GENEL - 09 Ekim 2020 Cuma 09:12

Azerbaycanlı doktorlar: “Karabağ bizimdir, biz topraklarımızı geri alacağız”

A
A
A
Azerbaycanlı doktorlar: “Karabağ bizimdir, biz topraklarımızı geri alacağız”

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Tıp Fakültesinde eğitimlerini devam ettiren Azerbaycanlı doktorlar, Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarına yönelik saldırılarına tepki göstererek, "Karabağ bizimdir bizim olacaktır.

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Tıp Fakültesinde eğitimlerini devam ettiren Azerbaycanlı doktorlar, Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarına yönelik saldırılarına tepki göstererek, "Karabağ bizimdir bizim olacaktır. Biz topraklarımızı geri alacağız. Türkiye bizim yanımızda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkürlerimizi bildiriyoruz” dediler.


Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Tıp Fakültesinde eğitimlerini devam ettiren Azerbaycan Tıp Üniversitesi hekimleri ellerinde Türkiye ve Azerbaycan bayraklarıyla Ermenistan’ın saldırılarına tepki gösterdiler.


Azerbaycanlı doktorlar Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdülmecit Kantarcı’yı ziyaret ederek Türkiye’nin Azerbaycan’a her platformda verdiği destekten dolayı teşekkür ettiler. Dekan Prof. Dr. Abdülmecit Kantarcı yaptığı açıklamada, “Dost ve kardeş ülke Azerbaycan’ın geçirdiği bu zor günlerde Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi olarak tıp fakültesi özelinde yanlarında olduğumuzu bildirmemiz gerekiyor. Bu bağlamda Azerbaycan’dan bizim tıp fakültemize gelen öğrenciler eğitimlerini sürdürüyor. Her türlü desteğimiz kardeş ülkemizin yanındadır. İnşallah buradan yetişecek doktorlar orada ki kardeşlerimizin sağlıklarında ve ülkelerine hizmette önemli görevler alacaklar. Hem fakülte olarak hem de Binali Yıldırım Üniversitesi olarak kardeş ülkemizin yanındayız. Kapılarımız, tüm imkanlarımız kendimizden hiçbir şekilde ayrı görmediğimiz kardeş ülkemizin yanında olacaktır” dedi.


Tıp eğitimi alan Azerbaycanlı hekim Humeyre Rzayeva, “Ermeni tarafını tutanlar ve bize durun diyenler siz bizim halkımızın ne çektiğini açana biliyor musunuz ? 1992’den bu yana Azerbaycan halkına zulüm ediliyor. Çocuklar katlediyor. 27 Eylülden bu yana biz 27 can verdik. 120 yaralımız var. 27 ölüden üç tanesi çocuk. Bu çocukların ölümünün cezasını ne zaman çekecek bunlar. Bunların sivil insanları hedef alması ilk değil, ta eskiye dayalı, sırf Türk olduğumuzdan dolayı hep Azerbaycanlıları katlettiler. 1992’de 613 sivil insan öldü. Bunlardan 63 tanesi çocuktu, hem de öyle normal ölümle ölmediler, derileri soyuldu, hamile kadınların karınlarına batırdılar. Onların tek bir korkusu vardı. Kundaktaki çocuklar geri dönecekti ve intikamını alacaktı. Şu anda o çocuklar geri döndü ve biz topraklarımız geri istiyoruz. Karabağ bizimdir bizim olacaktır.



“Haklı savaşımızda tüm dünyanın yanımızda olmaya sesleniyoruz”


Bizim topraklarımızı terk etmeniz lazım. Eğer terk etmezseniz Azerbaycan askeri zaten geri alacaktır. Biz devletimize de askerimize de güveniyoruz. Azerbaycan halkı İlham Aliyev’in yanındadır. Haklı savaşımızda tüm dünyanın yanımızda olmaya sesleniyoruz. Azerbaycan resmi olarak Ermenistan tarafında teröristlerin PKK’lıların olduğu resmi olarak kanıtladı. Neden dünya buna bir şey demiyor. Neden kimse gelip Azerbaycan’da sivillerin ölümünü dünyaya yetiştirmeye çalışmıyor. Neden herkes susuyor. Bilmiyor musunuz yoksa bilmek mi istemiyorsunuz, duymuyor musunuz yoksa duymak mı istemiyorsunuz lütfen duyun artık Azerbaycan’ın sesini, bizim çocuklarımız ölüyor. Sivillerimiz ölüyor. Bizim evlerimizin dağılmasını biz dilimize bile getirmiyoruz. Sadece artık sivillerimizin ölmesini istemiyoruz. Lütfen topraklarımızdan çıkın. Birleşmiş Milletler’in(BM) kararıyla Karabağ bizimdir. Ben Türkiye halkına teşekkür diyorum. Türkiye halkı her zaman hakkın yanındadır. Her zaman doğrunun yanındadır ve bu günde bizim yanımızdadır. Sözlerim ulu önder Haydar Aliyev’i sözleriyle sonvermek istiyorum “Ben hep gurur duydum. Bugünde gurur duyuyorum ki ben Azerbaycanlıyım” bugün de ben gurur duyuyorum ki ben Türk’üm ve Türk milletine hizmet ediyorum” diye konuştu.



