GENEL - 11 Ocak 2019 Cuma 12:48

Vali Memiş: “Erzurumspor’un Süper Lig’de kalmasını çok istiyorum”

A
A
A
Vali Memiş: “Erzurumspor’un Süper Lig’de kalmasını çok istiyorum”

Erzurum Valisi Okay Memiş, Büyükşehir Belediye Erzurumspor’u önemsediğini belirterek, “Emin olun Erzurum’da yaşayan 800 bin ve dışarda yaşayan 2 milyon Erzurumludan çok bu takımın süper lig’de kalmasını istiyorum ”dedi.

Erzurum Valisi Okay Memiş, Büyükşehir Belediye Erzurumspor’u önemsediğini belirterek, “Emin olun Erzurum’da yaşayan 800 bin ve dışarda yaşayan 2 milyon Erzurumludan çok bu takımın süper lig’de kalmasını istiyorum ”dedi.


Vali Okay Memiş, Gazeteciler Günü münasebetiyle basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya geldi.


Vali Memiş, Gazeteciler Günü dolayısıyla Öğretmen Evi’nde düzenlenen programda yaptığı açıklamada şehre yönelik yatırım ve projelere ilişkin bilgi verdi. Vali Memiş, şehirde tekstil kenti kuracaklarını söyledi. Projenin hayata geçmesiyle yaklaşık 4 bin kişinin istihdam edileceği ifade eden Vali Memiş, “KUDAKA ve büyükşehir belediyesinin planladığı projeyi Erzurum Valiliği olarak biz yapacağız. Bütün sanayicileri ilimize davet edeceğiz. Bunun yanında kalkınma ajansının uhdesinde olan mobilyacılar sitesi projesini yine valilik olarak biz yapacağız. Ayrıca 2. Organize sanayinin alt yapısını kalkınma ajansı marifetiyle biz yapacağız” diye konuştu.


ERZURUMSPOR’UN SÜPER LİG’DE KALMASINI ÇOK İSTİYORUM


Büyükşehir Belediye Erzurumspor’u önemsediğini belirten Vali Memiş, “Yakın zamanda Erzurumlu hayırsever iş adamlarının desteğini, yardımını aldık. İsimlerini açıklamamda bir sakınca yok, örnek olsun diye açıklayabilirim. Sururi Akgün, Adnan Polat beyefendiler hatırı sayılı miktarda bağışta bulundu. Erzurumspor’un büyük bir borcu yok. Bu hakikaten iyi yönetildiğini gösteriyor. Bu nedenle başta Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen beye teşekkür ediyorum. Evyap şirket sahibi Fikret amcamıza Sağlık Eski Bakanımız Prof. Dr. Recep Akdağ, milletvekillerimiz ve büyükşehir belediye başkanımızla birlikte sponsorluk yapması konusunda teklif yaptık. Ben dün tekrar telefonda görüştüm. Bugün beni geri arayacaklar. Bu işler benim doğrudan işim değil. Emin olun Erzurum’da yaşayan 800 bin ve dışarda yaşayan 2 milyon Erzurumludan çok bu takımın süper lig’de kalmasını istiyorum. Moral ve motivasyon olsun diye her Çarşamba günü Şifo Mehmet ve ekibiyle özel maç yapıyoruz. Ben bizzat oynuyorum. Kendilerini yalnız hissetmesinler, şehrin onlara, takımlarına sahip çıktığını görsün anlasınlar diye her hafta birlikteyiz ”dedi.


ERZURUM’A YENİ 5 YILDIZLI OTEL GELİYOR


Vali Memiş, Erzurumluların uzun süredir beklediği 5 yıldızlı otelin ihalesinin yakında tamamlanacağını da ifade ederek, "Erzurum’da içinde kayakseverlerin elbiselerini giydiği kayak odalarının da olacağı 5 yıldızlı Hilton Oteli yapılacak. Otel 17 ay içinde faaliyete geçecek. Yatırımcısı hazır olan beş yıldızlı otel şehrin içinde olacak. İnşallah baharda temel atılacak." bilgisini paylaştı.


GEÇEN YILA ORANLA TURİST SAYISI ARTTI


Erzurum’un Anadolu’nun mührü olduğunu söyleyen Vali Memiş, hedeflerinin kentte kış turizmini geliştirmek olduğunun altını çizdi.


Vali Memiş, şehre gelen turist sayısında geçen seneye oranla yüzde 125 artış olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:


"Bu rakamları daha da yukarı çekeceğiz. Ziyaretçi sayılarımızı arttırmalıyız. Palandöken’in ve buradaki kayak merkezinin insanı çeken müthiş bir enerjisi var. Erzurum olarak bunu başaracak potansiyelimiz var. Erzurum’u kış turizminde Türkiye’de bir numara yapacağız. Turizmde yıllık 1 milyon ziyaretçi sayısı hedefliyoruz. Tarihi Ulu Cami, Üç Kümbetler, Lalapaşa, Yakutiye Medresesi ve Erzurum Kalesi’nden oluşan bu bölge Erzurum’un Sultanahmet’idir."


Vali Memiş ayrıca, Yakutiye Belediyesi’nce yürütülen üç kümbetler projesinden övgü ile bahsederek, Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut’ta teşekkür etti. Vali Memiş, "Dileğim bu projenin sürdürülmesi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile birlikte bu projeyi inceledik. Her türlü desteği aldık. Bu projenin içinde olduğu, Millet bahçesi projesini gerçekleştirmeliyiz" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.