YEREL HABERLER - 10 Nisan 2012 Salı 16:38

TÜRK-İŞ 9. BÖLGE TEMSİLCİSİ ORHAN GÖZGEÇ:

A
A
A
TÜRK-İŞ 9. BÖLGE TEMSİLCİSİ ORHAN GÖZGEÇ:

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) 9. Bölge Temsilcisi Orhan Gözgeç, geçtiğimiz hafta, Aşkale de ki Karasu Baraj Gölünde 5 Tedaş işçisinin hayatını kaybetmesi olayıyla ilgili olarak İHA`ya değerlendirmelerde bulundu.
``Kaza demeye dilimiz varmıyor`` diyen Gözgeç, Tuzla tersanelerinde, Bursa`nın Mustafakemalpaşa, Balıkesir`in Dursunbey, Zonguldak`ın Karadon maden ocaklarında, Ankara`da OSTİM ve İvedik Organize Sanayi Bölgeleri`nde, Adana`nın Kozan ilçesinde, İstanbul Esenyurt`ta meydana gelen ve onlarca işçimizin hayatını kaybetmesine neden olan iş felaketlerinin ardından son olarak Erzurum`un Aşkale ilçesindeki Karasu Baraj Gölünde 5 işçimizin feci şekilde can vermesi ihmaller ve tedbirsizliklerde gözetildiğinde iş kazalarını cinayet haline getirmektedir. Sadece Mart ayı içerisinde 59 işçimiz hayatını kaybetti`` diye konuştu.
TÜRK-İŞ 9. Bölge Temsilcisi Orhan Gözgeç; ``˜`İş sağlığı ve güvenliği konularında gerekli tedbirlerin alınmaması sonucu yaşanan bu iş felaketleri sonucu yüreğimiz kanıyor. Göstermelik cezalar veriliyor ve bu bir şeyleri düzeltmiyor, bu konunun özerine mutlaka gidilmeli. Siyasi iradeyi, baroyu, hâkimleri ve savcıları göreve davet ediyoruz.`` dedi.
``Ölenler bizim insanlarımız, acılar bizim acılarımız`` diyen Gözgeç, tüm işçilerin sağlıklı ve güvenli şartlar altında çalışmaya hakları olduğunu söyledi.
İş sağlığı ve güvenliği kanununun bir an önce çıkarılması gerektiğine dikkat çeken Gözgeç, daha sonra şunları kaydetti; ``Gerekli önlemlerin alınmamasından ötürü bir işçinin, emekçinin hayatını kaybetmesi cinayettir. İşçileri buz tutmuş göle gönderenler ve çırpına çırpına hayatlarını kaybetmelerine neden olanlar bir an önce gerekli cezalara çarptırılmalıdır. Bunun işin takipçisi olacağız.``
Afşin-Elbistan termik santrali inşaatında yaklaşık iki yıl önce meydana gelen iş felaketinde tonlarca toprak altında kalan işçilerin cenazelerin iki yıldır çıkarılamadığını ifade eden Gözgeç, bu yaşanan iş felaketleri, özelleştirmenin ve taşeronlaşmanın eseri olduğunu söyledi. Gözgeç, ``İnsana saygı yok, değer yok. Yeterli eğitimler verilmemiş, gerekli tedbirleri alınmamış işçilerimizi işe sürmek felaketlere davetiye çıkarmaktır. Sonra da yaşanan olaylarda yetişmiş ustalara fatura çıkarılıyor. Biz bunun için özelleştirmelerin, taşeronlaşmanın karşısında olduk.`` dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Van’da emniyet bünyesine alınan yeni araçlar törenle teslim edildi Van İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde hizmet verecek araçlar için anahtar teslim töreni düzenlendi. İl Emniyet Müdürlüğü yerleşkesi içerisinde bulunan helikopter pistinde gerçekleştirilen törende, Emniyet Müdürlüğü bünyesinde kullanılacak araçların anahtarları personele teslim edilirken, araçların kent genelinde güvenlik ve asayiş hizmetlerinin daha etkin yürütülmesine katkı sağlaması hedefleniyor. Programda bir konuşma yapan Van Valisi Ozan Balcı, kentin emniyet ve güvenliğinin temin edilmesine sundukları katkılardan dolayı Emniyet Teşkilatına teşekkür etti. Vali Balcı, "Bu vesileyle, söz konusu araçların ilimize kazandırılmasında emeği ve desteği bulunan İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya başta olmak üzere, İçişleri Bakanlığımızın kıymetli mensuplarına, Emniyet Genel Müdürlüğümüze ve Jandarma Genel Komutanlığımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Sadece son 3 yıl içerisinde yaklaşık 600 