POLİTİKA - 12 Ocak 2019 Cumartesi 16:19

Aydemir’den PBK’da ‘Değerler’ paylaşımı

A
A
A
Aydemir’den PBK’da ‘Değerler’ paylaşımı

AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, Ağrı’dan Trabzon’a, Erzurum’dan Hakkari’ye mukaddesat ve kültürel değerlerin bir ve ortak olduğuna vurgu yaparak, ‘Bizde öteki diye bir anlayış hiçbir zaman olmamıştır.

AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, Ağrı’dan Trabzon’a, Erzurum’dan Hakkari’ye mukaddesat ve kültürel değerlerin bir ve ortak olduğuna vurgu yaparak, ‘Bizde öteki diye bir anlayış hiçbir zaman olmamıştır. Millet olarak en büyük değerimiz kardeşliğimizdir. ‘ dedi.


AYDEMİR’İN DEĞERLENDİRMESİ


TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Asgari ücret desteğinin 2019’da devam etmesi, evlerde üretilen ürünlerin vergiden istisna olması, 250 liraya kadar eksik ödemelerin vergi indirimine yönelik ihlal kapsamında değerlendirilmemesi gibi düzenlemeleri içeren Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin görüşmelerinde söz alan AK Parti Erzurum Milletvekili Aydemir kıymet hükümleri ve değerler paydasında tespitlerini paylaştı.


AKSAK’A RAHMET NİYAZI


Komisyondaki sunumuna Perşembe günü vefat eden AK Parti Erzurum Milletvekillerinden Muhyettin Aksak’a rahmet niyazıyla başlayan Milletvekili Aydemir, ‘Parlamentoda görev yapan, 23 ve 24’üncü dönemlerde Erzurum’u temsil eden Muhyettin Aksak Bey vefat etti. Kendisine Cenabı Hakk’tan gani gani rahmet diliyorum. Tabii, ölüm hakikati ifade ediyor, şaşmaz hakikat. Öyleyse biraz o zaviyeden meselelere yaklaşmakta da fayda var diye düşünüyorum.’ dedi.


SEÇİM YATIRIMI YOK


31 Mart Yerel seçimler öncesinde hükümet tarafından geliştirilen ve kaydedilen bazı atılımların muhalefet kesimince seçim yatırımı olarak yorumlanmasını doğru bulmadıklarını değerlendiren Aydemir, ‘Öyle bir zemindeyiz ki yaptığınız her çalışmanın ardından mutlaka istinat edilebilecek siyasi bir aktivite olur yani bu seçim olur, başka türlü faaliyetler olur. Öyleyse, oraya teşmil etmemek gerekir diye düşünüyorum. ‘ kaydına yer verdi.


AYDEMİR’DEN DEĞERLER TESPİTİ


Sunumunda ‘ortak değerler’ bahsi üzerinde tespitlerde bulunan Milletvekili Aydemir, ‘Bir milletvekili arkadaşımız değerler üzerinden bir ayrıştırma, bir ayrışma anlayışının hâkim olduğuna, dolayısıyla bölünme tehlikesine vurgu yapıyor. Oysa öyle değil, değerleri tarif etmek lazım. Değerler nedir, fikirler nedir? Mesela, yine Erzurum’u bu Parlamentoda temsil etmiş bir şahika isim, bir doruk, zirve isim -onu da yaklaşık beş yıl önce kaybetmiştik- mütefekkirdi, gazeteciydi, hukukçuydu aynı zamanda, bir çalışmasında hususi bir tarif yapıyor. Bu kim? Nevzat Köseoğlu, Türk Ocağı Vakfının Başkanıydı. Hakikaten kendisiyle her zeminde iftihar ettik, kendisinden çok istifade ettik, ben şahsen ondan çok beslendim. "Türk Kimliği ve Türk Dünyası" isimli eserinde bir kayıt düşüyor, çok mühim. Elazığlı yaşlı birine "Ne iş yaparsınız?" diye sual tevcih olunuyor bir televizyon programında. "Efendim, ben şekercilik yaparım, kırk yıldır şeker imal ederim, evlatlarımın geçimini buradan temin ederim, maişetim buradandır. Fakir fukara da bundan hakkını alır, devletim de bundan hakkını alır." diyor. "İşte bu tarif bir milleti izah eden tariftir. Türk milleti bu tarifte gizlidir, Türk budur." diyor. ‘ vurgusunu yaptı.


