- 24 Mayıs 2019 Cuma 09:56

Erzincan Baro Başkanı Adem Aktürk; “aracılara güvenmeyin!”

A
A
A
Erzincan Baro Başkanı Adem Aktürk; “aracılara güvenmeyin!”

Erzincan Baro Başkanı Avukat Adem Aktürk, aracıların, iş takipçilerin, komisyoncuların, hasar ve sigorta danışmanlık şirketlerinin danışmanlık hizmetinde bulunamayacağı konusunda uyarılarda bulundu.

Erzincan Baro Başkanı Avukat Adem Aktürk, aracıların, iş takipçilerin, komisyoncuların, hasar ve sigorta danışmanlık şirketlerinin danışmanlık hizmetinde bulunamayacağı konusunda uyarılarda bulundu.


Başkan Aktürk yaptığı yazılı açıklamada; aracıların, komisyoncuların, hasar danışmanlık, sigorta, müşavirlik, danışmanlık, şirketleri gibi adlarla faaliyet gösteren ve avukatlık yetkilerini gasbederek vatandaşlara büyük mağduriyetler yaşatan kişi veya kurumların her geçen gün arttığına dikkat çekerek, avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetlerini sadece avukatların verebileceğine dikkat çekti.


Başkan Aktürk açıklamasının devamında; “Malum olduğu üzere trafik kazaları nedeniyle meydana gelen maddi zararların tazmini için ya sigorta şirketine başvuru yapılmakta ya da dava açılmaktadır.


Ancak son birkaç yıl içerisinde özellikle zararın ödenmesi için sigorta şirketlerine yapılan başvuru işlemleri bir kısım kimseler tarafından büyük bir rant olarak görülmüş ve bu alanda insani duygular ve kurallar hiçe sayılarak, avukatlık yetkileri kullanılarak büyük bir sektör oluşturulmuştur.


Meydana gelen bir trafik kazasından sonra henüz kazanın şokunda olan kazazede veya yakınlarının, tanınmayan kişilerce herhangi bir talep olmamasına rağmen hastanede veya evde ziyaret edildikleri, farklı kişilerce defalarca telefonla aranıldıkları, vekaletname verilmesi yönünde ısrarla talepte bulunulduğu hepimizin özellikle son zamanlarda sıkça gördüğü, duyduğu bir vakadır.


Vatandaşları mağdur eden bu şirketler hukuksuz bir şekilde hizmet vermektedirler.


Aracılar, iş takipçileri, komisyoncular, hasar danışmanlık ve sigorta danışmanlık şirketleri; kazazede veya ölen yakınının haklarının savunulması konusunda Avukatlık Kanunu’nun 35. ve 63/3. maddeleri gereği danışmanlık hizmetinde bulunamazlar.


1136 sayıl Avukatlık Kanununa göre; Avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetlerini sadece AVUKATLAR verebilir.


Vatandaşlarımızı uyarıyorum; trafik kazası ve sigorta sorunlarınızda aracılara güvenmeyin, mağdur olmamak için avukatınıza danışın,


AVUKATA EN SON GİTMEYİN, AVUKATA EN BAŞTA GELİN.


Bu tür hasar danışmanlık şirketi adı altında sizi arayanların ofislerine asla ve asla gitmeyin.


Bu şirket ve kişiler vatandaşı, ‘zararını peşin ödüyorum, gerisi ile seni ilgilenmekten kurtarıyorum’ diye çok düşük meblağlarla kandırmakta ve büyük mağduriyete yol açmaktadırlar.


Gelen telefonlara da asla itibar etmeyin. Gerçekten mağdur olursunuz.


Vatandaş bir kazaya maruz kaldıysa, hakkını arayacağı yer mahkemeler ve avukatlardır.


Hukukta hak arama ve hukuki tüm süreçleri takip yetkisi ve hakkı sadece avukatlara aittir.


Vatandaşlarımız bilmeyerek gidiyor şirketlere, orada çok ciddi oranlarla vatandaşlara sözleşme imzalatıyorlar, neye imza attıklarını bilmiyorlar, sözleşmelerin suretlerini vermiyorlar.


Hasar danışmanlık şirketlerinin merkezleri Ankara’da, İstanbul’da değişik şehirlerde. Erzincan’da yok. Buraya bir tane ofis tutmuşlar, sekreter oturtmuşlar. İşin içinde kamu görevlileri de var. Siz kaza geçiriyorsunuz, daha ailenizin haberi yok. Hasar danışmanlık şirketinden aranıyorsunuz. Daha kafanıza dikiş atılırken aranıyorsunuz ve ’size yardımcı olalım, sigortaya başvuralım diyorlar.


