GENEL - 05 Eylül 2019 Perşembe 10:29

Erzurum’un Bânisi Kanûnî’yi anlamak Erzurum kimliğini anlamaktır

A
A
A
Erzurum’un Bânisi Kanûnî’yi anlamak Erzurum kimliğini anlamaktır

Şehir ve Kültür Araştırmaları Derneği (ŞEHİRDER) Başkanı Vedat Eğilmez, “Erzurum’un Bânisi Kanûnî’yi anlamak Erzurum kimliğini anlamaktır” dedi.

Şehir ve Kültür Araştırmaları Derneği (ŞEHİRDER) Başkanı Vedat Eğilmez, “Erzurum’un Bânisi Kanûnî’yi anlamak Erzurum kimliğini anlamaktır” dedi.


Eğilmez, tarih boyunca mezhep çatışmaları, Moğol istilaları, Timur’un hışmından nasibini alan ve defalarca fetret yaşayan, ıssızlaşan ve insansızlaşan Erzurum’u belli bir amaç doğrultusunda yeniden kuran ve mamur hale getiren Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın Erzurum’a gelişinin 485. yıl dönümünde olduğumuzu hatırlatarak Erzurum’un Türk tarihi açısından nasıl bir misyona sahip olduğunu kavramak bakımından 5 Eylül’ün bu şehirde yaşayan insanların, şehri yönetenlerin hafızasına kazınması gerektiğini söyledi.


Vedat Eğilmez açıklamasına şöyle devam etti: “Hafızamızı kaybettiğimizden dolayı kendimizi tanımlamakta zorlanıyoruz. Önümüze gelen tarihi kesitleri veya tarihten günümüze kadar bozulmadan gelen çoğu olgu ve olayları hakkıyla konumlandıramıyoruz. Birtakım insanların, kurumların yönlendirici çalışmaları, sözde bilimsellik adına tarihte tarafsız olma gayretleri ve bu sınırlandırmaların ilmî kurumlarda yasalaştırılması bizi bu toprakların hakikatinden çok uzaklarda bir noktaya getirdi. Şimdi biz Erzurumlu olmanın ne demek olduğunu, 1900 metre rakımda, ortalama eksi otuz derece soğukta ve zor şartlarda ısrarla neden yaşamaya devam ettiğimizi kendimize izah edemiyoruz. Bu boşluğu oluşturanlar ise hakikatin yerini tarihten seçtikleri bazı önemsiz noktaları milatlaştırarak doldurmaya çalışıyorlar. Yeni nesil, büyük AVM’lerin açılış yıl dönümlerini kutlamakla kendini idrake zorlanıyor.


Bu şehrin Gavurboğan adında bir mahallesi vardı. Büyük merkez ilçelerinden birinin adının bu olması gerekirken Gavurboğan ismi o mahalleye de nasip olmadı. Şimdi bu ismi duyan Erzurumlu gülümsüyor. Ehramı yadırgıyor genç kızlarımız. Eski kadınların erkeklerinin birkaç adım gerisinden yürümesini aşağılık bir şey olarak görüyor, anlamlandıramıyor. Ramazan ayında açıktan oruç yiyenlerin dayak yemesinden müteessir oluyor. Atasını anlamıyor ve sonuç olarak da kendine hakkıyla bir tanım getiremiyor.


Bu şehrin büyük bir ruha sahip olduğu dile getirdiğimiz bu uyumsuzluklarla zaten ortada. Bunu anlamak gelecek nesillere aktarmak için tarihimizi hakkıyla bilmek zorundayız. Tarihte bilimsel tarafsızlığın bir tuzak olduğunun ancak geçmişimizi hakkıyla bilerek farkına varabiliriz. Bilimsel tarafsızlığı aslında küresel sermayenin tarafı olduğunu anlamak zorundayız.


Tarih boyunca hudut şehri özelliğini muhafaza eden Erzurum, yine tarih boyunca yaşadığı huzursuzluktan Avrupalının “Muhteşem Süleyman” dediği ve Erzurum’a gelişiyle şehrin talihinin değiştiği Kanuni ile kurtuldu.


