GENEL - 29 Kasım 2018 Perşembe 13:24

Erzincan Belediye Başkanı Cemalettin Başsoy Hayvan Bakım Evi’ni denetledi

A
A
A
Erzincan Belediye Başkanı Cemalettin Başsoy Hayvan Bakım Evi’ni denetledi

Erzincan’da sosyal medyada yapılan olumsuz paylaşımlar sebebiyle habersiz olarak sabahın erken saatlerinde Hayvan Bakım Evi’ni incelemeye giden Başsoy hayvanların yaşam ortamlarını inceledi ve herhangi bir olumsuzluk olmadığını dile getirdi.

Erzincan’da sosyal medyada yapılan olumsuz paylaşımlar sebebiyle habersiz olarak sabahın erken saatlerinde Hayvan Bakım Evi’ni incelemeye giden Başsoy hayvanların yaşam ortamlarını inceledi ve herhangi bir olumsuzluk olmadığını dile getirdi.


Burada bir açıklama yapan Başsoy, “Şu anda Erzincan Belediyemize ait hayvan bakım evindeyiz. Burası 5199 sayılı kanuna göre kurulmuş sahipsiz hayvanların bakımlarının yapıldığı, ameliyatlarının yapıldığı, ilaçlamalarının yapıldığı Bakım Evi olarak geçiyor. 5199 sayılı kanun gereği Sokak hayvanlarının tabiatta korunması, onların tekrar doğaya kazandırılması için kanunlarla düzenlenmiş ve burada belediyemiz yaklaşık 10 yıldır bu hizmeti vermektedir. Sizin de sabahtan ziyaret ettiğiniz gibi bugün görüntülerini aldığınız bu ortamda yaklaşık Şu anda 50 tane hayvanımız bulunmaktadır. Kanun gereği sokakta başıboş gezen, yaralanan, hastalanan hayvanlar yine bizim ekiplerimiz tarafından yakalanıyor buraya getiriliyor, burada kısırlaştırmaları yapılıyor, tedavileri yapılıyor, ilaçlamaları yapılıyor ve 10 gün sonra da tekrar doğaya bırakılıyor." dedi.


Kanun gereği bunların ilelebet hayvan bakım evinde barındırılması mümkün değildir


Hayvanların bakım evinde sürekli barındırılmalarının mümkün olmadığını belirten Başkan Başsoy "Vatandaşlarımızın yanlış bir algılaması var işte bu hayvanlar toplansın götürülsün, bakım evinde ilelebet bakılsın. Kanun buna müsaade etmiyor, bu nedenle de biz üzerimize düşen yasaların bize yüklemiş olduğu sorumluluklar çerçevesinde buradaki bakım evinde yaklaşık 10 yıldır çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Burası bizden önceki belediye başkanımız tarafından kurulan bir bakım evi ve biz de göreve geldikten sonra sürdürdük. Burada yaklaşık 15 tane personelimiz çalışmaktadır. Bir tane Veteriner İşleri müdürümüz var bir veterinerimiz var, teknikerlerimiz var, temizlik görevlerimiz var ve sokakta yakalama timlerimiz var. Bu şekilde çalışmalar faaliyetler devam etmektedir." diye konuştu.


Bakım Evi’nde herhangi bir olumsuzluk olmadığını gözlemledik


Hayvan barınağında herhangi bir olumsuzluğun bulunmadığını belirten Başsoy "Sosyal medyaya düşen son dönemdeki haberler var. Hayvan severler derneği tarafından işte Erzincan da hayvan bakım evinde hayvanlara iyi bakılmadığı, burada yemlemelerin, aşılamaların yapılmadığı ile ilgili haberler çıktı. Bunun Üzerine de biz Bugün sizlerle beraber hayvan Bakım Evi’ndeki buradaki Köpekleri, Kedileri birlikte ziyaret ettik, denetledik ve burada herhangi bir olumsuzluk olmadığını gözlemledik. Arkadaşlarımızı da tebrik ediyorum, ben buraya bu sabah habersiz geldim hiç bir tanesinin de haberi yoktu. Geldik denetlememizi yaptık ve her şeyin düzenli olarak gittiğini gördük. Benim görevi devraldığımdan bugüne kadar yaklaşık 1950 ye yakın hayvan kısırlaştırılmış, 850’ye yakın hayvanın bakımı, tedavisi yapılmış ve doğaya bırakılmış." dedi.


