza Tombul, arazisinin yıllarca boş kaldığını ifade ederek, “Burası atıl durumdaydı. Daha önceleri arpa ekiyorduk, onu da ekmez olmuştuk” dedi. Ada çayı ile kendilerine yeni bir kazanç kapısının açıldığını söyleyen Tombul, “Yağını çıkartarak satmayı düşünüyoruz. Çocuklarımızı okutuyoruz. Vahap Başkanımıza tarıma verdiği destekten dolayı teşekkür ederiz. Başkanımızın bu desteği olmasaydı, arazimiz boş kalacak, bizim de bir gelirimiz olmayacaktı” diye konuştu. “4 yıldır belediyenin tarımsal desteklerinden yararlanıyoruz” Silifke’nin Ovacık Mahallesi’nde yaşayan üretici Fatma Aydın ise belediyenin fide-fidan destekleriyle ’Teksin’ uygulaması üzerinden tanıştığını ve özellikle kızının eğitim masraflarını karşılayabilmek için bu işe atıldığını söyleyerek, “Bana, ‘50 yaşından sonra niye bir işletme kuruyorsun?’ dediklerinde, ‘Çocuğumu daha rahat okutabilmek için demiştim.’ Bunu duyan Vahap Başkanımız, bütün kadınlara olduğu gibi, bana da destek oldu” şeklinde konuştu.
Sivas 16 milyon TL’ye satışa sunulan kilise, açık artırmayla alıcısını bulacak Sivas’ın Hafik ilçesinde bulunan ve 19’uncu yüzyılda yapıldığı düşünülen tarihi kilise, açık artırma usulü ile satılacak. Sivas’ın Hafik ilçesine bağlı Göydün köyünde bulunan ve daha önce satışa sunulan tarihi kilise, açık artırma usulü ile alıcısını bulacak. 19’uncu yüzyılda inşa edildiği düşünülen Surp Garabet Kilisesi, bir dönem köy sakinleri tarafından çeşitli şekillerde kullanıldı. Bir diğer adı Tuzhisar Kilisesi olan, tarihi yapının sahibi Hatice Akay tarafından 16 milyon TL bedelle satışa çıkarıldı. Yurtdışından kişilerin ve ünlü sanatçıların talip olduğu kilise, açık artırma ile satılacak. 5 milyon TL ile başlayacak olan açık artırma, 100 bin TL artırılacak. Ünlü sanatçılar talip oldu Kilise ile ilgili bilgiler veren emlak danışmanı Abdulvahap Yıldız, ”Kiliseyi satışa sunduktan sonra aşırı bir talep oldu ama tarihi bir yapıya sahip olduğu için içerisinde bir restorasyon olacağı için açık artırma üzerinden satışa sunmayı planlıyoruz. Yurtdışından ve ünlü sanatçıların menajerleri aracılığıyla çok görüşme yaptık. Hala görüşme aşamasında olduklarımız var” dedi. Kilisenin restore edilmesi gerektiğini söyleyen Yıldız, “Bu kilise, yıllarca ibadethane görevi gördüğü için bu yapıyı değerli birisine vermek istiyoruz. Buranın değerini bilecek, katkı sağlayabilecek ve gerçekten restore edebilecek birine vermek için çabalıyoruz. Açık artırma noter huzurunda ve gizlilik esasıyla yapılacak. 5 milyon TL’den başlayacak ve peylerimiz 100 bin TL olacak. Burası ibadethane olarak da kullanılabilir ama biz gerçekten bu kültüre sahip çıkacak birisinin eline geçmesini istiyoruz” ifadelerine yer verdi.
Antalya Bir annenin en acı çığlığı: “8 yıldır anne sözünü duyamadım” Antalya’da 7 çocuğundan 4’ü ALS hastası olan anne, 8 yıldır ‘anne’ sözüne hasret. Çocuklarının durumlarının gittikçe ağırlaştığını belirten anne, “Bayram oluyor ağlıyorum, düğün oluyor ağlıyorum, çocuklar okula gidiyor ağlıyorum. Çünkü onları hayal ediyorum” dedi. Şırnak’ta oturan Delila (51) ve Ağit (59) Acer çiftinin 7 çocuğundan Elif (16), Ersin (18), Viyan (23) ve Vahide Acer’e (33), ALS hastalığı teşhisi konuldu. 4 çocuk, zamanla tüm vücut fonksiyonlarını kaybetti. Acer çifti bu süreçte çocuklarını bir an olsun yalnız bırakmayarak tüm bakımlarını üstlendi. Çocuklarının sağlıklarına kavuşması için tüm imkanlarını seferber eden çift birçok İl’de temaslarda bulundu. Çocukları için son olarak Ankara’ya da giden Acer ailesi umduklarını bulamayınca, son çare 4 yıl önce Şırnak’tan Antalya’ya taşındı. ALS hastalığı teşhisi konulan çocuklara engelli maaşı da bağlandı. Çocuklarının hepsini fizik tedaviye götürmenin çok zor olduğunu ifade eden anne Delila Acer, bu tedavinin evde gerçekleşmesinin kendilerine çok büyük kolaylık sağlayacağını söyledi. “8 yıldır ‘anne’ sözünü duyamadım” Çocuklarının gün gittikçe durumlarının ağırlaştığını aktaran Acer, “Hayatımı çocuklarıma adadım. Önceden ‘anne’ diyorlardı. 8 yıldır ‘anne’ sözünü duyamadım. Bunu demelerini, yürümelerini çok istiyorum. Anne demelerini, yürümelerini ve iyileşmelerini istiyorum. Bayram oluyor ağlıyorum, düğün oluyor ağlıyorum, çocuklar okula gidiyor ağlıyorum. Çünkü onları öyle hayal ediyorum” diyerek gözyaşı döktü.