YEREL HABERLER - 25 Mart 2017 Cumartesi 13:07

3. Doğu Anadolu Organ Nakli Günleri açılış töreni gerçekleşti

A
A
A
3. Doğu Anadolu Organ Nakli Günleri açılış töreni gerçekleşti

Atatürk Üniversitesi Organ Nakli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Türkiye Organ Nakli Kuruluşları Koordinasyon Derneği tarafından düzenlenen, 3.

Atatürk Üniversitesi Organ Nakli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Türkiye Organ Nakli Kuruluşları Koordinasyon Derneği tarafından düzenlenen, 3. Doğu Anadolu Organ Nakli Günleri, yapılan açılış töreni ile başladı.


İki gün sürecek olan programın açılış törenine, Vali Seyfettin Azizoğlu, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Türkiye Organ Nakli Kuruluşları Koordinasyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Uluğ Eldegez, Atatürk Üniversitesi Organ Nakli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Gürkan Öztürk, İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Serhat Vançelik, Erzurum Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Fazlı Erdoğan, Türkiye’den ve yurtdışından öğretim üyeleri ve misafirler katıldı.


Törenin açılışında konuşan Atatürk Üniversitesi Organ Nakli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Gürkan Öztürk, ülkemizin organ naklinde her geçen gün daha ileri gittiğini ve dünyada hak ettiği yere emin adımlarla yürüdüğünü söyledi.


Bugün Atatürk Üniversitesi’nde Organ Nakli Yapılabiliyorsa, Bu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Gücünü Gösterir


Katılımcılara Atatürk Üniversitesi Organ Nakli Merkezi hakkında bilgi veren Öztürk, merkezin yaklaşık 13 yılda 500’ün üzerine böbrek ve karaciğer nakli yaptığını belirterek şöyle konuştu: “Bugün Atatürk Üniversitesi’nde organ nakli yapılabiliyorsa, bu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin gücünü gösterir. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde dahi organ nakilleri vatandaştan bir takım ücretler talep edilerek veya ciddi prosedürlerden sonra yapılabilirken, devletimiz vatandaşından organ nakli için hiçbir ücret talep etmemektedir. Bugün üniversitemizde organ nakli yapılabiliyor olması, üniversitenin ve hastanenin bulunduğu kalite düzeyini göstermesi açısından da oldukça önemlidir. Biz merkez olarak bölgemize oldukça ciddi bir sağlık hizmeti vermekteyiz. Bölgemiz insanına burada hizmet veriyor olmak ve insanımızın başka şehirlerde tedavi arayışına gerek duymamasını sağlamak bizim için hayati öneme sahiptir. Sadece bölgemizde ve Türkiye’de değil, Nahcivan, Azerbaycan ve Kırgızistan’da transplant yapılan ve takipleri süren hastalarımız da mevcuttur” dedi.


Türkiye’de gerçekleşen organ nakilleriyle ilgili istatistik verileri misafirlerle paylaşan Türkiye Organ Nakli Kuruluşları Koordinasyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Uluğ Eldegez, bu tür toplantıların çok önemli olduğuna vurgu yaptı.


Başkan Eldegez: “Erzurum, Doğu Anadolu Bölgesi’nde Malatya ile birlikte organ nakline öncülük etmektedir. Bu konuda desteklerini esirgemeyen Rektörümüz Prof. Dr. Ömer Çomaklı’ya teşekkür ediyorum.


2002’den bu yana organ bağışları artış gösterirken 2016 yılına geldiğimizde bu organların kullanabilme oranlarında yüzde 69’luk bir düşüş yaşandı. Bu toplantının amaçlarından biri de bu durumu tartışmak olacak. Normalde organ sayısı ve bağışı artmasına rağmen, kullanılan organ sayısında bir gerileme var. Geçen yılın verilerine baktığımızda organ bağışıyla ilgili bütün değerler artmış” dedi.


“Organ bağışı canlıdan ziyade kadavra olmalı” diyen Eldegez, “Bizim kadavra sayısını arttırmamız gerekiyor. Ülkemizde organ bekleyen binlerce hasta var. Bu ihtiyacı karşılamamız için insanlığın hep birlikte olmasına ihtiyaç var. Transplantasyon bir mozaik. Burada hep beraber olmamız gerekiyor. Birbirimize destek verdiğimiz müddetçe başarmamamız için hiçbir neden yok. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, “Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener” şeklinde konuştu.


Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı ise Atatürk Üniversitesi Organ Nakli Merkezi’nin 2004 yılında kurulduğunu ve aynı sene içerisinde ilk canlı vericiden böbrek nakli yaptığını belirterek, 13 yıl içerisinde birbirinden başarılı operasyonlara imza atıldığını söyledi.


Kuruluşundan itibaren hem canlı vericilerden hem de kadavra vericilerden toplamda 220 karaciğer ve 310 böbrek naklinin gerçekleştirildiğini ifade eden Çomaklı, canlı vericili böbrek nakli ameliyatların laparoskopik yöntemle yapıldığını belirtti.


Merkezimiz, Türkiye ve Dünyadaki Diğer Merkezlerle Yarışabilecek Durumdadır


Çomaklı:” Merkezimiz karaciğer nakli, hem erişkinlerde hem de çocuklarda başarıyla yapılmaktadır. Elde ettiğimiz başarılı sonuçlar, Türkiye ve dünyadaki diğer merkezlerle yarışabilecek durumdadır. Hastanemizde şu anda karaciğer ve böbrek nakli dışında, kornea nakli de başarılı bir şekilde yapılmaktadır. Önümüzdeki dönemde pankreas, ince bağırsak, kalp ve akciğer nakillerinin gerçekleştirilmesi için arkadaşlarımıza sınırsız destek vereceğiz.


Son olarak, başarılı operasyonları gerçekleştiren arkadaşlarımıza özverili hizmetlerinden dolayı çok teşekkür ediyor, Gürkan Bey ve ekibine başarılar diliyorum. Ayrıca merkezimizin ilk nakillerinin gerçekleşmesinde yardımcı olan Prof. Dr. Uluğ Eldegez ve Prof. Dr. Şükrü Emre ile birlikte ülkemizin çeşitli merkezlerinde organ nakliyle uğraşan kıymetli hocalarımızı da aramızda görmekten ve üniversitemizde ağırlamaktan memnuniyet duyuyoruz” şeklinde konuştu.


Türkiye’de 1960’lı yıllarda başlayan organ nakli çalışmalarında, günümüzde Avrupa ve dünyada örnek teşkil eden sayısız başarılı cerrahi gelişmeler elde edildiğini söyleyen Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, ülkemizde organ nakli verimliliğini artırmak amacıyla Sağlık Bakanlığı’nın denetiminde organ nakli araştırma ve uygulama merkezlerinin kurulduğunu söyledi. Atatürk Üniversitesi’nde organ nakli yapılmasından gurur duyduğunu ifade eden Başkan Sekmen, en yakın zamanda kalp ve akciğer naklinin de olması gerektiğini vurguladı.


Vali Seyfettin Azizoğlu, Erzurum’da organ nakliyle ilgili bir toplantının yapılması, şehrin gelmiş olduğu noktayı çok güzel ifade ettiğini belirterek, çeşitli merkezlerden gelen misafirlere Erzurum’u tanıttı. Vali Azizoğlu, son yıllarda Erzurum’da turizm ve sanayi hamlesinin başladığını vurgulayarak, konukları gelecekte kış turizmini değerlendirmeleri için Erzurum’a davet etti.


Açılış töreninin ardından Vali Seyfettin Azizoğlu, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ve Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı tarafından, 3. Doğu Anadolu Organ Nakli Günleri’ne katkı sağlayan akademisyenlere plaket takdim edildi.


