POLİTİKA - 26 Mart 2012 Pazartesi 14:56

ARINÇ`TAN GÜNDEM DEОERLENDİRMESİ

A
A
A
ARINÇ`TAN GÜNDEM DEОERLENDİRMESİ

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakan Erdoğan`ın kamuoyuna yansıyan YGS sisteminin kaldırılacağı ve dershanelerin kapatılacağı yönündeki açıklamasını değerlendirdi. Arınç, "Eğitim sistemi yeterli olursa, öğrenci öğreneceği her şeyi okulunda öğretmenlerinden öğrenirse, sınavları da daha kolaylıkla hazırlanabilirse, easında bu dershanelere ihtiyaç kalmayabilir" dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, İzmir Kestanepazarı Eğitim Kurumları ziyareti öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Başbakan Erdoğan`ın önceki YGS sisteminin kaldırılacağı ve dershanelerin kapatılacağı yönündeki açıklamasını değerlendiren Başbakan Arınç, zenginleştirilerek parlamentoda kabul göreceğini düşündükleri 4+4+4 eğitim sisteminin nitelikli bir eğitim sistemi olduğuna dikkat çekti.
Dershanelerin özellikle veliler açısından hem şikayet hem de memnuniyet içerdiğini aktaran Arınç, şöyle konuştu: "Dershaneler hayatın bir gerçeği. Gençlerimiz ortaokuldan itibaren sınavlara hazırlanmak için bu dershanelere gidiyorlar, eksikliklerini giderip sınav sistemine adapte olmak istiyorlar. Halkımız bundan hem memnun hem de masraf gerektirdiği için şikayetçi. Kolay değil. Çünkü, bu dershanelerin yaşaması için öğretmenlerine para ödüyor, kira veriyorlar. Bütün bunları da karşılamak için öğrenciden
para alıyorlar. Eğitim sistemi yeterli olursa, öğrenci öğreneceği her şeyi okulunda öğretmenlerinden öğrenirse, sınavlara daha kolaylıkla hazırlanabilirse. Esasında bu dershanelere ihtiyaç kalmayabilir. Mevcutları kapatarak yola devam edeceğiz yerine eğitimi güçlendirerek dershanelere ihtiyaç duyulmayacak hale getirebiliriz diye düşünebiliriz. Kaldı ki mevcut dershanelerde öğretmenlerle elinde bir takım araç gereçleri ile bir eğitim sistemini de okulların da yerini tutabilir."
Bu konuda çalışmalar olduğunu anlatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dolayısı ile 4+4+4 çıktığı zaman dershaneler kapatılacak diye bir şey söz konusu değil. Önemli olan gençlerimizin ayrıca masrafa ihtiyacı kalmaksızın ve bütün sınavlarda başarılı olmak amacıyla okul içi eğitimin daha da güçlenmesi ve takviye edilmesidir. Dershanelerde başka bir eğitim kurumu haline gelecektir"
MUHTARLIKTA NEREYE ÇAОIRIRLARSA ORAYA GELİRİM
Önceki gün Bursa`da Muhtar Birlikleri Derneği Federasyonu`nda, "Emekli olursam bir köyde muhtarlığa aday olabilirim" açıklamasının basın mensupları tarafından hatırlatılması üzerine konuya açıklık getiren Başbakan Yardımcısı Arınç, ifadenin latife amaçlı kullanıldığını belirterek; "Kanunlar çıktığı zaman aynı bakanlar gibi yetkilere sahip olacaksınız" dedim. Benim de emekliliğim yaklaşıyor. Üçüncü dönemin bitmesine az kaldı. Dönem bitince yapacağım iş bir köyde muhtar olacağım. Neresi olursa nereden
çağırırlarsa seçtikleri takdirde muhtar olurum" dedi.