MİLLETİ SEVMEK


Milletvekili Aydemir, ‘Buradan baktığınızda ırk çok anlamsız kalıyor, kan, kafatası hiçbir mana ifade etmiyor. Bizim kodlarımızda millet olarak hiçbir zaman ırkçı bir yaklaşım olmamıştır. Milliyetçiliği tarif ederken de biz "müspet milliyetçilik" ve "menfi milliyetçilik" diye bir tefrik koyuyoruz. Müspet milliyetçilik başka milletlere faul yapmadan, legal bir zeminde milletler camiası içerisinde kendi milletinizi öne çıkarma gayretidir, milletini sevmektir. Oysa, menfi milliyetçilik, altını çize çize her seferinde ırk üzerine bir şeyi inşa etmeye çalışmaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın "Ayaklarımızın altına alıyoruz, alırız." dediği de bu ikinci tariftir, biz de hep bunu yaptık. ‘ dedi.


AYDEMİR ÖRNEKLEME YAPTI


Milli iradenin aynı ruh fezasında ortak kültürel değerleri paylaştığı, yaşam biçiminden hayatın algılanma ve yorumlanmasına ilişkin aynı kaydı düştüğüne işaret eden Milletvekili Aydemir, ‘ "Değerler" dediğiniz nedir? Kültürel değerlerimiz de var bizim. Herhangi bir düğün töreni bizim değerlerimizi ifade ediyor. Bu, sizin memleketiniz Trabzon’da da böyle, benim memleketim Erzurum’da da böyle, Ağrı’da da böyle, düğünü bir başka şekilde Türkiye sathında tarif edemezsin. Bu, bir değerdir. Bunun ayrışan neyi vardır mesela? Yemek kültürümüzde ayrışan ne vardır? Kim farklı zaviyelerden bakmıştır? Hiç kimse. ‘ değerlendirmesinde bulundu.


BİZDE "ÖTEKİ" DİYE BİR KAVRAM HİÇ OLMAMIŞTIR


Farklı düşüncelerin ayrışmayı ifade etmediğini aktaran Milletvekili Aydemir, ‘Elbette ki fikirler noktasında farklı düşüneceğiz, bu hangi ülkede böyle değildir ki? Yani Amerika’da her kesim farklı düşünür bir mevzu üzerine. Bu, oranın bölünmesi, zihinlerin bölünmesi anlamına gelmiyor ki. Biz, bu değerlere başka anlamlar yükleyenlere "bölücü" diye bir tarif getiriyoruz, daha sert bir tarif "vatan hainliği"dir. Onun dışındakilerin hepsi bizim kardeşlerimiz. Ben, malumunuz, Erzurum coğrafyasında yaşıyorum. Bizde "öteki" diye bir kavram hiç olmamıştı. Hele Kürt-Türk bağlamında bir tefrika, bir ayrım, ayrışma asla yoktu. Ne zamana kadar? Bu bölücü vatan hainleri zuhur edinceye kadar. Biz bilmezdik bir farklılık. Şimdi, biz işte bu zeminde, şu zeminde öyle kavramlar kullanmalıyız ki birliğimize, bütünlüğümüze halel getirmesin, tam tersi muhkem hâle getirsin. Ben bunun altını özellikle çizmek istedim. ‘ dedi.