“Türkiye’ye sarılıyoruz”


Azerbaycanlı hekim Türkan Memmedli ise, “Şu anda Türkiye’ye eğitimimi ileriye taşımak için geldim. Bunu için Erzincan yetkililerine minnettarlığımı bildiriyorum. Bizim Azerbaycan’da sivillerimizi öldürülüyor, katlediyorlar ve hiçbir hak hukuk tanımıyorlar. Avrupa’da her zaman haktan hukuktan konuşuyor. Bunu neden görmüyorlar biz buna çok yanıyoruz, ağlıyoruz. Bizim insanlarımızın katledilmesine, çocuklarının öldürülmesine çok ağlıyoruz. Biz zaten topraklarımızı geri döndüreceğiz bunu biliyoruz. Mesela bir Türk atasözü vardır söylersiniz ki “güneş balçıkla sıvanmaz” hiç kimse Allah’ın hakikatlerinin üstünü örtemez. Herkes her şeyi biliyor. Bizde biliyoruz, Avrupa’da biliyor. Sadece Avrupa duymak istediğini duyuyor, görmek istediğini görüyor. Biz bunu biliyoruz bu yüzden Türkiye’ye sarılıyoruz. Bizim bizden başka kimsemiz yok bunu da biliyoruz. Biz sırf Türk’üz diye bizi öldüren insanlar var, ve bunu da Avrupa destekliyor. Mesela bir ermeni doktoru Zori Balayan’ın kendisi kitabında diyor ki biz bir deney yaptık bir Azeri çocuğu Türk diye derisini soyduk, 7 dakika sonra öldü. Bununla ruhum sakinledi diyor. Avrupa da o kitapları alıyor bir hazla okuyor, ve bunu Avrupa destekliyor.



“Biz topraklarımızı geri alacağız”