Programın ilk gününde konuklar, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı’yı ziyaret ettiler. Rektörlük makamında gerçekleşen ziyarette Çomaklı, değerli bilim adamlarını ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu belirterek, konuklara ziyaretleri için teşekkür etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Hatalı sollama kazaya neden oldu: 3 ağır yaralı Aksaray’da bir otomobilin hatalı sollama yaparken önündeki araca çarptığı kazada 3 kişi ağır yaralandı. Kaza, Aksaray-Nevşehir Karayolu Hassas Kavşağında yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Nevşehir’den Aksaray istikametine seyreden B.S. (20) idaresindeki 64 NR 568 plakalı Lada marka otomobil, önünde seyreden E.K. (23) yönetimindeki 06 GB 7309 plakalı Ford marka otomobili sağdan sollamak istedi. Bu sırada direksiyon hakimiyetini kaybeden Lada marka otomobilin sürücüsü hızla önündeki araca çarptı. Kazada otomobil hurdaya dönerken sürücüyle birlikte araçta yolcu olarak bulunan R.A. (25) ve B.U. (15) olmak üzere 3 kişi ağır yaralandı. Aracın ön koltuğunda bulunan yolcu R.A. araçta sıkıştı. Kazayı gören diğer araç sürücüleri durumu hemen 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine polis, itfaiye, İl Afet Acil Durum (AFAD) ve sağlık ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen Aksaray Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ve AFAD ekipleri sıkışan yaralıyı kurtarma çalışmasıyla kısa sürede çıkardı. Yaralılara ilk müdahale olay yerinde yapılırken daha sonra ambulanslarla Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisine kaldırıldı. Burada tedavi altına alınan yaralıların sağlık durumlarının ciddiyetini koruduğu öğrenilirken Ford marka aracın sürücüsü ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü. Arkadan çarpılan araçta yolcu olarak bulanan vatandaş kendilerine aniden arkadan çarptıklarını belirterek kazayı anlattı. Kazayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
İzmir Uluslararası Urla Enginar Festivali başladı Uluslararası Urla Enginar Festivali, 10’uncu kez misafirlerini ağırlamaya başladı. Kortej yürüyüşü ve resmi törenle açılan festivalde konuşan Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, “Bu festival bir Urla hikayesidir. Bu hikayeyi çiftçilerimiz, aşçılarımız yazdılar” dedi. Bu yıl 10’uncusu düzenlenen Uluslararası Urla Enginar Festivali kortej yürüyüşü ve açılış töreniyle ziyaretçilerini ağırlamaya başladı. Üç gün boyunca renkli ve coşkulu programlarla devam edecek olan festival pazar günü sona erecek. Festivalin ilk gününde Urla Jandarma Kavşağından Cumhuriyet Meydanına doğru yapılan kortej yürüyüşü ve törene İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, CHP Genel Başkan Yardımcıları Deniz Yücel ve Gülşah Deniz Atalar, Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, Urla Kaymakamı Mustafa Gözlet, milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, oda başkanları, çiftçiler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Urla Jandarma Kavşağından Cumhuriyet Meydanına kadar kalabalık bir kortejle belediye binasına kadar yürüyen grup ardından korteje katılan çiftçileri, üreticileri ve STK’ların geçişini izleyerek selamladı. Kortej geçişinin ardından resmi açılış törenine geçildi. Festivalin açılışında konuşan Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, festivalin tüm Urlalıların emeği olduğuna dikkat çekerek, "Enginarın hikayesini bugün yeniden daha güçlü ve daha lezzetli yazmanın heyecanını yazıyoruz. Bu festival bir Urla hikayesidir. Bu hikayeyi çiftçilerimiz, aşçılarımız yazdılar. Bu festivalde Ahmet amcanın