KENTSEL DÖNÜŞÜM YASASI NİSAN`DA ÇIKIYOR
İzmir`den başlatılması planlanan kentsel dönüşüm yasasından Bursa`nın da faydalanması gerektiğini belirten Arınç, sözlerini şöyle tamamladı: "Bursa`nın da acilen kentsel dönüşüme ihtiyacı var. 250 bin ruhsatsız ve kaçak inşaat var. Her il kendi ihtiyaçlarını düşünerek öncelikli olarak uygulamanın gayretinde. Çok iyi bir hazırlık yaptık. 4+4+4 sistemi ile ara verilecek daha sonra kentsel dönüşüm yasası Nisan ayının sonuna doğru çıkabilir. Muhalefet partisi de Anayasa Mahkemesine gidecekse güle güle
gitsin. Bu bir yasal haktır. Kanunun daha iyi çıkması için bir haktır"
Arınç, açıklamalarının ardından basına kapalı olarak ziyaretini gerçekleştirdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilmeye, geliştirilmeye her zaman açık bir sistem olduğunu söyleyerek, "İhtiyaçtan yeni ihtiyaçlar ortaya çıktıkça yeni değerlendirmeler yapıldıkça, dinamik bir şekilde kendini geliştiren bir yapı olduğunu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı. Demokratik sistemlerde farklı yönetim biçimlerinin olduğunu belirten Yılmaz, "Bunların hepsi demokratiktir ama yönetim sistemi olarak farklılık arz ederler. Başkanlık sistemi de vardır, parlamenter sistem de vardır, yarı başkanlık sistemi de vardır. Üçü de demokratik dünyada görülen sistemlerdir. Her birinin de farklı alt versiyonları olduğunu biliyoruz. Örneğin İngiltere’deki parlamenter sistemle kıta Avrupa’sındaki parlamenter sistem arasında da belli farklılıklar olduğunu biliyoruz. Nitekim bizim de önceki sistemimizin farklı bir parlamenter sistem olduğunu hep birlikte biliyoruz. Çok çeşitli zaafiyetler içeren bir sistem olduğunu biliyoruz. Halkımızın referandumda onayıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz Türkiye’nin özel koşullarına uygun, kültürüne uygun bir yapılanmayı gerçekleştirmiş durumdayız. Bu sistem yeni sistem birçok testten başarıyla geçti. Kim ne derse desin. Son beş altı yıl özellikle bir taraftan dünyada belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Risklerin belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Bölgemizde jeopolitik gelişmelerin, savaşların, çatışmaların yoğunlaştığı bir dönem oldu. Pandemi gibi tüm dünyayı sarsan bir hadisenin yaşandığı bir dönem oldu. İçeride yine asıl afeti dediğimiz tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Ekonomik şartlarla ilgili yine çeşitli süreçler yaşandı. Bütün bu süreçlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantajını gördüğümüzü, yaşadığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Hızlı karar alan, uygulayan, etkin bir sistem olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kendisini ispat etmiştir. Ama hep altını çiziyorum. Bugün de ifade edeceğim. Bu daha iyileştirilemeyeceği anlamına da gelmiyor. Daha da iyiye, daha gelişmiş bir yapıya doğru dönüşmeyeceği anlamına da gelmiyor. Tam aksine tecrübelerle yaşadığımız süreçlerle birlikte sistem iyileştirilmeye de her zaman açık bir sistem" şeklinde konuştu. Yılmaz, şöyle konuştu: "İyi ki bu küresel ve bölgesel fırtınalı dönemde Cumhur İttifakı gibi güçlü bir ittifakımız var. İyi ki Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü, dirayetli, tecrübeli bir liderimiz var. Liderlik her zaman önemlidir. Ama fırtınalı zamanlarda zor zamanlarda bir kat daha önemlidir. Bugün Türkiye siyasi istikrarıyla dünyadan birçok alanda pozitif ayrışan bir ülkedir. Sorunlarımız da elbette var ama bu sorunları aşma kapasitemiz de var. Bunu da birçok vesileyle ortaya koymuş durumdayız. Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili saray ifadesini kullanıyor değerli arkadaşlarımız muhalefetten. Tabii ki saray değil orası. Milletin evi. Biz milletin evi olarak görüyoruz ve orası bir gelip bir gün görürsünüz belki. Ziyaret ederseniz nasıl bir, kurgu var zihninizde bilmiyorum ben, ama orası bir çalışma mekanı. Orada bürokratlarımız var. Çalışanlarımız var. Kamu görevlileri var. Gece gündüz bir mesai harcanıyor. Birçok durumda mesai kavramına bakılmadan bu ülkenin ihtiyaç duyduğu çalışmalar, faaliyetler yürütülüyor. Orası hiçbir partiye ait değil. Hiçbir kişiye de ait değil. Milletin evidir. Milletin gönlüne giren külliyenin kapısından da girer. Milletin gönlüne giremeyen oranın bir saray olarak hayalini kurar." Yılmaz, "Bugünkü Cumhurbaşkanlığımız geçmişteki Cumhurbaşkanlığı değil, bazen karıştırılıyor. Sanki o eski sistemimizdeki Cumhurbaşkanlığı makamıymış gibi değerlendiriliyor. Öyle değil. Bugün yönetimimizin merkezi Cumhurbaşkanlığı. Yasamada milli iradenin tecelli Türkiye Büyük Millet Meclisi’miz, gazi Meclisimiz. Yürütmede de milli iradenin tecelli ettiği makam Cumhurbaşkanlığı makamı. Eskiden doğrudan seçilmiyordu biliyorsunuz. Artık doğrudan halkımızın sandığa gidip seçtiği bir Cumhurbaşkanımız var. Milli iradenin doğrudan yansıdığı bir makam var. Ve burada yürütme makamı olarak Cumhurbaşkanlığı eski sistemdeki Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığının birleşmiş hali. Eskiden iki tane ayrı makam vardı biliyorsunuz. Dolayısıyla ayrı maliyetler, masraflar vardı. Aslında yeni sistem bunları sadeleştirmiş durumda. Yıllar itibariyle fark etmekle birlikte geçmişte Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığı bütçelerini birleştirirseniz toplam bütçenin binde üçüne dördüne denk gelirdi geçmişteki masrafla. Bugün binde biri seviyesinde. Binde bir, binde bir nokta bir, binde bin nokta iki seviyesinde. Geçmişe göre çok daha düşük maliyetle çalışan bir merkezden bir karargahtan bahsediyoruz. Yönetim sistemimizin kalbinden bahsediyoruz. Son derece makul düzeylerde bir maliyetle bu stratejik görevin yerine getirdiğini ifade etmek isterim" diye konuştu. Anayasa konusunda Yılmaz, "Burada bizim yaklaşımımız açıktır. Yeni sivil bir anayasayı savunuyoruz. Seçim beyannamemizde de var. Parti programımızda da var. Aslında bütün partilerin seçim beyannamelerinde bu var. Yani millete böyle daha iyi bir anayasa vaadi hemen hemen tüm partilerin seçim beyan namelerinde, politika belgelerinde var. Biz de bu yönde bir çalışmayı, mutfak çalışmasını sürdürüyoruz. Bütün partilere de çağrı yapıyoruz" dedi. Anayasada vesayetçi zihniyetin etkileri büyük oranda giderildiğini söyleyen Yılmaz, "Hala bazı kalıntıları olduğunu görüyoruz. Ancak çok sayıda değişiklikle iç tutarlılığı bir ölçüde zayıfladığını iç yapısında yeni daha tutarlı bir yaklaşımın faydalı olacağını düşünüyoruz. Bunlardan da belki daha önemlisi gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz. Bu anayasa hem devletin kurumlarını daha etkin çalıştıran daha uyumlu çalıştıran bir anayasa olmalı, hem de birey devlet ilişkilerini daha özgürlükçü, daha hak, hukuk temelli tanımlayan bir anayasa olmalı diye inanıyoruz. Ama bu bizim tek başına yapabileceğimiz veya Cumhur İttifakı olarak yapabileceğimiz bir konu değil. Diğer partilerle birlikte en geniş mutabakatı sağlayarak yapmamız gereken bir alan hem sistem eleştirileri yapıp hem de anayasa çalışmalarına girmeyiz diyenlerin çok tutarlı olduğunu ifade edemem doğrusu. Yani eğer gerçekten burada daha iyi bir anayasa, daha iyi bir sistem istiyorsanız buyurun çağrı yapıyoruz; gelin birlikte çalışalım, ortak akılla çalışalım" ifadelerini kullandı.