Sizlerin kişisel verileri kamu görevlileri tarafından rızanız dışında bu şirketlerle hukuka aykırı şekilde paylaşılıyor. Olay bu hale gelmiş vaziyette. O yüzden işin içinde kamu görevlileri de var, çok komplike bir durum ile karşı karşıyayız.


Bu şirketlerle rüşvet karşılığında iş yapan ve vatandaşın kişisel verilerini bu şirketlere gayrı hukukî yoldan pazarlayan kamu görevlileri ile de etkin mücadele edeceğiz.


Kimsenin vatandaşımızı mağdur etmeye hakkı yok. Çünkü bize gelen ihbar ve şikâyetlerde yüzde 30 yüzde 40 gibi ücret sözleşmeleri imzalatıldığını görüyoruz.


Vatandaşlarımızı da bu şirketlere karşı dikkatli olmaya davet ediyoruz.


Trafik kazası mağduru olduysanız ya da yakınınızı trafik kazasında kaybettiyseniz hak kaybına uğramamanız için doğrudan bir avukata danışmanızı öneriyoruz.


Afaki ücretler alarak hukuk eğitimi almamış, bilgisiz kişiler tarafından yönetilen, haksız kazanç sağlayan kişi veya şirketler hakkında, Erzincan Barosu olarak Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmaktayız.


Suç duyurularımız sonrasında açılan davalarda bu tür hizmet ürettiğini iddia edenler yargı kararıyla da cezalandırılmaktadır.


Erzincan Barosu, Avukatlık Kanunu’na aykırı şekilde hukuki danışmanlık hizmeti veren internet siteleri ile gerçek ve tüzel kişiler aleyhine yürüttüğü çalışmalara hızla devam etmektedir ve devam da edecektir.