Moğol istilalarından, Türk beylikleri arasındaki savaşlar ve mücadeleden sonra Erzurum harabeye dönmüştü. Öyle ki İran üzerine giden Yavuz ıssız şehir Erzurum’da değil, Hasankale taraflarında bir yerde ordusuyla konakladı. Yavuz’dan sonra da Erzurum ve çevresinde Sünni-Kızılbaş çatışmaları durulmadı. Erzurum yine Osmanlı şehri olamadı.


Bölgenin huzura kavuşmaması ve Kızılbaş tehdidinin devam etmesi üzerine Kanûnî Sultan Süleyman Irakeyn Savaşı’na çıktı. Acem Irakı denilen İran üzerine giderken Fahrettin Kırzıoğlu’nun "Osmanlıların Kafkas Ellerini Fethi" kitabında belirttiği gibi (16 Safer 941) 5 Eylül 1534’te Erzurum’da konakladı. Şehrin perişan halini gördü. Erzurum Kalesi’ni konak yapan Kanuni Sultan Süleyman buradan fetihler ile ilgili fetihnâmeler gönderdi. Padişah Erzurum’da medfun azizleri ziyaret ve dua’da bulunduktan sonra, kimsenin ileri gitmemesini emredip "Erzurum o gün nazar-ı iltifât-ı pâdişahi ile manzurolub, ta’mirine ferman olundu.


Evet, Cihan Padişahı Kanûnî’nin fermanıyla Erzurum’un tamirine başlandı. Padişahın damadı Rüstem Paşa ile birlikte Ayas (Mehmet) Paşa şehri mamur etmeye başladılar. Şehir mamur hale gelince Tebriz’den Sünni Türkler getirilip şehre yerleştirildi. Erzurum Sünnileştirildi. Bir sene sonra da Erzurum, Bitlis’te toplanan divanda alınan kararla beylerbeyliği ilan edildi. Şehrin tamiri bitene kadar, yaklaşık üç yıl Erzurum’un ilk Beylerbeyi Dulkadirlu Mehmet Bey Bayburt’ta ikamet etti.


Erzurum’un Bânisi Kanuni Sultan Süleyman’ın Erzurum’a hizmetlerini şöyle özetleyebiliriz:


40 yaşındayken 5 Eylül 1534’te Erzurum’a geldi, daha sonra iki defa daha geldi.


-Erzurum’u kesin olarak ve muhkem bir şekilde Osmanlı toprağına katmıştır.


-Erzurum’u beylerbeyliği ilan etmiştir. Erzurum tüm doğunun eyalet başkenti, merkezi olmuştur.


-Issız ve virane Erzurum’un yeniden mamur hale getirilmesi için ferman yayımlamıştır. Damadı Rüstempaşa ile dönemin en kudretli paşalarını Ayaspaşa’yı ve İbrahim Paşa’yı Erzurum’un imarı için görevlendirmiştir. Erzurum’a bu dönemde beylerbeyi ve birçok paşa sarayı, camiler, medreseler, hanlar, bedestanlar, çeşmeler yapılmıştır. Bugün bu eserlerden ayakta kalıp en bilinenleri RüstempaşaBedestanı (Taşhan), Ayaspaşa Cami, Şabahane Cami Bu vesileyle tüm tarihçilerin ortak görüşüyle "Erzurum Bânisi" sıfatı kazanmıştır.


-Erzurum’a Tebriz taraflarından sünni nüfusu getirip yerleştirerek şehre insan kaynağı kazandırmış, şehri şenlendirmiştir. Erzurum’un "ehlisünnet ve’lcemaat" olarak kalmasını sağlamıştır.


-Erzurum’u medrese şehri haline getirerek, şehri sadece askeri değil ulema ile de güçlendirmiş, müstahkem hale getirmiştir. Erzurum dindar şehir kimliğini Kanûni’yle kazanmıştır.


-Erzurum’a Osmanlı ordusunu yerleştirerek şehri doğudan gelecek saldırılara karşı garnizon yapmıştır.


- Erzurum-İstanbul yolunu (bugünkü dere yolu-Erzincan-Suşehri-Tokat-Amasya-İstanbul) güvenli ve kullanılır hale getirerek Erzurumla İstanbul’u / Payıtaht’ı ticari ve askeri açıdan birbirine kolay ulaşılabilir hale getirmiştir.


-Erzurum’un şehir planını çizdirmiştir. Matrakçı Nasuh’a...