DEĞERLER ÜZERİNDE MUHKEM BİR İTTİFAK VARDIR


Konuşmasının son bölümünde, Şark Kültür coğrafyasının bazı kesimlerinde seslendirilen, Anadolu Coğrafyasında ise asla kabul görmeyen; "Köpeğini aç bırak ki peşinden gelsin." aforizmasına tepki gösteren Milletvekili Aydemir, ‘Bakın, bu anlayış, şu coğrafyada yaşayan, etnik aidiyeti, kimliği ne olursa olsun, hiç kimsenin zihninde yer bulmamıştır, asla. Affedersiniz, hayvan dahi olsa biz böyle bakmamışızdır. İşte millet budur, milleti tarif eden budur. Türk Milleti bu kıvamdadır. Dolayısıyla ayrışma filan yoktur. Değerler üzerinde muhkem bir ittifak vardır ve bununla da biz iftihar ediyoruz. Bu çalışmalar da işte bu değerleri çok daha kıvamlı hâle getirme çalışmalarıdır. ‘ ifadesine yer verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Nörolojik hastalıkları elektrik uyarısıyla tedavi eden cihaz geliştirildi Hitit Üniversitesinde yürütülen proje ile nörolojik hastalıkları elektrik uyarısıyla tedavi edebilen cihaz geliştirildi. Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Güven Akçay, nörolojik hastalıkları ilaçsız tedavi edebilmek amacıyla çalışma başlattı. Makine ve İmalat Teknolojileri alanında desteklenen proje çerçevesinde hastaları ilaçların toksik doz ve yan etkisine maruz kalmadan tedavi edebilecek yerli ve milli cihaz üretildi. Cihazın geliştirilmesi için yürütülen çalışmalarda Hitit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Fatih Işık ve Doktor Öğretim Üyesi Serkan Dişlitaş yer aldı. Doktor Öğretim Üyesi Güven Akçay, geliştirdikleri cihaz ile beyne her hangi bir cerrahi operasyon yapılmadan beyindeki oluşacak olan elektrik uyarısıyla nörolojik rahatsızlıkları tedavi etmeyi amaçladıklarını söyledi. Nöromodülasyon (sinir dokularının yeniden düzenlenmesi) yönteminde 1950’li yıllardan itibaren ses, elektrik uyarısı ve manyetik uyarılardan faydalanmaya başlandığını ifade eden Akçay, bu tedavi yönteminin invaziv ve non-invaziv olarak iki şekle ayrıldığını kaydetti. Akçay, non-invaziv (kesi yapılmadan) olarak adlandırılan; beyne her hangi bir cerrahi operasyon yapılmayan tedavi yönteminde beyinde oluşacak elektrik uyarısıyla tedavinin amaçlandığını belirterek 2000’li yıllardan sonra bu tedavi yönteminin klinikte yer almaya başladığını ifade etti. “Beyine elektrik uyarısı vererek tedavinin gerçekleştirilmesini hedefliyoruz” Geliştirdikleri cihaz ile beyne elektrik uyarısı vererek tedavinin gerçekleştirilmesinin hedeflendiğine dikkat çeken Akçay, şunları söyledi: “Beyne elektrik uyarısı vererek yapacağımız bu tedavi yöntemini diğer tedavi yöntemleriyle kıyasladığımız zaman; örneğin ilaçlarda toksik doz veya yan etkisi gibi durumlar olurken bu tedavi yönteminde ise yan etkisi diğerlerine göre neredeyse yok denecek kadar çok az olup avantajları, tedavi etkinliği daha yüksektir. Klinik çalışmalara daha fazla ihtiyaç olduğundan dolayı ekibimizin geliştirmiş olduğu cihazla yapılan tedavi yönteminin preklinik çalışmaları tamamlanmış olup şimdi ki aşamalarımızda ise klinikteki çalışmalarımızı özellikle epilepsi, nöropatik hastalarında Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Sinan Eliaçık hocamız ile uygulamayı amaçlamaktayız.” Yurt dışına göre 50 kat daha az maliyetle üretebiliyoruz Geliştirilen cihazın tamamen yerli ve milli olduğunu vurgulayan Akçay, “Yurt dışında üretilen cihazların Türkiye’ye maliyeti ortalama 30 bin dolar civarında. Yerli üretim olanlarda ise yaklaşık maliyet 5-6 bin dolar civarında. Biz ise cihazı yurt dışına göre 50 kat daha az maliyetle üretebiliyoruz. Yapmış olduğumuz cihazı diğerlerinden farklı olacak şekilde ürettik. Sabit bir akım vermek yerine beyindeki elektrik direnci ve kafa direnci ölçülerek bu dirence uygun olan yani tedavideki etkin ilaç diye tabir edebileceğimiz gerçek elektrik değerini verip beyne modüle ederek hastalarımızın tedavisini amaçlıyoruz. Böylelikle sabit bir tedavi değil bireye özgü elektrik uyarısı vererek tedavi hedeflenmiş oluyor. Bu amaçla da tedavinin etkinliği daha da arttırmayı sağlamış oluyoruz.” diye konuştu.