Fatma teyzenin alın teriyle topladığı ürünlerin tadına bakacaksınız. Birbirinden farklı lezzetlerle buluşacaksınız. Bu festivalde stantları başında 100’den fazla enginar üreticimiz sizleri ağırlayacak. Urla’da toplam bin 900 ton enginar üretiliyor” diye konuştu. "Toprağımız üreticide kalsın" Festivalin temel amacının üretimde kalkınma olduğunun altını çizen Balkan, “Bu festival bizlere atalarımızın mirası. Asıl amacımızın, alacağı ile vereceğini denk getirmeye çalışan esnafımızın yüzünü güldürmek için olduğunu bilmeliyiz. Bu festivalin asıl amacının; üreticimizin alın teriyle okuttuğu çocukları için olduğunu bilmeliyiz. Bu festivalin asıl amacının; topraktan sofranıza aracısız sağlıklı ürünler götürecek olan sizler için olduğunu bilmeliyiz. Bu bereketli topraklar bizlere asırlardır Yarımadaya özgü çok özel tarım ürünleri armağan ediyor. Enginarımız, kınalı bamyamız, susuz kavunumuz, çileğimiz, kuşkonmazımız, üzümümüz, otlarımız, hurma zeytinimiz ve çok daha fazlası Bu coğrafya bize çok cömert davranıyor. bizim görevimiz de bu coğrafyaya ve tarım arazilerimize sahip çıkarak gelecek nesillere bırakmaktır. Biz istiyoruz ki, bizim toprağımız üreticide kalsın. Tarım arazilerimizi korumak, sürdürülebilir kırsal kalkınma politikaları geliştirip, pazar payımızı büyütmek en büyük hedeflerimizden biri. Amacımız katma değeri yüksek pazar payı olan ürünler yetiştirmek. Bizim amacımız, enginar gibi anlatacağımız yeni hikayeler yazmak. Bugüne kadar yanlış tarım politikaları yüzünden toprağına küsen çiftçimizin ekonomisine can suyu sağlamak boynumuzun borcu. Ülke kalkınması yerelden başlar diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan giderek kooperatiflerimizi desteklemek bizim boynumuzun borcudur. Ülkemizi kalkındıracak politikanın üretim politikası aşikarken bizler ürünlerimizi ithal etmek yerine kendimiz yetiştireceğiz” dedi. "Selçuk Başkanımızı tebrik ediyorum" İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ise Urla’nın kayyumdan alındığına dikkat çekerek başladığı konuşmasında şunları söyledi: "Bizler kısa bir süre önce İzmir’imize hizmet etmeye talip olduk bunu yaparken en önemli amaçlarımızdan biri kentimizi bir demokrasi kenti yapmaktı. Binaların depreme dayanıklılığı nasıl sağlam bir temel üzerine inşa edilmesine bağlıysa bizim de belediyeler olarak alacağımız yol demokrasi zeminine bağlıdır. Selçuk Başkanımızı tebrik ediyorum. Bizler de Büyükşehir Belediyesi olarak tüm çalışanlarımızla birlikte İzmir’in tüm ilçelerinin yanında olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. "Urla dayanışma ile kalkınmaya devam edecek" Festivalin Urla ekonomisine olan katkısına da değinen Başkan Tugay, “Güzel İzmir’imize hizmete talip olduğumuzda temel hedeflerimizden biri İzmir’i kalkınmada örnek bir kent yapmaktı. Bu hedefe kültürel, sosyal, güvenlik ve ekonomik boyutlarıyla bir bütün olarak ulaşabiliriz. Urla’ya baktığımızda şunu görüyoruz. Uzun yıllardır uygulanan yanlış politikalar sonucu çiftçimiz artık toprağını ekip biçmekte zorlanmaktadır. En temel gıdalarımız bile ithal ediliyor. Ama şartlar ne kadar zor olursa olsun bu zor şartlara rağmen Uluslararası Urla Enginar Festivali bugün 10 yaşında. Üretiyorlar. O ürünler ehil ellerde inanılmaz lezzetlere dönüşüyorlar. Festival, Urla’nın tanınırlığını uluslararası boyutta artırıyor. Şehrimizin turizm hacmi artıyor, satış kapasitesi artıyor. Urlalı esnafımızın yüzü gülüyor. Urla bir dayanışma içinde kalkınmaya devam edecek. Şaha kalkmada İzmir’in öncü ilçelerinden biri olacak. Sorunlarımızı biliyoruz. İzmir’in parlayan yıldızı Urla için çalışmalar yapıyoruz. Bugüne kadar yarım kalan her işi tamamlamakta kararlıyız” şeklinde konuştu. Urla Ziraat Odası Başkanı Muharrem Uslucan da zorlu ekonomik şartlara rağmen üretime devam eden çiftçilerin ülkede umudun artmasına katkı sağladığını belirtti.