-Bir alperen olan Pir Ali Baba’yı Erzurum’a yerleştirmiştir. Bin bir hatimler okunmaya başlanmıştır. Ezanlardan sonra Resulullah’a selam ve salât getirilmeye başlanmıştır.


Kanuni Sultan Süleyman’ın Erzurum’u yeniden inşa için bu şehre gelmesinin 485. yıl dönümü dolayısıyla böyle bir basın açıklaması yapmanın yanında farklı etkinliklerin de olması gerekirdi. Olmadı maalesef. Bu ruhu tekrar kavramak maksadıyla ŞEHİRDER olarak bu açıklamayı yapmak şehrimize ve kendimize bir vazifedir, mesuliyettir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Öğretmen eşini öldüren ve 19 suç kaydı bulunan koca tutuklandı Samsun’da boşanma aşamasındaki İngilizce öğretmeni eşini tabancayla vurarak öldüren ve 19 suç kaydı bulunan şahıs, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, İlkadım ilçesi 19 Mayıs Mahallesi’nde gece meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, İlkadım ilçesinde bulunan Belediye Ortaokulu’nda İngilizce öğretmeni olarak görev yapan Saadet Çay (43) ile büfeci eşi Adem Çay (48) boşanma aşamasında oldukları için ayrı yaşamaya başladı. 2 çocuk annesi eşi Saadet Çay’ı kendi kafasına silah dayamış halde görüntülü arayarak ‘intihar edip kendini öldüreceği’ şeklinde mesaj atan Adem Çay, son kez görmek istediğini söyledi. Saadet Çay, yardım etmek için yanına erkek arkadaşı ve 2 çocuğunu da alarak konuşmak için Adem Çay’ın depo olarak kullandığı eve gitti. Saadet Çay ile Adem Çay arasında Atakum ilçesinde bulunan yazlık evin kime kalacağı konusunda tartışma çıktı. Yan odada bulunan Saadet Çay’ın erkek arkadaşı silahın doldur boşalt sesini duyunca kendini evden dışarı atıp bekçilerden yardım istedi. Polis ve bekçiler evin kapısını kırıp içeri girdiklerinde İngilizce Öğretmeni Saadet Çay’ı silahla öldürülmüş olarak buldular. Evde bulunan Adem Çay, Samsun Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından gözaltına alındı. Kasten yaralama, tehdit, yağma, görevli memura mukavemet gibi suçlardan 19 suç kaydı bulunan Adem Çay, polisteki sorgulamanın ardından çelik yelek giydirilerek geniş güvenlik önlemi altında bugün Samsun Adliyesine sevk edildi. Nöbetçi mahkemeye ifade veren Adem Çay, tutuklanarak Samsun T Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi.
Antalya Okuldan el ele çıkan kardeşleri kaza ayırdı Antalya’nın Alanya ilçesinde okul çıkışı el ele tutuşup yola çıkan iki küçük kardeşe otomobil çarptı. Kardeşlerden 8 yaşındaki ağabey hayatını kaybederken, 7 yaşındaki kız kardeşi ise kazayı hafif sıyrıklarla atlattı. Kaza anı güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı. Kaza, Güllerpınarı Mahallesi Şevket Tokuş Caddesi üzerinde meydana geldi. Alınan bilgiye göre, Kemal Şuberi İlköğretim Okulunda okuyan 8 yaşındaki Doruk Erdoğan ve 7 yaşındaki kardeşi Belinay Erdoğan okul çıkışı evlerine giderken karşıdan karşıya geçtikleri sırada F. Ü.’nün kullandığı otomobil çarptı. Kazada Doruk Erdoğan aracın altında kalıp feci şekilde can verirken, kız kardeşi çarpmanın şiddetiyle önce aracın ön kaputuna, ardından yola savruldu. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen sağlık ekipleri, Dorukhan Erdoğan’ın hayatını kaybettiğini belirledi. Hafif yaralanan Belinay Erdoğan ise kontrol amaçlı hastaneye kaldırıldı. Sürücü gözaltına alınırken, küçük çocuğun cenazesi Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Kazadan geriye iki kardeşin el ele fotoğrafları kaldı Torununu kaybeden acılı dede İsmail Göçer, yüzlerce çocuğun geçtiği bölgeye yaya geçidi yapılıp, başka çocukların hayatını kaybetmemesi çağrısında bulundu. Kazadan geriye ise iki kardeşin yine el ele tutuştukları fotoğrafı kaldı. Kaza anı güvenlik kamerasında Öte yandan kaza anı ise bir iş yerinin güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde küçük çocukların el ele tutuşarak karşıdan karşıya geçtiği sırada otomobilin çarpması, Doruk Erdoğan’ın araç altında kalması ve kız kardeşinin yola savrulması yer aldı.