Denizli PAÜ Hukuk Fakültesinde ‘Meclis Simülasyonu’ etkinliği düzenlendi Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hukuk Fakültesi ve Hukuk Topluluğu tarafından öğrencilerin yasama faaliyetini deneyimledikleri ve yasa yapım sürecine tanık oldukları, hoşgörü ve uzlaşma ortamında ideal meclisin nasıl gerçekleşeceğini görüp, pratikte uygulayabildikleri bir etkinlik olan Meclis Simülasyonu etkinliği düzenledi. 3-6 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek olan ve Denizli’de ilk kez düzenlenen Pamukkale Üniversitesi Meclis simülasyonu etkinliği Eğitim Fakültesi Melek Sözkesen Konferans Salonu’nda gerçekleşen açılış töreni ile başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından program açılış konuşmaları ile devam etti. Adalet Demokrasi ve Hukuk Orjinli Çalışmalar (ADHOC) Derneği Koordinatörü Şebboy Deren Güçlü yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Burada Pamukkale Üniversitesi ekibine baktığımda 5-6 aylık inanılmaz bir organizasyon sonucunda gerek divan üyeleri olsun gerek akademi ekibi organizasyon ekibimiz olsun, sponsorluk ekibimiz olsun gerçekten çok güzel bir çalışma ortaya koydular ve gerçekten çok güzel de bir organizasyon ortaya çıkaracaklar. Önümüzdeki dört gün boyunca bunu deneyimliyor olacaksınız. Dilerim ki gerçekten çok güzel bir şekilde eğlenirsiniz ve keyif alırsınız demek istiyorum. Burada dört gün boyunca hepiniz milletvekili olacaksınız. Farklı farklı partileri temsil edeceksiniz. Ancak burada unutmamız gereken bir şey var ki hiçbirimiz birbirimizi kırmadan gerçekten dostluk çerçevesinde hep beraber tanışarak ve keyifli vakit geçirerek buradaki arkadaşlığımızın baki kalacağını umut ederek ve olmasını sağlayarak da keyifli vakitler geçirmenizi istiyorum. Lütfen birbirinizi genel kurulda olsun komisyonlarda olsun birer parti için kırmayın. Gerçekten çok güzel bir organizasyona imza atılacağına eminim. Şimdiden herkese keyifli bir yasama dönemi diliyorum.” “Bu simülasyonda öğrencilerimiz, kanun tekliflerini inceleyecek, tartışacak, fikir alışverişi yapacak ve yasamanın işlevini öğrenecektir.” Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Kabakçı Karadeniz yaptığı konuşmada şunları ifade etti: “Hukuk fakültesi olarak amacımız, Evrensel hukuk ilkelerini ve insan haklarını benimseyerek, hukuki sorunları teorik ve pratik anlamda çözme yetkinliğine sahip hukukçular yetiştirmektir. Bu nedenle meclis simülasyonu çok önemlidir. Bu simülasyonda öğrencilerimiz, kanun tekliflerini inceleyecek, tartışacak, fikir alışverişi yapacak ve yasamanın İşlevini öğrenecektir. Öğrencilerimizin yasama faaliyetlerinde bizzat bulunmalar ve etkin rol almaları, fikirlerini özgür bir şekilde dile getirmeleri önemlidir. Meclis simülasyonu etkinliğinde farklı fakültelerden milletvekilleri ver almaktadır. Ancak sunu da belirtmeliyim ki hukukçuların milletvekilliğine ilgisi fazladır. 28. Dönem Milletvekillerinin Meslekleri incelendiğinde; TBMM’de en fazla iş insanı, avukat ve akademisyenin yer aldığı görülmektedir. Milletvekillerinin %20’sinin hukukçu olması bu ilginin kanıtıdır. Gerek Öğrenci Topluluklarımız gerekse Dekanlığımız yıl içinde sayısız akademik, sosyal, kültürel ve benzeri alanlarda çalıştay, panel, eğitim, konferanslar ve geziler düzenlenmektedir. Fakültemizin gerçekleştirdiği eğitim faaliyetleri ve başarılı etkinlikler, üniversite ve eğitime katkı veren ilgili kamu kurum ve kuruluşların, Rektörlüğümüz ve Denizli Barosunun uyumlu iş birliği ve ortak çabanın sonucudur. Fakültemizin gerek daha iyi Fiziki alana kavuşması için gerekse akademik kadrolar noktasında verdikleri büyük destek ve etkinliklerimize gösterdiği ilgi için rektörümüz sayın Prof. Dr. Ahmet Kutluhan’a, teşekkür ederim. Hukuk Topluluğu Danışmanı Öğr. Üyesi