Doğal ortamda doğan 10 yavrunun 10’unun birden yaşama şansı yok


Açıklamasına devam eden Başkan Başsoy "Taktir edersiniz ki doğal olarak bir hayvan bir köpek 10 tane yavru yapıyorsa özelliklede sahipsiz hayvanlarda yavru ölümleri gerçekleşmektedir. Doğada doğum yapan sahipsiz hayvanlar var bunun yerini biz hemen tespit edemeyebiliyoruz. Bunlar doğal ortamda yavruladıkları için 10 yavrunun 10’unun birden yaşama şansı yok. Bu doğadaki bütün hayvanlar da bu şekildedir. Bu nedenle doğada çöpte olsun, sokakta olsun, parkta bahçede olsun ölü yavrular görebiliyoruz. Bu doğal hayattır bunların hepsini de yaşatma şansımız yoktur." dedi.


Burada en çok Hayvan Severlere, Hayvan Severler Derneğine ve Yöneticilerine Görev Düşüyor


Hayvan severlere büyük sorumluluk düştüğünü belirten Başsoy "Teknik olarak şöyle bir durum söz konusu, bir şehirde yaşayan nüfusun yüzde onu kadar sokak hayvanı yaşadığı tahmin edilmektedir. Siz de takdir edersiniz ki bu hayvanların her birinin yerini tespit edip yavrularına bakılması mümkün değildir. İşte tam burada kime görev düşüyor hayvan severlere, hayvan severler derneğine, yöneticilerine ve bunlarla ilgili olanlara görev düşüyor. Bizim ulaşamadığımız yerlerde özellikle sokaklarda, çöplüklerde, ormanların içerisinde, parkta bahçede başıboş gezip yavrulamış köpekler gördükleri zaman bize ilettiklerinde bunların tedavilerine biz zaten yardımcı oluyoruz. Bize ulaştıramadıkları takdirde en yakın veteriner işleri Müdürlüğü’ne götürerek de orada da tedavileri, aşıları yaptırılabilir." dedi.