Adana Adana’da trafik kazası tatbikatı gerçeğini aratmadı Adana’da trafik haftası etkinlikleri çerçevesinde ’kazalı araçtan kazazede kurtarma’ tatbikatı gerçekleştirildi. Tatbikat gerçeğini aratmayınca yoldan geçen vatandaşlar tatbikat yerine akın etti. Adana Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından Atatürk Parkı’nda vatandaşları bilinçlendirmek amacıyla kaza tatbikatı gerçekleştirildi. Tatbikatta senaryo gereği, bir trafik kazası canlandırıldı. Araç sürücüsünün kazanın ardından aracın ön camından fırlayarak yerde ağır yaralı bir biçimde uzandığı tatbikatta, sürücünün yan koltuğunda oturan kişi ise başını aracın kaza sonrasında açılan hava yastığına yaslayarak gelecek yardımı bekledi. Tatbikat çerçevesinde, kazayı gören vatandaşlar önce 112’yi arayarak kazayı yetkililere bildirdi. Kaza alanına yetkililerin gelmesiyle birlikte araç içerisinde yaralı konumda bulunan kişi itfaiye ekiplerince araç içinden tahliye edilirken, araçtan fırlayan sürücünün ise sağlık ekipleri tarafından doğru müdahale ile sedyeye bindirilerek ambulansa götürülmesi canlandırıldı. Tatbikat esnasında yoldan geçen vatandaşların kazayı gerçek zannederek şaşırma anları kameralara yansıdı. Olayın gerçek olmadığını öğrenen vatandaşlar sonrasında tatbikatı cep telefonu kameralarıyla kaydetti. Tatbikatın ardından ise vatandaşlara trafik kurallarının anlatıldığı broşür dağıtılarak, uyarılarda bulunuldu. "Ülkemizde yıllık bin 800 ölümlü kaza oluyor" Adana Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdür Vekili Emniyet Amiri Mustafa Çuhadar, Türkiye’de bir yılda yaklaşık bin 800 ölümlü kaza, 206 bin yaralanmalı kaza olduğunu, bunun sonucunda 305 bin kişinin yaralandığını söyledi. Gerçekleştirilen tatbikat ile vatandaşları trafik kurallarına uyma konusunda bilinçlendirmeyi amaçladıklarını belirten Çuhadar, "Bu seneki trafik haftası etkinlikleri çerçevesinde bir trafik kazası canlandırmasında bulunmuş olduk. Kazada aşırı hızlı giden aracın kaza sonrası ne hale geldiğini vatandaşlara göstermeyi amaçladık. Öte yandan emniyet kemerini bağlamayan sürücünün de dışarıya savrulduğunu canlı bir biçimde izledik. Ülkemizde genel olarak baktığımızda yıllık bin 800 ölümlü kaza olurken 206 bin de yaralamalı kaza meydana geliyor. 305 bin de yaralımız oluyor. Düzenlemiş olduğumuz tatbikatta emniyet kemerinin önemini dile getirmeye çalıştık. Aşırı hız yapan aracın ne hale geldiğini ve araç içerisinde bulunan vatandaşlarımızın yaralanmalarını, araç dışarısına savrulmalarını canlandırmış olduk" dedi. "Kurallara dikkat edilmezse sonuçların neler olacağını bu tatbikatta görebilirsiniz" Tatbikatta kaza sonrası aracın ön camından fırlayarak ağır yaralanan sürücüyü canlandıran Oyuncu Niyazi Gültekin Demir, "Vatandaşlarımızın trafik kurallarına uymaları, şoförlerimizin araçlarını dikkatli kullanmaları, alkollü araç kullanmamaları gerektiğine özverili olarak dikkat etmemiz gerekiyor. Burada oyunculuk yaparak vatandaşlara