Fatih, Yurtlu’ya ve Hukuk Topluluğu öğrencilerine böyle bir etkinliği düzenledikleri için teşekkür ediyor ve meclis simülasyonunun verimli geçmesini diliyorum.” Pamukkale Kaymakamı Uğur Bulut yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: “Hukuk fakültelerindeki kaliteli eğitimin kamu yönetimine etkisini bizzat meslek itibariyle gören bir durumdayız. Kaliteli hâkim ve savcı yargı kararlarını okurken bizlerin içini açıyor. Yine, avukatlık hizmetinde verilen kaliteli bir hukuk eğitiminin de toplum yaşamından adaletin tecellisine katkısı hiçbir zaman yadırganamaz. Bu faaliyetin düzenlenmesinde emeği geçen tüm öğretim üyelerimizi ve öğrencilerimizi tebrik ediyorum.” “Demokrasi dediğimiz şey gerçekten meclisten geçmekte” Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Pamukkale Üniversitesi, son akreditasyonla 208 üniversiteden 70 üniversitenin arasına girmiştir. Bu gurur, üniversitemizdeki tüm akademik-idari personelinin ve tüm öğrencilerinin katkısı ile olmuştur. Ben bu süreçte emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Akreditasyon, Yükseköğretim Kalite Kurulu’nun vermiş olduğu bir belge. Bu belge “Kurumsal Akreditasyon” belgesi. Bu belge ile Üniversitemiz, ÖSYM kılavuzunda akredite olan üniversiteler içerisinde yer almış oldu. Bu ne demek? Bu yarın Pamukkale Üniversitesi’nden alınan diplomalar, Avrupa ve Amerika geçerli demek. Dolayısıyla, böyle bir sevinci bu etkinlikte paylaşmak istedim. Çünkü Pamukkale Üniversitesi hak ettiği yer hali hazırda bulunduğu yer değil. Daha yükseklere çıkması gereken bir üniversite. Çünkü Denizli, Türkiye’de ilk onda yer alıyor, Pamukkale Üniversitesi ilk onda yer alması abartılı olur diyorum, yirminci sırayı kollaması gerekiyor. Bunun için biz elimizden geleni yapacağız ama geleceğimiz olan bu gençler belki bu yirmili sıraları bizlere gösterirler. Çünkü yapmış oldukları etkinlikler gerçekten muhteşem. Ben, üniversitemizin öğrenci toplulukları ile çok gurur duyuyorum. Topluluklarla buluşalım dediğimizde hemen buluşabiliyoruz. Topluluk başkanları geliyor, yardımcıları geliyor. Bu bizim çok aktif bir üniversite olduğumuzu ve öğrencilerimizin çok bilinçli olduğunu gösteriyor. Şimdi mesela, Filistin yürüyüşü yapacağız. Dün yirmi iki topluluk hemen geldi iki saat içerisinde geldiler ve neler yapacağımızı beraber konuştuk. Ben çok gurur duyuyorum. Demek ki öğrencilerimiz şu andaki Pamukkale Üniversitesi’nin seviyesinden memnun değiller. Onların bu yapmış oldukları çalışmalar inşallah Üniversitemizi ilk yirmilere çıkaracak ve bizler de onlarla gurur duyacağız. Demokrasi dediğimiz şey gerçekten meclisten geçmekte. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir sözüyle kendini tescil etmiş bir kurumdur TBMM. TBMM Milli Mücadele kahramanı olduğu gibi 15 Temmuz’un da kahramanıdır. TBMM ile gurur duyuyorum, ebediyen var olsun diyorum. Diğer taraftan küçük bir anımı paylaşayım. 1996’da Amerika’ya gittim. Tabi Amerika’da gittiğimiz yerde ormanlık alanlar, şehirle doğa ile bir bütün halindeydi. Bana dediler ki: Hocam, burada yanına sincaplar gelir oturur bir şey yapma onlara. Bunlara bir şey yapmanın çok büyük cezaları vardır. Nasıl bir özgür dünyaymış burası dedim. Gerçekten hayran olmamak elde değil ama son zamanlarda gördüğümüz gibi şu anda yaşanan Amerikan üniversitelerde Filistin mitinglerinin nasıl bir karşılık bulduğunu da hepimiz gözler önünde seyrediyoruz. Bu durum, demokrasinin de yine her yerde her zaman aynı olmadığını da bize göstermiş oldu. Dolayısıyla, milletler kendi varlıklarını koruyabilmek için devletlerin idamesini sağlayabilmek için ciddi kararlar alabilmekteler” Açılış konuşmalarının ardından program, milletvekili yeminlerini gerçekleştirmek üzere simülasyonun divan başkanı PAÜ öğrencisi Aleyna Ece Sönmez’in, tüm milletvekilleri ile birlikte ettiği yemin ile sona erdi. Etkinliğin devamında program sergi salonunun gezilmesi ile sona erdi.