Bunların hepsinden bizim haberimizin olması mümkün değil


Hayvanları korumanın görevleri olduğunu belirten Başkan Başsoy "Hayvan severler derneği ne de buradan sesleniyorum siz de lütfen sokakta ölmüş bir köpeği görüp bunu hemen hayvan Bakım Evindeki sorumlulara yüklemeniz doğru bir şey değil. Biz en üst seviyede kanunun bize vermiş olduğu yetki çerçevesinde hayvanların, sokak hayvanların korunması, bunların bakımları, tedavi ettirilmeleri, kısırlaştırmalarıyla ilgili konularda en üst seviyede hassasiyette çalışıyoruz. Bundan kimsenin endişesi olmasın. Ama tekrar ediyorum gezen hayvan, sokak hayvanları bazen gidiyor çöpte yavru yapıyor, bazen gidiyor parkta ormanlık alanın bir köşesinde yavrulayıp orada yavruları büyütmeye çalışabiliyor. Bunların hepsinden bizim haberimizin olması mümkün değil. Hemşerilerimiz gördükleri yerlerde böyle durumlarda bizlere ihbar ettikleri takdirde biz de elimizden gelen tüm çaba ve gayretle bizde bir söz vardır Ağızsız dilsiz hayvanları korumak, onlara bakmak, yaralarını tedavi etmek bizim görevimiz bundan kimsenin endişesi olmasın. Ama bunu kötü niyetle de sokakta bir hayvan ölmüşse veya çöpte hayvan yavrulamış orada yavruları telef olmuşsa bu doğanın kanunudur, bunun hepsinin yaşatılması mümkün değildir. Bazen olumsuz şeyleri görüyoruz üzülüyoruz. Bunların Belediyenin bakım evine mal edilmesini kabul etmiyoruz bunları art niyetli olarak da kullananları şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Sizler de bu konuya hassasiyet gösterdiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Türkiye-Cezayir KEK 12. Dönem Toplantısı’nın kapanış oturumu Ankara’da gerçekleştirildi Türkiye-Cezayir Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 12. Dönem Toplantısı’nın kapanış oturumu Ankara’da gerçekleştirildi. Toplantıda ekonomiden bilgi teknolojilerine, eğitimden sağlığa, kültürden turizme, ticaretten sosyal politikalara kadar birçok alanda iki ülke arasındaki iş birliğinin genişletilmesi konusunda anlaşmaya varıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile Cezayir Enerji ve Madenler Bakanı Mohamed Arkab, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda heyetler arası görüşmeler yaptı. Görüşmenin ardından Türkiye-Cezayir Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 12. Dönem Toplantısı’nın kapanış oturumu gerçekleştirildi. Düzenlenen kapanış oturumunda konuşan Bakan Göktaş, 2023 yılı sonunda Türkiye ve Cezayir arasında ikili ticaret hacminin 6,3 milyar dolar olarak gerçekleştiğinin altını çizerek, bu rakamın iki ülke arasındaki en yüksek seviye olduğunu kaydetti. Bakan Göktaş, gelecek dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’un hedef olarak belirlediği 10 milyar dolar ikili ticaret hacmine kolaylıkla ulaşılabileceğine inandığını ifade etti. Bakan Göktaş, her iki ülkenin de önem verdiği ‘Tercihli Ticaret Anlaşması’ müzakerelerinin başlanması yönünde alınan karardan memnuniyet duyduğunu kaydetti. “Cezayir’de bir anaokul ve bir ilkokul ile eğitim ve öğretime başlanmasını planlıyoruz” Bakan Göktaş, Cezayir’de 33 bin Türk vatandaşı, Türkiye’de ise 12 bin Cezayir vatandaşının yaşadığına dikkati çekerek, “Geçtiğimiz yıl 2 bin 196 Cezayirli öğrencinin Türkiye üniversitelerinde eğitim görmelerine destek olarak gençlerimizin kültürel etkileşimine ve geleceklerine destek olduk. Gençlerimiz ülkelerimiz arasında sevgi köprüleri kuran birer gönül elçisidir. Türkiye Maarif Vakfımızın resmi süreçleri tamamlanmasının ardından Cezayir’de de bir anaokulu ve bir ilkokul ile eğitim ve öğretime başlanmasını planlıyoruz. Eğitimde tecrübe paylaşımını ülkelerimizin geleceği açısından değerli bir yatırım olarak görüyoruz” şeklinde konuştu. Türkiye ile Cezayir arasındaki uçuşlarda sefer sayısı artırıldı Bugünkü toplantıda ekonomiden bilgi teknolojilerine, eğitimden sağlığa, kültürden turizme, ticaretten sosyal politikalara kadar birçok alanda iki ülke arasındaki iş birliğinin genişletilmesi konusunda anlaşmaya varıldığını kaydeden Bakan Göktaş, “Gerçekleşen verimli görüşmelerin ülkelerimiz arasındaki ekonomik ilişkileri çok daha ileri bir noktaya taşıyacağına gönülden inanıyorum. Dün Karma Ekonomik Komisyonu vesilesiyle Sivil Havacılık Genel Müdürlüğümüz ile Cezayir Sivil Havacılık Otoritesi arasında da bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma ile iki ülke arasındaki hava ulaşımında haftalık 35 olan uçuş sefer sayısının 80 uçuşa çıkarılması ve uçuş noktalarına ilişkin kısıtlamaların kaldırılması kararı alındı. Bu anlaşma Türkiye ve Cezayir ilişkileri açısından memnuniyet verici bir gelişmedir” diye konuştu. Konuşmaların ardından iki bakan KEK toplantı tutanağını imzaladı.