Biz buradan bütün Avrupa’ya sesleniyoruz Siz varsanız da yoksanız da biz Türk’üz, siz bizi hiçbir zaman bitiremeyeceksiniz. Biz topraklarımızı geri alacağız. Türkiye bizim yanımızda biz onlara güveniyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkürlerimizi bildiriyoruz. Biz hiçbir zaman demiyoruz ki Aliyev bizim Başbakanımız, Erdoğan’da bizim Başkanımız. Türk halkına çok teşekkür ediyoruz. Buraya geldiğimizde Türk bir arkadaşımız bize dedi ki belki diğer devletler bir silah gönderir, ne yaparsa yapsın ama biz Türkiye halkı olarak Azerbaycan için ölürüz dedi. Bundan gözyaşlarımı tutamadım bunun için çok heyecanlıyım. Hislerimi duygularımı şu an titreyerek söylüyorum. Bizim insanlarımız çocuklarımız şu an öldürülüyor ve bunun için yanıyoruz. Bütün dünyaya sesleniyoruz ki artık susmayın bu kadar katil olamayın, siz susarak zaten katile yardım ediyorsunuz” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa ANASİAD Genel Başkanı Hakan Birkan: "Hep birlikte ekonomiye odaklanmalıyız" Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANASİAD) Genel Başkanı Hakan Birkan, Türkiye’nin bir süredir yüksek enflasyon, yüksek faiz ve döviz fiyatlarındaki uyumsuzlukla mücadele ettiğini, bu yüzden tüm kesimlerden siyasi çekişmeleri geride bırakarak sadece ekonomiye odaklanması gerektiğini söyledi. TÜİK’e göre, Tüketici Fiyat Endeksinin nisanda aylık bazda 3,18, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksinin de yüzde 3,60 artış gösterdiğini, yıllık enflasyonun tüketici fiyatlarında yüzde 69,80, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 55,66 olarak gerçekleştiğine dikkat çeken ANASİAD Genel Başkanı Hakan Birkan, iş dünyası için en büyük sorunun enflasyon olduğunu, bunun yanı sıra yüksek faiz nedeniyle paraya ulaşmanın zorlaştığını bunun da yatırım ve üretimin önündeki engeller olduğunu belirterek, “Ülkemizdeki tüm kesimlerin kısır çekişmeleri bir kenara bırakarak biran önce gerçek gündem olan ekonomiye odaklanmasını gerekiyor. Merkez Bankası, yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 36 olarak açıkladı. Ancak iş dünyası olarak bu yılı yüzde 43-44 bandında tamamlanmasını bekliyoruz. Bununla birlikte ihracatın sıkıntıya girmemesi ve ithalatın cazip hale gelmemesi için kur ile enflasyon arasındaki dengenin de kopmaması lazım. Kuru baskılayarak enflasyonu tutmanın kısa vadeli birtakım faydaları olabilir ama bu ithalatı artıran, ihracatı baskılayan unsurdur. Bu da kapatmak için büyük bir mücadele içinde olduğumuz dış ticaret açığımızı olumsuz yönde etkileyecektir" dedi. Yüksek faiz politikası sebebiyle banka kredisi maliyetlerinin çok yüksek olduğunu belirten Hakan Birkan, enflasyonun yüksek olduğu bir ortamda, kredi maliyetlerinin enflasyon üzerinde konumlanmasının piyasanın bir gerçeği olduğunu kabul ettiklerini ama ticari faaliyetleri devam ettirmek için de kredi kullanımının zorunlu olduğunu vurguladı. Beklentilerinin enflasyonun makul seviyeye inmesi, buna bağlı olarak da faizlerin ve kredi maliyetlerinin daha uygun bir noktaya gelmesi olduğunu ifade eden Birkan, “Elbette kredi maliyetlerinin aşağıya çekilmesi, enflasyonun aşağıya çekilmesiyle uyumlu bir halde olacaktır. Bu yüzde de el birliği ederek önce enflasyonla topyekûn mücadele etmeliyiz. Türkiye 2 yıldır seçim atmosferinde. Uygulanan seçim ekonomisi bütün dengeleri bozdu. Diğer yandan uzun bir pandemi sürecinin ardından Rusya Ukrayna arasında çıkan savaş dünyada ekonomileri alt üst etti. Geçen yıl yaşadığımız deprem felaketi ise ekonomimize büyük bir darbe vurdu. Şimdi el birliği ile bu durumu terse çevirecek hamleler yapmak zorundayız. Başta siyasetçiler olmak üzere toplumun tüm kesimlerinden normalleşme adımları atmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu. Hakan Birkan önceki gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel arasında gerçekleşen görüşmenin ve görüşme sonrasında da iade-i ziyaret yapılacağının açıklanmasının ülkede siyasi tansiyonun düşmesinde olumlu bir adım olarak gördüklerini de söyledi. Birkan, “İş dünyası olarak, sadece üretime odaklanmak istiyoruz. Ülkemizin ilerlemesi, halkımızın refah ve mutluluğu için birlik ve beraberlik içinde olmamız çok önemli. Ekonomideki olumsuzluklara, dünyada devam eden savaşlara rağmen gelecekten umutluyuz” dedi.