Çanakkale Çanakkale’de kök hücre dolandırıcılığından tutuklanan 2’si doktor 5 sanığın yargılanmasına başlandı Çanakkale’de 60’tan fazla hastayı, kök hücre uygulamasında kullanılan ve piyasa değeri 200 lira olan kitleri 20 bin ila 100 bin liradan satarak dolandırdıkları iddiasıyla tutuklanan 2’si doktor 5 sanığın Çanakkale 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmasına başlandı. Çanakkale’de 5 Şubat tarihinde meydana gelen olayda, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince yapılan teknik takip sonucunda Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Hastanesi’nde (ÇOMÜ) Ortopedi ve Travmatoloji bölümünde tedavi gören 60 hastaya, piyasadan 200 liraya temin edilen kök hücre uygulamasında kullanılan kitlerin 20 bin ila 100 bin lira arasında satıldığı tespit edildi. Bunun üzerine düzenlenen operasyonda, Prof. Dr. H.Y.E., Doç. Dr. T.K., medikal firma sahibi Ö.Ç, firma çalışanları B.C.T. ve Y.C.İ. gözaltına alındı. Polisteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden Ö.Ç., B.C.T. ve Y.C.İ. ’dolandırıcılık’ ve ’icbar suretiyle irtikap’ suçuna yardımdan tutuklanırken, Prof. Dr. H.Y.E. ile Doç. Dr. T.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Daha sonra savcılığın itirazının ardından Prof. Dr. H.Y.E. ile Doç. Dr. T.K. yeninden tutuklandı. Soruşturmanın tamamlanmasının ardından iddianame hazırlandı. İddianamede, Ömer Ç, Bilgecan T. ve Yunus Can İ’nin ‘nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘icbar suretiyle irtikaba yardım’, Hüseyin Yener E. ve Tolgahan K’nin ise ‘zincirleme şekilde icbar suretiyle irtikap’ suçundan 20’şer yıla kadar hapsi istendi. Tutuklu sanıkların yargılanmasına bugün 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Duruşmaya tutuklu sanıklar Ömer Ç., Bilgecan T., Yunus Can İ., Hüseyin Yener E. ve Tolgahan K. hazır bulunurken, olaydan etkilenen 60’a yakın hasta ve yakını katıldı. Sanık Hüseyin Yener E., savunmasında, kendisinin 24 yıllık hekim olduğunu belirterek, üzerine atılı hiçbir suçlamayı kabul etmedi. Hüseyin Yener E., "Kök hücre tedavisi bir ameliyat değil ek işlemdir. Ben anestezi altında yapmayı tercih ediyorum. Bu yaptığım işlemden fakültenin haberi yoktu. Üniversite SGK ödemesi almadığı için kamu zararı oluşmaması adına yapılan bu işlemleri not almadık. Ameliyat öncesi raporlarda kök hücre tedavisinin nasıl yapılacağını belirttim. Hastalara da bunu belirttik. Ameliyatlara ek olarak bu işlemleri yapıyorduk. Kitler hastanede satılmıyor. 3 yıldır Çanakkale’de çalışıyorum. Bu kiti getirecek firma Çanakkale’de yoktu. Sağlık Bakanlığından onaylı, ameliyata girme yetkisi olan firmalarla çalışılabiliyordu. Bu yüzden bu firmayla çalıştık. Kök hücreden her hangi bir kazancım yok. Firma çalışanları ve firma sahibinin iddialarını red ediyorum. Hastalarla maddi konularda konuşmadım. Konuşmayı da tercih etmiyorum. Fiyatları firma belirliyordu. Ben hiç bir hastaya fiyat söylemedim. Hastalara benim fiyat verdiği şeklindeki beyanları kabul etmiyorum” dedi. Sanık Tolgahan K. 3 yıldır ÇOMÜ’de görev yaptığını söyledi. Kendisine gelen hastalara tek bir medikal firma önermediğini belirten Tolgahan K., “Hastalar bana doğal olarak soruyordu. Nasıl ve nerden temin edebilecekleri konusunda. Bende kendilerine birden fazla firma öneriyordum. İnternetten araştırmaları gerektiğini söylüyordum. Kimseye fiyat vermedim ancak