araç Van’ımıza kazandırılmıştır. Bu yıl ise 200’e yakın aracın daha temin edilmesi sağlanmıştır. Söz konusu araçlar, Van’ın emniyet ve asayiş hizmetlerinde kullanılacaktır" dedi. Emniyet teşkilatının görevini etkin, hızlı ve kesintisiz bir şekilde yerine getirebilmesi; sahip olduğu teknik altyapı, lojistik imkânlar ve özellikle araç filosunun güncel ve güçlü olmasına doğrudan bağlı olduğunu dile getiren İl Emniyet Müdürü Murat Mutlu ise "Bu bilinçle son iki yıl içerisinde emniyet hizmetlerinin niteliğini artırmaya yönelik önemli bir yenileme ve güçlendirme sürecine girilmiştir. Yapılan çalışmalar sayesinde bakım, onarım ve yakıt giderlerinde de önemli ölçüde tasarruf sağlanmıştır. Gerçekleştirilen iyileştirmelerle ekiplerin olaylara intikal süresi düşmüş, sahadaki görünürlükleri artmış ve vatandaşlara sunulan hizmetin kalitesi daha da yukarıya çıkarılmıştır" diye konuştu. Program, hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi. Törene; Van Valisi Ozan Balcı, Cumhuriyet Başsavcısı Osman Kara, Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Mücahit Avkıran, İl Emniyet Müdürü Murat Mutlu, Vali yardımcıları, kaymakamlar, kurum amirleri ile STK temsilcileri katıldı.
Diyarbakır DİSİDER Başkanı Akbaş’tan 2026 yılı asgari ücret değerlendirmesi Diyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DİSİDER) Yönetim Kurulu başkanı Şeyhmus Akbaş, 2026 yılı asgari ücretine ilişkin sosyal ve ekonomik değerlendirmelerde bulundu. DİSİDER Yönetim Kurulu Başkanı Şeyhmus Akbaş, işveren ve işçi sendikalarına, 2026 yılı asgari ücretinin belirlenme sürecinin yalnızca bir ücret tespiti olmadığını, aynı zamanda sosyal dengeyi, çalışma barışını ve üretimin sürdürülebilirliğini doğrudan etkileyen hayati bir konu olduğunu aktardı. Akbaş, "Çalışanlarımızın artan yaşam maliyetleri karşısında alım gücünün korunması, sosyal adaletin temel gereklerinden biridir. Asgari ücret, bir çalışanın ailesiyle birlikte insanca yaşayabileceği bir düzeyi hedeflemelidir. Bu yaklaşım, toplumsal huzurun ve çalışma barışının vazgeçilmez unsurudur. Öte yandan iş dünyası yüksek maliyetler, finansmana erişimde yaşanan zorluklar, enerji ve hammadde fiyatlarındaki artışlar nedeniyle ciddi bir baskı altındadır. Asgari ücret artışlarının işveren üzerinde tek başına ağır bir yük haline gelmesi, işletmelerin ayakta kalmasını zorlaştırmakta; istihdam kaybına ve kayıt dışılığa zemin hazırlayabilmektedir" dedi. Akbaş, asgari ücret belirlenirken çalışanların temel ihtiyaçları ve yaşam standartları, işletmelerin ödeme gücü ve rekabet şartları, enflasyon ve ekonomik büyüme verileri birlikte ve bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: ’’Hükümetimizin bu sürece kayıtsız kalmayacağına olan inancımızla; özellikle asgari ücret üzerindeki vergi ve sigorta primi yüklerinin azaltılması, devletin sürece daha güçlü destek vermesi büyük önem taşımaktadır. Ücret artışlarının yalnızca işverene yüklenmeden, kamu desteğiyle paylaşılması; hem çalışanı koruyan hem de istihdamı sürdüren kalıcı bir çözüm sunacaktır. Sosyal devlet anlayışı ile güçlü bir üretim ekonomisi arasında kurulacak sağlıklı denge; emeğin karşılığını aldığı, işletmelerin ise büyüyerek istihdam oluşturmaya devam ettiği bir yapıyı mümkün kılacaktır. Bu çerçevede, asgari ücretin sosyal adalet ile ekonomik gerçeklerin buluştuğu ortak akıl zemininde belirlenmesi çağrısında bulunuyoruz. Ayrıca, sürece verdikleri emek ve gösterdikleri yoğun çaba için başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan olmak üzere katkı sunan tüm paydaşlara teşekkür ederiz.’’