Bu şekilde tespiti yapılan kişi ve kuruluşlar hakkında gerekli her türlü yasal yollara başvurulacağının bilinmesini kamuoyuna duyuruyoruz.”dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Motosikletine dağ keçisi boynuzu taktı, trafikte ilgi odağı oldu Adana’da motosiklet tutkunu Özay Altun motosikletine taktığı dağ keçisi boynuzu ile ilgi odağı oldu. Adana’da motosiklet tutkunu Özay Altun, Chopper tipi alçak binişli motosiklet aldı. Daha sonrasında motosikletini çeşitli eklemelerle modifiye etmeye başlayan Altun, bir avcı kulübünde duvarda gördüğü dağ keçisine ait olan boynuzu motosikletine taktırdı. Trafikte ’boynuzlu motosikletli’ olarak anılmaya başlayan Altun, vatandaşların kendisini motosiklet üzerinde gördüğünde video ve fotoğraf çekerek ilgi gösterdiğini, kendisinin de bu ilgiden mutlu olduğunu söyledi. "Bu tarz Alman askerlerinin savaş dönüşü dizayn ettikleri bir tarz" Amerikan motosiklet kulüplerine tutkulu olduğunu belirten Altun, "Amerikan motosiklet kulübü hastasıyım. Kulüpteki motosikletlere yıllar öncesinden hevesim vardı. Sonra ben de bu Chopper’ı aldım. Motorum 350 cc ve çeşitli aksesuar modifiyeleri ile kendime göre bir tarz oluşturdum. Bu tarz aslında yıllar önce Alman askerlerinin motorlarını savaştan döndükten sonra motorlarına dizayn ettikleri bir tarz. Artı olarak ben sadece dağ keçisi boynuzunu ekledim" dedi. "Boynuz dağ keçisine ait" Motosikletine monte ettiği dağ keçisine ait olan boynuzu bir avcı kulübünün duvarında gördüğünü anlatan motosiklet tutkunu Altun, "Bu boynuzu bir avcı kulübünde duvarda gördüm, Boynuzu görür görmez motosikletimin önüne güzel olacağını düşünerek aldım, gerçekten de güzel oldu. Trafikte giderken ışıklarda durduğum zaman vatandaşlar video ve resim çekiyorlar. Ayrı bir havası, kendine has bir ilgisi oldu motosikletimin. Boynuzu takalı 1 yıl oldu, motosiklet de 3-4 yıldır bende. Sinyalimi, farımı, sürüşümü engelleyen herhangi bir sorun yok, sadece motosikletime bir makyaj, bir süs yaptım. Trafiğe ve kurallara uymayan bir engelim yok, eğer olsa boynuzu kendim takmam" şeklinde konuştu. Chopper sahibi motosiklet tutkunlarının, farklı tarzlarına karşın trafikte gayet dikkatli motosiklet kullandıklarının da altını çizen Altun, "Chopper sahibi insanlar trafikte en düzgün motosiklet kullanan, kurallara harfiyen uyan motosiklet sürücüleridir. Motosiklet özgürlüktür, motosikletin üzerinde kendimi uçuyor gibi hissediyorum" sözlerine yer verdi. "Her gördüğümüzde tekrar ne zaman geçecek diye bekliyoruz" Motosikleti sıkça gördüklerini belirten esnaf Şehmus Tular ise, "Bu arkadaş motosiklet hastası. Değişik bir tarz yapmış, hoşumuza da gidiyor. Her gördüğümüzde tekrar ne zaman geçecek diye bekliyoruz. Değişik bir motor, arkadaş da biraz böyle şeyleri seviyor sanırım. Bu da bizim hoşumuza gidiyor. Söylenene göre yabani dağ keçisinden alınan boynuzmuş, orijinal bir şey olduğunu bana söyledi kendisi. Böyle şeyleri seviyor demek ki, Allah kaza bela vermesin" ifadelerini kullandı. (MUB-FKE-
İstanbul “Dönerin anavatanı Türkiye’dir” Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’ın Türkiye ziyaretine döneriyle birlikte gelmesi dünyada geniş yankı bulmuştu. Son günlerde devam eden döner diplomasisine Türk dönerciden yorum ‘Türkiye’ye döner getirilmesine gerek yok biz zaten dünyanın her yerine döner gönderiyoruz.’ Türkiye’ye yanında 60 kilo döner ile birlikte gelen Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ülkesinde de eleştirilerin odağı oldu. Dönerin ana vatanına yanında dönerle gelen Steinmeier, İstanbul’da Alman Büyükelçiliği’ne ait yazlık Tarabya rezidansında döner keserek davetlilere ikram etmişti. Görüntüler üzerine ülkesinde de çeşitli eleştirilere maruz kalan Steinmeier’a dün Cumhurbaşkanı Erdoğan da akşam yemeği için döner ikramında bulundu. “Dünyanın her yerine döner gönderiyoruz” Döner diplomasisi ardından Türk döner ustası Harun Davut ‘Türkiye dönerin ana vatanıdır. Kimsenin Türkiye’ye gelirken yanında döner getirmesine gerek yok. Biz dünyanın her yerine döner gönderiyoruz. Dönerin buttan olması ve yaprak olarak kesilmesi önemlidir. Kuyruğuna, döşüne ve pişmesine dikkat edilmesi gerekir. Bu işin ustaları Türkiye’de yetişir. Döner Türkiye’de başladı Türkiye’de devam edecektir. “Dönerde etin kalitesi ve pişirilmesi çok önemli” Döner ustası Davut, “Bir döner ustası en alt tabakadan çırak olarak başlar. Bir ustanın yetiştirilmesi hiç kolay değil. Usta yetiştirmek yaklaşık 3 ila 5 yıl arasında olur. Döneri her usta yaprak gibi kesemez. Bunu özenle yetiştirdiğimiz ustalar kesebilir. Döner yaklaşık 180 derece sıcaklıkta pişirilir. Dönerin kalitesinden çok pişimi çok önemlidir. Lezzetli bir döner için kaliteli et, etin soslaması ve bunları yapacak kaliteli bir usta gerekir. Bu saydığım şartlar birbirine zincirlidir. Bizim için önemli olan lezzet ve kesim tekniğidir” dedi. “Dönerin en güzeli ve en lezzetlisi Türkiye’de” Dönerin ana vatanının Türkiye olduğunu belirten Döner Ustası Davut, “Yurtdışından gelenler yanlarına yemek almalarına gerek yok burada en güzel en lezzetli Türk dönerini yiyebilirler. Gelen misafirlerimize yurt dışına götürebilmeleri için paketleme yapıp gönderebiliyoruz. En iyi döner Türkiye’de yenir” şeklinde konuştu. Türk döneri tescilleniyor Öte yandan Türkiye tarafından Avrupa Birliği’ne (AB) dönerin geleneksel ürün adı olarak tescili için yapılan başvurunun ilanı, AB Resmi Gazetesi’nde yayımlandı. Dönerin 1800’lerin başından itibaren İstanbul’dan Osmanlı coğrafyasına yayıldığı kaydedilen ilanda, 1962’den 1979’a kadar devam eden Türklerin başta Almanya olmak üzere Avrupa’ya göçüyle yayıldığı anlatıldı. Dönerin 3 aylık itiraz süresinin dolmasının ardından tescil edileceği ve Türkiye’den AB’de tescillenen ilk geleneksel ürün adı olacağı kaydedildi.