GENEL - 30 Temmuz 2021 Cuma 13:26

Erzincan İl Göç İdaresi Müdürü Kasım Kağan Özlok “İnsan ticareti, insanlık onuruna karşı işlenmiş ağır bir suçtur”

A
A
A
Erzincan İl Göç İdaresi Müdürü Kasım Kağan Özlok “İnsan ticareti, insanlık onuruna karşı işlenmiş ağır bir suçtur”

Erzincan İl Göç İdaresi Müdürü Kasım Kağan Özlok 30 Temmuz Dünya İnsan Ticareti İle Mücadele Günü dolayısıyla bir mesaj yayınlayarak, “İnsan ticareti, insanlık onuruna karşı işlenmiş ağır bir suçtur” dedi.

Erzincan İl Göç İdaresi Müdürü Kasım Kağan Özlok 30 Temmuz Dünya İnsan Ticareti İle Mücadele Günü dolayısıyla bir mesaj yayınlayarak, “İnsan ticareti, insanlık onuruna karşı işlenmiş ağır bir suçtur” dedi.


Erzincan İl Göç İdaresi Müdürü Kasım Kağan Özlok mesajında şu ifadelere yer verdi;


“Birleşmiş Milletler 30 Temmuz’u Dünya İnsan Ticareti İle Mücadele Günü olarak ilan etmiştir. 30 Temmuz günü ile insan ticaretiyle mücadelenin önemini vurgulamak ve bu suç ile mücadelede farkındalık oluşturmak amaçlanmıştır. Çağımızın modern köleliği olarak adlandırılan insan ticareti, en yalın hali ile bir kişinin ticari bir meta haline dönüştürüldüğü bir sistemi ifade etmektedir. İnsan ticareti suçu bireylerin temel hak ve hürriyetlerini tehdit etmenin yanı sıra kamu düzenine, kamu güvenliğine ve kamu sağlığına karşı da ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ve taşra teşkilatı olan İl Göç İdaresi Müdürlüklerinin insan ticareti mağdurlarıyla ilgili olarak önleme, koruma, iş birliği, mağdur tanımlama ve süreçlerini takip etme gibi görevleri bulunmaktadır. İnsan ticaretinin, çoğunlukla göç ile ilgili bir konu olarak düşünülmesine karşın göç, insan ticaretinde bütünün yalnızca bir parçasıdır. Bu suçun mağdurları yalnızca yabancılar değil o ülkenin vatandaşları da olabilmektedir. Ulusal ve uluslararası birçok mevzuatta insan ticareti ile mücadelede yasal çerçeve belirlenmiştir. Palermo Protokolü’ne göre insan ticareti; kuvvet kullanarak veya kuvvet kullanma tehdidi ile veya diğer bir biçimde zorlama, kaçırma, hile, aldatma, nüfuzu kötüye kullanma kişinin çaresizliğinden yararlanma veya başkası üzerinde denetim yetkisi olan kişilerin rızasını kazanmak için o kişiye veya başkalarına kazanç veya çıkar sağlama yoluyla kişilerin istismar amaçlı temini, bir yerden bir yere taşınması, devredilmesi, barındırılması veya teslim alınması anlamına gelir. Türk Ceza Kanunu ise insan ticareti suçunu şu şekilde düzenlemiştir; zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişileri ülkeye sokan, ülke dışına çıkaran, tedarik eden, kaçıran, bir yerden başka bir yere götüren veya sevk eden ya da barındıran kimseye sekiz yıldan on iki yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası verilir.


Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Çalışma Örgütü verilerine göre dünyada 40,3 milyon insan ticareti mağduru olduğu tahmin edilmektedir. Bu mağdurların yüzde 71’ini kadınlar yüzde 25’ini ise çocuklar oluşturmaktadır. Organize suç örgütlerinin insan ticareti suçundan yaklaşık 150 milyar ABD Doları gelir elde ettiği bildirilmiştir. Verilere göre insan ticareti, silah kaçakçılığı ve uyuşturucu ticaretinden sonra yasa dışı en fazla gelir getiren 3. suç türüdür.