Bursa BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, tekrar YESİDEF yönetiminde BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, YESİDEF yönetimine yeniden seçildi. Dönmez, endüstriyel yemek sektörünün üst kuruluşu olan YESİDEF’in sektörün gelişmesi için çok önemli çalışmalar yaptığını söyledi. Yemek Sanayicileri Federasyonunun (YESİDEF) olağan genel kurulu kısa süre önce İstanbul’da yapıldı. Federasyon Başkanı Hüseyin Bozdağ’ın güven tazelediği kongrede Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez de bir kez daha Yönetim Kurulu üyesi seçildi. Stratejik öneme sahip olan endüstriyel yemek sektörünün ciddi büyüklüğe ulaştığını söyleyen Coşkun Dönmez, ülke genelinde 6 bin dolayında firmada yaklaşık 400 bin kişiye istihdam sağladıklarına dikkat çekti. Günümüzde gıdaya ulaşmanın zorlaştığını ve bu nedenle gıda güvenliğinin daha da önemli hale geldiğini ifade eden Dönmez, “Her sektörde olduğu gibi endüstriyel yemek sektörünün de kendine has zorluları ve sorunları var. Sektörün gelişimini, öncelikle sorunlarımızı çözerek başlamamız doğru olur. Tıpkı yerelde BUYSAD ile yaptığımız gibi, YESİDEF çatısı altında da sorunlarımızı temelden ortadan kaldıracak çözümler üretmek istiyoruz” dedi. Coşkun Dönmez yapmak istedikleri çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Sektörde çoğu işletmenin geleneksel yöntemlerle yemek pişirmeye devam ettiğini fakat enerji verimliliği açısından tüm işletmeleri buharlı pişirme sistemlerine geçmesi gerektiğini söyleyen Dönmez, “Çünkü başta elektrik ve doğalgaz olmak üzere enerji maliyetleri gerçekten can yakıyor. Yemekleri maksimum gıda güvenliği, sıfır tolerans, sıfır risk anlayışı ile tercihen pastörize ederek son tüketim noktalara ulaştırmamak gerekiyor. Temel ihtiyaç olan gıda sektöründeki firmalara yatırım teşvikleri verilmeli. Kaldı ki bizim sektörümüzde her şeyi yerli teknoloji ile yapabiliyoruz. Yani hazır yemek sektörüne verilecek katkı aynı zamanda yerli üreticinin desteklenmesi anlamına geliyor” diye konuştu. Başkan Dönmez, şehirlerin sanayi bölgelerine yakın konumdaki yerlerinde gıda ihtisas alanları oluşturulması, bu alanlar teşvik çerçevesine alınıp gıdaların daha sağlıklı ortamlarda üretilmesinin yolunu açmak gerektiğini de söyledi. Bu alanlarda devletin denetim faaliyetlerinin de daha kontrollü olacağını kaydeden Dönmez, “Her ne kadar işini layıkıyla yapan işletmelerimizde kendilerine ait arıtma sistemleri olsa da, kapsamlı arıtma sistemleri de yapılarak altyapı sorunlarımız giderilebilir” diye konuştu.
Ankara Ankara’da işletmelere yönelik vergi denetimi yapıldı Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı, 2 bine yakın işletmeye yönelik Katma Değer Vergisi (KDV) denetimi yaptı. Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı, restoran, pastane, fırın, kafe ve eczane gibi işletmelerde KDV denetimi gerçekleştirdi. Denetimler 250’ye gelir uzmanı ile yapıldı. Denetimlerde; KDV oranlarına ilişkin tespitler, ödeme kaydedici cihazlar ve pos cihazı kontrolünün yanı sıra, iş yerinin kira olup olmadığı, iş yeri kiralarının bankalar vasıtasıyla ödenip ödenmediği, kayıt dışı işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı kontrol edildi. Denetimlere Ankara Vergi Dairesi Başkanı Yüksel Duman da katıldı. Duman, yaptığı konuşmada, denetimlerin kesintisiz devam edeceğini belirterek, şu konuların kontrol edileceğini aktardı: "Ankara genelinde 250 gelir uzmanımız ile kafe, restoran, pastane, fırın ve eczane işletmeleri nezdinde denetim faaliyetlerini gerçekleştireceğiz. Bu vergi denetimi kapsamında; kayıt dışı faaliyet gösteren işletmelerin bulunup bulunmadığı, yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanılıp kullanılmadığı, bir başka ifade ile yeni nesil ÖKC ile bağlantısı olmayan pos cihazların bulunup bulunmadığı." İşletmeye ait olmayan pos cihazının kullanılıp kullanılmadığının da kontrol edileceğini vurgulayan Duman, şöyle konuştu: "Banka hesapları (IBAN) aracılığıyla yapılan tahsilatlara karşılık fatura düzenlenip düzenlenmediği ile başkasına ait banka hesapları üzerinden tahsilat yapılıp yapılmadığı, İşletmede hesap takibinde kullanılan entegrasyon (ROP) sistemi ile ödeme kaydedici cihaz arasında bağlantının kurulup kurulmadığı, işletmede belge düzenine uyulup uyulmadığı, belge düzenlenirken doğru KDV oranının uygulanıp uygulanmadığı, kayıt dışı işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı, iş yeri kiralık ise kira bedelinin banka kanlıyla ödenip ödenmediği konularında çalışmalar yürütülecektir." Kayıt dışı ekonomi ile mücadele kapsamında yapılan çalışmalar artarak devam edeceğine dikkati çeken Duman, "Vergi Dairesi Başkanlığımızca yapılan çalışmaların yanında vatandaşlarımızdan ricamız, satın aldıkları ürün veya hizmete ait ödeme kaydedici cihaz fişi veya faturaları talep etmeleri ve verilen bu belgeler üzerinde KDV oranlarının doğru olup olmadığını kontrol etmeleridir" ifadesini kullandı. Ankara Vergi Dairesi Başkanı Yüksel Duman, belge düzenlemeyen veya yanlış düzenleyen firmalar için vatandaşların doğrudan başkanlıklarına ya da CİMER üzerinden şikayet oluşturarak ulaşılabileceğini de kaydetti. Duman bu konuda hassasiyet ile çalışacaklarını da aktardı.