hastalardan ve firma sahiplerinden duyduğum kadarıyla aralıklı bir fiyat söyleyebiliyordum. Ben firma sahibinin iddialarını kabul etmiyorum. Kendileri bana iftira attı. Benim paraya ihtiyacım yok. Maddi durumum iyi. Ailemin durumu iyi. Böyle bir şey için kariyerimi riske atmam, itibarımı zedelemem” diye konuştu. Firma sahibi Ömer Ç. ise sektörde 19 yıldır faaliyette bulunduğunu söyledi. Resmi ve özel hastanelere ameliyat malzemesi temini sağladıklarını kaydeden Ömer Ç., "Doktorların talebi üzerine ilgili kök hücre kitini buldum. Fiyat belirledim. İthal olarak ilk etapta bin 500 liraya sonra da yerli olarak 600 liraya buldum. Bunun fiyatı ithal ve yerli olmak üzere değişiyor. Doktorlar daha sonra aldığım ürünleri uygun gördüler. Hastalar kabul ve uygun görürse temin edebileceğimi söyledi. Böylece kitler kullanılmaya başlandı. Tolgahan hoca bana hastalar size ulaşırsa benim dediğin fiyatı uygulayacaksınız dedi. Biz bu fiyatın içinden belirlediğimiz ücreti alıyorduk. Burada hastalar parayı elden veriyordu ya da bankaya yatırıyordu. Bizde parayı çekip elden doktorlara veriyorduk. Tolgahan beyin tavsiyesi üzerine Hüseyin bey bizi çağırdı. Özel ameliyatlar için kök hücre tedavisi uygulayacağını söyledi. Hüseyin beyle de çalışmaya böyle başladık. Hastalarının özel olduğu için ücreti kendisinin belirleyeceğini söyledi. Bununla ilgili telefonda yazışmalarımız var. Ben 19 yıllık sektör tecrübemde hiç böyle bir durumla karşılaşmadım. Biz hocaları amirlerimiz gibi gördüğümüz için bunun yasal olduğunu düşünerek bu işi yaptık. Bana ’senlik bir durum yok, hastalar bizim hastalarımız’ dediler. Bana atılı suçlamaları kabul etmiyorum" şeklinde konuştu. Firma çalışanlarından Yunus Can İ. ise firma sahibi Ömer Ç’nin talimatları doğrultusunda hareket ettiğini belirterek, Çanakkale’deki bir banka şubesinden bu şekilde hesap açtığını ifade etti. Yunus Can İ., "Hastalar kitlerin ücretlerini nakit veriyorlardı ya da banka hesabına yatırıyorlardı. Doktorlara para vereceğim zaman para havale ile gönderildiyse bankadan çekip öyle veriyordum. Eğer elden aldıysam direkt götürüp elden teslim ediyordum. Paraya verdikten sonra kalan parayı firma sahibi Ömer beye veriyordum. Ben iki doktora da para verdim. Paraları siyah bir el çantasına koyuyordum. Ödemeleri Ömer beyin söylediği tarihlerde veriyordum. Ben hastalarla pazarlık yapmadım. Doktorların pazarlık yaptığını görmedim. Kitlerin hazırlanmasında bende sağlıkçı olduğum için ameliyatlarda aktif olarak bulunuyordum. Ameliyatlarda kullanılmayan kit olmadı” dedi. Diğer şirket çalışan Bilgecan T. savunmasında söz konusu işlemlerde paranın kendi hesabına yatmasından dolayı tedirgin olduğunu aktararak, geçen yıl Şubat ayında firmadan istifa dilekçesini yazdığını belirtip, “Firma sahibi 45 gün ihbar sürem boyunca çalışmamı istedi. Bu süre sonunda arabanın anahtarlarını teslim etmek için odasına girdim. Bana, eleman yetersizliği nedeniyle bir süre daha devam etmemi söyledi. Bende bir süre daha çalışmaya devam ettim. Benimde Çanakkale’deki bankadan hesap açmamın nedeni işlemlerin hızlı yapılması ve bankanın daha az komisyon kesmesi. Tolgahan hoca hastalara fiyatı kendi veriyordu. Hüseyin hoca ise Ömer bey ile görüşüp fiyatları buna göre belirliyordu. Her iki hocaya da elden para teslim ettim. Ameliyatlara bende giriyordum. Kök hücre uygulanmayan hasta olmadığını görmedim” diye konuştu. Sanıkların ardından müştekilerin ifadeleri dinlendi. Mahkeme heyeti, sanıkların yurt dışı çıkış yasağıyla tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesine karar verirken, mahkeme heyeti davayı ileri bir tarihe erteledi.