GENEL - 26 Temmuz 2019 Cuma 16:22

"Bedenin örtülmesi, dinî bir yükümlülüktür"

A
A
A
"Bedenin örtülmesi, dinî bir yükümlülüktür"

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 26 Temmuz 2019 tarihli cuma hutbesinde ‘Beden Mahremiyeti ve Tesettür’ konusu aktarılırken, “Mümin bakışlarıyla hiç kimseyi rahatsız etmemeli, sınırlarını bilmelidir.

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 26 Temmuz 2019 tarihli cuma hutbesinde ‘Beden Mahremiyeti ve Tesettür’ konusu aktarılırken, “Mümin bakışlarıyla hiç kimseyi rahatsız etmemeli, sınırlarını bilmelidir. Halk arasında yaygın olarak kullanılan “Güzele bakmak sevaptır” sözünün yüce dinimiz İslam’da karşılığı yoktur. Zira güzel ya da çirkin fark etmeksizin her insanın mahremiyet hakkı vardır” denildi.


81 ildeki camilerde yayınlanan hutbede şu ifadelere yer verildi:


“Ey Ademoğulları! Size mahrem yerlerinizi örtecek giysi, süsleneceğiniz elbise var ettik. Takva elbisesi var ya, işte o daha hayırlıdır. Bunlar Allah’ın âyetlerindendir. Umulur ki düşünüp öğüt alırlar” ayeti ile başlayan hutbe şöyle:


Bedenin örtülmesi, dinî bir yükümlülüktür


Bedenimiz, ruhumuz gibi Rabbimizin bizlere lütfettiği büyük bir nimet, aynı zamanda bir emanettir. İnanan her erkek ve kadın, bu emanete sahip çıkmakla mükelleftir. Nitekim sahip olduğumuz her nimet gibi bedenimizin de üzerimizde hakkı vardır. Nimetin kıymetini bilen her mümin, bedenini Salih ameller işleme ve iyiliğe yardım etme yolunda kullanmalıdır. Zira gün gelecek, bedensel gücümüzü, güzelliğimizi ve yeteneklerimizi hangi amaçla kullandığımızın hesabı sorulacaktır.


Bedenimiz ile ilgili sorumluluklarımızın başında onu örtmek, kem gözlerden ve kem sözlerden muhafaza etmek gelir. Bedenin örtülmesi, her şeyden önce dinî bir yükümlülüktür. Aynı zamanda fıtrî ve ahlâkî bir davranıştır.


Örtünmek, başkalarından ziyade, insanın kendisi için yaptığı bir iyiliktir. İnsanın kendisine olan saygısının ve özeline sahip çıkmasının bir göstergesidir. Mahrem yerleri örtmek, vücuda olan itinanın ve hayâ duygusunun bir yansımasıdır. Sadece insana has olan hayâ duygusunun kaynağı ise, Peygamberimizin ifadesiyle imandır. Doğduğunda bir örtüye sarılıp annesine emanet edilen insanoğlu, öldükten sonra da bir örtü altında yıkanır ve yine bir örtüyle kefenlenerek toprağa verilir.


Bakışlarıyla hiç kimseyi rahatsız etmemeli


Mümin, kendi bedenine duyduğu saygıyı, bir başkasına da göstermek zorundadır. Vücudunu izinsiz ve haksız bakışlara karşı örttüğü gibi, bir başkasının mahremiyetine de hürmet göstermelidir. Bakışlarıyla hiç kimseyi rahatsız etmemeli, sınırlarını bilmelidir. Halk arasında yaygın olarak kullanılan “Güzele bakmak sevaptır!” sözünün yüce dinimiz İslam’da karşılığı yoktur. Zira güzel ya da çirkin fark etmeksizin her insanın mahremiyet hakkı vardır.


Yüce Rabbimiz, bu hususta müminleri şöyle uyarır: “Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar.” “Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet yerlerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine kadar salsınlar.”


Ayet-i kerimelerin apaçık beyanıyla, Cenâb-ı Hak, erkek ve kadın bütün müminlerden edeb ve mahremiyet konusunda hassasiyet bekler. Gözlerimizi haramdan çevirmenin ve tesettüre riayet etmenin hepimiz için bir vecibe olduğunu ifade buyurur. Özellikle erkekler için beden sağlığını da tehdit eden dar giysiler, mahremiyetin korunmasını sağlamadığı için tesettür bilincine uymaz. Tesettür bilinci ise bedeni örtmek kadar, kalbi ve aklı da her türlü kötülüğe, fuhşiyata ve harama karşı kapatmak, örtmek ve korumaktır.


Rabbimiz ile aramızdaki bağı zayıflatmayalım


İffet, kadına, erkeğe, gence, yaşlıya kısacası her insana yakışan üstün bir meziyettir. Irz ve namus dokunulmazlığı, insanların ortak değeridir. Bu değere riayet etmek kadını ne kadar saygın kılıyorsa, erkeği de o derece saygın kılar. Zira kadınıyla erkeğiyle her insan mükerremdir.


Mahremiyete özen göstermek, takvanın yani Allah’a karşı saygılı ve sorumluluk sahibi bir duruşun gereğidir. Öyleyse bedenimizi bize lütfeden Rabbimiz ile aramızdaki bağı zayıflatmayalım. O’nun sevdiği ve razı olduğu bir ömür yaşayalım. Bedenimizin kıymetli ve dokunulmaz, ruhumuzun şerefli ve saygın olduğunu bilelim. Ailemize ve bilhassa çocukluk çağından itibaren yavrularımıza mahremiyet bilinciyle özgüven aşılayalım. Erdemli bir toplum olmanın, ahlaki, manevi ve kültürel değerlerimize sahip çıkmaktan geçtiğini unutmayalım.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Mayıs ayında yağan dolu üreticiyi vurdu Denizli’nin Buldan ilçesinde etkili olan şiddetli dolu yağışı, üzüm ve zeytin başta olmak üzere ekili arazilere zarar verdi. Yaklaşık 5 santimetre biriken dolu, şehir stadını ve sokakları beyaz örtüyle kapladı. Son yılların en kurak kış mevsimi geçiren Denizli’de bugün aniden bastıran şiddetli dolu yağışı Bulda ilçesindeki tarım arazilerinde büyük zarar yol açtı. Meteorolojinin günler öncesinden uyardığı dolu yağışı, öğleden sonra etkili olmaya başladı. Buldan ilçesi ve çevresinde yaklaşık yarım saat devam eden dolu yağışı nedeniyle cadde, sokak ve arazilerde 5 santimetreyi bulan dolu birikintileri oluştu. Günlük yaşamı ve trafik akışını olumsuz yönde etkileyen şiddetli dolu yağışı, Buldan Şehir Stadını da bembeyaz bir örgütle kapladı. Buldan şehir merkezinin yanı sıra Doğanköy, Oğuz, Bölmekaya ve Yenicekent mahallelerinde daha fazla etkili olan dolu yağışı, başta meşhur Sultani üzüm bağları ve zeytinlikler olmak üzere meyve bahçeleri ve daha kısa bir süre önce dikilmiş olan sebze fidanlarına zarar verdi. Yeni oluşmaya başlayan meyveleri ve yaprakları döken dolu, sebze fidelerini de kırdı. Buldan Çiftçi Malları Koruma Derneği Başkanı Özkan Gümüş, yaptığı açıklamada öğleden sonra etkili olan şiddetli dolu yağışının başta zeytin olmak üzere kayısı, erik, badem, kiraz, vişne ağaçlarında, üzüm bağlarında ve sebze ekili arazilerde büyük zarara yol açtığını belirtti.