örnek olarak katkıda bulundum. Kurallara dikkat edilmezse sonuçların neler olacağını bu tatbikatta görebilirsiniz. Yerde yatarken dışarıdaki vatandaşlar sahne sanki gerçekmiş gibi gördüler. Ardından ambulansa bindim, bu sırada ambulanstaki hemşire hanımlar da bir an afallayıp gerçekten yaralı olduğumu sandılar, abi çok gerçekçi oynadın diyerek beni tebrik ettiler" diye konuştu. Vatandaşlar tatbikatı ilgiyle takip etti Tatbikatı izleyen vatandaşlardan Necat Yılmaz, "Polis ekibi, itfaiye ekibi geldi, hepimiz bu duruma şaştık kaldık. Tatbikatta araçtan fırlayan sürücü aracın önünde yerde yatarken, yan koltukta oturan kişiyse başını aracın göğsüne vurmuş şekilde duruyordu. Ben ilk defa karşılaştım böyle bir organizasyonla. Ekipler birden koştular, hemen yardım ekibi geldi, ambulans geldi, polis geldi, hemen müdahale ettiler kazaya. Bu sayede vatandaşlar bu tatbikatı izleyerek bir kaza anında neler yapılması gerektiğini görmüş oldular" şeklinde konuştu.
Hatay Eldiveni takan başkan ve kaymakam kenti temizlemek için sahaya indi Hatay’ın İskenderun ilçesinde başlatılan temizlik kampanyası çerçevesinde kentin sokaklarındaki izmaritler başta olmak üzere çöpler, Kaymakam Demiryürek ve başkan Dönmez tarafından toplandı. İskenderun Kaymakamlığı ve İskenderun Belediyesi’nin ortakla düzenlemiş olduğu “Çevremizi Temiz Tutalım, İskenderun’umuza Sahip Çıkalım” kampanyası kapsamında çevresinde kentte temizlik seferberliği başlatıldı. Kampanyaya İskenderun Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, ilçe protokolü, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı. Kentin sokaklarında; Kaymakam Demiryürek, başkan Dönmez ve vatandaşlar tek tek izmarit topladı. Temizliğin en başta kirletmemekten geçtiğini dile getiren İskenderun Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, “Caddelerimizin, sokaklarımızın temiz kalması, sadece temizlik işçilerinin görevi değil. Hepimizin görevi, tüm vatandaşların görevi ve tüm İskenderunluların görevi, bunun en iyi yolu kirletmemekten geçiyor. Deprem süreci hepimizi çok zorladı, hepimizi çok zorlayan bir süreç ama normalleşme yolunda normalleşme İstikametinde bu tür duyarlılıkları hepimizin paylaşması, kurumsal olarak tavrımızı ortaya koymamız ve bu amaçla deyim yerindeyse mücadele etmemiz gerekiyor. Sayın belediye başkanımızla, ekipleriyle bütün kurumlarımızla ve en önemlisi bu kenti gelecekte teslim edeceğimiz, emanet bırakacağımız çocuklarımızla bu duyarlılığı tüm İskenderunlu, tüm çevreyle paylaşmak adına bugün beyaz eldivenlerimizle sokaktayız” ifadelerini kullandı. İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, belediye olarak temizlik çalışmalarını aralıksız yürüttüklerini belirterek, “Deprem yaşadık, acılar yaşadık. Bu acılarla beraber insanlar bazı şeyleri kanıksadığını gördük etrafın dağınık olmasını etrafının kirli olmasını bu kanıksamanın önüne geçebilmek için biz temizlemeye çalışıyoruz. Var gücümüzle belediye ekiplerimiz, temizlik şirketimiz çalışmalarını devam ettiriyor ama asıl olan kirletmemek, asıl olan insanların şehri temiz tutmasını sağlamak. Bunun amacıyla bir kampanya başlattık, bu kampanyaya hep birlikte destek veriyoruz. Bu kampanya bir defalık olmayacak en önemlisi bu birer hafta arayla sürekli hale getireceğiz" şeklinde konuştu. 120 okul, sivil toplum kuruluşları, öğrenciler ve vatandaşlar başlatılan kampanyada çevre bilincinin oluşması için temizlik çalışmalarına katkıda bulundular.