İnsan ticaretinin başlıca göstergeleri ise şunlardır; cinsel sömürü, işgücü sömürüsü, zorla evlendirme, çocuk satışı, zorla dilendirme, çocuk askerlik, organ ve doku ticaretidir. İnsan ticareti mağdurlarına ise mağdur destek hizmetleri (sığınma evi, nakdi yardım, üçüncü ülkeye çıkış, eğitim v.b.) sağlanmaktadır. İnsan ticareti mağdurları yabancı uyruklu kişiler olmakla birlikte Türk vatandaşları, çocuklarda olabilmektedir. Bu suçla mücadele edebilmek ve bu suçtan mağdur olan kişilere gerekli destek sürecini sunabilmek için bu suça maruz kalan, buna tanıklık eden kişiler 157 Yabancılar İletişim Merkezi (YİMER) çağrı merkezine, 112, 155, 156, 158 numaralı acil çağrı merkezlerine veya Cumhuriyet Savcılıklarına, kolluk birimlerine, İl Göç İdaresi Müdürlüklerine, Valilik ve Kaymakamlıklara ihbar ve şikâyette bulunabilirler. Çevrenizde insan ticareti mağduru olduğundan şüphelendiğiniz, mağduriyetine tanık olduğunuz kişiler varsa lütfen ihbar ve şikâyette bulunun. YİMER 157’yi arayarak bir insanın hayatına dokunabilir, umut olabilirsiniz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Simit fiyat tarifesinde Ticaret Bakanlığı’nın onayı zorunlu hale getirildi Tacir ve sanayiciler tarafından üretilen mal ve hizmetlerin azami fiyat tarifelerinin düzenlenmesi hakkında yönetmelikte değişiklik yapılmasına dair yönetmelikte değişiklik yapıldı. Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren değişikliğe göre simit fiyatlarına ilişkin olumlu görüşü Ticaret Bakanlığı verirse fiyatlarda artış yapılabilecek. Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelik değişikliğinin ayrıntıları şöyle: “Tarifeler, yönetim kurulunun teklifi ve meclisin onayıyla yürürlüğe girer. Tarifelerin tespitinde ilgili meslek komitesinin görüşü alınır. Meslek komitesi en geç onbeş gün içinde görüşünü bildirmek zorundadır. Ancak, simit ile 4/1/2012 tarihli ve 28163 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Ekmek ve Ekmek Çeşitleri Tebliğinin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde tanımı yapılan ekmeğe ilişkin tarifenin belirlenmesi aşamasında yönetim kurulu; onbeş gün içinde Ticaret İl Müdürü ve Tarım ve Orman İl Müdürü ile esnaf ve sanatkarlar odaları birliği, tarifeyi düzenleyen oda ve ilgili belediyenin temsilcilerinden oluşan heyetin değerlendirmesini alır. Heyetin değerlendirmesi ve ilgili meslek komitesinin görüşü de dikkate alınarak yönetim kurulunca oluşturulan ekmek tarifesine ilişkin teklif, Ticaret Bakanlığının olumlu görüşünün alınmasından sonra yapılacak ilk toplantıda meclisin onayına sunulur. Ancak, Bakanlık tarafından olumsuz görüş bildirilmesi durumunda, heyetin toplanmasına gerek olmaksızın gerekçeleri ile birlikte yönetim kurulunca hazırlanan yeni tarife talebi, yeniden Bakanlığın görüşü alındıktan sonra meclisin onayına sunulur.”
Erzincan “Bağ Küllemesi Hastalıkları” yüzde 90 verim kaybına yol açabilir Üzümlü İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü teknik ekipleri tarafından arazi kontrolleri kapsamında üzüm bağlarında, külleme, mildiyö, ölükol ve salkım güvesinde ilaçlama dönemleri ile ilgili bilgilendirme yapıldı. Tescilli cimin üzümünün bağlarında “Bağ Küllemesi Hastalıkları” ile mücadelenin yapılmaması durumunda yüzde 90 verim kaybı yaşanacağı belirtildi. Bağ Küllemesi, asmanın yaprak, sap, sürgün, salkım gibi tüm yeşil aksamında gelişerek zarar oluşturan önemli bir hastalıktır. Hastalık, iklim şartlarının uygun gittiği ve mücadelesinin doğru yapılmadığı yıllarda yüzde 90’a varan ürün kayıplarına neden oluyor. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şubesinde Ziraat Yüksek Mühendisi olarak görev yapan Selahattin Albayrak, konu hakkında üreticileri bilgilendirerek şu uyarılarda bulundu; ‘Hastalığın yapraktaki Belirtileri’ “Hastalık başlangıçta yaprakların üst yüzeyinde yağ lekesine benzeyen sarımsı-açık yeşil renk açılmalarına neden olur. İleriki dönemde yaprak parlaklığını ve esnekliğini kaybeder, kalınlaşır, gevrekleşir ve kenardan içe doğru kıvrılır. Hastalığın bulunduğu kısımlarda grimsi-beyaz tozlu bir görünüm oluşur. ‘Hastalığın sürgünlerdeki belirtileri’ Sürgünler üzerinde başlangıçta siyaha yakın koyu renkli lekeler oluşur. Sürgündeki bu lekeler sezon sonuna doğru kırmızımsı kahverengine dönüşmektedir. ‘Hastalığın tanelerdeki belirtileri’ Hastalığa erken yakalanan taneler küçük kalır ve gelişemez. Hastalık tanelerde meyve sapı istikametinde çatlamaya neden olur. Taneler ben düşme dönemine kadar hastalığa duyarlıdır. ‘Mücadelesi ve kültürel önlemler’ Hastalıklı çubuklar budanarak imha edilmelidir. Yetişme sezonu içinde yaprak ve sürgün seyreltmesi yapılarak asmanın iç kısımlarına kadar iyi bir havalanma ve güneşlenme sağlanmalıdır. ‘Kimyasal mücadele’ 1. İlaçlama: Sürgünlerin 25-30 cm uzunlukta olduğu dönemde, 2. İlaçlama: Çiçeklenme öncesi, çiçek tomurcuklarının ayrıldığı dönemde, 3. İlaçlama: Tanelerin saçma iriliğinde olduğu dönemde, 4. ve sonraki ilaçlamalar: Üçüncü ilaçlamadan sonra hastalık gelişimi ve kullanılan ilacın etki süresi dikkate alınarak ben düşme dönemine kadar yapılmalıdır. Son ilaçlama ile hasat arasında gerekli bekleme süresine dikkat edilmelidir.”