Bolu Öğrencilerin düzenlediği “Tükettikçe Tükeniyoruz Başka Dünyamız Yok” paneline yoğun ilgi Bolu’da lise öğrencileri tarafından hazırlanan “Tükettikçe Tükeniyoruz Başka Dünyamız Yok” başlıklı paneli yoğun ilgi gördü. Panele katılarak öğrencilerin sunumuna katkı sunan İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi Başkanı İlhan Sağsen, “İklim değişikliği uzun dönemde yağış ve sıcaklık patenlerini bozuyor. Dolayısıyla da bu hem doğal afetlerin miktarını, hem sıklığını hem de şiddetini arttırıyor” dedi. Liselerde Bilim Uygulamaları Projesi çerçevesinde Bolu İzzet Baysal Anadolu Lisesi’nden 6 öğrenci, küresel ısınma ve iklim değişikliği ile alakalı panel düzenledi. Panel başkanlığını Sude Özkan, sunumu ise İrem Gülmez, Şevval Can, Elif Yusufoğlu, Abdullah Çilingir, Umutgün Acer yaptı. “Tükettikçe Tükeniyoruz Başka Dünyamız Yok” başlıklı panele öğrencilere katkı sunmak için Bolu Teknokent bünyesinde faaliyet gösteren İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi Başkanı İlhan Sağsen ve Prof. Dr. Fatih Aydın da katıldı. Öğrencilerin yaptığı sunumun ardından konuklar yaptıkları bilimsel araştırmaları öğrencilere aktardı. Milli Eğitim Müdürlüğü’nün toplantı salonunda gerçekleştirilen panele çok sayıda öğrenci ve öğretmen katılım sağladı. “Geniş bir kitleye erişebilme imkanı bulacağız” Öğrencilerle panele katılmaktan dolayı mutlu olduklarını ifade eden İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi Başkanı Doç. Dr. İlhan Sağsen, “İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi olarak Bolu genelinde bütün ortaokul ve liselerimize farkındalık söyleşilerinde bulunuyoruz. Burada İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzle ve İzzet Baysal Anadolu Lisesi’yle beraber iklim değişikliğiyle alakalı program gerçekleştireceğiz. Bu programın güzel yanı öğrencilerimizle beraber bir panele katılacağız. İklim değişikliğiyle alakalı onlar sunumlarını yapacak. Bizler de iklim değişikliğiyle mücadelede çözüm yolları, sıfır atık, geri dönüşüm, enerji verimliliği, enerji tasarrufu, bu konularda Bolu genelinde bir bilgilendirme yapmış olacağız. Dolayısıyla da aslında bu hem bizim yapmak istediğimiz bu farkındalık söyleşilerinden bir tanesi ama bu sefer daha geniş bir kitleye erişebilme imkanı bulacağız” diye konuştu. “Yeni ağaçların dikilmesi son derece önemli” Çevre kirliliğine karşı önlem alınmazsa 50 yıl sonra yaşamı olumsuz etkileyecek olan birçok olumsuzluğun meydana geleceğini ifade eden Doç. Dr. Sağsen, “Orman olması son derece önemli. Yani bu dünya için yağmur ormanları, bizim ormanlarımız da dahil olmak üzere Türkiye’deki ormanlar çünkü ormanlar, okyanuslarla beraber en büyük karbon yatakları. Bizim tabiri caizse akciğerlerimiz olarak hep nitelendirilir. Aslında bu emisyonları emdiği içindir, karbon yutakları olduğu için. Dolayısıyla ormanlaşmanın devam etmesi yani orman kesiminin olmaması, hatta yeni ağaçların dikilmesi son derece önemli. Önlemler alınmazsa Türkiye genelinde ve küresel olarak sadece bir ulus devletin önlem alması da yetmiyor bu süreçte. Başta su kaynakları olmak üzere yaşamı olumsuz etkileyen birçok olumsuzlukla biz karşı karşıya geleceğiz” dedi. “İklim değişikliği uzun dönemde yağış ve sıcaklık patenlerini bozuyor” Son dönemde yaşanan fırtına, sel gibi afetlerin iklim değişikliği ile doğrudan bağlantısı olduğunu dile getiren Doç. Dr. Sağsen, “İklim değişikliği uzun dönemde yağış ve sıcaklık patenlerini bozuyor. Dolayısıyla da bu hem doğal afetlerin miktarını, hem sıklığını hem de şiddetini arttırıyor. Bunları engellemek için aslında Paris İklim Antlaşması çerçevesinde devletlerin üzerine düşen bazı sorumluluklar var. Emisyonları düşürmek, üretim teknolojilerini modernleştirmek, enerji verimliliğini arttırmak, bunun dışında kullandığımız enerji tipini değiştirmek, yani konvansiyonel yakıtlar yerine, özellikle kömür kullanımı yerine yenilenebilir enerji teknolojisine yönelmek. Bu noktada en önemli bizim kaynaklarımız. Bunun dışında da ekolojiyi korumak, yani okyanusları, denizleri kirlenmekten korumak. Geçtiğimiz günlerde yine bizim üzerinde durduğumuz tek kullanımlık plastiklerden vazgeçmek. Bunların tamamı ekolojik dengeyi alt üst ediyor. O yüzden bu konu ve bireysel olarak da biraz ihtiyaç analizinizi doğru yapmak, yani üretim tüketim neyi alıyoruz, neyi almıyoruz? Bu analizi doğru yapmak bu noktada önemli” dedi.